Deniz Berdan'la yılbaşına hazırlandık

Özlem Yılmaz Küçük
Fotoğraflar Deniz İyidoğan

Moda tasarımcısı Deniz Berdan’la 2011-2012 kış koleksiyonunu tek tek inceleyerek, yılbaşı gecesine özel olarak giyeceği elbiseyi belirledik. Bu özel geceye dair tüm planlarını, yeni yıldan beklentilerini anlatıp, okuyucularımıza işe yarar bir çok tüyo veren Berdan’la, 2012 ve modaya dair söyleşimizde modaya bakış açınız değişecek, yeni yıla yeni fikirlerle gireceksiniz…

İşte seçimlerimizle Deniz Berdan tasarımları ve röportajımız…   

Yılbaşı gecesinin vazgeçilmez yemeğini nerede yiyeceksin?

23:00’a kadar evde ailece yemek yiyeceğiz. Aslında bu yemek yılbaşına özel değil. Evimizde topluca yediğimiz tüm akşam yemekleri her zaman özel ve şölen havasında olmuştur. Yemek pişirmeyi çok seviyorum, mutfakla oldukça haşır neşirim. Her yıl bu gece için hindi pişiririm, ancak geçenlerde Nişantaşı’da Kantin isminde bir mekanda hindi tandır yedik. Muhteşemdi. Bu tattan sonra yılbaşında hindi pişirmeme kararı aldım, direkt buradan bir kilo kadar hindi tandır sipariş edeceğim.

Elbiseni nerede giymeyi ve nasıl kombinlemeyi düşünüyorsun?

Özel günleri ve bu günler için plan yapmayı sevmiyorum. Ancak bu yıl çok yakın arkadaşlarımızla son dakika kararlaştırdığımız bir planımız var. W’da olacağız. Elbisemi de burada giyeceğim. Özel saç ve makyaj yapmayı da sevmiyorum. Yılbaşı ağacı süsleme fikri benim için uygun ancak, özel kıyafet giymenin yanısıra hem makyaj hem de saç yaparak, yılbaşı ağacı gibi görünmeyi sevmiyorum. Açıkçası böyle bir hazırlık içerisinde kendimi mutsuz hissediyorum. Aşırı süsü tercih etmiyorum. Makyajım ve saçlarım herzaman doğal, yine doğal görünümde olacak. Elbisemin yanına mutlaka yedek bir ayakkabı alacağım, ancak bu kesinlikle babet olmayacak. Babetler belki çok rahat ama ben hiç sevmiyorum. Topuklu ayakkabılarım yorduğunda ya da sıkıldığımda, yanıma yedek olarak aldığım postallarımı giyeceğim. Üzerime ise üşüdüğüm anlarda giymek için uzun bir ceket alacağım.

Peki sence ev partilerinde, sokak partilerinde ya da özel bir davette nasıl giyinilmeli?

Ev partilerinde eğer özel bir konsept yoksa, rahatlık en önemli şey. Çünkü insanlar yılbaşı gecesinde daha fazla yiyip içiyorlar. Bu nedenle bu özel günde güzel görünmekten daha çok, rahat olmak önemli. Konsept içeren bir partide konseptte uygun giyinecek bile olsak, yanımıza mutlaka ikinci bir plan olarak rahat bir şeyler almak gerek.

Sokak partilerinde kalın giymekte fayda var. Payetli montlar bence çok tatlı. Ya da ceketinin, paltonun yakasından dışarı çıkan pırıltılı bir şey, bir gömlek yakası bile güzel durabilir. Ancak sokak partilerinden öncelikle öne çıkan çoraplar olmalı. Farklı desen ve renklerde olabilir. Hem kalın olan hem de jartiyer havası veren çoraplar hoş durabilir. Hatta bir çorap değil de, birkaç çorap üst üste giyilip güzel bir kombinasyon yapılabilir. Rahat ayakkabılarla dolaşmak önemli, düz ayakkabılar tercih edilmeli. İlle de topuklu diyorsak, dolgu topuk tercih etmek daha isabetli bir karar olur. Fularlar, şapkalar, çoraplar, ayakkabılar, botlar, yani aksesuarlar sokak partilerinin tamamlayıcıları olabilir.

Özel davette ise, siyah tercihim olur. Özellikle de dantellerle birlikte olunca çok seviyorum. Transparanları, ölçülü dekolteleri çok seviyorum. Teni ıslak gösteren ışıltı seviyorum ancak asla sim olmamalı. Aslında, giydiğin elbisenin içinde kendini güvende, mutlu hissetmek önemli. Ve bununla hayattan keyif alabiliyor olmak…

Yeni yıldan isteklerin neler?

Ulus olarak, artık rahat nefes alacağımız bir yıl olsun istiyorum. Türkiye terörle, depremle, ekonomiyle, hayat şartlarıyla mücadele ediyor. Ayrıca ciddi bir küresel ısınma sorunu var. Kurak bir ülke beklemiyor olsun bizi. Kuraklık mutlaka gelecek, ancak en azından bunu geciktirebilmek adına tabiatla ilgili daha iyi kararlar alınabiliyor olsun istiyorum. Depremzedelere yeterince yardım yapılabilsin ya da yapılan yardımlar daha iyi organize edilebilsin istiyorum. Klişe gibi gelse de, yeni yılın aileme sağlık ve mutluluk getirmesini istiyorum. Bu yeterli.

2012’deki projelerin neler?

Benim projelerim bitmez tükenmez. 2012’nin ilk haftası video bloğumuz etkinleşiyor. Sosyal medyada benzeri olmayan bir proje olacak. 2012 koleksiyonumuzun çizimleri bitti. Yılın sonuna doğru da global bir marka olma adımlarını atabilmekle ilgili planlarımız var. Ailece yapmayı planladığımız bir mix medya sergi hedefimiz var. Oğlum Can’ın yaşının küçük oluşuna bakma, çizimleri çok iyidir. Begüm ise, çok güzel kolaj yapar ve boyar. Ben de çok iyi desen yaparım. Ailece biriktiriyoruz tüm yeteneklerimizi ve sergi hedefimiz var.

 Begüm’le DB markasını oluşturmaya çalışıyoruz. Okulu bittiğinde globalde bilindik bir marka olmasını hedefliyoruz. Şu anda Begüm’ü yetiştiriyorum. Hem dikiş öğreniyor, hem atölyeyi hem pazarlamayı öğreniyor, hem de globalde nasıl bir yol izlemeliyiz, bunu görebiliyor ve aynı zamanda okuyor. Begüm’den sonra, yetenekli gençleri keşfedip sektöre kazandırmak için uğraşıyor olacağım. Bence mesleğin en önemli parçalarından biri bu.

** "Yılbaşı gecesi için giymesini tercih ettiğimiz Deniz Berdan tasarımı - Işıltısı ve tüm detaylarıyla yeni yılın parlak gecesine çok uygun ve kendisine de çok yakıştı"

Kış koleksiyonunu fotoğrafladık, yaz koleksiyonunda neler olacak?

Pastel renkler ağırlıklı. Yine kolaj etkisi ve kendi yorumumuz olacak. Her boy etek var. Dünyada zanaata doğru gidiş var, ben de bunu önemsiyorum. Ancak Türkiye’de zanaatkarların nesli tükenmek üzere. Dünya zanaat konusunda bizden öne geçti. Türkiye’de moda konuları, tasarım çok konuşuluyor. Bence zanaatkar kişileri ortaya çıkarıp, sınıflar açmak ve onların bilgilerinden yararlanmak gerekiyor. Tasarım yarım yamalak yapılıyor, yapılanlar tekrarlanıyor. Orijinal’in peşini bırakmamak, yetenekli tasarımcıları ortaya çıkarmak gerekiyor. İşimde zanaata çok önem veriyorum.

**

Türkiye’deki trendler hakkında ne düşünüyorsun?

Trendleri sevmiyorum. Daha çok reklam sektörünün pompalamasıyla gerçekleşiyor. Geçen sezon bir gazla aldığınız çanta, bu sezon elinizde çöp olarak kalabiliyor. Moda, trendler eğlencelidir, hayata zenginlik katar, ancak kültürü yaratan bir şey değildir. İnsanlar, trendlerden daha çok, iyi tasarımların peşinden koşuyor olmalı.

Bu durumda bilinen değimi biraz değiştirerek, moda geçer tasarım kalır diyebilir miyiz?

Kesinlikle evet. Sanat eseri gibi tasarımlar yapılıyor. İyi tasarımlar dolabımızda yıllar boyunca kalsa da, değeri hiç kaybolmuyor. 10-20 yıl sonra yine o tasarımı aynı değerle giyebilirsiniz.

Ama tasarım ürünler çok pahalı, satın alması güç?

Evet öyle ama insanlar tasarım yerine, markaya para veriyor. Marka olduğu için birşeyleri almak yerine, tasarıma değer verip bunun pazarını yapmak gerekiyor. Aslında çok destek veriliyor. Bu anlamda, Istanbul Fashion Week yeterli bir organizasyon. Moda Tasarımcıları Derneği çok güzel işler yapıyor. İyi çalışıyorlar, ancak yetenekleri ortaya çıkaramıyorlar. Gerçek yetenekler çok az ve bunları ortaya çıkarmak da oldukça zor. Bunun üzerine gitmek gerekiyor. Türk tasarım pazarını genişletmek gerekiyor. Emek vererek, yatırım yapmak gerekiyor.

Bir dönem diyet konuları ön plandaydı, tüm gazete ve dergiler diyet ekleri veriyordu. Şimdi de moda konuları ön planda. Ancak bunun altı boş, altını doldurup sonra kat çıkmak gerekiyor. Şu anda bir balonuz biz.