ÜNLÜ STİLİ
Konser izlemenin PÜF noktaları
Bu yaz konserler için mekândan mekâna koşarken bu püf noktalarını yanınızda taşıyın. Tuvalet kuyruğuna karşı çözümler, ucuz bira için kaçış yolları, giyim-kuşam tavsiyeleri
GÜNCELLEME TARİHİ: 22 Haziran 2010
Konser sezonu başladı. Birkaç haftadır Turkcell Kuruçeşme Arena, Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi (Kısaca Harbiye Açıkhava), Maçka Küçükçiftlik Park arasında koşturup duruyoruz. Bugün ve yarın Efes Pilsen One Love sebebiyle Santralistanbul'dayız. Gelecek hafta sonu ise Sonisphere'a katılmak üzere İnönü Stadyumu'nda. Konserler sonbahara kadar hız kesmeden devam edecek, pek çoğu çok kalabalık olacak, kuyruklar artacak, hava ısınacak. Peki siz ne yapacaksınız? İşte hayatınızı kolaylaştıracak tavsiyeler.
Turkcell Kuruçeşme Arena
►Buraya kesinlikle arabayla gitmeye kalkmayın. Bir kere trafik canınızdan bezdiriyor, ikincisi civardaki otoparkların ücreti birkaç saat için 30 TL. Eğer Kuruçeşme'nin kuzey ya da kuzey batısından (bu da çok Amerikancı bir tarif oldu; Sarıyer ya da Levent yönünden) gelmiyorsanız en akıllıcası (eğer sahne alan kişinin fanı değilseniz) Beşiktaş'tan 20:20 teknesine binmek. 20:30'da oradasınız. Dentur'un başka saatlerde de servisleri var (www.denturavrasya.com). Sarıyer yönünden geliyorsanız belirli bir yere kadar taksiye binip daha sonra yürüyün.
►Kadınlar için: Arazi yer yer engebeli, topuklu ayakkabılarınızdan bugünlük vazgeçin. Erkekler için: "Bana bir şey olmaz," deyip sadece tişörtle çıkmayın. Boğaz havası gece serin olabiliyor. (Bu tavsiyeyi nasıl olsa yanlarında bir şal/hırka vardır diye kadınlara vermiyorum.)
►Popüler konserlerde çok ciddi bir tuvalet kuyruğu var. Maalesef özellikle kadınlar tarafında. Kadınlara kişisel tavsiyem hatta ricam, n'olur tuvalet kabininde çok fazla zaman geçirmeyin. Ne yapıyorsunuz ki o kadar uzun süre? Kâğıt sermekle uğraşmayın, havada asılı kalmaya çalışın, bacak kaslarınızı güçlendirin. Bir tuvalet seansı 25 saniyede bitebiliyor, inanın. Hadi kadınlar, ha gayret, şu süreyi hep beraber aşağı çekebiliriz.
►Bu kadın dayanışmamasından ötürü bir ara erkekler tuvaletine girmeye kadar vardırmıştık işi ama güvenlik artık buna izin vermiyor. Bu durumda ya bira içmeyeceksiniz ya da iki-üç şarkı kaçırma pahasına yakındaki benzinciyi kullanacaksınız.
►Bira fiyatı fena değil, 6 TL. Ama bütçeniz darsa en iyi iki yol, ya bir klasiği gerçekleştirip kapı önünde içmek ya da Turkcell Lounge'a giriş için bir 'yakininizi' ayarlamak. Burada eliniz cebinize gitmiyor. Bazı konserlerde lounge önü ana baba günü ama girmek için her yolu deneyen var. Rihanna konserinde ileri yaştaki bir adamın güvenliğe, "Ben başsavcıyım," demesi gibi.
►Kuruçeşme Arena'da sesi iyi duymak istiyorsanız orta bölüme gidin. En öne gitmek sadece sevdiğiniz sanatçıyı yakından görmek için işinize yarar. Yoksa ses açısından sizi nadiren mutlu eder. Kenarlarda durmamaya çalışın. Ses ciddi ölçüde azalıyor.
İnönü Stadyumu
►Stadyum konserine, hele ki Sonisphere gibi bir metal festivaline topuklu ayakkabı ya da parmak arası terlikle gidecek biri yoktur umarım. Bir pogonun içine düşerseniz ayaklarınıza veda etmek zorunda kalırsınız.
►Bu festivalin resmi kıyafeti siyah renkli her şey. Fakat unutmayın, siyah sıcağı ikiye katlar.
►Küçükken gittiğimiz konserlerin sonlarına doğru tribünlerden saha içine atlayan ya da yufka yürekli görevliler tarafından alınan insanlar olduğunu görmüştük. Bakalım bu sefer olacak mı? (Dikkat ettiyseniz, "Atlayın," kelimesi ağzımdan çıkmadı.)
Harbiye Açıkhava
►Kapı önünde saatlerce beklemek ile konser başladıktan sonra koltuk numarası aramak arasında ince bir çizgi var. Eğer Bob Dylan'ınki gibi hıncahınç dolu bir konser değilse, beş dakika kala gittiğinizde elinizi kolunuzu sallaya sallaya içeri girebilirsiniz.
►Beli hassas olanlar yanına ufak bir yastık almalı.
►Bilet bulamadıysanız kapı önünden konseri dinleme imkânınız var.
►Diyelim ki sıkıldınız ve çıkmak istiyorsunuz, bunu şarkının en coşku dolu anına denk getirin. İki şarkı arasında çıkmak daha çok dikkat çekiyor. Halbuki coşku dolu anda çıktığınızda, "Büfeden su alıp geliyorum," gibi bir vücut diliniz oluyor.
Santralistanbul
►Yine arabayla gitmek yerine (Doğru Ahmet konuşuyor: İçecekseniz hiçbir yere arabayla gitmeyin) organizasyonun Taksim'den kaldırdığı servislere yönelin. Servissiz bir organizasyonsa Santral'e gitmenin en kolay yolu taksi. Hemen arabayı dörtleyecek arkadaşlarınızı arayın.
►Tuvalet kuyruklarına karşı okulun tuvaletlerini kullanabilirsiniz.
Maçka Küçükçiftlik Park
►Bazı festivallerde alanın bir bölümü doğal çimenle kaplanıyor. Konser aralarında dinlenebilmek için yanınıza küçük bir örtü alın.
►Eğer bir 'çılgınlık' yapıp Kamikaze'ye binecekseniz (burası aynı zamanda lunapark), alkol sınırını henüz aşmadığınız erken saatleri tercih edin.
►Kadınlar tuvaletinde pek çok kabin olmasına rağmen gecenin ilerleyen saatlerinde tuvaletin önü felaketleri oynuyor. Önereceğim şey aslında 'yasaklar' kapsamına giriyor ama başka çare bırakmıyorlar: Çitle ayrılmış kulis bölümüne gidip görevliye kararlı bir şekilde, "Gerçekten çok kötü durumdayım. Koşa koşa girip çıkacağım," derseniz size acıma ve kulis tuvaletlerini kullandırtma ihtimali var. Fakat siz de bir jest yapın, içeriden rekor sürede çıkın.
►Buraya erken saatlerde gidecek olanlar kesinlikle güneş gözlüğü ve şapka alsın.
Melis Danişmend
Turkcell Kuruçeşme Arena
►Buraya kesinlikle arabayla gitmeye kalkmayın. Bir kere trafik canınızdan bezdiriyor, ikincisi civardaki otoparkların ücreti birkaç saat için 30 TL. Eğer Kuruçeşme'nin kuzey ya da kuzey batısından (bu da çok Amerikancı bir tarif oldu; Sarıyer ya da Levent yönünden) gelmiyorsanız en akıllıcası (eğer sahne alan kişinin fanı değilseniz) Beşiktaş'tan 20:20 teknesine binmek. 20:30'da oradasınız. Dentur'un başka saatlerde de servisleri var (www.denturavrasya.com). Sarıyer yönünden geliyorsanız belirli bir yere kadar taksiye binip daha sonra yürüyün.
►Kadınlar için: Arazi yer yer engebeli, topuklu ayakkabılarınızdan bugünlük vazgeçin. Erkekler için: "Bana bir şey olmaz," deyip sadece tişörtle çıkmayın. Boğaz havası gece serin olabiliyor. (Bu tavsiyeyi nasıl olsa yanlarında bir şal/hırka vardır diye kadınlara vermiyorum.)
►Popüler konserlerde çok ciddi bir tuvalet kuyruğu var. Maalesef özellikle kadınlar tarafında. Kadınlara kişisel tavsiyem hatta ricam, n'olur tuvalet kabininde çok fazla zaman geçirmeyin. Ne yapıyorsunuz ki o kadar uzun süre? Kâğıt sermekle uğraşmayın, havada asılı kalmaya çalışın, bacak kaslarınızı güçlendirin. Bir tuvalet seansı 25 saniyede bitebiliyor, inanın. Hadi kadınlar, ha gayret, şu süreyi hep beraber aşağı çekebiliriz.
►Bu kadın dayanışmamasından ötürü bir ara erkekler tuvaletine girmeye kadar vardırmıştık işi ama güvenlik artık buna izin vermiyor. Bu durumda ya bira içmeyeceksiniz ya da iki-üç şarkı kaçırma pahasına yakındaki benzinciyi kullanacaksınız.
►Bira fiyatı fena değil, 6 TL. Ama bütçeniz darsa en iyi iki yol, ya bir klasiği gerçekleştirip kapı önünde içmek ya da Turkcell Lounge'a giriş için bir 'yakininizi' ayarlamak. Burada eliniz cebinize gitmiyor. Bazı konserlerde lounge önü ana baba günü ama girmek için her yolu deneyen var. Rihanna konserinde ileri yaştaki bir adamın güvenliğe, "Ben başsavcıyım," demesi gibi.
►Kuruçeşme Arena'da sesi iyi duymak istiyorsanız orta bölüme gidin. En öne gitmek sadece sevdiğiniz sanatçıyı yakından görmek için işinize yarar. Yoksa ses açısından sizi nadiren mutlu eder. Kenarlarda durmamaya çalışın. Ses ciddi ölçüde azalıyor.
İnönü Stadyumu
►Stadyum konserine, hele ki Sonisphere gibi bir metal festivaline topuklu ayakkabı ya da parmak arası terlikle gidecek biri yoktur umarım. Bir pogonun içine düşerseniz ayaklarınıza veda etmek zorunda kalırsınız.
►Bu festivalin resmi kıyafeti siyah renkli her şey. Fakat unutmayın, siyah sıcağı ikiye katlar.
►Küçükken gittiğimiz konserlerin sonlarına doğru tribünlerden saha içine atlayan ya da yufka yürekli görevliler tarafından alınan insanlar olduğunu görmüştük. Bakalım bu sefer olacak mı? (Dikkat ettiyseniz, "Atlayın," kelimesi ağzımdan çıkmadı.)
Harbiye Açıkhava
►Kapı önünde saatlerce beklemek ile konser başladıktan sonra koltuk numarası aramak arasında ince bir çizgi var. Eğer Bob Dylan'ınki gibi hıncahınç dolu bir konser değilse, beş dakika kala gittiğinizde elinizi kolunuzu sallaya sallaya içeri girebilirsiniz.
►Beli hassas olanlar yanına ufak bir yastık almalı.
►Bilet bulamadıysanız kapı önünden konseri dinleme imkânınız var.
►Diyelim ki sıkıldınız ve çıkmak istiyorsunuz, bunu şarkının en coşku dolu anına denk getirin. İki şarkı arasında çıkmak daha çok dikkat çekiyor. Halbuki coşku dolu anda çıktığınızda, "Büfeden su alıp geliyorum," gibi bir vücut diliniz oluyor.
Santralistanbul
►Yine arabayla gitmek yerine (Doğru Ahmet konuşuyor: İçecekseniz hiçbir yere arabayla gitmeyin) organizasyonun Taksim'den kaldırdığı servislere yönelin. Servissiz bir organizasyonsa Santral'e gitmenin en kolay yolu taksi. Hemen arabayı dörtleyecek arkadaşlarınızı arayın.
►Tuvalet kuyruklarına karşı okulun tuvaletlerini kullanabilirsiniz.
Maçka Küçükçiftlik Park
►Bazı festivallerde alanın bir bölümü doğal çimenle kaplanıyor. Konser aralarında dinlenebilmek için yanınıza küçük bir örtü alın.
►Eğer bir 'çılgınlık' yapıp Kamikaze'ye binecekseniz (burası aynı zamanda lunapark), alkol sınırını henüz aşmadığınız erken saatleri tercih edin.
►Kadınlar tuvaletinde pek çok kabin olmasına rağmen gecenin ilerleyen saatlerinde tuvaletin önü felaketleri oynuyor. Önereceğim şey aslında 'yasaklar' kapsamına giriyor ama başka çare bırakmıyorlar: Çitle ayrılmış kulis bölümüne gidip görevliye kararlı bir şekilde, "Gerçekten çok kötü durumdayım. Koşa koşa girip çıkacağım," derseniz size acıma ve kulis tuvaletlerini kullandırtma ihtimali var. Fakat siz de bir jest yapın, içeriden rekor sürede çıkın.
►Buraya erken saatlerde gidecek olanlar kesinlikle güneş gözlüğü ve şapka alsın.
Melis Danişmend




