Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Şamdan Plus/Deran Özer
Zeynep Erdoğan’ın yaz koleksiyonu Milano’da bulunan moda devi Dolce&Gabbana’nın Spiga 2 konsept mağazasında satılmaya başladı. Şubat ayında mağazada düzenlenecek olan davet için Domenico Dolce ve Stefano Gabbana’nın davetlisi olarak Milano’ya gitmeye hazırlanan Zeynep Erdoğan, moda kariyerini, yaşadığı bu heyecanlı süreci ve gelecek planlarını anlattı...
Her geçen gün moda tasarımı alanında ülkemizi yurtdışında temsil eden ve başarılara imza atan isimlerinden biri de Zeynep Erdoğan. İstanbul’da moda tasarımcılığı okuduktan sonra İTKİB’in yarışmasına katılmaya karar veren Erdoğan, bu yarışmada elde ettiği dereceyle dünyanın en iyi tasarım okullarından biri olan Domus Academy’de moda tasarımı üzerine master yapma hakkını kazandı. Milano’da okurken İtalya’da adı duyulmaya baslayan Erdoğan, Türkiye’ye dönerek kendi ismini taşıyan markasını kurdu. İki yıllık bir görüşme sürecinin üzerinden tasarımcının kıyafetleri Milano’da bulunan dünyaca ünlü moda devi Dolce&Gabbana’nın Spiga 2 konsept mağazasında satılmaya başladı. Şubat ayında mağazada düzenlenecek olan davet için Domenico Dolce ve Stefano Gabbana’nın davetlisi olarak Milano’ya gitmeye hazırlanan tasarımcı, kendi kıyafetlerini modanın başkentinde göreceği için çok heyecanlı. Erdoğan’dan moda kariyerini, başarılarını ve gelecek planlarını dinledik.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Kendinizden ve moda tasarımına ilk başladığınız günlerden bahseder misiniz?
Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tekstili ve Tasarımcılığı bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonra bölüm başkanının asistanı olarak üniversitede çalışırken İTKİB’in yarısmasına katılmaya karar verdim. İTKİB yarışmasında dereceye girdikten sonra bir sene bekleme dönemim oldu. Daha sonra burslu olarak İtalya’ya gittim ve bir sene Milano’da dünyaca ünlü tasarım okulu Domus Academy’de moda master’ı yaptım. Milano’da okurken Zeynep Erdoğan markasının temellerini atmaya başlamıştım. Okul bittikten sonra da bir süre kalarak konsept mağazalarla çalışmaya başladım. Hatta İtalyan basınında da yer almıştım.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Milano modanın başkentlerinden biri, daha cazip gelmedi mi orası?
Tabii ki çok cazip geldi ama tecrübem çok azdı. Tecrübe kazanmış olsanız bile İtalya’da üretimde zorlanıyorsunuz. Tasarımlarımı hayata geçirebilmek için o dönemde sürekli Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım. İtalya’da çok daha fazla müşterim olmasına rağmen üretim için sürekli İstanbul’a geliyordum. İtalya’yla kıyaslayacak olursanız Türkiye’de üretim yapmak maddi açıdan çok avantajlı bir durumda; elinizi attığınız her yerde istediğiniz kumaşı uygun fiyata bulabiliyorsunuz. İtalya’da hele ki bir yabancıysanız üretim aşamasında çok zorlanıyorsunuz. Üretim için ulaşmanız gereken kişiler ya Çinli ya da Hintli, çünkü İtalyanlar inanılmaz pahalı. O dönemde İstanbul’da konsept mağazalar yoktu ve dolayısıyla orası çok cazip gelmişti ama şimdi Türkiye’de de konsept mağazalar var ve istediğiniz kaliteli üretimi yapabiliyorsunuz. İtalya’dayken ufak bir kitle tarafından tanınmıştım, ‘street chic’ giyinen kesim beni tanıyordu.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Milano’da sizin tasarımlarınızı giyen ünlüler oldu mu?
Şu an adını asla hatırlayamayacağım oyuncular, reklam yıldızları ve gece hayatından tanınan simalar tasarımlarımı giyiyordu. Hatta sadece kadınlar değil gay’ler de tercih ediyordu kıyafetlerimi. Daha genç yaşta olduğum için tarzım daha sokağa yönelikti.Yine de gece de giyilebilen bir çizgim vardı. O zamanki çizgimle bugünkü arasında büyük bir değişiklik var aslında. Sanırım biraz yaş, biraz da Türkiye’yle orantılı olarak zevkim de değişti.
İTKİB’de derece almak nasıl hissettirdi size?
Moda tasarımcısının hayatında bir dönüm noktası oluşturuyor bu yarışma. Ayrıca yarışmanın söyle bir önemi var: Ailenin desteği olmadan kendi basınıza bir seyleri basarıyor olabilmek çok güzel bir duygu. İTKİB, yarışmada derece elde eden genç tasarımcıları dünyanın en iyi okullarına gönderiyor. Bu fırsatın değerini bilip, işi sıkı tutarsanız sonunda çok iyi yerlere gelebileceğinizin de farkında oluyorsun.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Bugüne kadar kaç defileniz oldu?
Türkiye’ye döner dönmez ilk yaptığım iş Moda Tasarımcıları Derneği’ne üye olmaktı. Sonrasında Galata Moda haftaları başladı ve benim için çok keyifli bir deneyim oldu. Döndükten sonra gerçekleşen tüm Galata Moda’lara katıldım. İstanbul Fashion Week kapsamında iki karma defile yaptım. Solo defilemin zamanı gelmesine rağmen en son Zeynep Tosun’la birlikte bir karma defile daha yaptım. Bu kış belki solo defile yapabilirim.
İsminiz Galata Moda Haftası’nda da artık tanınmaya başladı sanırım...
Galata Moda Haftası’nın dışarıdan bakıldığında tasarımcının sokakta olması ve hatta tamamen satışa yönelik bir organizasyon olması çok enteresan aslında. Bire bir kendi müşterinizi sokakta tanıma imkanını yakalıyorsunuz. İnsanların tasarımlarınızı görünce ne tepki verdiğini gözlemleme sansınız oluyor. Bir yandan da kendi meslektaşlarınızı tanıyorsunuz. Şu an en yakın arkadaşlarımdan birini orada tanıdım; Günseli Türkay.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Dolce & Gabbana’nın Milano’da bulunan mağazasında koleksiyonunuz satılıyor. Bu proje nasıl gerçekleşti?
Daha önce Milano’da bağlantılı olduğum moda çevresinden kişiler, D&G’nin satın almacılarına benim koleksiyonumu gösterdi. Bu arada bahsettiğim koleksiyon, ilk yaptığım karma defilemde sergilediğimdi, çünkü D&G’nin beni kabul etme süreci iki yıla yakın sürdü. Yine de sonuç çok iyi oldu, üç sezonluk sözleşme yaptık.
Toplam kaç parçadan oluşuyor koleksiyonunuz?
50 parçadan oluşuyor. Spiga 2, Milano’nun çok ünlü bir caddesinde bulunan, genç tasarımcıları buluşturdukları bir butik. 15-20 tasarımcının işleri var ve benim koleksiyonum da üç sezon orada satılacak. Karşılıklı anlaşırsak da devam edebilir.
Bu mağazada yer alıyor olmak size başka hangi kapıları açabilir?
Ben zaten yavaş yavaş yurtdışı planları yapmaya başladım. Bir showroom’la anlaşmayı düşünüyorum. İngiltere ve Fransa’da yazıştıgım yerler var. Yurtdışında tasarımcı olarak varolabilmek için bir showroom’la anlaşmak zorundasınız. Dolayısıyla Spiga 2’de satılıyor olmak bana çok iyi bir referans olacak. Ayrıca orası çok iyi bir vitrin olduğu için İtalya’ya yurt dışından gelen satın almacıların da gözü önünde olacağım.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Siz okurken o konsept mağazaya gitmiş miydiniz?
Dolce&Gabbana etiketli bir sürü mağaza vardı ama ben okurken bu konsept mağaza henüz açılmamıştı. Milano’da okuduğum dönemde beğendiğim başka bir konsept mağaza vardı ve tıfıl halimle bu mağazada tasarımlarım satılmaya başlamıştı. Bir de tabii o zamanlar kendimi daha underground görüyordum. O dönemlerde Spiga 2’nin bulunduğu mağazaların tarzıyla ve konseptiyle bağdaştırmıyordum tarzımı. Yine de şu an benim için çok motive edici bir şey.
Bu arada Domenico Dolce ve Stefano Gabbana’yla tanıstınız mı?
Henüz tanışmadık ama şubat ayının sonunda Milano’daki mağazada D&G’nin bir moda etkinliği olacak. Domenico Dolce ve Stefano Gabbana, beni de davet ettiler tanışmak üzere. Ben de işlerimi ayarladım ve Şubat’ın 23’ünde etkinliklerine katılmak üzere Milano’ya gideceğim. Orada kendi koleksiyonumun önünde fotoğraf çektirmeyi çok istiyorum
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
2012 ve sonrası için hedeflerinizde neler var?
Hedeflerimde artık yurtdışına açılmak ve orada defileler yapmak yer alıyor. Tabii ki Türkiye’de de markamı devam ettireceğim ama bir şekilde yurtdışına ayağımı atmak istiyorum.
Yurtdışına giden, başarılı bulduğunuz tasarımcılar kimler?
Ümit Benan’ı çok beğeniyorum. Bora Aksu’yu da başarılı buluyorum.
Yeni koleksiyonunuzda hangi renkler öne çıkıyor?
Yaz için olabildiğince sade bir koleksiyon yaptım. Günlük ne giymek istiyorsam onu yaptım diyebilirim. Gece kıyafetleri veya kişiye özel yaptığım tasarımlardan bahsetmiyorum. Dökümlü ipek kumaşlarla çalıştım, renkler de çok doğal. Somon rengi ağırlıklı bir koleksiyon, ayrıca kıyafetlerde çizgileri de kullandım. Arada patlayan birkaç fuşya ve kahve tonları da var. Kısaca giymek isteyeceğim şeyleri yaptım.
Koleksiyonum D&G'da satılıyor
Kumaşlarda ipek mi kullandınız hep?
Genelde ipek ve kupra ağrılıklı kumaşlar kullandım. Moda tasarımcılığı yoğun bir tempo gerektiriyor.
Özel hayatınıza yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
Aslına bakarsanız evleneli birkaç hafta oldu. Düğün yapacak vaktim olmadı ama yazın gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Özel hayatla iş yaşamını bir arada nasıl götüreceğiniz aslında bir tercih meselesi. Geçen yaz ya defile yapacaktım ya da tatile gidecektim, o kadar ihtiyacım vardı ki tatile gitmeyi seçtim. Bazen hayatı akışına bırakmak gerekiyor diye düşünüyorum. Çok anlayışlı bir eşim var ve bana gerçekten çok destek oluyor.
Moda sektöründen benzer işler mi yapıyorsunuz?
Hayır, doğrusu moda sektöründe benzer işler yapan biriyle evlenmenin pek imkanı yok takdir edersiniz ki...