Hey, Türk erkeği!
MODA HABER

Hey, Türk erkeği!

GÜNCELLEME TARİHİ: 8 Haziran 2012

Hey, Türk Erkeği..!
Öncelikle buradaki "HEY"in, belki internet çağının gereği olduğu için, belki de gitgide daha da fazla Amerikalılaştığımız için dilimize işleyen bir selamlama şekli olduğunu belirtmek durumundayım… HEY… Yani "Selam"… Kısacası; "Selam, Türk Erkeği" dedim az önce…

Bilmiyorum fark ettiniz mi ama ben konuya girmekte ve derdimi anlatırken ilerlemekte sıkıntı yaşayan bir insanım sanırım… Bambaşka bir konu anlatmak için yazmaya başlayıp, selamlama şeklimle ilgili manasız açıklamalar yapıyor olmam konuyu dağıtmaya ne kadar müsait olduğumu gösteriyor… Gerçi şu anda da konuyu dağıtmaya devam ediyorum ama kendime engel olamama gibi bir sorunum var benim… Başlayınca duramıyorum… Ve daha da kötüsü ben sadece yazarken değil; yaşarken de böyle yapıyorum… Yola hangi amaçla çıktığımı unutup, zırvalıyorum… Başladığım çizgide yürümüyorum da ulaşacağım noktaya gitmek için; zikzaklar çizerek gitmeyi tercih ediyorum ve en sonunda da bambaşka bir noktada buluyorum kendimi. E giderken üstünden geçtiğim zikzakları da kırmış olduğum için dönüş yolumu da bulamıyorum… Öyle yani… Ben bir türlü yapmayı planladığım işi yapamıyorum; söylemek istediğim sözü söyleyemiyorum… Zor bir hayatım var yani… Bakın işte; yazı gittikçe ilerliyor ve ben konuya henüz girmiş değilim…
Neyse…

Hey, Türk Erkeği...!
Senin derdin ne? Nedir yani hayattan beklediğin? Nasıl bir yaşam şeklin var senin? Nasıl bir ortamda büyüdün sen? Günümüz şartlarında duygu, saygı, ahlak, vicdan, güven gibi kelimelerin uygulamaya geçmemesi gerektiğine mi inanıyorsun sen?
Değişiksin kabul et, Türk Erkeği!..
Bir kadınla sevişmediğin sürece dünyanın en naif insanı gibi geziyorsun ortada… Seviştikten sonra içine canavar mı kaçıyor senin? Üç harflilere mi karışıyorsun? Bu kadar mı istikrarsız bir canlı olarak yetiştirildin sen?

Şimdi sakin sakin konuşalım; isterseniz…
Senin ilginç bir hayat felsefen var, Türk Erkeği!
Seviştiğin kadını, yatak haricindeki her yerde "yok saymak" gibi bir alışkanlığın var senin… Evet, ben de biliyorum sürekliliğin mecburi olmadığını ama konuşmaktan ya da görüşmekten hatta ve hatta sana sorduğu basit bir soruya bile cevap vermekten itina ile kaçındığın kadınla sevişiyorsun sen!.. Tamam diyelim ki vaktini, kelimelerini, yemeğini, içkini paylaşmak istemiyorsun o kadınla ama farkında mısın ki; sen o kadınla Tanrı'nın sana verdiği en değerli hediyeyi paylaşıyorsun! Tenini paylaşıyorsun! Bedenini paylaşıyorsun! İki kelamı konuşmaktan çekindiğin kadınla, canının kalkanını paylaşıyorsun! Nasıl bir ikilemdir bu?

Evet, belki de beraber oldun ve hoşlanmadın o kadından ama sen o kadının yatağına girmekten vazgeçmiyorsun ki! Vazgeçmekse her şeyden vazgeçmek gerekmiyor mu? Senin vazgeçtiğin yatak haricindeki her şeyken; nasıl yüzün tutuyor da o kadınla sevişebilmeye devam edebiliyorsun? Yüzsüzlüğü de geçtim; kendine nasıl yakıştırıyorsun bu kadar çaresiz görünmeyi… Öyle ya; insan yok saydığı bir kadınla sevişiyorsa; çaresizdir, başka seçeneği yoktur… Utanman gerekmiyor mu biraz kadeh tokuşturmaktan kaçtığın kadını öperken? Ama çaresiz değilsen ve başka seçeneklerin varsa da eğer onlara git ve kadına duymayı başaramadığın saygıyı kendine duymayı dene…
Tutarsızsın, Türk Erkeği!

Saygısızsın…
Evinde uyuduğun, yediğin, içtiğin kadını; ertesi gün dış kapının mandalı durumuna düşürdüğün için terbiyesizsin hatta!
"Ya bir gün canım isterse" diye net ve açık bir şekilde bitirmediğin o müptezel ilişkiler yüzünden kadınları paranoyak ettin, Türk Erkeği!
Doyumsuzsun!
Hepsinden de önemlisi akıllı değilsin!
Çok basit çözümlerle; eğlenceli, keyifli, zevkli olabilecek ilişkileri mahvettiğin için akılsızsın! Bir kadını mutlu etmek ve kadına kendini iyi hissettirmek çok basittir aslında! Yeter ki biraz pratik olabilmeyi başarabil! Ama sen " o kadını kesinlikle istemiyorum" da diyebilirsin ve buna hakkın var elbette! Ama o zaman da "kesinlikle istememelisin" Türk Erkeği!

Nasıl bir özgüvene sahipsin sen? Bir kadına fahişe muamelesi yapabilecek cüreti nerden buluyorsun? Sen hangi sıfatla seninle birçok şeyi paylaşmak istemiş kadına saygısızlık yapıp, o ilişkiyi seksle sınırlı tutabiliyorsun? Bu arada kadınlar da her defasında, mutlaka çok ciddi ilişkiler beklemezler karşılarındaki adamdan ama kadınlar seksin bile sosyal paylaşımla beslendiğini bilirler… Size " hadi sinemaya gidelim" diyen bir hafta önce seviştiğiniz o kadın, sizden evlenme vaadi beklemiyordur… Sadece size yeniden dokunabilmek ve dokunmanın keyfinin devamı için paylaşıma ihtiyaç duyuyordur… Biz kadınlar konuşmayı ve bir içkiyi paylaşmayı da ön sevişme olarak kabul ediyoruz çünkü. Ama sen karşındakinin kadın olduğunu bırak; insan olduğunu bile farkında değilsin ki Türk Erkeği!

Bizim kuşağın kadınlarını delirtmeyi başardın, Türk Erkeği! Senin yüzünden paylaşmaktan, konuşmaktan, doğallıktan, açık ve net olmaktan, oyunsuz olmaktan, plansız hareket etmekten, sevişmekten çekinir olduk… Sevişebilmemiz için öncelikle "arkadaş" olmamız gerektiğini anlayamadığın için yıprattın bizi…
Komplekslerinden arındığında; saygıyı öğrendiğinde; paylaşmanın ne anlama geldiğini bildiğinde yeniden görüşmek üzere Türk Erkeği!

NOT: Bu yazıyı okurken, arka planda İzel'den "Drakula" isimli şarkıyı dinleyebilirsiniz…