O basketbolcu Demet Akalın’ı çok ama çok sevdi...
MODA HABER

O basketbolcu Demet Akalın’ı çok ama çok sevdi...

İlişkide sadece bir taraf çok seviyor...

GÜNCELLEME TARİHİ: 16 Ağustos 2010

O yıllar "O basketçi" ile beraberdi.
Ben de çoğu kadın gibi genç adamın Akalın'da ne bulduğunu merak eder dururdum.
İkiliye çok yakın benim de hayli samimi olduğum birkaç arkadaşımız vardı.
Sayelerinde haberdar olurdum hayatlarındaki detaylardan.
Gerçekten de yıllar boyu çok yakından takip ettim ilişkilerini...
İki üç defa aynı masada bulunmuşluğumuz da oldu.
Çok aşıktı basketçi Demet Akalın'a.
İlişkide dominant yani daha çok sevilen taraf hep Akalın'dı.
Aldığım bilgiye göre kadın sık sık postayı koyar, resti çeker, basketçi de tutuşurdu.
Yakın kaynaklar "Demet A. evlilik diye tutturmasa hala beraberdi onlar," derler... Doğruluğunu bilemem...
Şimdi bana neden küf kokan bir yazıyla karşınızda olduğumu sorma hakkınız var... Bir izin verin lütfen...
Basketçi evlilikten vazgeçti, o sıralar en yakınındaki kadına gitti.
Fiziksel olarak diğerinden çok daha güzel olana.
Tabii hepimiz biliyoruz ki güzel olmak daha çok sevilmek için yeterli olmuyor.
Burada iki kadından birini tercih etmedi aslında genç adam.
Sevmekten yorularak sevilmeyi seçti...
Önce evlenmekten kaçtı...
Onu çok seven, onu elde tutmak uğruna her türlü fedakarlığı yapan kadının hayatındaki erkek saltanatını sürdü...
O güzel kadının yaşamını tereddütsüzce önüne sunmasını izledi...
Evlenmek istediği zaman da gene onunla evlendi...
Kendisine tapanı sevmeyi öğrendi... Öznelerin değil yüklemin peşinden gitti.
Avrupa çapında ün yapacak yetenekte adam yüreğinin ipini tutamayacak değildi ya...
"İnsan aklı kadar mutlu olur," der büyüklerimiz...
Bir insan akıllıysa bunu yaşamının her köşesine yaymayı başarıyor...
Akalın'a gelince bence mutsuz, tatminsiz bir yaşamın içinde.
Parasını yiyen, boş adamlarla vakit kaybı içinde...
Öte yandan işinde gerçekten kendi çapında en zirvede.
Evlenmiş olsaydı yapamazdı.
Hangisi daha iyi olurdu onu kader bilir...
Olayın üçüncü kişisi yani basketçinin şimdiki eşine gelince...
Zaten bu yazının çıkış noktası o...
Akmerkez'de gördüm geçenlerde... Çok ama çok şanslı bu kadını...
Yakışıklı, başarılı, ailesine bağlı, varlıklı, herkesçe sevilen bir adama sahip...
Hep gülüyor ama o gözler hüzünlü gülüyor...
Çünkü yıllardır hep o daha çok seviyor... Hep o kaybetmekten korkuyor...
Çirkinleşme lüksü yok, kilo alma hakkı yok...
Kapris yapması imkansız,
Sonsuza kadar sahip çıkmak istediği bir yaşamı var...
Hep diken üstünde bir yaşam...
Kaybetme korkusu içinde sürdürülen "çoook şanslı" hayat...
Tabii bunlar benim ve çevremdeki bir grup insanın fikri... Yanıldığımızı sanmıyorum...
Bu üç ismi verme sebebim hepimizce az çok takip ediliyor olmaları...
Oysa ünlü ünsüz, zengin fakir her kesimde yaşanıyor bu dalgalı ruh halleri...
İlişkide sadece bir taraf çok seviyor...
Hep merak ettiğimse seven mi daha mutlu sevilen mi?

Demet Akalın fotoğrafları için TIKLAYIN