Sessiz Lüks mü Yoksa Logomania mı?

Yazar: İlayda Kurtulan

Bir zamanlar moda dünyasında ne kadar gösterişliysen, o kadar stil sahibiydin. Büyük logolar, parlak renkler, abartılı desenler… Ancak son birkaç yıldır lüks tüketimde sürekli olarak değişim yaşanıyor. Geçtiğimiz birkaç sene “Sessiz Lüks” ile artık zenginlik, sessizlik içinde fısıldanıyor dedik. “Sessiz lüks” akımı, minimalizmi ve kaliteyi ön planda tutarken, bir zamanların hakim trendi olan “logomania” hiç gitmemişçesine güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor. Peki, 2025’te hangi taraf galip gelecek?

Sessiz Lüks: "Eğer Biliyorsan, Biliyorsundur"

Sessiz lüks (quiet luxury), son birkaç yıldır yükselişte olan bir akım. ‘Loro Piana, The Row, Brunello Cucinelli, Bottega Veneta’ gibi markalar, gösterişli logolar yerine; sade ama sofistike tasarımlar, yüksek kaliteli kumaşlar ve kusursuz işçiliği ile öne çıkıyor. Peki, neden bu kadar popülerleşti? Öncelikle, sosyal medyada ve modada “Old Money” estetiği yükselişte. Bu akım, servetin zarafetle sergilendiği yeni çağın moda anlayışını besledi. Giyilen nötr tonlardaki kaşmir paltolar, pahalı ama logosuz çantalar ve klasik kesimler, sessiz lüksün yeni kodları haline geldi.

Bu akımı benimseyenlerin ortak noktası ise ‘’ gerçek zenginlik gösterişe ihtiyaç duymaz ‘’ anlayışı. Eskiden statü göstergesi olarak görülen büyük logolu parçalar, yerini yalnızca moda dünyasının içindekilerin tanıyabileceği ‘altyapı zenginliğine’ bırakıyor. Bir Loro Piana kaşmir paltosu, sokaktaki herkes tarafından fark edilmez ama bilen bilir. İşte sessiz lüksü benimseyenlerin tercihi de tam olarak bu: ‘Bilinmeyenler için görünmez, bilenler için vazgeçilmez.’

Logomania: Gösterişli Zenginlik Hala Güçlü mü?

Öte yandan, logomania hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmadı. ‘Gucci, Balenciaga, Louis Vuitton, Versace’ gibi markalar, büyük logolu parçaları hâlâ koleksiyonlarında bulunduruyor. Özellikle Z ve Y kuşağı, logolu kıyafetlerin ve çantaların “statü sembolü” olma gücüne inanıyor.

Bir Gucci monogram çantası ya da Balenciaga’nın devasa logosunu taşıyan bir sweatshirt, anında dikkat çeker. Logolu parçalar, sosyal medyada daha fazla fark edilir ve ‘gösterişli zenginliği sergilemenin en kolay yollarından biridir’.

Ayrıca, ‘Asya pazarı’ özellikle logolu tasarımlara olan ilgisini hiç kaybetmedi. Çin ve Güney Kore’de, büyük markaların logo bazlı tasarımları hâlâ statü sembolü olarak kabul ediliyor. Lüks tüketimde en büyük pazar payına sahip bu bölgeler, logomanianın tamamen kaybolmasına izin vermeyecek gibi görünüyor.

2025’te Hangisi Kazanacak?

Sessiz lüks, güçlü ama sofistike bir yükselişte. Özellikle üst sınıf alıcılar, kalitenin ve işçiliğin logodan daha önemli olduğu görüşünde birleşiyor. Ancak logomania da sosyal medya çağında ve genç tüketiciler arasında güçlü bir statü göstergesi olmaya devam ediyor. Büyük ihtimalle 2025’te iki akım da varlığını sürdürecek ama farklı kitlelere hitap edecek. ‘Sessiz lüks’, ultra zenginler ve içsel zenginliğe odaklananlar için prestijli kalacak. ‘Logomania’, statüsünü ve lüksünü görünür kılmak isteyenler için popüler olmaya devam edecek.

Özetle, zenginlik anlayışı kişiselleşiyor. Sessiz lüks mü yoksa logomania mı kazanacak sorusunun cevabı, aslında sizin hangi dünyaya ait olduğunuza bağlı.

Peki, siz hangi taraftasınız? Lüksü sessizlik içinde mi yaşarsınız, yoksa onu çevreye göstermek mi istersiniz?