Anneler ve kızları
Kızımla aramızdaki ilişkinin geldiği noktada aşk var. Ne büyük bir sıcaklık vardır anneler ve kızları arasında. Aynı zamanda dünyada eşi benzeri olmayan bir tatlı rekabet… Bazen de yaradılışın gereği acımasızlık. Öyle ki korktuğum zamanlar oldu. Kendi annemin ilk ve tek kızı olmanın ayrıcalıklı bir sultan koltuğu olmadığını ilk genç kızlık yıllarımda anlamıştım. Benim için yapamayacağı fedakarlık yoktu, ama zaman zaman da uykusuz, ağlamaklı gecelerde hıçkırıklarla uyurdum. Hatırlarım anneme gücendiğimde, ilk işim evden çekip gitmek olacaktı. O yıllarda sabah hatırlamayacağım sebeplerin büyümesiyle çocuk-genç kız kalbimle kırgın uyku odalarının labirentlerine dalardım. Hep tek boynuzlu atların koşturduğu ay prensesi olmuş melekler ülkesine gideceğimi düşünürdüm. Boynumda inci kolyem de olacaktı. Sonsuza dek, annem beni bulamasın diye orada kalacaktım. O prenseslerin hiç derdi olmamalıydı. Tabii anneleri de… Gerçek yaşamda kardeşim olmadığı için de sürekli özlem duyardım sıcak ve hafif dozda kıskançlık vitaminli aile ortamlarına… Ama benim annem, babamla yolunu ayrı düşürmüştü. Kardeşim hiçbir zaman olmayacaktı. Yinede melekler ülkesindeki prensesler sonsuza dek benim kardeşimdi. Bunu benim annemin anlaması mümkün değildi. Çünkü o benim istediğimi yapmamıştı. Ne olurdu sanki yemeğimi yemekte zorlamasaydı. Ayrıca her gece banyo yapmam için de zorluyordu. Erkenden yatmak da, üstelik yalnız yatmak zorunda bırakılmak da neymiş… İşte böyle ruh halleri içindeyim. Çok geceler türlü oyuncaklara sarılır uyur onları ıslatarak ağlar, dertlenirdim.
Zeynep Kasımoğlu
Anneler ve kızları
İlk evladım kız doğdu
Sonra yıllar geçti ben anne oldum. İlk evladım kız doğdu. Dünyanın bana göre en güzel prensesi. Hala inanırım onun da mavi nur ülkesinden geldiğine bütün bebekler gibi… Ve şaşarım, onun da benim yıllar önceki halime düşmüş olmasına… Dünyanın değişmeyen kuralı herhalde...Anneler kızlarıyla daima derin ve özel bir anlaşmazlık içine düşüyorlar. Daha önce paylaşmış olmalıyım. Annelerle kızları arasındaki olağan tartışmalar 15 dakika ile en geç 2.5 gün arasında çözüme kavuşurmuş. Kendi annemle bir gece sabahında bile kırgın uyandığımı anımsamam. Demek benim bütün o derin küskünlüğüme rağmen aslında uzun bir dargınlığım hiç olmamış…
Anneler ve kızları
“Kızına iyi davran!”
Dila benim için yaradanın en büyük hediyesi…7 yaşın içinde. Eşin, dostun, herkesin dilinde. Daha tecrübeli ileri yaşta kızları olan annelerin hepsi ağız birliği etmişçesine beni uyarıyor. “Ne olur, Allah aşkına kızına iyi davran!” diyorlar. Farketmeden yaptığımız, önemsiz gördüğümüz şeyler, eğitim ya da terbiye vermenin ötesine geçiyor onların minik dünyalarında… Vakitsiz sorumluluklar yüklemeyin ve sırf kız oldukları için anlamsız misyonlar yükleyip çocukluklarını ıskalatmayın kızlarınıza… Dila bazen küçük annelik rolünü oynamak istiyor. Beni rahatlatıyor. Memnun oluyorum, onaylıyorum. O da mutlu oluyor. Ama henüz çocuk olduğu için bakmışım bir anda kardeş kıskançlığı yüzünden Ömer’in de araya girmesiyle ortalık savaş alanına dönmüş. En büyük Dila olduğu için onu sorumlu görüyor, otoritemi onun üzerinde kurmak için bağırıp çağırıyorum. Onu benim arkadaşım olarak ilan etmişken, aniden “Kes sesini, benimle tartışma!” diyen bir anne olmak. Çılgınlık değil mi? Biraz empati yapabilsem anlarım. Ama o anda değil empati, eli neredeyse havaya kalkmış kızını sırf kardeşlerinin büyüğü olduğu, asayişi kuramadığı için azarlayan bir anne, hiç de sevimli değil. “Ben çocuk bakıcısı mıyım?”diyor, daha da çıldırıyorum…
Anneler ve kızları
Aynaya daha sık bakalım
Neden bu ruh halini anlatmaya çalıştığımı anlıyorsunuz herhalde. Aynaya daha sık bakalım diye kendimi de uyarıyorum. Bakmaya korkacak hale gelmemek için özeleştiri yapmak zorundayız hepimiz… Bir gün gelecek ve siz hep o günü görmek isteyecek ve ömür dileyeceksiniz benim gibi… Küçük kızların arkadaşları olalım sevgili anneler, hem de hiç tükenmeyen, tüketmeyen arkadaşları… Güçlü kadınlar olsunlar. Özgüvenli, eğitimli, insancıl, sevgi dolu… Öyle evlatlar yetiştirsinler, bizlerden daha iyi. Çok çok uzaklarda olduğumuz zaman bile hatırlanmaya değer anılarımız olsun. Geçen aylarda tatil yaptığımız otelde gün boyu çılgınlar gibi eğlenmişiz. Akşam odamıza geldik, tartışmaya başladık. Yorgunuz ve aptalca konuşuyoruz. O daha çocuk. Yorgun ve kim bilir hangi mutsuzluğu taklit ediyor. Tabii3 dakika sonra birbirimize çılgınlar gibi sarılmış olarak yataktaydık. Çok mutluyduk. Kızım benim hayatımın devamı. Kalkıp bilgisayarın başına oturdum ve bir nefeste yazdım bu satırları, gecenin sabahını bile bekleyemedim. Şimdi noktayı koyunca kızımın yanına gidip onu uyandırmak pahasına daha sıkı sarılacağım ve her kızgınlığın her acımasız kışkırtıcılığında bu satırların basılı olduğu dergimizin sayfasını cüzdanımdan çıkarıp okuyacağım. Bütün kız annelerinin benzer öyküleri olduğunu hissediyorum. Sevgiyle kalın…




