Yeni stiller

Harper's Bazaar

En yeni seksi, klasik, gözde stiller.

Yeni gelinlikler

Middleton’un dramatik Alexander McQueen elbisesi yeterli ölçüde kraliyet ihtişamını yansıtırken, Moss’un John Galliano elbisesi zarif ve nostaljikti. (Bence şunun altını da mutlaka çizmeliyiz: Sadece gelinler muhteşem görünmüyordu; Jamie Hince’in mavi Yves Saint Laurent takımı, komplimanların ötesini hak ediyordu. Prens William’a gelince; kim üniforma içindeki bir adamı beğenmez ki?

Bu yıl gelinlik endüstrisi açısından önemli bir yıldı. Monaco’nun yeni prensesi Charlene Wittstock Armani giydi ve Sofi a Coppola kısa ve leylak rengi bir Azzedine Alaïa içinde dönemi hareketlendirdi. Ancak yılın en çok izlenen iki töreni de, iki Kate’e aitti: İngiltere’nin gelecekteki prensesi (Kate Middleton) ve moda endüstrisinin her daim şampiyon kraliçesi (Kate Moss). Gergin medya spekülasyonlarına karşın iki gelin de elbiselerinin kime ait olduğunu gizli tuttu ve ikisi de dünyanın dört bir yanında onları izleyen romantiklerin iç geçirmelerine sebep oldu.

Seksiler

Açık sırtlar, ortaya çıkarılan boyunlar ve şeffaf paneller: 2011’in en hatırda kalan elbiseleri konservatiflikten tamamen uzaktı. Peki, kırmızı halının yeni bombaları kimlerdi? Muhteşem vücudu ve dolgun dudaklarıyla Victoria’s Secret modeli Rosie Huntington-Whiteley bunlardan biri.

Belki de en yakın arkadaşı Beyoncé’den esinlenen Gwyneth Paltrow da, bu yılı yırtmaçlar, dekolteler ve hatta kısa üstlerle geçirdi.

Kate Winslet’ın bir Stella McCartney elbiseyle dönüşü, seksi kadının güçlü olabileceğini hatırlattı.

Benim en sevdiğim an ise, Jennifer Lopez’inki idi. William ve Kate’in katılımıyla gerçekleşen BAFTA Brits to Watch etkinliğinde Lopez, cüretkar bir Pucci içindeydi. Bazıları bu elbisenin kraliyet için fazla olduğunu söylese de bence dük ve düşes, Hollywood kraliçelerinden birinin, belini ortada bırakan bir elbisenin dışında herhangi bir giysiyle katılmasından memnun kalmayabilirdi.

Yeni Gözdeler

Hollywood’u bir lise gibi düşünecek olursanız, bu yılın birinci sınıf öğrencileri stil bölümünde kesinlikle sınıfta kalmadı. Peki ya, sınıf başkanı kimdi? Benim için, o Emma Stone’du.

2011 yılına muhteşem elbiseler içinde giriş yaptı (Golden Globe ödül törenindeki Calvin Klein’ı ve Critics Choice Movie Awards’daki parıltılı Balenciaga elbiseyi hatırlayın) ve o zamandan bu zamana kadar hiç durmadan ilerledi. Canlı renkleri klasik silüetlerle birbiriyle karıştırmaya devam etti ki bunların arasında unutulmaz bir Chanel Haute Couture tuvalet de vardı. Stil ikonları Mary-Kate ve Ashley’nin küçük kız kardeşleri Elizabeth Olsen, ailenin stil sahibi DNA’sını taşıdığını gösterdi.

Hailee Steinfeld onunla bir reklam kampanyasına imza atan Prada ve Miu Miu parçalar içinde muhteşem görünüyordu. Steinfeld’in reklam kampanyası yaşına uygun bulunmadığı için çok fazla eleştirildi. Bu kadar genç bir kızın ikinci el bir otomobilden daha pahalı elbiseler içinde poz vermesi doğru muydu? Tartışılamayacak tek bir şey var, o da tüm yıl harika göründüğü.

Yeni kuğular

Kırmızı halıda hem ateşli, hem de bir leydi gibi görünmek, söylenildiği kadar kolay değil. Bir kadın, çok fazla gösterişle anında Jersey Shore dizisindeki tuhaf karakterlerden birisine dönüşebilir; dikkatli olmakta fayda var. Gösterişi fazla kısarsa, bu defa genç bir geline benzeyebilir. Ama bu yıl etrafta aynı zamanda, hem şık, hem sevimli, hem de stil sahibi görünebilen birkaç kadın vardı. Anne Hathaway’in sırtı açık Armani elbisesi cesur ama asildi.

Alexa Chung’un büyük Chanel fırfırları ve çorapsız bacaklarına bayıldım.

Bence Charlotte Casiraghi’nin binicilik yapması zarif ve göz alıcı bir fiziğe sahip olmasına olanak sağlamış. Onun doğuştan gelen zarafeti göbeği açıkta bırakan Gucci elbiseyle pekişiyor.

Klasikler

Her zaman Kirsten Dunst’ın hayranı olmuşumdur. Ama bu yıl onun Hollywood görünümü ve indie ikonluğunun önünde eğildim. O dramatik bacaklarını Melancholia fi lminde sergiledi ve karakteriyle, Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Ve bu bahar French Riviera ve İstanbul’un serin sularındaki tekne gezilerinde fl örtöz bir Chanel elbiseyle serinledi.

Haziran ayında gerçekleşen CFDA ödüllerinde, ilk kadın koleksiyonunu çıkaran Patrik Ervell imzası taşıyan bir smokinle büyüledi. Bir başka klasik güzel olan, vintage esintili stiliyle dikkat çeken İngiliz şarkıcı Adele ise, müzik listelerini alt üst eden bir stil ikonu.

Ve son olarak, kırmızı halı gurusu Jennifer Aniston. Onun, çoğu zaman ünlü olması sebebiyle gölgelenen elma yanaklı Amerikan stilini seviyorum. Siyah deri bir parça bile giyse, hala Amerika’nın sevgilisi gibi görünmeyi başarıyor.

Yenilikçiler

Ben küçükken teyzem Mary’nin, üzerinde Mae West’in bir alıntısının yazılı olduğu bir yastığı vardı. Şöyle derdi; “Bir şeyin fazlası, kesinlikle mükemmeldir.” Lady Gaga’nın Salvatore Ferragamo elbisesine, Daphne Guinness’in Alexander McQueen tüylerine ve Giovanna Battaglia’nın yer çekimine aykırı vintage Stephen Sprouse’unu düşündüğümde, aklıma gelen işte bu alıntı oluyor.

Cate Blanchett bu moda takıntılı takıma pek uymayan bir tip gibi görünse de Hollywood’daki en zarif kadın olması, onun da cesur olmayacağı anlamına gelmiyor.

Kız kardeşler

Brandolini d’Adda kızları Coco ve Bianca, İtalyan ve Brezilyalı köklerinin karışımı, farklı iklimler ve kültürlerin harmanı olarak stillerine yansıyor. Chelsea’de doğan Londralı Delevingne kızlarının stilleri, kendi ülkelerinin sınırlarını aşalı çok oldu.

Ama benim en yakın hissettiğim kız kardeşler Traina’lar; Samantha, Victoria ve Vanessa. Üçü de son derece asil, özgür ve stil sahibi olan bu genç kadınlar, genç Amerikan tasarımcılar tarafından da dikkatle izleniyor. Köklerine baktığımızda, kız kardeşler bahsettiğim stil hiyerarşisinin en iyi örnekleri. Anneleri Danielle Steel’in tüm stilini, görkemini ve misafi rperverliğini alıyorlar. Onlar için tek dileğim, annelerinin couture dolu gardıroplarına da sahip olmaları.