ÜNLÜ STİLİ
Yahşi Batı’nın dişi kovboyu 'Demet Evgar'
Cem Yılmaz’ın ‘Yahşi Batı’ filmiyle gündeme gelen Demet Evgar, “Western izleyerek büyüdük” dedi ve ekledi: Kalamiti Jane’in hayatımda önemli bir yeri vardır. Çocukluğumda babamın sırtına biner, kovboyculuk oynardım
GÜNCELLEME TARİHİ: 6 Ocak 2010
Yahşi Batı'nın dişi kovboyu Demet Evgar Western Meraklısı Bir Çocukmuş: "Babamın sırtında bağırırdım: BEN KALAMİTİ JANE'İM"
Cem Yılmaz'ın yeni filmi 'Yahşi Batı'da, çizgi roman kahramanı Kalamiti Jane benzeri bir karakter canlandıran Demet Evgar, "Cem, eğlenceli ve rahat bir insan. Eğlenceyi doğuran da o rahatlıktır zaten. Ben Cem'i çok kıskanıyorum" dedi. ALL dergisinden Selin Mançer Sivrioğlu'na röportaj veren Demet Evgar, Cem Yılmaz'ı neden kıskandığını da şöyle açıkladı: "Bütün hayallerini çok güzel gerçekleştiriyor ve insanları hayallerine ortak ediyor.
'WESTERN İZLEYEREK BÜYÜDÜK'
'Yahşi Batı'daki rolünüze hazırlanırken Western filmleri seyrettiniz mi?
Seyretmez olur muyum? Hepimiz Western'le büyüdük zaten. TRT'de, pazar günlerimizin vazgeçilmeziydi. Rahmetli dedem çok severdi film seyretmeyi. Film seyretme alışkanlığım da ondan geçti bana. Fotoğraf çektirme, poz verme sevdası da ondan geldi. Onun profesyonel bir makinesi vardı, durmadan ona poz verirdim.
Bu durumda oyunculuk, çocukluğunuzdan beri hayalinizdi herhalde...
Oyunculuk hep hayalimdi. Annem, anaokulu öğretmenime konservatuarı kazandığımı söylediğinde, 'Hiç şaşırmadım, çok belliydi oraya gideceği' demiş.
'Yahşi Batı'da nasıl bir karakter canlandırıyorsunuz?
Kalamiti Jane'den etkilenen bir karakter. 23yaşlarında, kendimden bayağı da ufak bir kız aslında.
Erkeksi, doğa koşullarıyla yaşamak durumunda kalmış, silahlı, atlı bir kadın. Kalamiti Jane'in hayatımda başka bir yeri de vardır. Küçükken babamın sırtına çıkıp, Kalamiti Jane olurdum. 'Yahşi Batı' işi olunca da babam çok duygulandı, "Sen küçükken hep benim sırtıma binip, 'Ben Kalamiti Jane'im diye bağırırdın, bak sonunda gerçekten oldun" dedi.
Türkiye'de oyunculuk yapmak tatmin edici mi?
Türkiye şartları her iş için belli ve bu koşullarda bu işi yapabildiğim için tatmin oluyorum. En azından istediğim her şeyi yapıyorum.
'Güneşi Gördüm' filmiyle Oscar adayısınız. Oscar'a bu kadar yaklaşmak nasıl bur duygu?
Oscarlar'ın ütopik bir şey olmadığını çok önceden beri biliyordum zaten. Daha yaşayacak çok hikaye, gidecek çok yol var. Türkiye'nin, bu anlamda önü çok açık...
'BÜYÜK SALONLAR HAYAL EDİYORUM'
Siz aynı zamanda tiyatro da oynuyorsunuz.
'Tiyatro bitti' diyorlar ama salonlar hep dolu. Bu nasıl oluyor? Ne anlamda bitti?
Kim diyor tiyatro bitti diye?
Muhtemelen tiyatroya gitmeyenler... Tiyatro bitmedi. Oyunlar çok iyi gidiyor. Profesyonel anlamda altı yıldır bu işi yapıyorum ve son iki yıldır çok iyi gidiyor. Seyirci olduğunu hayal etmek ve ona inanmak önemli. Şu anda, tiyatro adına altı yıl önce hayal ettiklerimi yaşıyorum. Yılmadım, yılmaya da niyetim yok. Şu anda 450 kişilik salonda, kapalı gişe oynuyoruz ama bu bana yetmiyor. Daha büyük salonlar hayal ediyorum.
Tiyatronun en güzel yanı, sondaki alkış mı?
Tiyatronun en güzel yönü ekiptir. Sahne arkasındaki birlikteliktir, sahnedeki yalnızlıktır.
En büyük tutkunuz tiyatro mu?
Sinemanın hakkını yemeyelim... Sinemanın da hayatımda önemli yeri var...
Emre Karayel'le oynadığınız '1 Kadın1 Erkek' dizisi bu aralar çok seviliyor. Sizi kim, nasıl bir araya getirdi? Normalde kimsenin aklına gelmeyecek bir ikilisiniz...
Biz Emre'yle önceden tanışmıyoruz. Yönetmenimiz Müge Turalı'nın aklına Emre geliyor. Yapımcımız Mehmet Altıoklar da beni öneriyor. Herkesin ilk tepkisi, 'Ay bu donuk bakışlı kız nasıl komedi oynar' olmuş ve itiraz etmişler. Mehmet Abi de hayattaki, gerçek halimi bildiği için, 'Budur' diyor ve deneme çekimi bile yapmadan başlıyoruz.
Ne kattı '1 Kadın 1 Erkek' size?
Kendimi daha az eleştirmeme sebep oldu. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum. Daha doğal ve bana daha yakın bir rol olduğu için herhalde.
KADIN NEVROTİK BİR VARLIKTIR
Herkes '1 Kadın 1 Erkek'i doğaçlama zannediyor ama öyle değilmiş galiba...
Yüzde yüz doğaçlama değil. Çok iyi bir metin geliyor ve onun üzerine kendimden de bir şeyler katıyorum.
Siz ilişkilerinizi nasıl yaşarsınız?
Bilmem. Uzlaşmayı severim, inatlaşmayı da severim. Değişkenimdir ama vefalıyımdır.
Sizde bir 'Beyza'nın Kadınları' sendromu var gibi geldi bana... Kaç kadın barındırıyorsunuz içinizde?
Hepimiz o kadar çok kadın barındırıyoruz ki içimizde... Bu bana özgü değil. Kadın, nevrotik bir varlıktır bence. Ama özgürlükleri kısıtlandıkça, farklı kişilikler türetiyorlar. Bir yerden bastırınca, diğer yerden fırlıyor hesabı.
TÜCCAR KIZIYIM, KEMER SIKMASINI BİLİRİM
Kendinize çok vakit harcar mısınız?
Vakti kullanıyorum, harcamıyorum. Kuaförde hiçbir şey yapmadan oturmak beni çok sıkıyor. O yüzden saçımı makyajımı hepk endim yapmayı tercih ediyorum.
Kendinize çok para harcıyor musunuz?
Parayı da kullanıyorum. Çok güzel parçaları ucuza getirebiliyorum çünkü inanılmaz bir annem var. Harika tasarımlar yapıp, müthiş diker. En parasız dönemlerimizde bile hep çok güzel giyindim.
Kemerinizi sıkmak zorunda kalsanız, alışveriş listenizden ilk neyi silersiniz?
Her şeyden vazgeçebilirim. Ben bir tüccarın kızıyım. Çok yüksekleri de, düşükleri de gördüm. Çok iflaslar gördük ama ailemizin içindeki huzur hiç kaçmadı. Ailece sıktık kemerleri. Mutluluk paraya endeksli değil.
Kararlarınızı verirken aklınızla mı, kalbinizlemi hareket edersiniz?
Kalbimi dinlerim. Çünkü akıl her zaman doğru söylemiyor ve sonunda acı çeken akıl değil, kalp oluyor. O yüzden kalbime sormayı ve onu dinlemeyi tercih ediyorum. Bazı kararlarım aptalca olsa da, kalbimi üzmemiş olmak benim için daha önemli.
Kendinize güveniniz nereden geliyor?
Ailemden... Ailem hayallerimin üzerine oturmadı. Ufakken bana tepeden bakmadılar. Birey olduğumu hep hissettirdiler.
PİŞİK KREMİYLE MASKE YAPARIM
Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Rahat giyinmeyi severim. Biraz da erkeksi bir stilim var. Erkek saatlerini severim mesela. Hatta parfümüm bile Costume National'in erkek parfümüdür.
Nasıl alışveriş yaparsınız?
Zevkine güvendiğim insanlarla alışveriş yaparım. Kardeşimin, erkek arkadaşımın ve babamın zevkine çok güvenirim. Onlarla alışveriş yaparım. Abiye kıyafetlerde de Cengiz Abazoğlu'na çok güvenirim. Kendi tarzıyla, benim tarzımı çok güzel harmanlıyor.
Makyajla aranız nasıl?
Pek yapmam. Beyaz tenliyim ve beyaz olmayı seviyorum. Yaz-kış güneş kremi sürerim. Hafif allık ve rimel yetiyor bana.
METALLICA ÇALIYORUM
Başka güzellik tavsiyeniz var mı?
Haftada bir gün, bebek pişik kremiyle yüzüme maske yaparım, 20 dakika bekletirim. İçinde çinko var ve çinko cilt için çokfaydalı. Sivilcelerimden böyle kurtuldum.
Kendinizi nasıl ödüllendirirsiniz?
Bu aralar en büyük zevkim; Playstation3'te, Rock'te Rock Band ve Guitar Hero oynamak. O oyunun hastası olduk. Bütün gün evde Metallica çalıyorum. Ayrıca sevdiklerime vakit ayırmak benim için büyük ödül. Benden ilgi bekleyen kardeşim, arkadaşlarım, ailem, sevgilim ve kedim var.
Cem Yılmaz'ın yeni filmi 'Yahşi Batı'da, çizgi roman kahramanı Kalamiti Jane benzeri bir karakter canlandıran Demet Evgar, "Cem, eğlenceli ve rahat bir insan. Eğlenceyi doğuran da o rahatlıktır zaten. Ben Cem'i çok kıskanıyorum" dedi. ALL dergisinden Selin Mançer Sivrioğlu'na röportaj veren Demet Evgar, Cem Yılmaz'ı neden kıskandığını da şöyle açıkladı: "Bütün hayallerini çok güzel gerçekleştiriyor ve insanları hayallerine ortak ediyor.
'WESTERN İZLEYEREK BÜYÜDÜK'
'Yahşi Batı'daki rolünüze hazırlanırken Western filmleri seyrettiniz mi?
Seyretmez olur muyum? Hepimiz Western'le büyüdük zaten. TRT'de, pazar günlerimizin vazgeçilmeziydi. Rahmetli dedem çok severdi film seyretmeyi. Film seyretme alışkanlığım da ondan geçti bana. Fotoğraf çektirme, poz verme sevdası da ondan geldi. Onun profesyonel bir makinesi vardı, durmadan ona poz verirdim.
Bu durumda oyunculuk, çocukluğunuzdan beri hayalinizdi herhalde...
Oyunculuk hep hayalimdi. Annem, anaokulu öğretmenime konservatuarı kazandığımı söylediğinde, 'Hiç şaşırmadım, çok belliydi oraya gideceği' demiş.
'Yahşi Batı'da nasıl bir karakter canlandırıyorsunuz?
Kalamiti Jane'den etkilenen bir karakter. 23yaşlarında, kendimden bayağı da ufak bir kız aslında.
Erkeksi, doğa koşullarıyla yaşamak durumunda kalmış, silahlı, atlı bir kadın. Kalamiti Jane'in hayatımda başka bir yeri de vardır. Küçükken babamın sırtına çıkıp, Kalamiti Jane olurdum. 'Yahşi Batı' işi olunca da babam çok duygulandı, "Sen küçükken hep benim sırtıma binip, 'Ben Kalamiti Jane'im diye bağırırdın, bak sonunda gerçekten oldun" dedi.Türkiye'de oyunculuk yapmak tatmin edici mi?
Türkiye şartları her iş için belli ve bu koşullarda bu işi yapabildiğim için tatmin oluyorum. En azından istediğim her şeyi yapıyorum.
'Güneşi Gördüm' filmiyle Oscar adayısınız. Oscar'a bu kadar yaklaşmak nasıl bur duygu?
Oscarlar'ın ütopik bir şey olmadığını çok önceden beri biliyordum zaten. Daha yaşayacak çok hikaye, gidecek çok yol var. Türkiye'nin, bu anlamda önü çok açık...
'BÜYÜK SALONLAR HAYAL EDİYORUM'
Siz aynı zamanda tiyatro da oynuyorsunuz.
'Tiyatro bitti' diyorlar ama salonlar hep dolu. Bu nasıl oluyor? Ne anlamda bitti?
Kim diyor tiyatro bitti diye?
Muhtemelen tiyatroya gitmeyenler... Tiyatro bitmedi. Oyunlar çok iyi gidiyor. Profesyonel anlamda altı yıldır bu işi yapıyorum ve son iki yıldır çok iyi gidiyor. Seyirci olduğunu hayal etmek ve ona inanmak önemli. Şu anda, tiyatro adına altı yıl önce hayal ettiklerimi yaşıyorum. Yılmadım, yılmaya da niyetim yok. Şu anda 450 kişilik salonda, kapalı gişe oynuyoruz ama bu bana yetmiyor. Daha büyük salonlar hayal ediyorum.
Tiyatronun en güzel yanı, sondaki alkış mı?
Tiyatronun en güzel yönü ekiptir. Sahne arkasındaki birlikteliktir, sahnedeki yalnızlıktır.
En büyük tutkunuz tiyatro mu?
Sinemanın hakkını yemeyelim... Sinemanın da hayatımda önemli yeri var...
Emre Karayel'le oynadığınız '1 Kadın1 Erkek' dizisi bu aralar çok seviliyor. Sizi kim, nasıl bir araya getirdi? Normalde kimsenin aklına gelmeyecek bir ikilisiniz...
Biz Emre'yle önceden tanışmıyoruz. Yönetmenimiz Müge Turalı'nın aklına Emre geliyor. Yapımcımız Mehmet Altıoklar da beni öneriyor. Herkesin ilk tepkisi, 'Ay bu donuk bakışlı kız nasıl komedi oynar' olmuş ve itiraz etmişler. Mehmet Abi de hayattaki, gerçek halimi bildiği için, 'Budur' diyor ve deneme çekimi bile yapmadan başlıyoruz.
Ne kattı '1 Kadın 1 Erkek' size?
Kendimi daha az eleştirmeme sebep oldu. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum. Daha doğal ve bana daha yakın bir rol olduğu için herhalde.
KADIN NEVROTİK BİR VARLIKTIR
Herkes '1 Kadın 1 Erkek'i doğaçlama zannediyor ama öyle değilmiş galiba...Yüzde yüz doğaçlama değil. Çok iyi bir metin geliyor ve onun üzerine kendimden de bir şeyler katıyorum.
Siz ilişkilerinizi nasıl yaşarsınız?
Bilmem. Uzlaşmayı severim, inatlaşmayı da severim. Değişkenimdir ama vefalıyımdır.
Sizde bir 'Beyza'nın Kadınları' sendromu var gibi geldi bana... Kaç kadın barındırıyorsunuz içinizde?
Hepimiz o kadar çok kadın barındırıyoruz ki içimizde... Bu bana özgü değil. Kadın, nevrotik bir varlıktır bence. Ama özgürlükleri kısıtlandıkça, farklı kişilikler türetiyorlar. Bir yerden bastırınca, diğer yerden fırlıyor hesabı.
TÜCCAR KIZIYIM, KEMER SIKMASINI BİLİRİM
Kendinize çok vakit harcar mısınız?
Vakti kullanıyorum, harcamıyorum. Kuaförde hiçbir şey yapmadan oturmak beni çok sıkıyor. O yüzden saçımı makyajımı hepk endim yapmayı tercih ediyorum.
Kendinize çok para harcıyor musunuz?
Parayı da kullanıyorum. Çok güzel parçaları ucuza getirebiliyorum çünkü inanılmaz bir annem var. Harika tasarımlar yapıp, müthiş diker. En parasız dönemlerimizde bile hep çok güzel giyindim.
Kemerinizi sıkmak zorunda kalsanız, alışveriş listenizden ilk neyi silersiniz?
Her şeyden vazgeçebilirim. Ben bir tüccarın kızıyım. Çok yüksekleri de, düşükleri de gördüm. Çok iflaslar gördük ama ailemizin içindeki huzur hiç kaçmadı. Ailece sıktık kemerleri. Mutluluk paraya endeksli değil.
Kararlarınızı verirken aklınızla mı, kalbinizlemi hareket edersiniz?
Kalbimi dinlerim. Çünkü akıl her zaman doğru söylemiyor ve sonunda acı çeken akıl değil, kalp oluyor. O yüzden kalbime sormayı ve onu dinlemeyi tercih ediyorum. Bazı kararlarım aptalca olsa da, kalbimi üzmemiş olmak benim için daha önemli.
Kendinize güveniniz nereden geliyor?
Ailemden... Ailem hayallerimin üzerine oturmadı. Ufakken bana tepeden bakmadılar. Birey olduğumu hep hissettirdiler.
PİŞİK KREMİYLE MASKE YAPARIMStilinizi nasıl tanımlarsınız?
Rahat giyinmeyi severim. Biraz da erkeksi bir stilim var. Erkek saatlerini severim mesela. Hatta parfümüm bile Costume National'in erkek parfümüdür.
Nasıl alışveriş yaparsınız?
Zevkine güvendiğim insanlarla alışveriş yaparım. Kardeşimin, erkek arkadaşımın ve babamın zevkine çok güvenirim. Onlarla alışveriş yaparım. Abiye kıyafetlerde de Cengiz Abazoğlu'na çok güvenirim. Kendi tarzıyla, benim tarzımı çok güzel harmanlıyor.
Makyajla aranız nasıl?
Pek yapmam. Beyaz tenliyim ve beyaz olmayı seviyorum. Yaz-kış güneş kremi sürerim. Hafif allık ve rimel yetiyor bana.
METALLICA ÇALIYORUM
Başka güzellik tavsiyeniz var mı?
Haftada bir gün, bebek pişik kremiyle yüzüme maske yaparım, 20 dakika bekletirim. İçinde çinko var ve çinko cilt için çokfaydalı. Sivilcelerimden böyle kurtuldum.
Kendinizi nasıl ödüllendirirsiniz?
Bu aralar en büyük zevkim; Playstation3'te, Rock'te Rock Band ve Guitar Hero oynamak. O oyunun hastası olduk. Bütün gün evde Metallica çalıyorum. Ayrıca sevdiklerime vakit ayırmak benim için büyük ödül. Benden ilgi bekleyen kardeşim, arkadaşlarım, ailem, sevgilim ve kedim var.




