Modanın artırılmış geleceği
MODA

Modanın artırılmış geleceği

Moda dünyası bir taraftan zamansızlık trendini, sezonların kayboluşunu, tükenmişliği, sokak modasının baskısını ve sürdürülebilirliği konuşadursun, diğer taraftan da tüm hayatımızı sanki gelecekten gelen bir sarmaşık gibi saran bilişim teknolojilerinin kı

GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Mart 2020

Çağla Bingöl

İki Dünya Bir Araya Geliyor
Lisenin moda takipçisi cool gençleri ile ders aralarını bile sınıfta Game Boy'larının başında geçiren, mezuniyet partisine ayıp olmasın diye davet edilmiş utangaç IT çocuklarının bir gün birbirine bu kadar yaklaşacağını kim bilebilirdi? Hatta gerçekliğin sokaktan ziyade dijitalde yaşanacağı bir dünyaya doğru ilerlerken, bir dönemin bilgisayar çocuklarının ellerindeki kozların iyice güçleneceğini? Bilseydiniz belki okulun en popüler grubu ile arkadaş olmaya çalışmak yerine bu utangaç dahilerle yakınlaşırdınız. Ama geleceği böyle tahmin etmemiştik tabii. Bize gelecek Jetgiller'lerdeki hizmetçi robotlarla, Back to the Future'daki zaman makinesine dönüşen DeLorean otomobillerle, 2001 A Space Odyssey'deki kontrolü ele geçiren bilgisayarlarla anlatıldı. Yani kısacası hep zannettik ki bilgisayarlar bir şekilde ayaklanıp bizim hayatımıza girecekler. Meğer biz onların gerçekliğine dahil olacakmışız.

Modada Gelecek Zannettiğinizden Daha Yakın
Silikon Valley'in önemli fütüristlerinden ve Singularity University'nin kurucularından Peter Diamandis, geleceğin moda dünyası ile ilgili bir kareyi bize şöyle tasvir ediyor: "Sonuç olarak kıyafet satan mağazalar büyük ölçüde tedavülden kalkacak. Tıpkı Amazon'un kitapçılara yaptığı gibi. Vücudunuz scan edilecek ve elde edilen data size özel olarak saklanacak. Hem de her gün için ayrı ayrı.

Sanal gerçeklik gözlüklerinizi takarak sanal bir mağazaya adım atacaksınız. Bunun için hiç zaman harcamayacaksınız. Trafik yok, park etme derdi yok, mağazaya ulaşmak için alışveriş merkezine girme zorunluluğu yok. Kendinize özel mağazanıza gireceksiniz. Burada her şey tam da sizin ölçülerinizde. Her şey üzerinize uyuyor. Ayrıca her tasarımcı ve her koleksiyon mevcut. İsterseniz arkadaşınız da size sanal gerçeklik gözlüğü ile katılabilecek ve sizin gördüğünüz her şey ona da açık olacak. Böylece alışveriş deneyiminiz çok daha sosyal ve eğlenceli hale gelecek.

Kişisel AI, yani yapay zeka alışveriş danışmanınız her an size yardıma hazır olacak. Beğendiğiniz bir kıyafet gördüğünüzde işaret etmeniz yeterli olacak ve kendinizi sanal olarak o kıyafeti denerken göreceksiniz; kabinde giyinip soyunma derdine son. Gerçek hayatta hareket ettikçe sanal aynanın önünde elbisenize bakabileceksiniz.

Bu arada gerçek hayatta sahip olduğunuz tüm gardırobunuzun sanal bir kopyası burada mevcut olduğundan yeni alacağınız bir parçanın diğer kıyafetlerinize yakışıp yakışmadığına bakabileceksiniz. Ve tüm bu kıyafetler bugünkü fiyat etiketinin yarısına alınabilecek çünkü maliyete eklenen birçok masraf ortadan kalkmış olacak."

Diamandis'in anlattıkları belki bugün için biraz fazla bilimkurgu kalıyor ama şu da bir gerçek ki markalar bir köşede sessizce geleceğin gelmesini beklemiyor.


Zara Artırılmış Gerçeklik uygulaması

Moda Dünyasında Sanal Gerçekliğin Yükselişi
Moda dünyası bir süredir artırılmış ve sanal gerçeklik üzerine çeşitli denemelerde bulunuyor. Zara, akıllı telefon kamerasından yararlanarak mağazada sanal bir podyum kuruyor. Lacoste yine aynı objektiften yararlanarak denemek istediğiniz bir ayakkabıyı ayağınızdaymış gibi gösteriyor. Uniqlo, mağazalarında kurduğu led ekranlarda beğendiğiniz bir parçanın farklı renklerini sanal olarak deneme fırsatı sunuyor. Sephora, artırılmış gerçeklik aplikasyonu ile sanal bir makyaj sanatçısı yaratıyor ve farklı makyaj malzemelerini denemenizi sağlıyor. Tüm bu projeler aslında bize gelecek denen; haplarla beslenip, uçan arabalara bineceğimizi düşündüğümüz renkli rüyadan bir fragman sunuyor.

Fakat bahsettiklerimizin hepsi modanın 2010'lardaki dijital denemeleriydi. İlgi de gördüler ama esas aradığımız Pokemon Go oyununun yarattığı heyecan seviyesiydi, hâlâ da öyle. Çünkü moda, adı üzerinde avant-garde bir alan ve hep bir adım önden gitmeli, ilham vermeli. O ilham, 2020'lere girerken Gucci'nin Snap Inc. ve Harmony Korine ile yaptığı işbirliğinden geldi mesela!


Snap Inc, Gucci ve yönetmen Harmony Korine işbirliğinden doğan Spectacles 3, derinlik algılama ve AR özelliğine sahip

Snap Inc. hatırlayacağınız üzere bugünlerde dijital tarihin tozlu sayfalarına kazınmış Snapchat fenomeninin yaratıcısı. Snapchat ise artırılmış gerçekliği aplikasyon içi filtre uygulamaları ile hayatımıza ilk defa sokan sosyal medya mecrası. Gucci ile tasarlanan Spectacles x Gucci by Harmony Korine isimli sanal gerçeklik gözlükleri sizi anime dünya ile gerçekliğin iç içe geçtiği çok farklı bir ana ışınlıyor. Ünlü film yapımcısı Korine ile çekilen Duck Duck isimli 3D teknolojili film ile geçtiğimiz Aralık ayındaki Miami Basel Sanat Fuarı sırasında tanıtılan işbirliği; Gucci'nin var olmak istediği genç, 'nerd', maksimalist, pop alanı çok güzel dolduruyor. İki adet HD kameraya sahip bu gözlüklerden sadece 50 adet üretilmiş. Belki alışveriş anlamında bir deneyim katmıyor hayatımıza ama geleceğin teknolojilerinin eğlenceli kullanımı hakkında fikir veriyor.

Bir başka ileri görüşlü proje de İskandinav marka Carlings'den geldi. 40 Euro'ya satışa sunulan Last Statement isimli tişörtün üzerindeki logoya Instagram kamerasını odakladığınızda, Targeting Tracking isimli çok taze bir teknolojiden yararlanarak artırılmış gerçeklik filtreleri ile farklı farklı desenlere bürünüyor. Düşünsenize, yaşadığımız sosyal medya çağında bir grup insan sürdürülebilirlik diye çırpınırken, bir grup insan da Instagram'da çıkan bir kıyafetini bir daha giymeye çekiniyor. Bu prototipin geliştirilmesi fast fashion tutkunları ile sürdürülebilir moda savunucularını ortak noktada buluşturabilir.


Carlings AR Last Statement tişört

Modanın Geleceğinde İstediğin Kadar Yer Almak
Modanın geleceği için yollar çizilirken konvansiyonel ile yeni olan aynı anda var olmanın yolunu bulmalı. Çünkü tutucu bir tavır sergileyerek, "Tasarım ancak dokunarak, hissedilerek anlaşılır" dersek; artırılmış gerçekliğin bir gün bize sanki o tasarım hemen elimizin altındaymış hissini yaşatmayacağı ne malum?

Diğer yandan, dijitalleşme konusunda eskiden beri en çok korkulanın; tüm yaşananların sanallaşması riskinin de göz ardı edilmemesi gerek. Lüks alışveriş, moda haftası, sokak modası gibi sosyal deneyimlerin kalmadığı bir dünyada sadece 'big data' denen ve şu ana kadar kullanımı ve toplanması konusunda çok da başarılı olunamayan bir oluşumun, zevkleri makineler tarafından yönlendirilen veri parçacıkları haline geliriz (2016 Amerikan seçimi, Brexit ve Facebook krizi unutulmamalı).

Mesela her gün kendimize dijitalden kopuk, offline olduğumuz bir zaman dilimi yaratıp, "Acaba aramalarımı kimse izliyor mu?" paranoyası yaşamadan, her ay farklı bir görsel şölen sunan dergiler aracılığı ile moda gündemini takip edebiliriz. Sonra, aldığımız ilhamla bizzat biz kişisel AI alışveriş asistanımızı yönlendirebiliriz. Ne dersiniz, daha az korkulu bir gelecek senaryosu olmaz mı?