Zarif, romantik, cazibeli: Melissa Gateau
MODA

Zarif, romantik, cazibeli: Melissa Gateau

Fransız kadınlarında hayran olduğumuz tüm özelliklere sahip Melissa Gateau; zarif, romantik, cazibeli.

GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Mayıs 2018

Melissa Gateau'nun dikkat çekmek için ekstra çaba sarf etmesi gerekmiyor, doğal bir çekiciliğe sahip. New York'ta bir araya geldiğimizde, ikonik Fransız stilini ilk ağızdan dinleme fırsatı bulduk...

Çimen Uzsoy G.

Fotoğraflar JAMES MACARI
Moda direktörü SARA GORE REEVES

Son dönemde bize Fransız kadınları gibi yemeyi, giyinmeyi, yaşamayı öğütleyen yazılar, kitaplar çok popüler. Kadınların, özellikle de moda dünyasının Fransız kadınlarına olan bu tutkusunun sebebi nedir sizce?
Ben Fransız kadınının çok zarif, eğitimli, görgülü olduğunu ve bundan kaynaklanan bir çekiciliği olduğunu düşünüyorum. Çekicilik, güzellik gibi zamanla uçup gitmiyor. Gençlik ve güzelliğin takıntı boyutunda olduğu günümüzde, moda işte bu çekiciliğin anahtarını vermeye çalışıyor. Bizler, basit ama şık, iyi malzemeden üretilmiş, iyi kesimlere sahip giysileri tercih ediyoruz. Ve elbette, romantizme sahip olmayan bir Fransız da düşünülemez.

Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Günlük giyimim oldukça klasik ama mutlaka görünümüme karakter katacak orijinal bir dokunuş yaparım. Chloé ve Céline'i çok seviyorum; koleksiyonları hep taze ve rafine. Akşam dışarı çıkarken, fark edilmek istiyorsam Tom Ford'un küçük siyah elbisesini giyerim. Zarafetin, açıkça göstermektense ima etmek olduğuna inanıyorum. Bu elbisenin orijinalliği tamamen arka tarafında, sırt dekoltesinde. Giydiğinizde tüm bakışları üzerinize çekmeniz garanti, bu yüzden gardıropta mutlaka olması gerekenlerden.

Modelliğe nasıl başladınız?
Tesadüfler ve şansla. Hukuk okumayı planlarken hayatım birdenbire bambaşka ve çok güzel bir yere doğru saptı. Bordeaux yakınlarında küçük, tipik bir Fransız şehrinden geliyorum. Modelliğe ilk kez yerel, ufak bir ajansta adım attım, sonrası hızlı gelişti ve sırasıyla Paris, Milano, Miami ve New York'taki ajanslarla çalışmaya başladım. İşimi çok seviyorum; bugün olduğum yere gelmemi sağlayan pek çok yetenekli ve yardımsever kişiyle tanışma fırsatım oldu.

İş için sürekli seyahat ediyorsunuz, bu sizin için mesleğin bir artısı mı, eksisi mi?
Seyahat etmeye bayılıyorum, zaten modelliğe başlamama sebeplerimden biri de bu. Yaptığım tüm seyahatler hep harikulade yerlere oluyor. Gittiğim yerleri gezme, benimkinden çok farklı kültürleri tanıma ve harika insanlarla tanışma şansım oluyor. Seyahat etmenin bir başka müthiş tarafı da sizi olgunlaştırması ve daha mütevazı kılması. Örneğin Japonya seyahatim çok özeldi. Bir de yakın zamanda ziyaret ettiğim İstanbul... Pek çok kültürün kesişim noktasında olan, çok kuvvetli bir tarihe sahip, misafirperverlik ve cömertlik hissiyle dolu bir şehir. Orada yaşamak çok güzel olmalı diye düşünüyorum.

Harper's Bazaar Türkiye çekimini gerçekleştirdiğimiz New York için ne derdiniz?
New York'u bence en iyi anlatan kelime 'devasa'. Çeşitliliği ve farklı tarzların mükemmel karışımıyla beni her defasında şaşırtıyor. Bu gelişimde yine pek çok yer keşfettim ve bayıldım!

New York mu, Paris mi?
Zor soru! Paris çekicilik demek, romantizm demek. New York ise binbir ateşle parlayan, hayallerinizi gerçeğe çevirebilen bir şehir. Birini seçmem gerekse New York'u seçerdim çünkü benim için hâlâ keşfedilecek çok şey var ve enerjisi gerçekten çok etkileyici.

Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?
Güne koca bir fincan badem sütlü matcha çayı ile başlıyorum. Cildimi iyice nemlendirip güneş koruyucu sürerek, gün boyu sürecek çekimlere hazırlanıyorum. Dışarıdaysam genelde öğle yemeğimi sağlıklı ve lezzetli yiyecekler yapan bir Paris restoranında yiyorum. Günüm spor aktivitesiyle, çoğunlukla da kardiyo ağırlıklı egzersizle sona eriyor.

Oldukça parlak ve sağlıklı görünen saçlara sahipsiniz. Uyguladığınız özel bir bakım var mı?
Aslında saçlarımla aşk-nefret ilişkim var. Kıvırcık ve kırılganlar, çekimler sırasında da fazla işlem görüp yıpranıyorlar. O yüzden iyi bir bakım stratejisi oluşturmam gerekiyor. Haftada bir defa kökten uca bakım yağı sürüp, gece boyu bırakıyorum. Derinlemesine nemlendirmek için bolca buna yönelik bakım ürünü uyguluyorum. Gerekli vitaminleri almak için beslenmeme de dikkat ediyorum.

Spor rutininiz nasıl? Yazdan önce forma girmek için bize ne önerirsiniz?
Yaz öncesi özellikle plank ve her gün 50 squat ideal. Günde sadece birkaç dakikamı alıyor ama inanılmaz bir sıkılaşma sağlıyor. Ve tabii haftada en az dört saat spor şart.

Soyadınız Fransızca 'pasta' demek; moda dünyasında yasaklı kelimelerden. Tatlıyla aranız nasıl?
Evet, soyadım bir model için komik gerçekten. Ama bana uyuyor çünkü haftada birkaç kez kendime izin veriyorum. Pastalarımı paleo diyeti prensiplerine göre kendim yapıyorum, böylece glisemik olarak bana fazla bir etkisi olmuyor ve biraz fazla kaçırırsam suçluluk hissetmiyorum. Pastaları gerçekten çok seviyorum ve bir oturuşta koca bir pasta yiyip de bir gram bile almayan kızlara gıptayla bakıyorum. En sevdiğim, annemin özel günlerde yaptığı Far Breton pastası. Annemin geldiği Britanya bölgesine has, süt, tereyağı, yumurta ve kuru erikle yapılan bir çeşit turta. Bence tarifini bulup yapın, müthiş bir lezzet!

Önünüzdeki projeler neler?
Geleceğe dönük pek çok projem var. Öncelikle modellik kariyerimi gittiği yere kadar sürdürmeyi hedefliyorum. Harper's Bazaar'la yaptığımız gibi güzel projelerde yer almaya devam etmek istiyorum. Buna paralel olarak natüropati diplomamı almayı ve bu konudaki tecrübemi kullanarak ihtiyacı olan kişilere yardım edebilmeyi istiyorum.