Yaşınıza uygun cilt bakım önerileri
GÜZELLİK

Yaşınıza uygun cilt bakım önerileri

Dermatolog Dr. Ömür Tekeli’den yaş aralığına uygun cilt bakım önerileri

GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Mart 2019

Pelin Hasçalık
Fotoğraf Laura Okita

20'LER

"Yaz-kış güneşten koruyucu kullanın. Yaşlanma belirtilerinden sorumlu güneş faktörünü ne kadar vurgulasam az. 50 SPF korumalık bir koruyucu tercih edin ve tembellik yapmayın. Bakımınızı basitleştirin ve her gün kendinize bir bakım uygulayın: örneğin mutlaka bir yıkama jeli ile sabahları yüzünüzü yıkayın. Doktorunuzun önerdiği cildinize uygun bir yıkama jeli çoğu kez tek başına dahi sivilce tedavisi yapabilecek ya da erken yaşlanmayı ve kırışıklıkları engelleyebilecek bir etki sağlayabilecektir. Göz bakımı için sadece gözaltına uygun hazırlanmış kremleri kullanın. Ama bu bölge için mutlaka bir krem kullanmak zorunda değilsiniz. 20'li yaşlarda yüz için de göz çevresi için de su bazlı serum formülleri daha uygun. Yüzünüz için kullandığınız yağlı kremleri ya da sizin için uygun olmayan yağ formüllerini göz altına uygularsanız, beyaz kistik lezyonlarla karşılaşabilirsiniz. Danışarak ürünlere başlamak, gözenek, akne ve kırışıklık için olası estetik uygulamalar üzerinde belirgin oranda etki sağlıyor."

30'LAR

"İstatistiklere göre insan, ömrünün en güzel haliyle geçmesini istediği yaş aralığı olarak 20'lerden 50'ye kadar olan zaman dilimini belirtiyor. İnsanların kendine en yakışan saç modelini, rengini tespit ettiği hatta en uygun ruj rengini ya da makyaj şeklini bulduğu yaşlar ise 30'ları… Bu yaşlar için ilk önerim, cilt bakım ürünlerini mevsimsel olarak değiştirmeye özen göstermeleri. Yazın kullandığınız yağsız nemlendirici yerine kışın soğuk hava ve iç mekanlardaki ısıtıcıların etkisinden korunmak için daha yüksek nem içeriği olan bir ürün kullanabilirsiniz. Antioksidanlar ve peptidler dört ayda bir dönüşümlü olarak kullanılabilir. Ayda bir cilt bakımı yaptırın. Gözeneklerin buhar altında hafifçe temizlenmesi ve sonrasında uygulanabilecek hafif peeling uygulamaları başka radikal uygulama yaptırmadan, sade bir bakım önlemiyle bile cildinizi yaşla oluşabilecek hasarları yeniden yapılandırılabilir. Bu düzenli bakım ile evde kullanılacak yaşlanma karşıtı kremler ve içerikler daha etkili emilebilir hale gelir. Derinin her yerinde eşit etki ve emilim için cilt bakımı olmazsa olmazlarım arasındadır. 30-35 yaşlarından itibaren retinoik asit veya retinoidli yaşlanma karşıtı akşam kremleri kullanmaya başlayın. Retinoid gözenekleri sıkılaştırır, aknelerin iz bırakmadan iyileşmesine yardımcı olur, ince çizgileri azaltır, kolajen üretimini artırır, kahverengi noktaların ve çillerin rengini açar, cilt dokusunu iyileştirir. Kanser öncüsü lezyonları bile tedavi edebilir. Her gece mutlaka yedi saat uyku şart. Tüm psikiyatrist meslektaşlarım en kaliteli uykunun gece saat 21 ile gece yarısı saat 3 arasında olduğunu vurguluyor. Düzenli uyku, insanın büyüme hormonu salgılamasını artırıyor, bu da hücrelerin yenilenmesini sağlıyor ve kolajen üretimini artırıyor. Egzersiz ve düzenli spor, kan dolaşımını artırıyor. Ayrıca yoga ve meditasyon, stresi azaltmanıza yardımcı olarak akne, egzama ve rosacea (gül hastalığı) gibi cilt sorunlarını etkileyen stres hormonu salgılanmasını azaltıyor."

40'LAR

"Yıllar içinde deride azalan hyaluronik asit ile dokunun su tutuşu azalır. Nem eksikliği, cildin daha kolay kırışmasına, renk eşitsizliklerine ve doku bozukluklarına yol açabilir. Bu noktada çok ince bir ağ gibi deri altına yayılan hyaluronik asit formülleri ile kombine kullanılabilecek mikroiğne radyofrekans uygulamaları ve antioksidan kokteyller en yüz güldürücü uygulamalarım arasında… Kaybolan nem dengesini düzenlemekten, ince çizgileri yok etmeye kadar cildimizde ışıltı ve birçok fayda sağlayan bu minimal dokunuşları güzellik seanslarınızın bir parçası haline getirebilirsiniz. Yaşla artmaya başlayan lekeler için cilt bakımlarına kojik asitli, glikolik asitli peeling'ler eklenebilir. Q switch lazerlerden lekeler konusunda sıklıkla destek alıyorum. Derecesine göre mutlaka doktorunuza danışarak sizin cildinize özel oluşturulmuş bir strateji ile ilerleyin. Artmaya başlayan elastikiyet kaybı için öncelikle rafine karbonhidratlardan uzak durun, düzenli yüz yogası ve spor yapın. Odaklanmış ultrasonik dalgalar ve kombine olarak kullanılabilecek mikro-iğneli radyofrekans uygulamaları ciltteki elastikiyet kaybı için köprüden önceki son çıkış olacaktır. 50'li yaşlara doğru artarak kaybedilen yüz yağları, incelen deri, belirginleşen kırışıklıklar, güneş lekeleri için hyaluronik asit ve diğer cihaz uygulamalarına ek olarak deriyi yenileyen fraksiyonel lazerler ve bunların kombinasyonları harikalar yaratma gücünde."