Zamansız parfümün peşinde
GÜZELLİK

Zamansız parfümün peşinde

Avangart ruhunu yaratıcı tasarımlarına yansıtan ve tarihte değişim yaratan Gabrielle Chanel’in anısına tasarlanan Gabrielle Chanel, 2017’de onun sıradışı ve tutkulu karakterini yansıtan bir parfüm olarak karşımıza çıktı.

GÜNCELLEME TARİHİ: 2 Ekim 2019

Kokusundan şişe ambalajına dek Gabrielle'in ışığını taşıyan bu parfüm, moda ve güzellik dünyasında kadınları özgürleştiren o vizyonu pekiştirdi. Günümüz kadınları için ikonlaşmış bir ilham kaynağı olarak ölümsüzleşen ve geleneklere aykırı avangart görüşüyle kuralları değiştiren Gabrielle ile aynı ismi taşıyan parfüm, tıpkı onun gibi benzersiz bir auraya sahip.

Kadınlara çağdaş ve zamansız olmak konusunda ışık tutan Gabrielle Chanel Eau de Parfum, şimdi yeni ve daha canlı bir versiyonuyla özgürlüğe çağırıyor; Gabrielle Chanel Essence. Tutkulu notalarla harmanlanan parfüm sıcaklığı ve parlaklığıyla teni güneş gibi sarıyor. Aslında kokunun yarattığı sıcak his, Chanel parfümlerinin kompozisyonunda yer alan dört beyaz çiçekle alakalı. Parfümün özüne kremsi bir yumuşaklık ve zarafet kazandıran sümbülteber çiçeği (tuberose) başrolde. Fransa'nın Grasse kasabasında, Chanel'e özel olarak yetiştirilen sümbülteber çiçeği, karmaşık ve gizemli bir koku bazı oluşturma gücüne sahip. Parfümü tamamlayan diğer notalar arasındaki yasemin, ylang ylang ve portakal çiçeği, kokuya canlılık ve tazelik kazandırıyor. Mükemmel dengeye sahip bu floral deneyimin yaratıcısı Olivier Polge, Gabrielle Chanel Essence'i oluştururken üst notalara yumuşaklık kazandırmak için turunçgillerden yardım almış, kırmızı meyveler, sandal ağacı, vanilya ve beyaz misk ile kokuyu çarpıcı şekilde desteklemiş. Gabrielle Chanel, eğimli kare şişesi ve transparan cam tasarımıyla amber rengi açığa çıkaran bir ambalaj ile zihinlere kazınmıştı. Yeni altın renkli ambalajıyla Essence çok daha sıcak ve lüks bir siluete sahip.

Parfümün yaratıcısı Chanel'in burnu Olivier Polge'a sorduk: Parfümör olmaya babanız sayesinde mi karar verdiniz?
Gençken farklı şeyler yapacağımı düşünerek sanat tarihi okumaya başlamıştım. Müziğe de tutkum büyüktü fakat babamın yanında staj yaptığım sene, 18 yaşımda, babam gibi parfümör olmaya karar verdim. Üniversiteyi bırakıp geleneksel yollardan mesleği öğrenmeye başladım. Babam beni sadece kendi yanında tutmadı, arkadaşlarının yanına da eğitime gönderdi. En zevk aldığım anım ise Grasse'ta bir fabrikada çalıştığım dönemdi.

Babanız Jacques Polge şu anki başarınız için ne düşünüyor?
Mesleği babamın yanında öğrendiğimi söyleyemem aslında… Babamla Chanel'e geçtiğim ilk sene sadece bir yıl beraber çalıştık. Onun halefi olmak çok gurur verici. Babam hâlâ ofise uğrar, "Nasıl gidiyor?" diye sorar. Bazı şeyleri neden farklı şekilde yaptığımı sorgular ama kesinlikle yargılamaz. Bana sıkça Chanel'de daha önce çalışan parfümörlerin, Henri Robert ve No 5'in yaratıcısı Ernest Beau'nun anekdotlarını anlatır.

Yeni bir parfüm yaratma ihtiyacı nasıl doğuyor?
Bir marka, yaşadığını göstermek için parfüm yaratmalı. Biz parfüm yaratarak zamanın ruhuyla oynuyoruz.

Bir parfümün yaratım sürecini kısaca anlatabilir misiniz?
Chanel'de tüm parfümleri kendimiz yaratıyoruz ve hepsi bize ait tescilli formüller. Yaratım sürecinin belli bir kuralı yok. Fikir ve sonuç var. Her şey deneysel, bu yüzden dozaj çok önemli. Her parfümde içeriklerin yoğunlukları değişir. Sonuca, "İşte bu!" dediğim an ulaşıyorum. Son söz bana ait. Tabii, şirkette 4-5 kişiye yolluyorum ilk edisyonu. Karl Lagerfeld'e de yollardım. Parfüme çok düşkündü ve hep değiştirirdi, uzun süre aynı parfümü kullanmazdı. Parfüm çok sübjektif bir şey, o yüzden bana çok taze gelen bir parfüm başkasına ağır gelebiliyor. Vermek istediğimiz mesaj alınıyor mu diye insanlara denettiriyoruz. Son noktayı koymak için bu deneyler bize yardımcı oluyor.

Her parfümde Chanel ruhu farklı, yeni bir yöne gidebilir. Mesela Les Exclusives serisinde her bir parfüm bambaşka bir tarihi anlatır. Chanel modaevinin tarihçesinin farklı dönemlerinden ilham alır. Mesela Coromandel Mademoiselle, Chanel'in rue Cambon'daki dairesinden esinlenilerek yaratıldı. Bazen de yepyeni bir içerik keşfedince yeni bir parfüm yaratma ihtiyacımız ve isteğimiz doğuyor. Kendi ürettiğimiz içerikler dışında, tüm dünyadan olfaktif estetik peşinde, yepyeni içerikler araması da yapıyoruz. Bizzat kendim de gidiyorum bu keşiflere. Tarım işçileri ile sohbetler, çiçek üreticileriyle fikir alışverişleri yaratım sürecimi etkiliyor, besliyor. Çok iyi dostluklarım var. Ve Chanel'in ne istediğini iyi biliyorlar. Mesela Mısır'da hasatın ilk ve son mahsülünü kullanacağımızı çok iyi öğrenmişler.

Sizce tüm zamanların en zamansız parfümü hangisi?
Bir parfümün başarılı olması için zamanının sınırlarını aşmış olması lazım. Mesela geçenlerde Corbusier'nin yaptığı 20'lere ait bir ev gördüm. O kadar moderndi ki, zamanının ilerisindeydi. Bir parfümün modernliği de tıpkı bunun gibi yüzyıl ötesine ulaşabilmesinden ileri gelir. Sorunuza dönersek, tabii ki aklıma Chanel No 5 geliyor çünkü zamanının kriterlerini aşan bir parfümdü.

Parfümde de trendler var, mesela 80'lerde su bazlı parfümler modaydı, şimdi çok demode kalıyorlar. İşte, bu yüzden trendleri takip ederek bir parfüm yaratmamak lazım. Tabii, zamanla biz de No 5'in içeriğini biraz değiştirdik. Orijinal formüle dokunmadan başka bir bakış açısı ortaya koyduk. 1920'lerde var olmayan içerikler ekledik. Mesela o yıllarda parfümler damlalıkla kullanılıyordu, şimdi daha kolay spreyle. No 5 Eau'yu deneyenler anneannelerinin parfümünü yeniden keşfediyorlar. Sokakta yürürken kafanızı döndürecek, başka hiçbir parfüme benzemeyen bir parfüm No 5. Gabrielle Essence da içerdiği çiçek nektarıyla diğer parfümlerden sıyrılabilen bir parfüm.

İnsanlar hangi tarz parfüm seviyor; kendini evinde hissettiren mi, yoksa başka dünyalara götüren mi?
Sizce? Parfüm son derece kişisel ve insanın kimliğini yansıtıyor. Giydiğimiz kıyafetleri seçmemiz gibi kendimizi ifade eden parfümleri de seçiyoruz. Aslında biraz bilinçaltımız seçiyor.

Peki, sizin parfümünüz hangisi?
1955'te çıkan, pek kimsenin kullanmadığı Pour Monsiuer de Chanel. Biz çok feminen bir modaeviyiz, parfümlerimiz çok feminen, erkek kıyafeti yapmıyoruz ama erkek parfümlerimiz de oldukça başarılı. Antheus'la ultra maskülen bir imaj yarattık ve aromatik, ormansı, erkeksi bir parfümle dikkatleri çektik. Babam Jacques Polge'un 1978'de, Chanel bünyesinde yarattığı ilk parfümdür Antheus. Bu arada söylemeden edemeyeceğim, en son çıkan erkek parfümümüz Bleu de Chanel'in inanılmaz başarısı bizi de çok şaşırttı. En iyi satan erkek parfümümüz oldu, böylesine büyük bir beğeni elde etmesini hiç beklemiyorduk.

Canlandırdığınız her karakter için farklı parfüm kullandığınız doğru mu?
Evet, her rol için farklı bir parfüm seçerim çünkü kokuların beni farklı bir zaman ve yere taşıma gücü olduğuna, özel bir his yarattığına inanırım. Canlandırdığım karakterleri farklılaştırmak ve hayatımda bir zaman çizgisi oluşturmak benim için önemli. Sete girdiğimde ve parfüm sıktığımda, o karakterle bütünleşmeme yardımcı olması açısından koku benim için güçlü bir araç.

Gabrielle Chanel Essence sizin için neden özel bir parfüm?
Eğer bir parfüm sizinle bütünleşiyorsa anında anlarsınız. Zihnimde farklı kişilerle birleştirip düşündüğüm, güzel olsalar dahi kendime uygun bulmadığım pek çok parfüm var. Gabrielle Chanel Essence son derece güçlü, feminen ve sıcaklık hissi yayan bir parfüm. Sahip olduğu aydınlık ve çabasız özellikler Chanel ile benzerlik taşıyor. En sevdiğim nota olan, Gabrielle Chanel Eau de Parfum'de de yer alan sümbülteber çiçeği, Gabrielle Chanel Essence ile daha da vurgulanıyor. Benim için bu parfüm başlı başına güçlü ve yaşam dolu bir karaktere sahip.