Burcu Esmersoy ile Capri modu

Sonbahar melankolisine iyi gelir; Capri güneşi, yüksek pozitif enerji ve yeni gardırop klasikleri. Burcu Esmersoy'un aydınlık aurası, Riccardo Tisci'nin parlak zekasından doğan Burberry tasarımlarıyla aynı frekansta.

Fotoğraflar EMRE DOĞRU
Moda Editörü MERT ASLAN
Röportaj NESLİHAN BULUT YILMAZ

Harper's Bazaar için bir kez daha, bu kez Capri'de objektif karşısına geçtiniz. Çekim nasıldı?
Bütün kapak çekimlerim benim için özeldir ve evet, sanırım en çok da Harper's Bazaar kapağım var. Ekibiniz her zaman çok hızlı ve işinin ehli, o yüzden güzel oluyor her setimiz. Bu kez de çok içime sindi. İbrahim (Zengin) saçıma kahkül kesti ve farklı bir Burcu daha yakalama şansına sahip olduk.

Haziran 2018 kapağımızda da siz vardınız, aradan geçen bir yılı nasıl özetlersiniz?
Şu an gülümsedim çünkü o kapak Monte Carlo'da, düğünümden iki gün sonra çekilmişti. Bu çekim ise boşanma davamdan iki hafta sonra oldu. İlginç bir şekilde, hayatımda oldukça büyük değişim oldu aslında.

O sayıda sizinle röportaj yapan Cansu Canayak, "Saçları gibi güneşe benzeyen yaldızlı bir enerjiyle hep yüksektir Burcu" diye yazmıştı. Çok hoş bir ifade. Ben de fark ettim bu enerjiyi. Nasıl mümkün oluyor hep yüksek olmak, bize tüyo verseniz?
Cansu gerçekten güzel ve özel bir ruh, sağ olsun öyle gördü gözleri. Evet, insanların genel yorumu o yönde oluyor. Bu çok güzel bir şey. Bitmek bilmeyen bir enerjim, çalışma aşkım, işime ve kendime saygım var. Bir de, hiç durmuyorum ya, sanırım durmadığım için ışıldıyorum. Ama tabii o enerjiyi veremediğim, hissedemediğim, yansıtamadığım zamanlar da oluyordur mutlaka.

Ekim, doğum günü ayınızdı. Nasıl geçti, diğerlerinden farklı mıydı his olarak?
Çok, çok, çok güzel geçti! Bir sürü sürpriz kutlama, bol kucaklaşma, güzel hediyeler, özel insanlarla dolu bir, hatta iki hafta geçirdim.

Bu sayıyla biz de 25. yılımızı kutluyoruz. Siz 25 yaşınıza dönüp baktığınızda aklınıza ilk ne geliyor?
Hiçbir şey! Bana söylemişlerdi aslında; "Bak, 22 ile 30 arası çok hızlı geçiyor, tadını çıkar" demişlerdi. Ama ben dinlememişim sanırım, gerçekten hatırlamıyorum. Buradan genç insanlara sesleniyorum; 20'li yaşlarınızın kıymetini bilin.

Sizinle kapak çekiminden önce Verona'da karşılaştık, ondan önce de sanırım aynı tarihlerde Doha'daydık. Bunlar sadece son birkaç haftaya sığdırdıklarınız, yoğun bir temponuz var. Son dönemde nelere odaklısınız?
Baksanıza siz de yoğunsunuz, yani bana özel bir durum değil sanki. Ama bu dönem bana çok iyi geldi açıkçası çünkü yeni hayatıma geçiş sürecimde kafamı meşgul eden, beni ayakta tutan bir şeyler vardı.

Şu sıralar bir taşınma telaşı da var, değil mi? Yeni ev yeni bir hayat mı demek sizin için?
Taşınmak çok zor ama bir yandan da güzel çünkü yepyeni bir şeyin heyecanını yaşıyorsunuz. Evlenmeden önce bekar yaşadığım evimi yeni yapmıştım, sonra evlendim, evlilik evimi yaptım, şimdi boşandım ve yeniden yepyeni bir ev yaptım. Genel anlamda her şey güzel oldu ama ev hazır mı sorusuna cevap veremeyeceğim çünkü bence bu ev işi hiç bitmiyor!

Sadece kendinize zaman ayırma fırsatı yakaladığınızda ne yapmayı seversiniz?
Seyahat ederim, sevdiğim bir şehre kaçarım. Londra, Paris ya da New York en net kaçış noktalarım. Seyahat edemeyecek kadar yorgunsam evimde kalır, uzun bir duş alır, telefonumu kapatır, bol müzik dinler, dinlenir ve meditasyon yaparım.

İyi giyinen ve giydiklerinin içinde iyi görünen birisiniz. Birçok marka artık profesyonel tasarımcılar yerine farklı alanlardan yaratıcı isimleri tasarımcı koltuğuna oturtuyor, pek çok ünlü ismin de koleksiyon çıkardığını görüyoruz, sizin böyle bir projeniz var mı?
İçinize doğdu sanırım. Evet, var ama şu an sürpriz aşamasında.

Kendi özel çizimlerinizi ya da tasarımlarınızı hazırlattığınız oluyor mu?
Neredeyse her zaman. Bana neyin yakışacağını çok iyi biliyorum, o yüzden genelde bir işe ya da davete giderken mutlaka kendi çizdiğim bir şeyi giyiyorum.

Bu sezon gardırobunuza neler eklediniz?
Her zamanki gibi favorim trençkotlar.

Trendler değişse de ne giymekten vazgeçmezsiniz?
Deri pantolon, beyaz tişört, sivri burun botlar. Bir Instagram post'unuzda "İkinci el bir giysiyi ya da aksesuarı aldığınızda onun başlattığı hikayeye devam ediyorsunuz" diyorsunuz.

Vintage ile aranız nasıl? Sizin için en özel parça hangisi?
Mobilyada vintage merakım yok ama kıyafet ve aksesuarda çok başvuruyorum. En sevdiklerim, vintage Chanel hand painted çantam ve Dupont gold çakmağım.

İkinci el demişken, sürdürülebilirlik akımı moda dahil her alanda ön plana çıktı. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
Çünkü artık bu dünyaya karşı bir sorumluluğumuz olduğu bilincine varabildik. Tüketim toplumuyuz, evet, bunu değiştiremiyoruz ama en azından halihazırda var olandan faydalanmak daha mantıklı geliyor bana.

Bir de #MeToo akımı var ki, her konuda eşitliği savunurken, her türlü mobingi gün yüzüne çıkararak farkındalık yaratıyor global anlamda...
Kadınların üstün varlıklar olduğu bir gerçek. Bir kere yeni bir hayat dünyaya getirmek gibi bir özelliği var dişilerin. Biraz baskılanma, bolca zorlanma ve şiddet durumu olduğu gerçeği de var gözler önünde. Benim başıma gelmedi ama çevremde var, gözümü kapatamam ve göz yummam, o kesin.