ÜNLÜ STİLİ
Özel hayatımı saklamam ama anlatmam da!
‘Önsöz’ adını verdiği yeni albümünde biri haricinde bütün şarkıları kendisi yazan Gülşen: Bir şarkıyı yazmak için yaşamak gerekmiyor. Özel hayatımı saklama çabasında değilim ama altını da çizmeyeceğim!
GÜNCELLEME TARİHİ: 30 Aralık 2009
İki senelik aranın ardından 'Önsöz' adlı albümüyle müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan Gülşen, yeni albümünün ilk röportajını Günaydın'a verdi. 14 yıllık müzik kariyerinde 'Önsöz'ü farklı yere koyan ve 'olgunluk albümü' olarak tanımlayan Gülşen, Nazan Öncel'den aldığı 'Dillere Düşeceğiz Seninle' şarkısı dışındaki tüm parçaların söz ve müziğine kendisi imza attı. İlk klibini 'Bi An Gel' adlı şarkıya çeken Gülşen, sevenlerinin karşısında olmanın heyecanını yaşıyor. Geçmişiyle yaşamadığını ve sürekli kendini yenileyen biri olarak, yapabileceğinin hep en iyisini yapmaya çalıştığını söyleyen Gülşen, hayranlarıyla buluşacağı günleri iple çekiyor.
"Albüm ile kan bağım kesildi"
İki senelik aradan sonra yeniden sevenlerinizle buluşmak nasıl bir duygu?
Çok heyecanlıyım. Hatta o kadar heyecanlıyım ki, uyuyamıyorum. Zaten uyusam da rüyamda mutlaka iş ile ilgili bir şeyleri hallettiğimi görüyorum. Albüm ile artık kan bağım kesildiği için bu benim değil; herkesin albümü. Albüm çıkar çıkmaz gelen yorumların hepsi olumlu ve insanlarda oluşan memnuniyet beni inanılmaz mutlu ediyor. Konser maratonum başladı. Yeni ve eski şarkılarımı olabildiğince çok insanla hep bir ağızdan söyleyeceğim günler beni bekliyor.
Neden müziğe iki sene ara verdiniz?
Bazen sabır göstermek, zor günlere kolay geçmeyen zamanlara dayanmak lazım. Her zaman sizi ayakta tutan büyük sevgiyi yanınızda hissetmeniz onlara daha iyi şeyler yapma sorumluluğunu da beraberinde getiriyor. Tam iki yıldır bu sevgiye cevap verebilmek için, sevenlerimin isteklerini karşılıksız bırakmamak için daha çok çalıştık.
Bu iki senenin çoğunu Londra'da geçirdiniz. Bu gidiş bir kaçış mıydı yoksa arınma, yenilenme isteği miydi? Bir deneden Paris, Roma, New York değil de Londra?
Yeni albüm çalışmalarına başlamadan önce yeni kararlar almak için bir hazırlık dönemiydi benim için. Londra benimen sevdiğim şehirlerden biri. O yüzden Londra'yı tercih ettim.
Albümdeki 10 şarkının söz ve müziği size ait. Şarkıları hangi hissiyatla yazdınız? Albüm yazım sürecinden bahsedebilirmisiniz?
Her şarkı için farklı ruh halim söz konusuydu. Çevremdeki insanlardan, olanlardan, bir filmden o dönemde çevremde olup biten her şeyden esinlendim. Bir şarkıyı yazmanıziçin, sizin yaşamış olmanız gerekmiyor... Bazen bir şarkının sözü ve müziğini aynı anda bir gecede üretebiliyorsunuz. Hatta bittiğinde de kusursuz bir şey çıkıyor ortaya ama bazı şarkıların üretim süreci sizi zorlayabiliyor. Mesela ben, 'Bir An Gel'i bir buçuk yılda yazdım, 'Ezber Bozan'ı bir gecede...
"Dibine kadar anlattım"
Bu albümde slow parçalara çok fazla yer vermemişsiniz. Hareketli şarkılarla kendinizi daha mı iyi ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz?
Bu albüm için yaptığım 10 şarkının üç tanesi slow, üç tanesi dans, dört tane de orta hızda parça var. Denge gayet iyi bence. Şarkının hızından çok, anlatımdaki çeşitliliği ve edebi yönü çok önemli benim için. Yazdığım her parçada anlatmak istediğim herşeyi dibine kadar anlattım.
14 yıllık müzik kariyerinizde son albümünüz 'Önsöz'ü nasıl bir yere oturtuyorsunuz?
Bu benim için bir olgunluk albümü. Artık kendini daha iyi tanıyan, tanımlayan ve yaşanmışlıklarını müzikal tecrübeleriyle birleştirmiş biri var bu albümde. Bugüne kadar yapmış olduğum albümlerimi de seviyorum. Ama bu albüm, işinin en iyileri ile yapılmış çok içime sinen bir albüm. Bundan sonraki projelerimde de aynı çizgide devam etmek istiyorum.
"Nazan Öncel" benim için ezber bozdu
Albümde oryantal ezgiler, ud, cümbüş gibi enstrümanlar var. Bu çeşitlilik, Doğu-Batı sentezi yapma gibi bir düşüncenin ürünü mü? Bu çeşitliliği aranjörüm Ozan Çolakoğlu'na bağlayabiliriz. Etnik ve modern dengesi 'Bir An Gel' şarkısı için çok uygundu. Benim kafamda da hep o sound vardı. Ozan da bunu parçaya mükemmel bir şekilde adapte etti.
'Of of' ile size büyük bir çıkış yakalatan Nazan Öncel'in bu albümde de bir bestesi var. Öncel'in sizin müzik hayatınızdaki yeri nedir?
Bu, Nazan Öncel'le ikinci çalışmamız. O en iyi şarkısını bana veriyor, ben de en iyi şekilde taşıyorum. Bu albümde aldığım 'Dillere Düşeceğiz Seninle'yi daha önce kendisi de albümünde seslendirmişti. Benim bayıldığım bir şarkıydı. Nazan Hanım, "Eski şarkılarımı kimseye vermem" derdi ama benim için ezber bozuldu. Bu da benim için ayrıca gurur verici...
"En büyük servetin yaşadıkların oluyor"
2010 şans getirsin 2009'u geride bırakmaya sayılı günler kaldı. Bu yıl siziniçin nasıl geçti?
Çok hummalı, telaşlı, verimli ve günleri sayarak geçti. Umarım 'Önsöz' 2010'a damgasını vuran albümlerin arasında yerini alır. Tabii ki sağlıkla, sevdiklerimle ve huzurla... Ben de size ve bu röportajı okuma fırsatı bulan herkese 2010'un şans getirmesini dilerim.
"En büyük servetin yaşadıkların oluyor"
Özel hayatınızla gündeme gelmemek için özel bir çaba harcıyormusunuz?
Saklamak için bir çaba içinde değilim ama altını da çizmeyeceğim. Çünkü işim dışındaki haberler beni mutsuz ediyor.
'Ezberbozan' şarkınızdada dediğiniz gibi, hiç sevdiğinize pişman oldunuz mu?
Ben, olumlu ya da olumsuz insanın yaşadığı her şeyin bir nedeni olduğuna inanırım. Aslında bence insanın enbüyük serveti, yaşanmışlıkları. Çünkü onlar seni sen yapıyor...
'Arkadaş Kalalım'da, aşk beklemez diyorsunuz. Aşk sizin için şu an beklemede mi?
Yoğun bir şekilde iş odaklı yaşıyorum. Bu yüzden aşkın şu an nerede olduğunu ben bile kestiremiyorum.
Polemiklere yakınmısınız, uzak mı?
Negatif şeylerle ilgilenmiyorum. Enerjimi daha da artıracak insanlar ve konularla ilgileniyorum. Benim hayatımda polemik yok.
'Önsöz'de belirtmişsiniz ama sinirden'gözünüz dönerse' neyaparsanız?
O ana kadar yaptığım her şeyi yapmamaya başlarım. (gülüyor)
"Geçmişin yüküyle değil anı yaşamayı seviyorum!"
Bu albümden beklentiniz ne?
Müzikal yolculuğumunen önemliadımlarından birioldu bu albüm. Daha önce yapmış olduğum albümlerinüzerine eklediğim artıların insanlartarafından da farkedilmesi ve her geçen gün daha fazla insana ulaşabilmek; şarkılarımla, duruşumla, varlığımla ilham kaynağı olmak...
"Şiir yazdım"
Bir kitap yazsaydınız, önsözüne ne yazmak isterdiniz?
Şiir yazmayı seviyorum ama kitap çıkarmak çok ayrı bir sorumluluk. Öyle bir şey yapar mıyım, yaparsam hangi tarzda olur bilmediğim için önsözünü de şu an söyleyemiyorum.
'Of Of' albümünden sonr ahızla yükselen bir grafiğiniz var. Bu çıkış size neler kazandırdı?
'Of Of' albümümdeki başarım,1996 yılında çıkan 'Be Adam'ın devamlılığı niteliğindeydi. Kariyerim açısından güzel bir eğri çizdiğimi düşünüyorum. Sahne benim kendimi en güvende hissettiğim yer. Bana bu güven duygusunu hissettire ninsanların karşılıkbeklemeden kurduklarısevgi bağı,benim en büyük kazancım.Olumsuz yanıise, sıradan bir vatandaşkadar özgürolamamak.
14 yıl sonra, bugün gelmek istediğiniz yerde misiniz?
Bulunduğun noktadan memnun olmak insanı rehavete sürükler, bu yüzden ben memnun olmayacağım. İşine aşıkve çalışmayı çok seven biri olarak kendimde kusur bulmaya devam edip hep daha iyisini aramaya devam edeceğim galiba.
Eski Gülşen'i özlediğiniz oluyor mu? Ona imrendiğiniz anlar, keşkeleriniz var mı?
Geçmişin yüküyle yaşamayı değil, anı yaşamayı seviyorum. Bu bana daha hafif geliyor. Bu yüzden midir bilinmez, mesela ben hiç kin de tutamam.
Röpörtaj: İlker GEZİCİ
"Albüm ile kan bağım kesildi"
İki senelik aradan sonra yeniden sevenlerinizle buluşmak nasıl bir duygu?
Çok heyecanlıyım. Hatta o kadar heyecanlıyım ki, uyuyamıyorum. Zaten uyusam da rüyamda mutlaka iş ile ilgili bir şeyleri hallettiğimi görüyorum. Albüm ile artık kan bağım kesildiği için bu benim değil; herkesin albümü. Albüm çıkar çıkmaz gelen yorumların hepsi olumlu ve insanlarda oluşan memnuniyet beni inanılmaz mutlu ediyor. Konser maratonum başladı. Yeni ve eski şarkılarımı olabildiğince çok insanla hep bir ağızdan söyleyeceğim günler beni bekliyor.
Neden müziğe iki sene ara verdiniz?
Bazen sabır göstermek, zor günlere kolay geçmeyen zamanlara dayanmak lazım. Her zaman sizi ayakta tutan büyük sevgiyi yanınızda hissetmeniz onlara daha iyi şeyler yapma sorumluluğunu da beraberinde getiriyor. Tam iki yıldır bu sevgiye cevap verebilmek için, sevenlerimin isteklerini karşılıksız bırakmamak için daha çok çalıştık.
Bu iki senenin çoğunu Londra'da geçirdiniz. Bu gidiş bir kaçış mıydı yoksa arınma, yenilenme isteği miydi? Bir deneden Paris, Roma, New York değil de Londra?
Yeni albüm çalışmalarına başlamadan önce yeni kararlar almak için bir hazırlık dönemiydi benim için. Londra benimen sevdiğim şehirlerden biri. O yüzden Londra'yı tercih ettim.
Albümdeki 10 şarkının söz ve müziği size ait. Şarkıları hangi hissiyatla yazdınız? Albüm yazım sürecinden bahsedebilirmisiniz?
Her şarkı için farklı ruh halim söz konusuydu. Çevremdeki insanlardan, olanlardan, bir filmden o dönemde çevremde olup biten her şeyden esinlendim. Bir şarkıyı yazmanıziçin, sizin yaşamış olmanız gerekmiyor... Bazen bir şarkının sözü ve müziğini aynı anda bir gecede üretebiliyorsunuz. Hatta bittiğinde de kusursuz bir şey çıkıyor ortaya ama bazı şarkıların üretim süreci sizi zorlayabiliyor. Mesela ben, 'Bir An Gel'i bir buçuk yılda yazdım, 'Ezber Bozan'ı bir gecede...
"Dibine kadar anlattım"Bu albümde slow parçalara çok fazla yer vermemişsiniz. Hareketli şarkılarla kendinizi daha mı iyi ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz?
Bu albüm için yaptığım 10 şarkının üç tanesi slow, üç tanesi dans, dört tane de orta hızda parça var. Denge gayet iyi bence. Şarkının hızından çok, anlatımdaki çeşitliliği ve edebi yönü çok önemli benim için. Yazdığım her parçada anlatmak istediğim herşeyi dibine kadar anlattım.
14 yıllık müzik kariyerinizde son albümünüz 'Önsöz'ü nasıl bir yere oturtuyorsunuz?
Bu benim için bir olgunluk albümü. Artık kendini daha iyi tanıyan, tanımlayan ve yaşanmışlıklarını müzikal tecrübeleriyle birleştirmiş biri var bu albümde. Bugüne kadar yapmış olduğum albümlerimi de seviyorum. Ama bu albüm, işinin en iyileri ile yapılmış çok içime sinen bir albüm. Bundan sonraki projelerimde de aynı çizgide devam etmek istiyorum.
"Nazan Öncel" benim için ezber bozdu
Albümde oryantal ezgiler, ud, cümbüş gibi enstrümanlar var. Bu çeşitlilik, Doğu-Batı sentezi yapma gibi bir düşüncenin ürünü mü? Bu çeşitliliği aranjörüm Ozan Çolakoğlu'na bağlayabiliriz. Etnik ve modern dengesi 'Bir An Gel' şarkısı için çok uygundu. Benim kafamda da hep o sound vardı. Ozan da bunu parçaya mükemmel bir şekilde adapte etti.
'Of of' ile size büyük bir çıkış yakalatan Nazan Öncel'in bu albümde de bir bestesi var. Öncel'in sizin müzik hayatınızdaki yeri nedir?
Bu, Nazan Öncel'le ikinci çalışmamız. O en iyi şarkısını bana veriyor, ben de en iyi şekilde taşıyorum. Bu albümde aldığım 'Dillere Düşeceğiz Seninle'yi daha önce kendisi de albümünde seslendirmişti. Benim bayıldığım bir şarkıydı. Nazan Hanım, "Eski şarkılarımı kimseye vermem" derdi ama benim için ezber bozuldu. Bu da benim için ayrıca gurur verici...
"En büyük servetin yaşadıkların oluyor"
2010 şans getirsin 2009'u geride bırakmaya sayılı günler kaldı. Bu yıl siziniçin nasıl geçti?
Çok hummalı, telaşlı, verimli ve günleri sayarak geçti. Umarım 'Önsöz' 2010'a damgasını vuran albümlerin arasında yerini alır. Tabii ki sağlıkla, sevdiklerimle ve huzurla... Ben de size ve bu röportajı okuma fırsatı bulan herkese 2010'un şans getirmesini dilerim.
"En büyük servetin yaşadıkların oluyor"
Özel hayatınızla gündeme gelmemek için özel bir çaba harcıyormusunuz?
Saklamak için bir çaba içinde değilim ama altını da çizmeyeceğim. Çünkü işim dışındaki haberler beni mutsuz ediyor.
'Ezberbozan' şarkınızdada dediğiniz gibi, hiç sevdiğinize pişman oldunuz mu?
Ben, olumlu ya da olumsuz insanın yaşadığı her şeyin bir nedeni olduğuna inanırım. Aslında bence insanın enbüyük serveti, yaşanmışlıkları. Çünkü onlar seni sen yapıyor...
'Arkadaş Kalalım'da, aşk beklemez diyorsunuz. Aşk sizin için şu an beklemede mi?
Yoğun bir şekilde iş odaklı yaşıyorum. Bu yüzden aşkın şu an nerede olduğunu ben bile kestiremiyorum.
Polemiklere yakınmısınız, uzak mı?
Negatif şeylerle ilgilenmiyorum. Enerjimi daha da artıracak insanlar ve konularla ilgileniyorum. Benim hayatımda polemik yok.
'Önsöz'de belirtmişsiniz ama sinirden'gözünüz dönerse' neyaparsanız?
O ana kadar yaptığım her şeyi yapmamaya başlarım. (gülüyor)
"Geçmişin yüküyle değil anı yaşamayı seviyorum!"
Bu albümden beklentiniz ne?
Müzikal yolculuğumunen önemliadımlarından birioldu bu albüm. Daha önce yapmış olduğum albümlerinüzerine eklediğim artıların insanlartarafından da farkedilmesi ve her geçen gün daha fazla insana ulaşabilmek; şarkılarımla, duruşumla, varlığımla ilham kaynağı olmak...
"Şiir yazdım"
Bir kitap yazsaydınız, önsözüne ne yazmak isterdiniz?
Şiir yazmayı seviyorum ama kitap çıkarmak çok ayrı bir sorumluluk. Öyle bir şey yapar mıyım, yaparsam hangi tarzda olur bilmediğim için önsözünü de şu an söyleyemiyorum.
'Of Of' albümünden sonr ahızla yükselen bir grafiğiniz var. Bu çıkış size neler kazandırdı?
'Of Of' albümümdeki başarım,1996 yılında çıkan 'Be Adam'ın devamlılığı niteliğindeydi. Kariyerim açısından güzel bir eğri çizdiğimi düşünüyorum. Sahne benim kendimi en güvende hissettiğim yer. Bana bu güven duygusunu hissettire ninsanların karşılıkbeklemeden kurduklarısevgi bağı,benim en büyük kazancım.Olumsuz yanıise, sıradan bir vatandaşkadar özgürolamamak.
14 yıl sonra, bugün gelmek istediğiniz yerde misiniz?
Bulunduğun noktadan memnun olmak insanı rehavete sürükler, bu yüzden ben memnun olmayacağım. İşine aşıkve çalışmayı çok seven biri olarak kendimde kusur bulmaya devam edip hep daha iyisini aramaya devam edeceğim galiba.
Eski Gülşen'i özlediğiniz oluyor mu? Ona imrendiğiniz anlar, keşkeleriniz var mı?
Geçmişin yüküyle yaşamayı değil, anı yaşamayı seviyorum. Bu bana daha hafif geliyor. Bu yüzden midir bilinmez, mesela ben hiç kin de tutamam.
Röpörtaj: İlker GEZİCİ




