Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
Röportaj: Miray Uçar/ CafeRuj
Fotoğraflar:Canan Yetişti Saktın
“Türkiye’nin en çok satan kadın dergisi Cosmopolitan’ın Genel Yayın Yönetmeni Özlem Kotan başarılarının sırrını ve kendiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı…”
10 yaşındaydım… Annemin her hafta sonu kahve ve sigara eşliğinde keyifle incelediği dergileri okumak için çıldıracak, bir an önce büyüyüp annem gibi olmak için ölecek yaştaydım… Sıcak bir hafta sonu evde herkesin derin bir siesta halinde olmasını fırsat bilip, benim için altın madeni kıvamında olan dergi ve gazetelerin olduğu ahşap dolabı açtığımda hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı… O odanın içinde geçirdiğim birkaç saat sonrasında kararımı vermiştim. Ben büyüyünce Cosmo Kızı olacaktım…
Yıllar, yıllar sonra mesleğe adımımı Cosmo Kızı olarak adım atmış olmam ya “Hayal et evren sana istediğini versin” sayıklamasıydı; ya da kocaman, keyifli bir tesadüf… Yıllar içinde hepimiz değiştik, ama Cosmo Kadını olmanın çekiciliği hiç değişmedi. Peki neydi sıradan bir dergiyi kadınların kutsal kitabı yapan? Bu sorunun cevabını ve Cosmo kadını olmanın inceliklerini derginin Genel Yayın Yönetmeni Özlem Kotan’a sorduk…
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
Dergicilikle ilk ne zaman haşır neşir oldunuz, neydi sizi bu mesleği yapmaya iten?
Kendimi bildim bileli yazmaya meraklıydım. Okuduğum okullarda (Cezayir’de Lycee Descartes’ta, Türkiye’de Saint Benoit’da, İ.Ü. Fransız Filolojisi’nde) ister Fransızca, ister Türkçe olsun kompozisyonlarım hep dikkat çekiciydi. Kelimelerle kendimi anlatmak, içimi yazıya dökmek gibi heyecanlarım vardı o yıllarda. Mesela pek çok günlüğüm oldu, daha sonra kimseler okumasın diye imha ettiğim… Fakat o yönümü rölantiye alıp başka işler yapmaya koyuldum. Bir kere 18 yaşımda kendi paramı kendim kazanmaya başlamıştım bile. Bir dönem modellik yaptım. Hepimiz üniversiteliydik, yaz tatillerimizde hem çalışıyor, hem tatil yapıyorduk. Alaylı olarak spor hocalığı yaptım. Aerobik ve step dersleri verdim…
Üniversiteyi bitirir bitirmez Cosmopolitan dergisinde editör olan, halen de çok sevdiğim bir arkadaşıma “Ben Cosmo’yu çok ama çok beğeniyorum” dediğimde, “E gel seni derginin Genel Yayın Yönetmeni Elif Dağdeviren ile tanıştırayım, sen de bizden ol” dedi. Deyiş o deyiş… Cosmopolitan’da kadro açığı yoktu, komşu dergi She’de vardı. She bir gençlik dergisiydi ve moda editörü kadrosu açığı vardı. O kadro benim oldu. Fakat moda editörlüğüm 9 ay sürdü. Benim esas derdim tabii ki röportajlar yapıp, yazı yazmaktı. Muhabirliği tercih ederek, ilk röportajımı Grup Vitamin ile yaptım.
Dergicilik hayal ettiğiniz meslek miydi, keşke bir doktor, bir mühendis olsaydım diye dert yandınız mı?
Asla! Mesleğime tam anlamıyla aşığım. Rakamlarla aram hiçbir zaman iyi olmadı. Ben para üstü bile saymam. İstesem de doktor ya da mühendis olamazmışım zaten.
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
"Cosmopolitan’la daha seksi bir dil kullanmaya başladım."
Uzun bir süre CosmoGirl dergisinin yayın yönetmenliğini yaptınız. CosmoGirl’den Cosmopolitan’a geçmek nasıl bir deneyimdi?
Kariyerime She adlı gençlik dergisinde başladıktan sonra sırasıyla Gurme, Harper’s Bazaar, Esquire, Amica gibi dergilerde çalıştım. Her yaşa, herkese, her konuda hitap etmeyi istiyordum. Derken CosmoGirl Türkiye’de konular editörü olarak buldum kendimi. Cosmo’nun çekim gücü bambaşkaydı. Yazı İşleri Müdürü oldum, Genel Yayın Yönetmeni oldum. Kopamadım, kopmayı da hiç istemedim “Cosmo” konseptinden. 10 yıllık serüvenden sonra galiba ben de CosmoGirl ile büyüyüp, hakiki bir Cosmopolitan Kadını oldum. Artık daha seksi bir dil kullanıyorum.
Okuyucularınızın da sizinle birlikte büyüdüğünü hissediyor musunuz?
Aslında bir türlü büyümeyen taraf bendim. CosmoGirl beni hep genç tutan bir dergiydi. Okuyucularım büyüdü ama ben hep okurun Özlem ablası olarak kaldım. Cosmopolitan ise çok geniş bir kitleye hitap ediyor. 14 yaş CosmoGirl okur, 18’den sonra Cosmopolitan’a geçer diye bir şey yok Türkiye’de. 14 yaşında da kadınsal sorunlarımız var, 25’te de. Biz her yaştan kadına hitap eden, geniş kitlelere seslenebilen bir dergiyiz.
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
Cosmopolitan’ın Genel Yayın Yönetmeni olarak değil de bir okuyucu olarak Cosmo’nun genel içeriğini nasıl buluyorsunuz? Gerçekten kadınlar için bir rehber mi?
Biz kadınlar her şeyi herkesle rahatça konuşamıyoruz. Cosmo burada bir başucu rehberi olarak devreye giriyor. Erkeklerle ilgili merak ettiklerimiz, cinsel hayatımızla ilgili herkesin yaşadığı ancak konuşamadığı sorunlar, güzellik trendleri, bakım önerileri, neyi neyle giymeniz gerektiğine dair moda tüyoları ve bunun gibi pek çok güncel konuyu kapsayan kocaman bir rehber Cosmo.
Cosmopolitan’da dikkat çekici bir değişiklik yaptınız. Artık kapak kızlarını güzel Türk kızlarından seçiyorsunuz…
Cosmopolitan 64 ülkede yayımlanan uluslararası bir dergi. Orada ünlü olan insanlar bizde tanınana kadar neredeyse 6-7 ay geçiyor. Ayrıca biz güzel bir ırkız. Albenisi yerinde, yetenekli kadınlarımız var. Bu yüzden 4-5 sayıda bir mutlaka kendi kadınlarımızı kapağa taşıyoruz. Örneğin geçtiğimiz aylarda Sıla’yı kapağımıza taşıdık. Onun punk stilini Cosmo’nun seksi kadınına uyarladık ve harika oldu!
"Kim Kardashian güzel olduğunun farkında"
Kim Kardashian Cosmopolitan Türkiye aleyhine açıklamalarda bulunduğunda siz cool tavrınızı hiç bozmadınız. Nedir bu işin sırrı?
Kim, gerçekten çok güzel bir kadın ve bu güzelliğinin farkında. Ara sıra böyle politik açıklamalar yaparak dikkat çekmeyi seviyor. Böyle durumlarda cool kalmak gerekiyor. Ben her zaman pozitif olmaktan yanayım. Bir de panikleyen bir insan değilim. Kim Kardashian’ın açıklamalarını duyduğumda saldırganlaşmak yerine, markam adına en uygun, en iyimser cevabı verdim. Açıkçası o sayıda tirajımız daha da arttı. Bize zarardan çok yararı dokundu.
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
Facebook’ta aktif olarak yer alıyorsunuz. Facebook için bir hesap yöneticiniz var mı?
Hayır yok. Her şeyiyle kendim ilgileniyorum. Zaten fotoğraflamayı, duygu paylaşımı yapmayı çok seven bir insanım. Gizlim saklım pek yok. Bu yüzden Facebook çok sevdiğim bir platform. Aslında kişisel hesabım birazcık Fanpage’e dönüşmüş durumda. 3000’den fazla takipçim olmuş, ne hoş. Twitter’da da faalim ama daha kısıtlandığımı hissediyorum orada.
Çok fazla mesaj alıyor olmalısınız?
Kesinlikle. Herkese cevap vermeye çalışıyorum ama yine cevaplayamadıklarım oluyor. Özellikle dergicilik yapmak isteyen ve sektöre nasıl girebileceğini merak eden gençlerden mesajlar alıyorum.
Bir dergici olarak bu mesleğin geleceğini nasıl görüyorsunuz? İnternet, dergiciliği öldürür mü?
Tam tersine dergiciliğin yaşaması için internetle dost olmak gerekiyor. Hepimizin teknolojiye ayak uydurması gerekli. Dergiciliğin kolay kolay öleceğini düşünmüyorum. Daha çok yolumuz var. Ben, sayfalara dokunmanın büyüsüne inananlardanım. Özellikle Cosmo yerine başucunuzda laptopunuzu tutmak ne kadar sıcak olabilir ki?
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
Stiliniz 70’lerin zarif kadınlarını anımsatıyor, siz tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Kıyafetlerim; Öncelikle rahat olacaklar. 60’lar, 70’ler, 80’ler olup olmaması fark etmez. Mesleki şans gereği trendlerin hepsine hakim olabilirim ama işime geleni sahiplenirim. Trendlerin içinde asla boğulmam. Benim trendim yine bana özeldir.
Ruh haliniz giyiminizi etkiler mi?
Çeşitli dönemlerim vardır… Ruh hallerime göre kafayı takarım topuğa kadar uzun elbiselere. Sonra sıkılırım, geçerim minilere. Derken “renkli her şey”, “straplez her şey”, “koyu renk her şey” konseptli alışveriş turlarına çıkarım. Koyu renk demişken, siyahın yerini lacivert aldı biliyorsunuz… Mesela bugün “lacivert her şey” alışverişim olacak röportajımızdan sonra.
"Dekolte Konusunda Çekimserim"
Peki, ya dekolte?
Dekolte kullanma konusunda biraz çekimserim. "Bacakların güzel" deseler de maxi miniler bana göre değildir. Özellikle şehir hayatımızda… Hareketlerimin kısıtlandığını hissederim. Ayrıca sevgilimle de (varsa) gereksiz kıskançlık tartışmaları yaratılmamış olunur. Ve dikkat! Dekolte dendiğinde bacaklar fora olduysa üst taraf kapanacak; göğüs, sırt, omuz dekoltesi söz konusuysa alt kapanacak tadında kurallarım vardır ki, tüm zeki “Cosmo” kadınlarına tavsiyemiz de bu yöndedir.
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
Nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?
Gardırobumda kolay kolay ikinci el kıyafet bulunmaz. Satın aldığım şeyi ilk kez ben giymeliyim, sıfır kilometre olmalı, o kıyafetin de ilk anısı ben olmalıyım. Dolayısıyla Vintage bana uyan bir kavram değil. Belki evimin dekorunda o tarz eşyalar olabilir, o bile zor. Vintage mağazaları, bulundukları pasajları gezmeyi, o kokuyu solumayı severim ama o kadar, alışverişini yapmam.
Son olarak Özlem Kotan bu aralar nerelerde karşımıza çıkar?
Yemeyi, içmeyi yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum. Her ortama uyum sağlarım ve tadını çıkarırım. Tam bir boğa burcuyum; tatlı ve makarna delisiyim. Yediğim şey yağlıymış, şekerliymiş hiç düşünmem. Damak tadıma uygun olması yeterli. Ama Allahtan doyma güdüsüne sahibim ve bu yüzden de kilo almıyorum. Beni bütün açık manzaralı restoranlarda, özellikle makarnacılarda görebilirsiniz. Beyoğlu/Asmalımescit, Nişantaşı/Teşvikiye hatlarındayım genellikle. Eskiye oranla “clubbing” sevdam yerini sevdiğim arkadaşlarımla sakin akşam yemeklerine, tercihen açık havada akşamüstü kokteyllerine bıraktı. Yazın daha çok geziyorum sanırım. Yurt içi-yurt dışı iş seyahatlerim de çok oluyor. Ayrıca kedi sahibi olup da ‘evcimenleşmeyen’, onunla takılmak için can havliyle kendini eve atmayan hayvan sever tanımıyorum! Mişel beni çok olgunlaştırdı.
Artık Gerçek Bir Cosmopolitan Kadınıyım
En son...
Hangi filmi izledin? Joaquin Cortes ve Laetitia Casta’nın başrolde oynadığı eski bir filmi, ‘Gitano’yu.
Ne dinledin? Rammstein.
Ne okudun? Başucumda bir değil, birkaç kitap olur. Hepsini karıştıra karıştıra okurum. Dün gece Alfonso Signorini’nin Marilyn Aşk... Ölene Dek kitabını okudum.
Hangi blog’u keşfettin? Yeni bir keşfim olmadı.
Ne zaman şımartıldın? Şımartılmak motivasyondur… Beni şımartanı ben daha çok şımartırım diyeyim.
Neye güldün? Tabii ki yaramaz ve komik ve deli ve gizli romantik kedim Mişel’e.
Neye sevindin? Çok şeye… Minik şeylere sevinip, derhal mutlu olabilen bir yapım var.
Neye tıklayıp aldın? Tıklamadım ama TV’de satışı yapılan, mucize vaat eden ürünlerden birini sipariş ettim. Sonucu heyecanla bekliyorum.