Öze ve doğaya dair

Eylem Şimşek

Doğa nasıl sonsuz bir ilham ve malzeme kaynağıysa Tohum Design koleksiyonları da kendini sınırlamadan her an genişlemeye devam ediyor; sürecin sonunda da 'feminen' enerjiler ini dışavur mak isteyenlerle buluşuyor. Markanın tasarım serilerindeki bu organik olarak açığa çıkan kümülatif yaklaşım, kurucusu Verda Alaton'un doğanın her parçasını özümseyen ama aynı zamanda tasarımlarını sanatsal bakış açısıyla yaratan biri olmasıyla ilgili. O nedenle Terra, Raw ya da Lumia gibi hayran olduğumuz koleksiyonlarına, hiç beklemediğimiz anda yeni parçalar eklenebiliyor. İşte bu nedenle Alaton'un kış sezonunda lansmanını yaptığı Concha koleksiyonunun odak noktasına yaz mevsimiyle özdeşleşen deniz kabuklarını koyması şaşırtıcı gelmiyor; aksine doğayı zamandan bağımsız olarak özümsememizi sağlıyor. Concha vesilesiyle Verda Alaton'un Constantin Brancusi heykellerine yakınsayan tasarımlarını ve ilham kaynaklarını gözden geçiriyoruz.

'Concha' adını verdiğiniz kış koleksiyonun çıkış noktasını ve ilham kaynaklarını öğrenebilir miyiz?

Deniz kabukları, Tohum'un yıllardır vazgeçilmezleri. Seneler içinde farklı koleksiyonlarda kullandığım son derece keyif aldığım bir doku ama bu yıl 'Concha' adı altında ön plana çıkarmış oldum. Deniz kabuklarının algımızda yaz ile bağdaşmasının tabularını kırmak, güzelliklerini ve sıcaklıklarını yıl boyunca hatta kışın en soğuk zamanlarında bile hissedilmesi dileğim oldu. O nedenle özellikle bu dönemde koleksiyonu hayata geçirdim. İlham kaynağım Tohum'un temel taşlarında yatan Afrika'ya dayanıyor. Puka ve Cowrie gibi deniz kabukları Batı Afrika'nın bereket ve güzellik sembolüdür. Bu büyüleyici deniz kabuklarını altın ve gümüşle kullanmak, farklı bir sıcaklık, dinamiklik ve Batı'ya uyum sağlamak anlamına geliyor benim için.

Yaz ile bağdaşan bir nesneyi kış sezonunda kullanmanızı son yıllarda podyumlarda gözlemlenen mevsimler arası geçişkenlikle ilişkilendirebilir miyiz?

Yaz ve kış, uygun olmak-olmamak, kabuk görmek-görmemek... Bunlar bizlerin koyduğu limitler ve yargılar. Gözümüze ve gönlümüze güzel görünen, ruhumuza hitap eden her seçimde özgür olduğumuzu düşünüyorum. Sadece kendi limitlerimiz bizleri durdurabilir. Bunun dışında geçişkenlik konusunda hiçbir sınır olduğunu düşünmüyorum.

Bu koleksiyonu hayata geçirmeden önce nasıl bir araştırma sürecinden geçtiniz ve okyanus gibi engin bir esin kaynağını spesifik formlarda nasıl ortaya çıkardınız?

Çalışmama deniz kabuklarının hangi kültürlerde neyi ifade ettiklerini araştırarak başladım. Coğrafyalar ve farklı kıtalarda nasıl kullanıldıklarına baktım; mitolojilere kadar dayanan güzel anlamlar ve hikayelerle karşılaştım. Bati Afrika'da puka deniz kabukları her türlü bereketin sembolüdür örneğin. Afrodit'in sahilde, büyük bir deniz kabuğunun içinde doğması gibi. Zaten kadın güzelliğinin ve feminenliğin sembolü olması da buradan geliyor. Formların oluşması ise doğal bir süreç benim için.

Tasarımlarınızda genellikle doğal taşları kullanmayı tercih ediyorsunuz. Peki onların enerjisine realitede inanıyor musunuz?

Yıllar içinde yaşadığım ve şahit olduğum deneyimlerle taşların enerjisine inanmamak mümkün değil. Geri aldığım yorumlar hep huzur, ferahlama ve güzel ilginç deneyimler üzerine. Taşlar gerçekten doğanın bir mucizesi. Kristaller, fosiller, akikler, turkuaz, mercan gibi taşlar binlerce yıl boyunca insanların farklı coğrafyalarda koruyucu olduklarına inandıkları ve kullandıkları taşlar.

Limitli sayıda üretilen kristal taşlı kolye

Tohum markasıyla uzun süredir moda sektörünün içindesiniz. Yaptığınız işin en sevdiğiniz yanının ne olduğunu öğrenebilir miyiz?

İşimin en sevdiğim yanı her günün yenilikler içermesi. Yeni parçaların hayata geçmesi, dinamizm ve sürprizlerle dolu olması. Sanırım en keyif verici anlardan biri de tasarımların bitmesi ve son şekline gelmesini görmek. Bir diğer sevdiğim kısım da Tohum'ların onu taşıyacak kişilerle buluşması. Tasarımların doğru kişiyle tanışması ve hatta bütünleşmesi benim için oldukça önemli ve keyif verici.

Tasarımlarınızla bütünleşen silueti bize tarif eder misiniz?

Benim için en ideal siluet, fiziksel özelliklerden ziyade özgüvenli, keyifli, huzurlu, kendiyle barışmış karakterler.

Deniz kabukluları size neler çağrıştırıyor, üç kelimeyle özetler misiniz?

Feminenlik, özgürlük ve güç.

Sanatla yakın ilişkileri olan bir tasarımcı olarak Tohum Concha koleksiyonuyla bir sanat eseriyle/fotoğrafla/filmle ilişkilendirmenizi istesek bu hangisi olurdu?

Concha koleksiyonu, bana en çok modernizmin önemli temsilcilerinden Constantin Brancusi'nin heykellerini veya Out of Africa filmini çağrıştırıyor.

Tohum Design'ın yeni Concha koleksiyonundan deniz kabuğu figürleriyle yaratılan altın bileklik, kolye ve gümüş yüzük

Peki bu koleksiyona şimdilik ne tür parçalar dahil?

Tohum'un diğer tüm koleksiyonları gibi Concha da önü açık ve sürekli genişleyen bir koleksiyon. Adet ile koleksiyonları sınırlamak mümkün değil; zira doğa sonsuz bir ilham ve malzeme kaynağı. Dolayısıyla Concha da Terra ve diğer koleksiyonlarımız gibi büyüyerek devam edecek. Şimdilik koleksiyonda kolyeler, bilezikler, saç süslemeleri, küpeler ve yüzükler yer alıyor.

Bizce Tohum tasarımlarının en önemli özelliği farklı koleksiyonlara ait parçaların birbiriyle oluşturduğu kreatif birliktelikler. Peki size göre Concha tasarımları diğer hangi tasarımlarınızla uyum içerisinde kullanılabilir?

Tüm Tohum koleksiyonlarının temel buluştuğu nokta aslında trendlerden, mevsimlerden ve sınırlayıcı algılardan uzak olmaları. Dolayısı ile Concha da aynı şekilde bugüne kadar yarattığım tüm diğer tasarımlarla rahatlıkla bir araya gelebilir ve kullanılabilir. Önemli olan tek şey tasarımların kendi ruhumuz, stilimiz ve keyfimiz ile buluşması.

Son olarak Tohum Concha kolye ve bileklik tasarımlarını taşıyan birinin ne hissetmesini, bu tasarımların ona ne hatırlatmasını istersiniz?

Concha Koleksiyonunu taşıyan Tohum dostlarının, kendi dişi enerjileri ile buluşmalarını, özgür ve feminen taraflarını kucaklamalarını ve güçlü özlerini keyifle taşımalarını dilerim.

El yapımı geometrik formlu küpeler