Donmuş Sinema: Dustin Yellin ile Bilincin Yolculuğu
KÜLTÜR & SANAT

Donmuş Sinema: Dustin Yellin ile Bilincin Yolculuğu

Dünya, gözle görünmeyeni keşfetmeye cesaret edenlerin elinde şekillenir. Dustin Yellin, bilincin sınırlarını heykellerine taşıyan, zamanı ve mekânı yeniden yorumlayan bir sanatçı. Bu röportaj, onun çocukluğundan başlayıp Pioneer Works’e uzanan yolculuğuna ve sanatıyla kurduğu evrensel bağlantılara ışık tutuyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 26 Aralık 2025

Ayşe Sarıoğlu: Sanatın sizin yolunuz olacağını ilk ne zaman fark ettiniz? Bu bir aydınlanma mıydı yoksa yavaş bir gelişim süreci miydi?

 

Dustin Yellin: Çok genç yaşta fark ettim. Sanırım ergenlik yıllarımdaydım. Ama sanatın benim için tek yol olduğunu anlamam daha sonra oldu. Çocukken bilim, jeoloji ve birçok farklı şeyle ilgileniyordum. Ama çocuk olduğum için disiplinler arasındaki farkı veya bunları profesyonel olarak takip etmenin ne demek olduğunu anlamıyordum. Liseden ayrıldım, yani resmi bir eğitimim olmadı. New York’a taşındığımda kendi kendime öğrendim. Ama sanat hep gençliğimden beri benim yolum oldu. Çünkü benim için sanat, mutlak ve eksiksiz özgürlüğü temsil eden tek şeydi.

 

Ayşe Sarıoğlu: Siz bir tür dâhisisiniz. Ailenizde yaratıcı alanlarda çalışan biri var mıydı? Yaratıcılık sizce miras mı, öğrenilen bir şey mi, yoksa sonradan kazanılabilir mi?

 

Dustin Yellin: Annem ressamdı, ama profesyonel olarak değil—sadece bir tutkuydu. Oldukça iyiydi. Onun dışında ailemde başka sanatçı yoktu. Yaratıcılık konusunda… hem miras hem öğrenilen bir şeydir. İkisi de.


 

Ayşe Sarıoğlu: Nasıl bir çocuktunuz? Otostop, okuldan ayrılmak, seyahat… Bunlar bugünkü sanat yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi?

 

Dustin Yellin: Bunu “keşif DNA’sı” olarak adlandırırım. Merak tohumları. Sürekli bunu beslemeye çalışıyorum. Çocukken ormana gider, ağaç kabuklarına bakar veya bir kayanın içindeki dünyayı hayal ederdim… keşfetme duygusu. Bugün hâlâ uydu görüntülerine bakıyorum; dünyanın her yerine gitmeyi seviyorum. Bilgi sadece kitaplarla öğrenilmez; bilinç doğasını, kültürler arasındaki farkları anlamakla da ilgilidir. 5.000 yıllık sanat tarihine baktığınızda, Afrika ve Papua Yeni Gine’de okyanus sanatlarının aynı anda geliştiğini ya da Kiklad sanatı ile diğer bölgeler arasında paralellikler olduğunu görüyorsunuz. Ne kadar çok bakarsanız, mesafeler ne kadar uzak olursa olsun, bu bağlantıları görmeye başlıyorsunuz.

 

Ayşe Sarıoğlu: Bugün her türlü bilgiye, hatta yapay zekaya erişimimiz var. Yine de okulların durumu kötüye gidiyor gibi görünüyor. Büyük bir eğitim krizi var.

 


Dustin Yellin: Evet, bence okullar giderek insanların sıkıldığı yerlere dönüşüyor.

 

Ayşe Sarıoğlu: Geleneksel bir sanat okuluna gitmiş olsaydınız, bugün eserleriniz farklı olur muydu?

 

Dustin Yellin: Bilmiyorum. Hayatta bir noktada sola dönerseniz her şey değişir. Geleneksel bir yol izleseydim, belki takip ettiğim fikirler ve kullandığım medya tamamen farklı olurdu.

 

Ayşe Sarıoğlu: İşlerinizi “donmuş sinema” olarak tanımlıyorsunuz. Bu sizin için ne anlama geliyor?

 


Dustin Yellin: Bilincin bir haritasını, diyagramını, görüntüsünü yaratmaya çalışıyorum. Sinema, birden çok anlatının bir araya geldiği geniş bir formdur. Bunu heykellerimde yapıyorum. Bilinci zamanda dondurmak gibi. İşte “donmuş sinema” ile kastettiğim bu.

 

Ayşe Sarıoğlu: Animasyon veya film de yapıyor musunuz?

 

Dustin Yellin: Evet, şu anda bir animasyon kısa film üzerinde çalışıyorum. Sekiz dakika uzunluğunda ve muhtemelen Nisan’a kadar tamamlanacak.

 

Ayşe Sarıoğlu: Kendinizi daha çok sanatçı, hikaye anlatıcısı yoksa bilim insanı olarak mı görüyorsunuz?



Dustin Yellin: Bunlar sadece eylem setlerini tanımlamak için kullanılan kelimeler. Sanatçılar hikaye anlatıcılardır; hikaye anlatıcılar aynı zamanda bilim insanı da olabilir. Dünyayı bu tür katı ayrımlarla görmüyorum.

 

Ayşe Sarıoğlu: Yani siz bir “fiil”siniz.

 

Dustin Yellin: Evet, ben sadece bir fiilim.

 

Ayşe Sarıoğlu: Heykellerinizi “anlamın mikro-internetleri” olarak tanımlıyorsunuz. Sizce günümüzde anlam parçalanmış durumda mı?

 


Dustin Yellin: Benim işim, anlamlar arasında bağlantılar kurmakla ilgili. Farklı kümeleri bir araya getirip yeni bir anlam üretmek. Örneğin, 16. yüzyıl Hollanda tablosunu Lucas Samaras’ın bir eseriyle yan yana koymak üçüncü bir anlam yaratır. İşte mikro-internet fikri bu.

 

Ayşe Sarıoğlu: İşiniz bir tür zaman yolculuğu mu?

 

Dustin Yellin: Zihinlerimiz zaten zaman yolculuğu için araçlar. Geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda var olabilir.

 

Ayşe Sarıoğlu: İnsanların eserlerinizi nasıl deneyimlemesini istiyorsunuz?

 


Dustin Yellin: Merakla, hayranlıkla. Gerçekliği algılama biçimlerinde küçük bir değişimle. Ama izleyiciye ne görmesi gerektiğini asla dikte etmek istemem.

 

Ayşe Sarıoğlu: Katmanlı cam tekniğinizi nasıl geliştirdiniz?

 

Dustin Yellin: Tamamen tesadüfen. Tuvalden reçine kutulara, sonra cam katmanlarına geçti çünkü reçinenin toksisitesinden hasta olmak istemedim. 25 yıllık bir deneme süreci.

 

Ayşe Sarıoğlu: Kompozisyonlarınızı nasıl seçiyorsunuz?

 


Dustin Yellin: Bir kelebeği yakalamak gibi. Binlerce fikir var, ama birini seçtikten sonra ona sadık kalmalıyım. Bir parça bir yıl sürebilir. Deneyerek öğreniyorum.

 

Ayşe Sarıoğlu: Stüdyoda tipik bir gününüz nasıl geçiyor?

 

Dustin Yellin: Her şey aynı anda oluyor. Enerjimi yönlendireceğim alanı aciliyete göre belirliyorum. Tüm gün çalışıyorum. Okumak, izlemek, konuşmak—bunların hepsi işin bir parçası.

 

Ayşe Sarıoğlu: Asistanlarınız ne kadar dahil oluyor?

 


Dustin Yellin: Vizyon bana ait, ama doğaçlamaya çok yer bırakıyorum. Cam üzerindeki her şey silinebilir. Denemeyi teşvik ediyorum.

 

Ayşe Sarıoğlu: Pioneer Works sizin için ne ifade ediyor?

 

Dustin Yellin: Sanat pratiğimin bir parçası. Dünya için bir kurum. Başarım, kurumun benden bağımsız çalışabilmesi.

 

Ayşe Sarıoğlu: Birçok kişi Pioneer Works’ü çağdaş bir Black Mountain College’a benzetiyor. Sizce bu adil bir benzetme mi? Ve geleceğin okulu sizin gözünüzde nasıl olur?

 


Dustin Yellin: Bence Pioneer Works, bir zamanlar Black Mountain’ın yaptığı gibi geleceğin okuludur.

 

Ayşe Sarıoğlu: Her şey deneyim ve uygulama. Buna gerçekten inanıyorum.

 

Dustin Yellin: Pioneer Works’ü başlattığımda Black Mountain College’ı bile bilmiyordum. Pioneer Works bir hayal olarak başladı. Hiç resmi eğitim almamış ve okula gitmemiş biri olarak, hayal ettiğim, gitmek isterdim dediğim okulu inşa ediyordum. Daha sonra insanlar “Bu Black Mountain’ı hatırlatıyor” demeye başladığında, multidisipliner yaklaşımı nedeniyle Black Mountain hakkında her şeyi okudum ve derinden etkilendim.

 

Ayşe Sarıoğlu: Sanat sosyal adaletle nasıl ilişkilendirilebilir?

 


Dustin Yellin: Sanat ve bilim en güçlü tutkaldır. İnsanlar birçok konuda anlaşamayabilir, ama bir şarkının güzel olduğu konusunda anlaşabilirler. Bundan sonra daha zor konuşmalar başlayabilir.

 

Ayşe Sarıoğlu: Babalık sizi nasıl etkiledi?

 

Dustin Yellin: İşimi her zaman bir çocuğun gözünden düşünmüşümdür. Sadece daha somut hâle geldi.

 

Ayşe Sarıoğlu: Miras kavramına inanıyor musunuz?

 


Dustin Yellin: Çok düşünmüyorum. Çocuğumun birlikte yaşamak isteyeceği, yüz yıl sonra hâlâ insanlarda düşünce uyandıracak eserler yaratmak istiyorum.

 

Ayşe Sarıoğlu: Hangi sanatçılar sizi etkilemiştir?

 

Dustin Yellin: Liste bitmez: Bosch, Brueghel, Duchamp, Louise Bourgeois, Walid Raad, Cornell… ve birçok genç sanatçı.

 

Ayşe Sarıoğlu: Çok teşekkür ederim.

 

Dustin Yellin: Teşekkür ederim. Gerçekten büyük bir keyifti.

Sanat, Dustin’in dediği gibi, sadece bir eylem değil; bir merak, bir sorgulama, bir zaman yolculuğu. Pioneer Works’ten evrensel bağlara, çocuk gözünden bakışlara ve geleceğe uzanan bu yolculuk, bize bir gerçeği hatırlatıyor: “Özgürlük, bilincin sınırlarını zorlamakla başlar.


    

Öne Çıkanlar 

  • Sanat, özgürlüğün tam ifadesidir

Yellin’e göre sanat, mutlak ve eksiksiz özgürlüğü temsil eder; kendi yolunu bulmak, onu özgürce deneyimlemekle ilgilidir.

  • Merak DNA’dır

Çocukluk merakı, ormanlarda keşif yapmak, taşların içini hayal etmek gibi deneyimler, bugün sanatının temelini oluşturur.

  • Zaman esnek bir kavramdır

Geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda var olabilir; zihinlerimiz zaten birer zaman yolculuğu aracıdır.



  • Anlamlar bağlantılarla çoğalır

Yellin’in “mikro-internetler” kavramı, farklı sanat eserlerini yan yana koyarak yeni anlamlar yaratmayı ifade eder.

  • Sanat ve bilim evrensel birleştiricidir

İnsanlar farklı konularda anlaşamayabilir, ama bir şarkının güzelliği konusunda birleşebilir; işte sanat ve bilim, iletişimin en güçlü yapıştırıcısıdır.

  • Yaratıcılık hem miras hem öğrenilen bir beceridir

Yaratıcılık genetik ve çevresel etkenlerin birleşimiyle şekillenir; hem öğrenilir hem de doğuştan gelir.



  • Sanat bir fiildir

Sanat, sadece nesneler yaratmak değil; sürekli eylem, deneyim ve merak yolculuğudur.

  • Pioneer Works: Geleceğin okulu

Multidisipliner bir yaklaşım ve keşif ruhuyla Yellin, kendi hayalindeki okulu yaratarak, Black Mountain College ruhunu çağdaş bir şekilde yaşatıyor.

  • Çocuk gözünden bakmak

Sanatını bir çocuğun merakı ve hayranlığıyla görmek, eserlerine taze bir perspektif ve derinlik katıyor.