Sessiz Lüks Akımına Dair Bilmeniz Gereken Her Şey

Moda dünyasının hızla değişen markalar hiyerarşisinde lüks dediğimiz şey, çoğu zaman en yeni ve en dikkat çekici parçaları dolabımıza dahil etmemiz gerektiği vurgusunu yapabiliyor. Öte yandan özellikle pandemi süreciyle birlikte hayatımızın pek çok alanına girmeyi başaran minimalizm kavramı, geçtiğimiz bir yılda büyük moda evlerinin logoları, abartılı renk ve desenlerinin hakim olduğu bir stil inşaası yerine sade şıklığın çabasız iddiasını vurgulayan sessiz lüks kavramını öne çıkarmayı başardı.

Sessiz lüks, henüz onu bir akım haline getiren ismini kazanmadan önce dahi Gwyneth Paltrow, Jennifer Lawrence, Victoria Beckham, Jennifer Aniston, Rosie Huntington-Whiteley ve hatta Olsen İkizleri gibi pek çok ünlü isim tarafından uzun yıllardır zamansız tarzlarının sırrı olarak benimsenmişti.

İlk bakışta gösterişten uzak ve rahat bir izlenim yaratsa da sessiz lüks akımı, kaşmir, saten ve deri gibi kaliteli materyallerin usta işçiliklerle buluşmasıyla hem bir yüksek statü göstergesine hem de bir ayırt ediciliğe işaret ediyor. Gelip geçici pek çok akımın aksine sessiz lüks, zamansızlığını basic formlu ve sade tasarımların zarafetinden alırken yüksek modada sadelikle yaptığı iş birliğiyle kendini farklı bir seviyede konumlandırmayı da başarıyor. Özellikle yüksek bir sosyal statü itibarı yaratmak amacıyla pek çok akımın etkisiyle tek tipleşen giyinme biçimlerimiz aynı zamanda kapitalizmin bireyselliği görmezden gelen yanını daha çok ön plana çıkarmasına hizmet edebilecek olsa da sessiz lüks aynı zamanda gelir-geçen sezon trendlerini takip etmeyi reddeden doğası gereği hızlı tüketim alışkanlıklarımızı da yeniden düşünmeye sevk ediyor.