Barbiecore akımına dair bilmeniz gereken her şey
Orijinal Barbie bebeğinin tarzını çağrıştıran canlı pembenin İtalyan moda devi Valentino'nun Sonbahar- Kış 2022 Koleksiyonu'nda ilk büyük adımlarını atmasının ardından, bu ikonik renk Versace başta olmak üzere bir çok büyük moda evinin de dikkatini çekmişti. Özellikle Zendaya, Anne Hathaway, Harry Styles, Kim Kardashian ve Hailey Bieber başta olmak üzere pek çok ünlü isim ve influencer'lar tarafından da Barbie'den ilham alan ya da akıllara direkt olarak Barbie'yi getiren pek çok kombine imza atıldı.
Barbiecore akımına dair bilmeniz gereken her şey
Margot Robbie'nin adeta bir şova dönüştüğünü söyleyebileceğimiz basın turundaki Barbie referanslı görünümlerinde olduğu gibi gerek ünlülerin sokak stillerinde gerekse kırmızı halıda, Barbiecore etkisini görmek mümkündü. Pembenin en canlı tonlarından pastel tonlarına kadar bu tatlı rengi sarı, turuncu, yeşil, mor ve mavinin çeşitli tonlarıyla stilinizde bir araya getirebilirsiniz. Eğer baştan aşağı pembelere bürünmek konusunda cesaretliyseniz özellikle sokak stilinizde kombinininizi tamamlayacak olan bütün parçaların aynı pembe tonunda olması göz alıcı tarzınızın imzası olabilir. Yeni bir moda fenomeninin yükselmekte olduğunu hissettiğimiz bu yaz sezonunda aksesuarlarınızda, ayakkabılarınızda, makyajınızda ve tüm kombininizde başrolü pembeye verebilirsiniz. Nihayetinde maksimalist bir akım olan ''Barbiecore''da pembe konusunda aşırıya kaçmış olmanız pek de olası görünmüyor!
Barbiecore akımına dair bilmeniz gereken her şey
'Barbie pembesi' nin kısa tarihi
İlk Barbie bebeğin 1959 yılında raflardaki yerini almasıyla Barbie'nin dünyasına doğru yolculuğumuz başlamış olsa da 1970'lerde pembe rengin özellikle genç kızlar arasında büyük bir popülerlik kazanmasıyla birlikte Barbie'nin dünyasının karşı konulamaz ve geri dönülemez bir şekilde pembeye boyandığını söyleyebiliriz.
Barbiecore akımına dair bilmeniz gereken her şey
Pembe renginin özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra moda dünyasındaki etkinliğinin artmasıysa Christian Dior'un romantik ''New Look''u çıkarmasıyla mümkün oldu. Savaş döneminin depresif ruh hali ve kumaş kısıtlamalarının içine doğan ''New Look'', baskılanan moda sektöründe adeta bir reaksiyondu. Savaş sonrasındaysa tekrar iş dünyasına dönen erkekler ve ev yaşantısına çekilen kadınlar arasındaki dinamiklere işaret eden araçlardan biri olan modada pembe büyük bir pazarlama stratejisi haline gelmeye de başladı. Bu dönemde bir çok firma, kadınlara yönelik olarak pembe tonlarında ev eşyalarını bile piyasaya sürdü. Böylelikle pembe bugün bile sıklıkla feminenlikle özdeşleştirdiğimiz pozisyonuna yerleşerek özellikle moda dünyasındaki hakimiyetini de herkese duyurdu. Elbette Dior'un ''New Look''unun yapı taşları arasındaki açık pembe rengi tasarımcısı tarafından sadece feminen dürtüler uyandırması için seçilmemişti. Tasarımcı Christian Dior, koleksiyonunda bu renge özellikle yer vermesi konusunda ''vahşi zevklerinin'' olduğu vurgusunda bulunuyordu.
Barbiecore akımına dair bilmeniz gereken her şey
İki dünya savaşı arasında pembenin bir diğer önemli temsilcisi sayılabilecek olan Elsa Schiaparelli ise bu ikonikleşecek rengin farklı bir tonunun moda dünyasındaki yerini sağlamlaştırması konusunda öncülük etti. Pembenin kimi zaman cüretkar kimi zamansa canlandıran ve aydınlatıcı etkisinin farkında olan Schiaparelli, sevdiği kırmızı tonunun beyaz karışımıyla kendini baştan yaratan pembesini "shocking pink"- "şok eden pembe" olarak tanımlıyor. Schiaparelli'nin pembesini Dior'unkinden ayıran bir nokta da, Schiaparelli pembesinin çok daha fuşya bir tona sahip oluşu.
Pembeyi belli bir döneme atfetmemiz pek de mümkün görünmese de cüretkar, kesinlikle şok edici ve aynı zamanda da saflığın temsilcisi rolünü üstlenen bu rengin özellikle yaz sezonu boyunca pek çok stile ilham kaynağı olacağını söyleyebiliriz.




