Prada Moda Düzenini Sarsacak
MODA

Prada Moda Düzenini Sarsacak

Her şey Ocak ayında Twitter’da ortaya atılan bir dedikodu ile başladı. Raf Simons Prada’ya mı geçiyordu? Bu haber Milano Moda Haftası’nda gerçeklik kazandı. Evet, Simons’ın yeni adresi Prada’ydı ama hayır, Miuccia Prada pozisyonundan  çekilmiyordu. Peki,

GÜNCELLEME TARİHİ: 3 Nisan 2020

Çağla Bingöl

2020'li yıllarda en çok konuşacağımız insanlar ya da markalar disruptor'lar olacak. Yani geleneksel düzeni bozanlar, bizi konfor alanımızdan daha yeniyi ve iyiyi düşünmek üzere çıkaranlar, alışılagelmişi değiştirenler. Raf Simons ve Prada, kurdukları ortaklıkla kuşkusuz moda endüstrisi adına dönemin en önemli disruptor'ları arasında gösterilecekler.

2010'lar, moda tasarımcılarını hem megastarlara dönüştüren hem de tükenmişlik sendromu ile çiğneyip bir kenara atan yıllar olarak anılacak. Her yıl 6 moda sezonu için neredeyse 12 koleksiyon çıkarmak zorunda kalan tasarımcılar, haklı olarak zamansızlıktan ve yaratıcılıktan uzaklaştıklarından yakınmaya başlamışlardı. Herkesin kendi sosyal medya hesabında süperstara dönüşebildiği dijital şöhret çağında markalar, tasarımcılarından yoğun çalışma temposu üstüne bir de ünlü Instagram Influencer'ları gibi düzenli olarak selfie paylaşmalarını bekler oldu. Tabii, tüm bu tezatlık modaevlerinin tepe noktalarında sık sık değişen isimler görmemize yol açtı. Sektör bunu bir oyuna benzetiyordu: Musical Chairs. Hani sandalyelerin çevresinde bir grup çocuk dans eder de müzik aniden durduğunda ayakta kalan elenir ya… İşte, gerçek hayat versiyonu oldukça acımasız olan bu oyun birçok önemli yeteneği moda çarkının dışına itti.

Raf Simons tam olarak bu isimlerden sayılmaz belki. Çünkü Jil Sander sonrası, çoğu faniye hayat boyu kısmet olmayacak o transferi yapıp, Christian Dior'un başına geçti ve bir süre sonra modada tükenmişlik sendromunu ortaya atan ilk isimlerden olup, görevinden (bilerek ve isteyerek, kimse zorlamadan) istifa etti. Sonra Calvin Klein yılları başladı ki; kağıt üzerinde, minimalist ve pürist bir çizgisi olan tasarımcının ikonik Amerikan markası ile beraberliği harika bir evliliğe dönüşebilirdi. Ama keşke bazı şeyler kağıt üzerinde kalsa. Kimse onların beyaz ve düzgün formlarına dokunmasa. Simons'ın Calvin Klein için çizdiği çağdaş sanatla iç içe modaevi hayali, işin içine ticari endişeler girince pek tutmadı ve para kaygısı Simons'a galip geldi.

RAF SIMONS'I KABUĞUNA ÇEKİLMİŞ, EN İYİ BİLDİĞİ İŞİ YAPIYOR SANIYORDUK
Evet, Simons kabuğuna, yani 95 yılından beri devam eden erkek giyim markasına çekildi ve huzuru seçti sanıyorduk. Meğer o bir süredir, Jil Sander döneminden patronu olan Prada Grubu CEO'su (aynı zamanda Miucia Prada'nın eşi) Patrizio Bertelli ile Prada'nın gelişimi üzerine sohbetler ediyormuş.

Bu arada, esasen mobilya tasarımı okuyan, sonradan yolu modaya kayan ve kalbi sanat için atan Simons ile politika okumuş, bir dönem İtalyan Komünist Parti'de görev almış ve sanat için aynı şekilde tutku dolu olan Miuccia Prada eskiden beri birbirini seven, destekleyen, defilelerine iade-i ziyarette bulunan dostlar. Sohbetlere Miuccia da dahil olmuş ve bir an gelmiş Simons'a, "O zaman gel, bahsettiğin değişimleri beraber gerçekleştirelim" demiş.

Muhtemelen ilk dedikoduyu da bu dönemlerde duyduk ki, söylenti olanca hızıyla yayıldı çünkü hem Simons hem de Prada moda endüstrisinin genel geçer kurallarını kırmayı seven isimler. Aynı zamanda ikisi de Z jenerasyonuna hitap etmeyi bilen, sokak modasında saygı gören tasarımcılar. Bu nedenle haber geniş kitleleri etkiledi. Öyle ki, Supreme News Leak gibi sadece sokak modası drop'ları hakkında haberleri ilk ağızdan sızdıran ve yüksek takipçi kitlesine sahip olan sosyal medya hesapları bile dedikoduyu flaş haber olarak verdi.

PEKİ, PRADA'DA NELER OLUYOR?
1913 yılında dede Prada tarafından deri markası olarak kurulan, 1978'de Miuccia Prada'nın üçüncü kuşak olarak dümenine geçtiği marka; emin adımlarla dünya markası olma yolunda ilerledi. Başarıya giden yolda Prada önemli riskler aldı. Bunlar arasında en öne çıkanı, daha sektör 'ugly fashion' nedir bilmezken, bu tarzı her sezon farklı bir konsept altında koleksiyonlaştırması oldu kuşkusuz. Ayrıca meşhur sırt çantasını naylondan yaparak, bu basit materyali bile lüks statüsüne taşıması; bunu Virgil Abloh Louis Vuitton çantaya plastik askı takmadan neredeyse 30 sene önce gerçekleştirmesi, oturduğu liderlik koltuğunu sonuna kadar hak ettiğinin göstergelerinden. Bir filme ve kitaba ismi verilecek (Devil Wears Prada) kadar çok insan tarafından tanınan modanın jenerik markası, diğer taraftan Papa'ların kırmızı ayakkabılarını yaparak geleneksel tarafını da korumayı biliyor.

Fakat geçtiğimiz yıllarda bir duraksama yaşayan, Avrupa'daki krizlerden etkilenen ve dijital çağa çok çabuk uyum sağlayamayan Prada bir süre kan kaybetmişti. Neyse ki, vizyoner yönünü hatırlayan marka online alışveriş, sosyal medya ve genç jenerasyona hitap etme konusunda doğru adımlar attı. Bir de bu adımları verimli işbirlikleri ile taçlandırınca hem dışarıda modaseverleri hem de içeride yatırımcılarını mutlu etti. Çünkü moda markaları, yatırımcılarını mutlu etmedikleri zaman hayatlarını sürdüremiyorlar tahmin edebileceğiniz üzere. Yine de, değişim sloganı ile yola çıkan Prada'dan daha büyük bir adım bekleniyordu. İşte, tüm endüstrinin kovanına çomak sokan haberi tam da böyle bir zamanda geldi.

TÜM KARARLARI ORTAK VERECEĞİZ
Aslında yıllar önce System dergisinde yayınlanan ortak bir röportajlarında, Miuccia Prada bu birlikteliğe dair ipuçları vermişti: "Yapmayı gerçekten istediğim bir şey de Raf ile birlikte çalışmak. Beraber bir defile yapsak, düşünün ne kadar eğlenirdik."

Geçtiğimiz moda haftasında ikili, Prada genel merkezinde basına bu haberi açıkladıklarında, tabii ki böyle bir şeyin nasıl olabileceği yönünde birçok soru ile karşılaştılar. Öyle ya, moda dünyası ya da genel olarak sanat dünyası diyelim, iki ünlü ismin aynı pozisyonda bir araya gelmesine alışık değildi. Ayrıca dedikodu ilk duyulduğunda herkesin beklentisi 70 yaşındaki Miuccia Prada'nın pozisyonu Simons'a bırakacağı yönündeydi. Hatta maalesef aynı yaşlarda bir erkek tasarımcıdan bahsedilirken yapılmadığı kadar Prada'nın yaşından söz edildi.

Prada, "Emekli olacak mısınız?" sorularına böyle bir kararı olmadığı şeklinde cevap verdi. Aksine, bu birlikteliğin kendisine daha büyük bir üretme şevki vereceğini söyledi. İkili, "Modada unutulan tasarımın gücü için bir araya geliyoruz" mesajı verdi.

Kararları kimin vereceğine dair sorunun cevabı ise ortaktı: "Eğer ikimiz de bir fikrin iyi olduğunda inanıyorsak, o fikri gerçekleştireceğiz. Eğer içimizden biri inanmazsa gerçekleştirmeyeceğiz."

Açık söylemek gerekirse, bu kadar uyum beklentisi, özellikle moda dünyası gibi egoların çarpıştığı bir alanda biraz fazla pembe bir tablo gibi duruyor. 2 Nisan'da resmi olarak Prada'daki pozisyonuna başlayacak ve bundan sonra Belçika'daki kendi markası ile Milano'daki Prada genel merkezi arasında mekik dokuyacak olan Simons ile Miuccia Prada'nın ilk ortak koleksiyonunu İlkbahar/Yaz 2021 sezonunda göreceğiz. Bakalım, moda dünyasında yepyeni bir akımın mimarı olabilecekler mi?