Yaşlanmak mı? “yaş almak” mı?
MODA HABER

Yaşlanmak mı? “yaş almak” mı?

GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Eylül 2010

Yok canım, daha bunları düşünecek yaşa gelmedik çok şükür. 3'lü hanelerin son yıllarını yaşarken hayatımın en güzel günleri, yaşadığım şu günler gibi geliyor bana...

Yok, henüz kırışıklıklar pek başlamadı... Tamam canım, güldüğümde gözlerimin kenarında oluşanları saymayın, onlar mimik kırışıklıkları bi kere... Henüz botoxla tanışmadım... Uzaktan ürkerek takip ediyorum kendisini. Yetkililerden tek dileğim, tez zamanda daha doğal bir altenatifinin bulunması...

Aşık olabilme kapasitem aynen yerli yerinde duruyor... Varsın hayatımda kimse olmasın! Napıyım? Urfa'da Oxford vardı da biz mi gitmedik yahu? Hem aşk, "İçimizde, içimizde..." Valla da öyle, billah da öyle! Onu yöneltecek o kadar değişik şey varmış ki şu hayatta, yeni anlıyorum bunu... 30 küsur yıl sonra... Sabırsız bir açlıkla saldırıyorum yaşamaya... Yapmak istediklerim öyle çok ki...

15- 20 yıl önce izlediğim filmleri tekrar izliyor, okuduğum kitapları tekrar okuyor, bambaşka tatlar alıyorum... Düşünüyorum da ne kadar yavanmış hayat bundan 20 yıl önce... Şimdiki duygu zenginliği, farkındalık, bilgelik ne kadar farklı... Çekilen acılar, çıkarılan dersler... Hiçbiri boşa değilmiş... Meğer farkına varmadan kumbaraya atılan paralarmış onlar... Şimdiki zenginliğimin kaynağı.

Arkadaşlar da serüvenimin bir parçasıymış. Başrolünde olduğum, benim dizi filmimim karakter oyuncuları onlar... Taa uzun yıllardan beri benimle olanlar, sonradan diziye katılanlar... Her bölümde yeni macera... Hepsinin yeri ayrı, tadı başka... Bir zenginliğim de onlar...

Aileme bambaşka bir gözle bakabiliyorum artık. Onlarla ilişkim yepyeni bir boyut kazandı.... Evet, annem ve babamı ana-baba kimliklerinden arındırıp objektif bir şekilde insan olarak görmeyi başarabiliyorum bir süredir... Yalnız, ablalık hiç geçmiyor... Kardeşim hala hazırlıkta giydiği üniformasıyla okulun ilk günü evin kapısında beni bekleyen "tatlı çocuk" benim gözümde...

Doğumgünüm giderek yaklaşıyor... Kulağımda eskilerden bir parça... Bir Charlie Chaplin filminden... Yumuşacık bir caz yorumu: Smile (gülümse)... Evet bu, altı kırmızı kalemle çizilecek anafikir... En azından benim dizi filmimde... Ya sizinki ne?