Moda Eğitimi
Asena Sarıbatur
Moda, asla trendlerden, kıyafetlerden, tüketmekten ibaret değil. Bugün ekonomik, sosyolojik, psikolojik, tarihi birçok gelişmeyle birebir ilgili ve etki alanı sanıldığından daha büyük. Üstelik her geçen gün bu etki alanı genişliyor. Sektörel bazda tüm dünyada tüketici alışkanlıklarını direkt olarak etkileyen, siyasi gelişmelerle bile bizzat ilişkide olan trilyon dolarlık bir sektörden bahsediyoruz. Son yıllarda sosyal medya ve artan moda okulu sayısıyla birçok ekonomik araştırmanın öznesinde yer alıyor. Bu büyüme trendinin devam edeceği de rakamlara dayandırılarak araştırmaların sonucunda ifade ediliyor.
Etki alanı oldukça büyük olan ve sahip olduğu görsellikle cezbedici hale gelen moda sektöründe bulunmak için eğitim alan gençlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Gençler diyorum ancak moda sektörü, farklı alanlarda eğitim almış ya da deneyim kazanmış birçok insanın da geçiş yaptığı bir sektör. Bu konumdaki insanların başarı şansı da çok yüksek oluyor çünkü moda, tek başına asla anlam ifade etmiyor: Ekonomiyi yorumlayabilecek bilgi birikimi, bakış açısı, iyi derecede yabancı dil ve tarih bilgisi, siyasi gelişmeleri yorumlayabilecek bir perspektif gerektiriyor. Tabii görsel zevk ve çizim yeteneği de tasarımcı ya da moda editörü olmak için önemli özellikler. Fakat sektörde varolmak ve devamlılık sağlamak için çok daha fazlasına hakim olmak gerek. İşte tam da bu yüzden moda bitmeyen bir eğitim, sürekli gelişim demek.
Sektörü kapsayan mesleklerin başında şüphesiz 'moda tasarımcılığı' geliyor ve eğitimi, ülkemizdeki birçok üniversitede veriliyor. Fakat Mimar Sinan Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi bu alanda fark yaratan okullar. Sahip olduğu imkanlar, mezunları arasında yer alan ünlü tasarımcılar, eğitim kadroları ve global vizyonları bu okulları moda tasarım alanında bir adım öne çıkarıyor. Sektörü oluşturan başlıca mesleklerden biri moda tasarımcılığı evet, ama ülkemizde bu algı çok doğru yönetilemiyor. Öyle ki kısa süreli eğitimlerle dahi tasarımcı olunabiliyor -ya da olunduğu sanılıyor- ve bu eğitimi alan herkes kendi markasını kurma hayaliyle yanıp tutuşuyor. Ancak bu markaların her birinin başarılı olması aslında bir ütopya! Üniversiteler dışında, modanın birçok farklı alanında eğitim veren özel akademi ve kurumlar bu anlamda hem olumlu hem olumsuz bir trend oluşturuyor. Olumlu yanı, bu kurumlar modanın sadece tasarımdan ibaret olmadığı konusunda bilinçlenmesini sağladılar, farklı alanların da varolduğunu gösterdiler. Olumsuz tarafı ise okulların verdiği hızlandırılmış eğitimler sayesinde anlık bir hevesle 'tasarımcı' olma yolunda ilerleyenlerin sayısındaki artış.
Moda Eğitimi
Peki ülkemizde yer alan bu okul ve kurumların verdiği eğitimler, sektöre adım atmak ve eğitim alınan alanda başarılı olmak için yeterli mi? Üniversite ve yüksek lisans eğitimleri farklı alanlarda olan ama içindeki moda aşkının peşinden gidip sektör değiştiren biri olarak ilk eğitimimi İstanbul Moda Akademisi'nde Fashion Styling üzerine aldığımı belirtmeliyim. İMA, 'styling' sisteminin nasıl işlediğini, sektöre direkt olarak hazırlayarak aktaran bir kurum. Eğitmenler, halihazırda sektörde yer alan isimler. O nedenle eğitim süresince kendinizi gösterir ve istekli olduğunuzu anlatabilirseniz sektöre hızlıca giriş yapma konusunda şansınız oldukça yüksek. Ben de öyle yaptım ve eğitimin ardından dergide staj, asistanlık ve freelance styling süreçlerini deneyimledim. Ardından Vakko Esmod'da 'stil danışmanlığı' eğitimi aldım. Bu süreçte çok da uzak olmadığım ve halihazırda yaptığım bir iş olsa da, sürecin nasıl ilerlediğini gözlemlemek istedim. Çünkü 'moda eğitimi' başlayan ve sonu olan bir süreç değil. Sürekli gelişme, öğrenme gerektiren; okuma, araştırma, seyahat etme, moda dergilerini takip etme, ilham veren doneleri tek tek biriktirme gibi boyutları olan bir serüven. Aslında tüm bu süreçleri bir lifestyle olarak hayatınıza yerleştirmeniz gerek. Bu düşünce ve keşiflere paralel olarak sektörde stylist ve moda editörü olarak birçok deneyimin ardından, modanın merkezlerinden biri olan Milano'da Istituto Marangoni'nin yolunu tuttum. Milano gibi bir şehirde sokakta gördüğünüz yüksek moda markalarının vitrinleri, çalışanları, karşılaştığınız dünyaca ünlü editörlerle yaptığınız sohbetler; hepsi size birer artı olarak geri dönecek. Moda alanında eğitim almak için yurt dışı ideal çünkü aslında moda başlı başına global bir dinamik ve Milano'dan, Paris'ten, New York'tan, Londra'dan bağımsız düşünülemez. Tüm bu moda başkentlerindeki gelişmeler moda sektörünün temellerini oluşturuyor ve bizler de bu gelişmeleri takip ediyoruz. İşte bu temellerin oluştuğu yerde işler nasıl ilerliyor deneyimlemek gerek.
Faydalı mı Ticari mi?
Geçtiğimiz yıl sektörün en prestijli online platformu Business of Fashion moda eğitimini planlama sürecinde size yardımcı olacak çok kıymetli bir liste hazırladı. Bu listede 'Top 50 Fashion Schools' adlı her iki araştırma sonucunda da Central Saint Martins ilk sırada yer aldı. Yapılan ankette hem öğrenciler hem de mezunların değerlendirmeleri göz önüne alındı. Ayrıca dünyanın farklı yerlerinden İK uzmanları da ankette yerlerini aldı. 17 ülkeden toplam 54 üniversiteyi kapsayan ankete 10.000 öğrenci ve mezun katıldı. Anket, okulların yüzde 30 oranında global etkilerine, yüzde 35 oranında eğitim deneyimlerine ve yüzde 35 oranında da uzun vadeli değerlerine göre sonuçlandı. Bu sonuçlar ise lisans ve yüksek lisans kategorilerine göre sıralandı. Ne yazık ki listede bir Türk okulu yok. Çok popüler olan Istituto Marangoni de ancak 30. sıradan listeye girebildi. Peki nedir buradaki eksik?
BOF'un değerlendirme ve yorumlarına göre moda okulları, eğitim sonrası kariyer fırsatı sunma aşamasında yetersiz kalıyor. Ayrıca moda okulları, sektörün ihtiyaçlarına eğilmek yerine sosyal medyanın ve yazılı mecraların da etkisiyle gençlerin özendiği, hayalini kurduğu; fakat sektörde asla bir açık hissedilmeyen alanlara yöneliyor. Bu noktada devreye ticari kaygılar giriyor. Daha fazla öğrenci isteyen moda okulları, sektörün ihtiyacını çok da önemsemiyor.
Moda Eğitimi
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak Türkiye'de de durumun böyle olduğunu söyleyebilirim. Sistem ne yazık ki sektöre doğru insan kazandırmak üzerine kurulu değil. Bu sebeple öğrenci seçme süreci doğru yönetilemiyor. Aynı sınıfta çok farklı seviye, yaş ve eğitimdeki insan aynı içerikleri öğrenmeye çalışıyor. Bu noktada asla kariyer hedefi belirlememiş, hobi olarak gelen bir öğrenci ile gelecek planını tamamen o eğitim üzerine kuran öğrenci bir arada okuyor. Bu durum kendini göstermek için avantajlı olsa da aslında ders içeriğinin akış hızını azaltan bir sürece dönüşüyor. Ayrıca moda eğitimi almanın ve sektöre girmenin tek ölçütünün güzel giyinmek ya da alışveriş yapmayı sevmek olduğunu düşünen büyük bir kitle de var… Milano'daki eğitimimde Türkiye'ye kıyasla daha kapsamlı bir müfredat olsa da, hızlandırılmış bir yaz okulu olduğu için orada da seviye farklılıkları gözle görünür düzeydeydi. Bu açıdan özellikle kısa dönemli eğitimler veren kurumların eğitim sisteminin sektöre doğru insan kazandırmak olmadığını söyleyebiliriz. Fakat her anı, ortamı kendinizi ispat etmek üzerine geçirir, aradan sıyrılmak isterseniz, ekstra bir çaba ve özenle fırsatları doğru değerlendirebilirsiniz. Sistem ticari, öğrencilerin çoğunluğu da bilinçsiz olunca onlarca kişilik sınıflardan sadece bir ya da iki kişi sektörde çalışmaya devam ediyor. İşte dünyadaki bu kriterlere bakarak oluşturulan yüzdeleri, siz de ülkenizdeki okullar özelinde bizzat araştırarak deneyimleyebilir ve buna göre yolunuza devam edebilirsiniz.
Moda Eğitimi
Modaevleri Eğitime El Atarsa
Hızla büyüyen, görsel mecraların, sosyal medyanın etkisiyle ilgi odağı olan moda sektöründe gerçek anlamda başarılı, yetenekli, içi boş olmayan, unvanlara takılmayan zanaatkarlar yetiştirmek konusunda moda okullarının yetersiz kaldığı, gerek deneyimlerin gerekse araştırmaların sonucunda açıkça ortaya çıkıyor. Popülarite konusunda ilk sıralarda yer alan, çok pahalı okulların BOF listesindeki yeri çok gerilerde kalabiliyor. İşte tam da bu noktada modaevleri kendi zanaatkarlarını yetiştirmek konusunda devreye giriyor ve eğitime odaklanıyor. Fendi bu modaevlerinden biri. Çok tepki çekse de kürk alanında duruşunu bozmayan ve zanaatkarlığı el üstünde tutarak üretimine devam eden marka, 1982'den beri birlikte çalıştığı bir aile zanaatkarlık atölyesi olan Sartoria Massoli'yi 2015 yılında Massoli Akademi'ye dönüştürdü.
Moda Eğitimi
Bu projenin asıl amacı eşsiz tasarımlar yapan zanaatkarların el becerilerini genç jenerasyona aktarmaları ve İtalyan el işçiliği prestijini korumak. Akademi öğrencileri modaevinin atölye çalışmalarına ve seminerlerine katılıp sonunda altı aylık stajın tamamlanmasıyla yeni nesil İtalyan tasarımcıları haline geliyorlar. Hatta akademinin ilk mezunları 18 yetenekli ve tutkulu gençten oluşuyor! Saint Laurent ise iki Fransız moda okuluyla işbirliği gerçekleştirerek altı aylık bir programla öğrencilere doğru el işçiliğinin inceliklerini ve 'couture algısıyla tasarım'ı aktaracaklarını duyurdu. Eylül ayı itibariyle Institut Français de la Mode ve Ecole de la Chambre Syndicale de la Couture Parisienne bünyesinde, henüz sayısı açıklanmayan bir grup şanslı öğrenci, modaevinin couture çalışanlarından teknikleri ve ayrıca markanın ticari başarısının sırlarını direkt olarak öğrenme şansı yakalayacak.
Moda Eğitimi
Swarovski, genç tasarımcıların moda sektörü için çok önemli olduğunu, işin kalbini oluşturduklarını ve endüstrinin gelişiminin devamı için onları desteklemenin sektördeki markaların ortak görevi olduğunu dile getirdi. Bu açıklamayla birlikte sektör için yetenekli insanlar yetiştirmek konusunda BOF'un araştırmalarına göre de başı çeken İngiltere'de moda eğitimi veren kurumlarda eğitim alan öğrencileri ve genç tasarımcıları destekleyen The British Fashion Council'ın eğitim fonuna 300.000 pound bağışta bulundu. Markaların, sektörün devamlılığının üreten, yaratıcı tasarımcılarla sağlanacağını çok daha iyi benimsemesiyle genç tasarımcılara ve öğrencilere verdikleri destek yükselen bir trend. Ülkemizde sosyal sorumluluk projeleri, sanat, eğitim alanlarında da duyarlı olan Vakko da bu yükselen trende ayak uydurarak Fransa'nın en önemli okullarından biri olan Esmod Akademi ile güçlerini birleştirerek İstanbul'da bir Akademi kurmuştu. Bu bağlamda amacı ticari bir başarı elde etmek mi yoksa uzun vadede Vakko'nun devamlılığı için, kendi bünyesinde işe almak üzere sektöre kaliteli insan yetiştirmek mi, bunu ilerleyen süreçte hepimiz göreceğiz.
Moda Eğitimi
Sonuçta akademilerin, okulların ve hızlandırılmış moda kurslarının öğrenci seçimini doğru yapmaları, uzun vadeli düşünerek ticari kaygıları ikinci sıraya atmak gerek elzem. Sonrasında sektörün yapısını, moda kültürünün kapsayıcı yanını, zanaat ve teknik bilgiyi ve bu endüstride çalışmanın güzel giyinmekten ibaret olmadığını aktarabilmek de. Belki bu sayede bir gün 'en iyi moda okulları' listesinde Türk kurumlarını da görebiliriz.




