Yasemin Tatlıses ile Fashionable Life
FASHIONABLE LIFE

Yasemin Tatlıses ile Fashionable Life

Yasemin Tatlıses ile Fashionable Life Zekeriyaköy’de ara ara renklerin göz kırptığı, doğanın yeşiliyle çevrelenmiş modern yaşam alanında başarılı influencer ile bir aradayız.

GÜNCELLEME TARİHİ: 17 Ağustos 2024

Röportaj: Bade Çakar

Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Yaşam alanınız sizi nasıl yansıtıyor?

Sakin, rahat, zamansız... Kulağa belki sıkıcı gelebilir ama ben yaşam alanımda konforlu olup, anda kalabilmek isterim. Mesela bitkilerimin bol olmasını seviyorum, beni dinginleştiriyor, anın tadını çıkarmama yardımcı oluyor. Renk konusunda İdo’yla birbirimizi çok etkiledik; o çok renkli, ben de çok nude renkler tercih ederdim, o daha casual ve spor, ben şıklığı tercih ederdim. Şimdi ortada buluştuk ve evimizdeki rahatlığın, yumuşak renklerin modern uyumunu seviyoruz.

Dekorasyon aşamasında en çok neler sizin için önemliydi? Bu evin en sevdiğiniz bölümü neresi?

Ev en çok vakit geçirdiğim, en huzurlu olduğum yer. Bu yüzden bize huzur verecek şeyleri düşündüm; daha ferah, daha aydınlık bir ortam, daha konforlu, rahat mobilyalar...Tabii, rahatlık deyince şıklığın olmadığı bir ortam düşünmeyelim. Bu yüzden mesela salonda iki ayrı

oturma grubu oluşturduk; birinde daha şık cam, ayna, pirinç detayları kullandık, diğerinde daha konforlu mermer ve spor mobilyalar. Yeşilliği çok seviyorum. Kendi adıma geç keşfettim doğayı,bu kadar güzelliğin olduğu gerçeğini görmüyormuşum. Bu sebepten kendime bir alan yaratmak istedim evde hem çalışma hem de oturma odası olarak kullanabileceğim bir oda tasarladık. Oturma grubum bir televizyonu değil, dış cephedeki bitkileri görüyor. Teddy koltuğum, orta sehpam dışında başka mobilya kullanmadım. Arka planda da çalışma masam ve kitaplığım var. Evin en sevdiğim bölümü burası.

Modayla ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?

Modayla aramdaki ilişki tamamen ruhumun dışa yansımasıyla alakalı. Yani kendimi nasıl ifade ettiğimle. Gündemi takip ediyorum ama bunun için özel bir çaba sarf etmiyorum. Her şeyden önemlisi giydiğim kıyafetlerin içinde kendimi iyi ve güçlü hissetmeliyim. Stil danışmanım İbrahim Yuv ile çalışmaya başladıktan sonra başka bir göze sahip oldum tabii. O yüzden kıyafeti doğru taşımak ve içinde yaşamak gerektiğine, yani o tavrı takınmanın önemine inanıyorum.

Kişisel stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Kişisel stilim casual, rahat parçalarla çok bütünleşiyor ama ters köşe yapmayı da severim, yeniliklere açığımdır. Beni bir gün oversize deri bomber ceket ve baggy jean ile, ertesi gün mini elbise ve favori sivri topuklu ayakkabılarımla görebilirsiniz.

Olmazsa olmaz bir parçanız var mı? Bir aksesuar belki.

Sanırım çanta. Bence bütünüyle görüntüyü tamamlayan önemli bir aksesuar.

Favori çanta modeliniz hangisi?

Çanta konusunda bazen marka görünümünden sıkıldığım oluyor ve bu da diğer tasarımcıların ürünlerini keşfetmeme vesile oluyor. By Far markasının minimal ve göz yormayan sade ama şık tasarımlarını seviyorum, en çok taktığım çantası Amber Black Semi.

İlkbahar/Yaz trendleri arasında favorileriniz hangileri?

Sezonu genel olarak beğendim ama trend olarak favorim belli; düşük bel.

Umarım epey gündemde kalır hem çok cool hem de seksi görünüyor. Başka bir trend olan transparanlığın da abartılmadığı sürece çok kadınsı ve çekici olduğunu düşünüyorum. Uzun etekler, deri biker ceketler bu yıl en sevdiklerimden.

Gardırobunuzun vazgeçilmezleri?

Birkaç senedir blazer ceketlerim. Çabasız şıklık için blazerin yeterince ideal bir parça olduğunu düşünüyorum. Oversize gömleklerim ve deri ceketlerim de vazgeçilmezim diyebilirim.

Alışveriş listenize eklediğiniz parçalar hangileri?

Alışveriş konusunda önceden plan yapan biri değilim. Gündemi takip ediyorum, gördüğümde çok beğendiğim ve ihtiyacım olan bir şey olursa alıyorum. Çok sık alışveriş yapmam, genelde uzun süre kullanabileceğim ve zamansız parçalar almayı tercih ederim, tabii ki arada ikonik ya da iddialı parçalar da seçtiğim oluyor. Bu ara vintage mağazalara anlık gelen şeyleri takip etmek daha çok hoşuma gidiyor.

Gardırobunuzda sizin için manevi değeri olan özel bir parça var mı?

En değerli parçalarım annemin verdiği kıyafetler. Üzerinde onun yaşanmışlıkları var ve bunu düşünmek bile kıyafetleri daha anlamı kılıyor.

Yıllar içinde stiliniz nasıl bir evrim geçirdi?

Tabii ki geçmişte yaptığım bazı tercihlere şaşırıyorum, kendimi eleştirmeyi,dönüştürmeyi seviyorum. Şimdi daha kendimi bulmuş gibi hissediyorum, tarzımdan önce tavrım, görünüşümü belirginleştirip ruhumu yansıtıyor. Buna önem verdiğimden beri giydiklerimle kendimi daha özgüvenli hissetmeye başladım. Bu da stilime yansıdı, bu yüzden evet, evrildim ama stilimi belli bir kalıba sokmak istemiyorum. Her şeyden önce kıyafetlerimin içinde, “Ben bunu işte tam olarak böyle giyerim” diyebilmek istiyorum.

Geleceğe dair sizi neler heyecanlandırıyor?

Henüz çok az kişiyle paylaştığım bir proje var kafamda. Çok emek harcanması gereken güzel bir yol. İdo da duyduğu andan beri fikrimi çok destekliyor ve benimle araştırıp, çabalıyor. Sürpriz olsun diyelim.