Siyah Kuğu’nun seksi yıldızı Mila Kunis

Cosmopolitan

Bugüne kadar birçok farklı rolde karşımıza çıkan Mila Kunis, son filmi Siyah Kuğu’da canlandırdığı karakterle büyük merak uyandırırken, ekran dışında da neşeli ve korkusuz halleriyle dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.

“Ben ünlü değilim”, Mila Kunis New York’ta bir araya geldiğimiz akşam yemeğinde üstüne basa basa bunu söylüyor. “Ben tanınabilir biriyim.” Buna inanmak gerçekten de çok zor çünkü Mila bugüne kadar Forgetting Sarah Marshall’da seksi otel görevlisini, Max Payne’de cazibeli suikastçiyi , The Book of Eli’de de yine seksi bir kadını canlandırdı. Son olarak Darren Aronofsky’nin yönetmenliğini yaptığı Siyah Kuğu filminde ise bir balerin olarak karşımıza çıkıyor. Kunis, sergilediği başarılı performansıyla Venedik Film Festivali’nde En İyi Genç Kadın Oyuncu ödülünü alırken, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında da Altın Küre Ödülleri’ne aday oldu.

Sohbetimize başlarken pancarlı salata siparişi veren güzel yıldız başındaki şapkası ve jean’iyle gösterişli bir yıldızdan çok sıradan genç bir kız havasındaydı. Mila’nın en büyük yeteneği iki zıt kutup arasında kolayca geçiş yapabilmesi. “Filmde çok seksi ve göz alıcı. Ama film dışında ise bir o kadar doğal ve abartısız” diyor Aronofsky. Mila’yla tanıştığınızda erkeklerin neden onu bu kadar beğendiklerini rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Family Guy’ın yapımcısı Seth MacFarlane, Meg karakterini canlandıran Kunis için “Erkekler seksi bir pilicin kendileriyle ortak yönleri olduğunu fark ettiler” diyor. “Mila bilgisayar oyunlarını çok sever, Star Trek’i izlemeye ise bayılır” diyor Siyah Kuğu’daki rol arkadaşı Natalie Portman ve ekliyor, “Ama bir ortama girdiği zaman görüp görebileceğiniz en zarif ve şirin kızdır.” Mila’nın bilgisayar tutkunu olduğu onunlakarşı karşıya gelince hemen dikkatinizi çekiyor. Detayları öğrenip Mila’nın geçmişine indiğinizde ise sürprizlerle karşılaşıyorsunuz. Bugüne kadar sır gibi sakladığı sağlık problemini ilk kez Cosmo’ya anlatan Mila’nın söylediğinin aksine gerçek bir büyüleyici Hollywood yıldızı olduğuna yürekten inanıyoruz.

Zorluklarla Geçen Çocukluk Yılları

Mila yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Ukrayna’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmek zorunda kalmış. Ailesi göç etme planlarını uzun bir süre Mila’dan bile gizlemişler. “Annem ve babam bir alt sokağa taşınacağımızı söylediler.Bir gün sonra ise kendimi Los Angeles’ta buldum. İkinci sınıfı orada okumaya başladım. Yaşadığım kültür şokuna inanabiliyor musunuz?” diye soruyor. “Ailem o dönem her gün okuldan ağlayarak döndüğümü söylüyor.” Mühendis olan anne ve babası Los Angeles’a taşınınca her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalmışlar. “Annem bir mağazada çalışmaya başlamıştı. Babam ise birçok işi bir arada yapıyordu. Paket pizza dağıtımı da buna dahil.” Mila ailesinin hâlâ tam zamanlı çalıştıklarını söylüyor. “Babam taksi şöförlüğü yapıyor, annem ise kasiyer olarak çalışıyor. İsteseler emekli olabilirler ama kesinlikle istemiyorlar.” Mila oyunculuk konusunda bir hayli inatçı olduğu için İngilizce’yi çok kısa bir sürede öğrenmiş. Çok şirin bir çocuk olduğundan dokuz yaşındayken kitap reklamlarında rol almaya başlamış.

Sonrasında gelen Days of Our Lives ve Gia’daki rolüyle kariyer basamaklarını emin adımlarla çıkan güzel yıldız, Angelina Jolie’nin model Gia Carangi’nin hayatını oynadığı filmde ise Carangi’nin gençlik hallerini canlandırmıştı. Mila, 14 yaşındayken ise 70’s Show’da izleyiciyle buluştu. Ancak sonrasında okulunu bitirmek ve özel ders almak için şovu yarıda bıraktı. Kısa süre sonra tüm hedeflerini yerine getirip şova geri döndü. “Kendimi geliştirmek ve başarabileceğimi görmek istiyordum.” Şov bittikten sonra Mila filmlerde rol almaya başladı. Genç yıldıza göre bugüne kadar canlandırdığı tüm karakterlerin ortak bir yanı var: “Hepsi özgür bir ruha sahipler” diyor bunun için. Siyah Kuğu’da ise Natalie Portman mükemmeliyetçi bir balerini canlandırırken Mila zorlu rakibesi olarak karşımıza çıkıyor.

Aronofsky, iChat üzerinden Mila’yla irtibata geçmiş ve güzel oyuncu Siyah Kuğu’daki rolü kapmış. “Mila çok rahat ve özgürdü” diyor Aronofsky. Tek eksiği dans kabiliyetiydi. Bunun dışında her şeyiyle bu rol için uygundu. Mila uzun yıllar bir sağlık sorunuyla baş ettiğini ve bunu kimseye söylemediğini söylüyor. “Tek gözüm uzun yıllar görmedi ama bu durumu hiç kimse bilmiyordu” diyor genç yıldız. Uzun süre gözünün iris tabakasındaki iltihapla mücadele etmiş. Bir süre sonra iltihap yüzünden katarakt olmuş ve gözlerinin birbirinden farklı renklere dönüşmesi riskiyle karşı karşıya kalmış. “Artık çok iyi görüyorum. Birkaç ay önce ameliyat oldum. Gözüme yeni lens yerleştirdiler” diyerek iyileştiğini müjdeliyor. Ameliyatın kendisini korkutu  korkutmadığını sorduğumuzda ise “hayır” diyerek cevaplıyor. “Rahat olmam gerektiğinin farkındaydım, bu yüzden gerilmemeye çalıştım.” Korku, Siyah Kuğu’nun işlediği temalardan biri. Portman’ın canlandırdığı karakter Nina da bununla paralel ilerliyor.