Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
Şebnem Kırmacı/ Sabah Cumartesi
VICTORIA’S Secret markasının meleklerinden olan, Chanel’den Dior’a dünyanın en önemli modaevlerinin podyumlarında ve reklam kampanyalarında yer alan Çek model Karolina Kurkova, 15 yaşında Prag’da keşfedilmiş. Forbes dergisinin 2007’de yayımladığı en çok kazanan modeller listesinde altıncı sırada yer alan Kurkova, Time dergisi tarafından da dünyanın en güzel 50 insanı arasında gösterildi.
Ünlü model, ilkbahar-yaz kampanyasının yüzü olduğu Brandroom markasının koleksiyonunu tanıtmak ve Harvey Nichols’ın İtalyan Ticaret Merkezi ile ortaklaşa düzenlediği Italian Style etkinliğine katılmak için geçen hafta İstanbul’daydı. Sadece Cumartesi SABAH’a konuşan Kurkova, ünlü olmanın üzerinde yarattığı baskıdan küçükken sıska bacaklarını saklamak için hiç etek giymediğine kadar hayatına dair pek çok şey anlattı.
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
Günlük hayatta giyim tarzınız nasıl?
- Mütevazı, ayakları yere basan bir insanım. Modayı çok seviyorum, çok eğlenceli buluyorum ama kafayı moda ile bozmuş, takıntılı tiplerden değilim. Parçaları karıştırmayı, farklı kombinler yapmayı seviyorum. Ne giyeceğimi düşünmek benim için oyun oynamaktan farksız. Bugün koyu renk giyindiğim için aksesuar olarak neon renkli bir çanta taktım, sırf eğlenmek için. Modayı çok ciddiye almıyorum.
Asla giymem dediğiniz neler var?
- Kendimi ve modayı ciddiye almadığım için asla giymem dediğim hiçbir şey yok. Victor&Rolf markasını çok seviyorum. Çok aşırıya kaçmadan eğlenceli bir tarz yakalamaya çalışıyorum. En önemlisi doğru zamanda doğru giyinmek. Nasıl bir ortamda olduğum seçimlerimi çok belirliyor. Şehirlerden ilham alıyorum, bu da kıyafetlerime yansıyor
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
İstanbul kıyafetlerinize nasıl yansıyor?
- Çok enerjik bir şehir burası, renkli ve desenli giyinmek geliyor içimden.
2009’da kilo almıştınız, selülitleriniz yüzünden çok eleştirildiniz.
- Stres yüzünden hipotiroid hastalığına yakalandım. 15 yaşında mankenliğe başladım ve hiç ara vermeden çalışmaya devam ettim. Hiç durmadan bir kıtadan diğer bir kıtaya yapılan yolculuklarla geçen yıllar... Hayatım boyunca çok sağlıklı yaşadım. Hiç sigara içmedim, içkiyi çok az içerim, kendime iyi bakarım.
Sonradan hastalığınızı açıkladınız...
- Basın benden ‘şişko’ diye bahsetmeye başladı. İnsanların, ne kadar kilo aldığım hakkında arkamdan konuştuklarını duyuyordum. Sonunda açıklamak zorunda kaldım. Moda dünyasının değil ama medyanın ne kadar acımasız olduğunu birebir yaşadım.
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
Hoşlandığım çocuk yüzüme bile bakmıyordu
Yoğun bir iş temponuz var.
- Evet, üstelik bir de bebeğim var. İstanbul’a eşim ve bebeğimle geldim. Örneğin bu sabah çok erken kalktım, bebeği doyurdum, saçımı, makyajımı yapıp buraya geldim. Ben çok şanslıyım. Yaratıcı, eğlenceli, ailemle birlikte seyahat edebileceğim bir işim var!
Kendinizi ‘kutsanmış’ hissediyor musunuz?
- Kesinlikle! Ama çok çalışıyorum, hiçbir şeyin garantisinin olmadığının bilincindeyim. Bir diva değilim ve hayatım boyunca da öyle davranmadım. Birlikte çalıştığım herkese çok saygı duyar ve öyle davranırım. Çocukken çok utangaçtım. Hâlâ zaman zaman utangaçlık krizlerine kapılıyorum.
Büyürken çok zor zamanlar geçirdim. Hep sınıfın en uzun kızıydım. Upuzun bacaklarım, upuzun kollarım vardı. Yaşıtım kızlar benden daha kısa, daha kıvrımlıydı. Büyüme çağında hepsinin göğüsleri gelişmeye başladı; bense tahta gibi kalmıştım. Kendimi yaratık gibi hissediyordum. Modelliğe başlayana kadar etek giyemedim. Kimse sıska bacaklarımı görmesin diye onları saklamaya çalışıyordum.
Güzel olduğunuzu hiç düşünmediniz mi? Kimse size söylemedi mi?
- Hayır. Bir çocuktan hoşlanıyordum; okulun en popüler çocuğuydu. Suratıma bile bakmıyordu. Modelliğe başladığımda işler değişmeye başladı, benden hoşlandığını söyledi. Modelliğe başladıktan sonra kendime güvenmeye mecbur kaldım. İşimi yaparken kendime hikâyeler yaratıyorum ve onları oynuyorum.
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
Eski Çekoslovakya’da doğdunuz.
- Prag yakınlarında, küçücük bir şehirde yaşıyordum ailemle. Her hafta sonu anneannem ve dedemin yanına kalmaya giderdik. Küçücük bir köy evleri vardı. Anneannem ve dedem evlerinin kapısını gece yatarken bile kapatmazdı. Bahçelerinde tavşanlar, tavuklar, atlar, inekler vardı. Yaşadığım şehir çok küçüktü, herkes birbirini tanırdı. Dünyayla alakası olmayan bir yerdi.
NAOMI,DÜNYANIN ENİYİ MODELİ
Sizce dünyanın en iyi modeli kim?
- Naomi Campbell: O bir ikon. 4O yaşını geçti ama hâlâ çok güzel. O, bu işin en iyisi. Christy Turlington’ı doğal ve bilinçli bir duruşu olduğu için çok seviyorum; Cindy Crawford’u çok farklı olmayı başardığı için, Heidi Klum ve Tyra Banks kendi tarzları belirgin kadınlar.
Alexander McQueen’in intiharı, John Galliano’nun başına gelenler, Christophe Decarnin’in intiharı... Yaratıcı insanlar kapana mı kısıldı?
- Yılda iki kez koleksiyon çıkarmak kolay değil. Büyük baskı altındalar. Yaratıcı insanlardan bahsediyoruz; işadamı zihniyetine sahip olmaları bekleniyor onlardan. Problem şu: Moda dünyası giderek kurumsallaşıyor. Eskiden böyle değildi, tasarımcılar daha özgürdü. Sadece yaratıcılıklarına odaklanabiliyorlardı. Tasarımcıların bu baskılar ile nasıl başa çıktıkları, ne kadar güçlü oldukları önemli.
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
KASINTI OLDUĞUMU ZANNETTİLER
My Sexiest Year adlı filmde rol aldınız. Oyunculuk nasıl bir tecrübeydi?
- Harikaydı. Temel bir fark var modellik ve oyunculuk arasında. Modellik yaparken kamerayı yakalamak zorunda kalıyorsunuz. Oyunculuk yaparken işler değişiyor, kamera yokmuş gibi davranmanız gerekiyor. Buna alışmak zordu.
Oyunculuğa devam mı?
- Kesinlikle. Sadece oyunculuk değil, sunuculuk yapmayı da istiyorum.
Beraber çalıştığınız insanlar nasıl buldu oyunculuğunuzu?
- Eğlenceli, doğal, enerjik olduğumu söylediler. Herkes benim kasıntı bir model olduğumu düşünüyordu ama çalıştığım insanların hepsi fikirlerini değiştirdi.
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
HAYATIMIN KARARI HAMİLE KALMAKTI
Süper modelliğe giden yolda dönüm noktanız neydi?
- 17 yaşımda Prada ile modellik anlaşması imzaladığım an. Prada’nın mankeni olmak bana tüm kapıları açtı
Bu kadar ünlü olmak nasıl bir şey?
- Çok büyük bir sorumluluk. Tabii çok gurur verici ama üzerimde baskı yaratıyor. Bütün bunlara layık olmak ve korumak zorundasınız. Şöhret uyuşturucu gibi. Eğer sadece ondan beslenirseniz bir daha onsuz yapamazsınız. Hayatımda denge kurmaya çalışıyorum. Gün gelir şöhretimi kaybedebilirim; bu yüzden hayatımda kendimi iyi hissedeceğim, sevdiğim başka şeylere ihtiyacım var. Aileme yani.
Hayatınızdaki en önemli karar neydi?
- Hamile olduğumu öğrenmeden kısa süre önce eşimle konuşmuş, hazır olduğumuzu hissettiğimizi söylemiştik. Kısa süre sonra hamile olduğumu öğrendim. Hipotiroidi olan kadınların hamile kalamama riski var, bu yüzden hamile kalmam sağlığımın yerine geldiğinin de işaretiydi.
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim
Bacaklarım çirkin diye etek giymezdim




