Türk Çeyiz Kültürü ve Önemi New York’ta Tanıtıldı
New York'taki Türkevi'nde köklü Türk çeyiz geleneği, “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerine Bir Yolculuk” sergisiyle Türk çeyiz kültürüne ışık tutuyor.
GÜNCELLEME TARİHİ: 26 Eylül 2024
Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu Yüksek Düzeyli Haftası çerçevesinde düzenlenen “Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerine Bir Yolculuk” sergisi, “Gelin Bohçası”, “Kına Gecesi Ritüelleri”, “Nahıl Ağacı Geleneği” ve “Türk Kahvesi Kültürü ve Sunumu” gibi unsurları günümüze taşıyarak, bu zengin kültürel mirası sanatla buluşturuyor.
Anadolu'nun köklü geçmişinden ilham alan bu sergi, çeyiz sandıklarındaki el emeği eserlerin derin anlamlarını gün yüzüne çıkarıyor. Yüzyıllardır genç kadınlar tarafından işlenen çeyizler hem estetik hem de toplumsal belleği yansıtan birer sanat eseri olarak karşımıza çıkıyor.
Sergide yer alan başlıca konular arasında düğün öncesi yapılan gelin hamamı, gelin hanımın hazırlıkları ve yakın kadın akrabalarla birlikte gerçekleştirilen bakımlar öne çıkıyor. Ayrıca, kına gecesi kutlamaları, gelinin ellerine yakılan kınanın sembolik anlamı ve bu geleneğin kuşaktan kuşağa taşınması detaylıca anlatılıyor. Türk kültüründe önemli bir yer tutan nahıl ağacı, düğünlerde bereket ve uzun ömür simgesi olarak kullanılırken, Türk kahvesi sunumu da Osmanlı Dönemi saray ritüelleri ile sergide yer alıyor. Her bölüm, geleneklerin zenginliğini ve kültürel mirasın günümüzdeki değerini vurguluyor.
New York'taki Türkevi'nde Olgunlaşma Enstitüleri tarafından düzenlenen "Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk" sergisinin ev sahipliğini üstlenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, program kapsamındaki konuşmasında geçmişle güçlü bir bağın toplumları medeniyet kurmaya yönlendirdiğini vurguladı. Emine Erdoğan, "Doğup büyüdüğüm Anadolu medeniyeti başta olmak üzere kadim kültürlerin değerlerini, günümüz bilgi ve imkanlarıyla harmanlayarak geleceğe taşımayı insanlık meselesi olarak görmeliyiz." dedi. Ayrıca, çeyiz geleneğiyle paylaşılan kültürel mirasın tarihe yapılan bir övgüden öte, dijitalleşme ve otomasyonun emeği azalttığı bir dönemde, insanlığın bunalımlarına çözüm olabilecek potansiyeli barındırdığına yürekten inandığını belirterek, "Her bir sandık, içinde bir tarih taşır." ifadesini kullandı.