Harika bir hayat: Betty Catroux
Frances Wasem
Betty Catroux, modadan nefret ettiğini iddia eden bir kadın için oldukça moda bir hayat yaşadı. Chanel modaevinin favori mankeni, Hedi Slimane, Stefano Pilati, Tom Ford ve en önemlisi Yves Saint Laurent gibi sayısız tasarımcıya, kendine has androjen tarzı ile ilham verdi. Bu ince uzun kadın, yaklaşık 40 yıl boyunca dünyanı n en saygıdeğer couture ustalarından olan Yves Saint Laurent’in ilham kaynağı, en yakın sırdaşı ve dostu oldu. Yves Saint Laurent’in yaşadığı her iniş ve çıkışta yanındaydı Grace Jones ile masaların üzerinde dans ettikleri günlerden tutun da ikilinin alkol ve uyuşturucu batağına saplanıp, rehabilitasyon merkezinde tedavi gördüğü döneme kadar… Catroux, diğer arkadaşları gibi Yves Saint Laurent’le hiçbir zaman sürtüşme yaşamamış ve ayrı düşmemiş. Kollarında öldüğü güne kadar ona hep çok yakın olmuş. “Herkes bambaşka yollara saptığında, biz ikimiz hala beraberdik. Altın bir kafeste yaşıyorduk. Kendi kendimize yarattığımız bir dünyada,” diyor.
Bazaar // Frances Wasem
Harika bir hayat: Betty Catroux
Yves Saint Laurent ile Tanışma
“Yves ile 1967 yılında Regine’s Night Club’da tanışık. O günlerde birçok sanatçı bohem ortamlarda tanışıp, kaynaşıyordu. Yves beni gördüğünde, üzerimde şu andakilere benzer tarzda kıyafetler vardı. Tek fark, o günkü kıyafetlerimin Monoprix’den (Fransız süpermarket zinciri) alınmış olmasıydı. O günlerde aklım başımda değildi ve o gece de çok sarhoştum, onun kim olduğunu bile anlamadım. Bana defilelerine çıkıp çıkmayacağımı sordu, “Hayır,” diye cevap verdim. Bugüne kadar hiç kimseden hayır cevabı almamıştı, bu yüzden onu reddetmem hoşuna gitti. O günden sonra hiç ayrılmadık ve hayatımızı birlikte geçirdik. Yves ikimizin benzer olduğunu hissetmiş olmalıydı; aynı endişelere, aynı inişli çıkışlı ruh haline sahiptik, her beş dakikada bir ölmek istiyor, ardından çılgınlar gibi dans edebiliyorduk. Yves hırpalanmış bir ruhtu; beş dakikalığına inanılmaz derecede mutlu olmayı başarabiliyor, ardından korkunç bir mutsuzluk hissedebiliyordu. Bu mutsuz, depresif anlar onun ilham kaynağıydı. Hayatımı onunla geçirdiğim - ve bu süreçte çok ama çok eğlendiğimiz - için kendimi şanslı sayıyorum. Her sabah yataktan kalkmamızın tek nedeni, o gece ne yapacağımıza karar vermekti.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
Çocukluk ve Gençlik Yılları
“Rio’da doğdum ama dört yaşındayken babam ölünce Paris’e taşındık ve o günden beri bu şehirde yaşıyorum. Annem çok güzel bir kadındır, çok dişidir, bu yüzden muhtemelen benim stilimin garip olduğunu düşünüyor. Tek çocuk olduğum için biraz depresiftim. Sonra hayatımın erkeği ile tanışınca her şey biraz olsun düzeldi. Hayatımın tek amacı hiç çalışmamaktı. Ve bunu becerdim sayılır. Ben kendi değer yargıları olan biriyim, hayatım boyunca kendimi hiç aşağılanmış hissetmedim, çünkü hiç böyle bir tavırla karşılaşmadım. Yves bana her şeyi verdi ve kocam da bana baktı. Kendimle gurur duyuyorum ortalama bir şey yapmak yerine hiçbir şey yapmamak çok daha iyi bana kalırsa. Eğer bir yeteneğim olsa farklı hissederdim belki de. İnsan bir yeteneğe sahip olduğu zaman, bunun farkında olmaması
imkânsız. İnsanın kendini bilmesi ve kendine karşı dürüst olması çok önemli.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
Coco Chanel Üzerine
“Chanel ile tanıştığımda 1962 yılıydı. Kadınlara karşı bir erkek nasıl davranırsa öyle davranıyordu; modeller giyinme odasında üstlerini değiştirirken, onlarla şörtleşir gibi yapardı. Biraz genç ve belki biraz da tuhaf olduğum için benden hoşlanmıştı. Beni öğlen yemeğine, sinemalara ve kaldığı otel olan Ritz’e götürürdü. Çok kurnaz biriydi, insanlardan hoşlanmamayı bana o öğretti, çünkü kendisi kimseden hoşlanmazdı. Küçük düşeceğimi düşünerek, uzun süre Chanel defilelerine çıkmadım. Orada farklı bir kılıktaydım. Saçım ve makyajım her zaman olduğundan çok farklıydı. O yüzden kendimi rahat hissetmiyordum. Ama şimdi dönüp baktığımda çok güzel olduğumu anlıyorum. Sonuç olarak Chanel’in aptallığa tahammülü yoktu. Ben ve Yves de aynen onun gibiydik aslına bakarsanız. Genel anlamda insanlardan hoşlanmazdık.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
İlham Kaynağı Olmak
“Yves ve ben hiçbir zaman moda hakkında konuşmadık; modadan hep nefret ettim. Ne hissettiğimizden ve ne düşündüğümüzden bahsediyorduk hep. Şimdi söyleyeceklerim ukalalık olarak algılansın istemem, ama arılar nasıl bala üşüşürse, tasarımcılar da benim etrafımda pervane oluyorlardı bunun sebebi modaya hiç ilgi göstermemem olabilir. İnsanlar hep Yves için çalışıp çalışmadığımı soruyorlar; ben hiçbir şey yapmadım, o da yardıma ihtiyacı olan biri değildi zaten. Muhtemelen erkeksi tarzım ona ilham verdi ve maskülen bir estetik yaratmasında etkili oldum. Bugünlerde insanlar şık ya da zarif görünüp görünmediklerine kafa yormuyorlar; rahat bir tarz benimsenmiş durumda ve bu hoşuma gidiyor. Yves ile beraber Fas’taki evine gittiğimizde, geceleri onun Fas koleksiyonundan parçalar giyip çıkarırdım, çok eğlenirdik.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
Çılgın Bir Hayat
“Yves ile ilk tanıştığımız günlerde, ikimiz de çay içmememize rağmen çay partilerine giderdik. Pazar akşamları Paloma Picasso, Loulou de la Falaise, Fernando Sanchez, Pierre Berge ve ben, Yves’in Place Vauban’daki evinde buluşurduk. Yves, tüm gençliği boyunca çalışmıştı ve artık eğlenmek istiyordu. Paris’teki Regine’s ve The Set adlı kulüplere giderdik. Francis Bacon’ın sarhoşluktan ayakta duramadığı, Grace Jones’un masaların üzerinde dans ettiği çılgın günlerdi. Sabah altıda Yves’in küçük beyaz Beetle’ına atlayıp, zikzaklar çizerek evimize dönüyorduk. O günlerde sürekli bu hallerdeydik, nasıl hayatta kaldık bilmiyorum.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
Evlilik ve Annelik
“Yves ve beni her zaman aşıklarımız korudu; Pierre Berge ve kocam François. Sanki annelerimiz gibilerdi, bize çocuk gibi davranıyorlardı, istediğimiz de buydu zaten. Büyümek istemiyorduk; hayalimiz hiç bitmeyen bir çocukluk yaşamaktı. Eşimle Yves ile tanıştığım yıl olan 1967’de evlendim. François ile de bir gece kulübünde tanışmıştım. O yıllarda gece kulüpleri kiliseler gibiydi; insanlarla tanışma açısından ciddi bir potansiyele sahiplerdi. Bu fotoğraf benim düğünümde çekildi. O sıralar cebimizde beş kuruş paramız yoktu ve o gün giydiğim kıyafetleri ödünç çalmıştım.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
Yves’in Karanlık Tarafı
“Yves ile çok büyük problemlerimiz vardı. Feci şekilde uyuşturucu ve alkol batağına battık ve sonunda, 1970’lerde temizlenmek içim rehabilitasyon merkezine yattık. Orada birlikte kaldık, böyle bir tecrübeyi paylaşmak bizi inanılmaz yakınlaştırdı. Birbirimizin kapısının altından notlar atıyorduk. Birlikte rehabilitasyon merkezine düşmenin çok eğlenceli olduğunu düşünüyorduk aslına bakarsanız. İnsanın hayatı boyunca espri anlayışını kaybetmemesi büyük bir lüks. Yves bu notlardan birinde, “Betty çabuk iyileş ve saçlarını yıka, böylece seni görmeye gelebilirim,” yazmıştı. Hayatımız boyunca her gün ya yüz yüze görüştük ya da telefonda konuştuk. Ne zaman nasıl olduğunu sorsam, “Très malade (çok hastayım),” derdi. Birbirimize pek faydamız yoktu aslında. Bazen beni arayıp, son derece dramatik bir ses tonuyla, “Tanrım, ölmek istiyorum. Hayat çok berbat,” diyordu. Ben de ona, “Haklısın. Nasıl devam edeceğiz?” diyordum. Ama aslında hayatı ti’ye almak iyi geliyordu. Eğer biri Yves’e çok dengeli ve normal bir insana dönüşeceğini söylese, bu onu ürpertirdi. Değişmek istemiyordu.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
Fiziksel Görünümü Üzerine
“Saçlarımın bugünkü halini yaşadığım kötü hayata borçluyum. Saçlarım zaten açık renkti, ama rengini açmaya 15 yaşında başladım ve o günden sonra hep sarışın oldum. Maskülen kıyafetler giymek insana kendini garip hissettiriyor; genç bir kızken bile hep oğlan çocuğu gibi giyinirdim. Bence ben stilimi çok gençken keşfettim; jean, tişört, erkeksi bir ceket ve erkek ayakkabıları giyerdim. Ne zaman elbise giysem ölmek isterdim, çünkü hiç bana göre değildi. Eğer illa elbise giymem gereken bir davet olursa, o zaman da Yves’in smokinlerinden birini giyerdim. Neyse ki, maskülen kıyafetler bana yakışıyor, nasıl göründüğümü biliyorum ve hep bu tarzı korudum. Ben hiçbir şeyi planlamam; ne gardırobumu, ne de yaşayacaklarımı.”
Harika bir hayat: Betty Catroux
YSL ve Tom Ford Üzerine
“Tom Ford’a hayranım. İlk kez YSL Rive Gauche koleksiyonunu görmeye gittiğimde, şov başlamadan beş dakika önce bana, “Sen benim ilham kaynağımsın,” yazan bir not yolladı. Şov başladığında adeta kalbim duracak sandım; podyumda yürüyen kırk tane “Betty” vardı. Çok gurur duydum tabii ama aynı zamanda çok da ürkütücüydü. Tom bence harika bir adam ama Yves ve Pierre ondan nefret ederdi. Bu tamamen ego ile ilgili bir şey. Fikirlerini değiştirmek için elimden geleni yaptım, ama Tom Ford liderliğinde bir YSL markası görmek istemiyorlardı. Ben defileye gittim çünkü bence bu durum çok saçmaydı modaevi ile Yves arasındaki bağ kopmasın istiyordum. Bir taraftan da çok acıklıydı çünkü Tom kabul görmek istiyordu. Hepsi çok sıradışı ve özel insanlar ama çok farklılar. Tom, o dönem boyunca çok acı çekti. Bir başka Yves Saint Laurent olmayacak. Bana göre, Yves sadece çok iyi bir couture ustası değil, aynı zamanda çok iyi bir sanatçı ve bir dahiydi. Onda benzersiz bir şeyler vardı; yaşamı hissediyordu ve bunu tasarımları yoluyla ifade ediyordu.”




