Arızalı erkek sendromu
Kadınlar yüzyıllardır hayatlarını iyi adamlar arayarak ancak kötü adamlara aşık olarak geçirdiler… Lost’taki Sawyer, Aşk-ı Memnu daki Behlül , Two and a Half Man deki Charlie… Bu karakterlerin ortak noktası kadınları umursamamaları onlara, değersiz davranmalarıydı… Ancak içlerinde bir yerlerde iyi bir adam vardı ve biz o adamı ortaya çıkarmak için uğraştık durduk… Gerçek hayatta mı? Boşa kürek çektik hep boşa…
Miray Uçar/ Cafe Ruj
Lisede aşık olduğunuz çocuğu hatırlıyor musunuz?
Hani şu kravatını hep gevşek bırakan, deri ceketini hiç çıkarmayan, hayatınızda ilk sigaranızı dudaklarınızı titreterek içmenize sebep olan, koridordan geçerken bütün kızların hayranlıkla izlediği, sizi terk ettiği zaman uğruna haftalarca ağladığınız çocuk…
Geriye dönüp baktığınızda size güzel anılar hatırlatan bu aşk o zamanlar çok canınızı yakmıştı. Peki o zaman canınızın yanacağını bilmiyor muydunuz? Bal gibi de biliyordunuz. Siz büyüdünüz, hayatınıza giren çocuklar adamlara dönüştüler ama bir şey hiç değişmedi. Siz hep kötüyü sevdiniz değil mi? Üzülmeyin sizde bir sorun yok aslında. Pek çok kadın hayatının bir döneminde kötü adamlara kapılıp gider. Hiçbir kadın bir erkeğe “aman ne kadar iyi!” diye aşık olmaz. Şöyle ki, seviştikten sonra sizi aramayan bir adama anında aşık olup kul köle olabilir, onu elde etmek için türlü yollara başvurabilirsiniz. Ama aynı adam o muhteşem gecenin ertesinde size kahvaltılar hazırlasa, sizi güllere boğsa ilk zamanlar hoşunuza gitse bile bir süre sonra sıkılıp kaçmak için fırsat kollarsınız. Arkadaşlarınıza söyleyeceğiniz bahane ilk bakışta çok saçma gibi görünse de kendi içinde oldukça mantıklı bir sebep içerir. “Her şey çok güzel ama o, nasıl desem... Fazla iyi!” Biz kadınlar hayatımızı iyi adamlar arayarak, kötü adamlara aşık olarak geçiririz bu mit asla bozulmaz.
Arızalı erkek sendromu
Geçtiğimiz yıl patlak veren Tuna Kiremitçi, İclal Aydın Ve Josephine krizinde kimsenin görmediği bir nokta vardı. İclal Aydın’a yazılmış bir mektupta Tuna Kiremitçi “Senin yanında iyi olmak istiyorum” diyordu. İlk bakışta bize bir şey ifade etmeyen bu cümle aslında kadınlar için çok şey anlatıyordu. Ortada kötü olduğunu düşünen bir adam vardı. Ve onu düzeltip iyi bir adam yapmanın dayanılmaz cazibesi. İşte İclal Aydın bu tuzağa düşmüştü her kadın gibi. Önce kötü adamı tavlayıp sevgilisi oldu, sonrasında onu evcilleştirip eşi yaptı. Sonuç tatlı bir serseriyi evine bağlı bir erkek yapmanın dayanılmaz hafifliği. Kötü bir erkeği evcilleştirmenin hazzı on orgazma eşit değil mi sizce?
25 yaşındaki Esra eski sevgilisinin umursamaz tavrına çarpıldığını itiraf ediyor. Efeyle ilk tanışmamız gittiğim bir konserin sahne arkasındaydı. Onun grubun bateristi olduğunu öğrendiğimde çok etkilenmiştim ama sahnede kızların ona hayran bakışları beni daha da çok etkiledi. O ise kimseyi takmadan, birasını yudumluyordu. O an karar verdim Efe’ye sahip olmalıydım. Konser çıkışı en cilveli tavırlarımla telefonumu verdim ama o arayıp aramayacağını bile söylemedi. Sonrasında aylarca kesik kesik süren bir ilişki yaşadık. Bir vardı bir yoktu. Bense bütün konserlerini etkinliklerini takip etmeye çalışıyordum. Neden bilmiyorum ona tamamen sahip olmak istiyordum Belki bir kez bana ait olduğunu hissettirseydi bu kadar peşinde koşmazdım. Tabi ki her ilişki gibi bizimki de bitti ancak hala arada düşündüğümde heyecanlanırım. Çünkü kimse beni onun kadar uğraştırmamıştı.
Arızalı erkek sendromu
Zoru Elde Etmenin Karşı Konulamaz Cazibesi
Biz kadınlar zor elde edilen şeylere bayılırız. Milyonlarca güzel çanta varken Lauren Conrad’ın kolundan düşürmediği Chanel çantayı almak için hayaller kurar, gerekirse aylarca para biriktirir ve onu elde ederiz. Aslında olay çantanın ne kadar değerli olduğu değil onu ne kadar arzulamış olduğumuzdur. Erkeklerde tıpkı ayakkabı ya da çantalar gibidir. Değerleri biz onları elde etmeyi arzuladıkça artar. Aslında sonuçta basit birer çantadırlar. Sadece kendilerini çok ama çok iyi sunarlar.
28 Yaşında ki avukat Ebru her seferinde evli ya da sevgilisi olan adamlara kapıldığını itiraf ediyor. “İlk kez sevgilisi olan biriyle birlikte olduğumda onu elde etmek için inanılmaz bir istek duydum. Kız arkadaşı yerine benimle vakit geçirdiğinde seviniyor benim olması için bütün silahlarımı kullanıyordum. Onun başka birine ait olma fikri gözümde onu daha da çekici kılıyordu evet hiç akıllıca değil ama o ulaşılmaz adama benim olduğunda büyük bir zafer kazanmış gibi hissetmiştim. Şimdi geriye dönüp baktığımda kötünün heyecanına kapılıp gittiğimi görüyorum çünkü benimle birlikteyken başka kadınlarla da birlikteymiş. “
Arızalı erkek sendromu
Ya Düzelirse?
İnsanlar yedisinde neyse yetmişinde de odur gibi önyargılı cümleler kurmak istemeyiz ancak şöyle bir gerçek var ki asla değişmez. “Yaramaz bir çocuğu uslandırmaya çalışmak sadece zaman kaybıdır.” Gözünüzün önünde uslu uslu otursa bile arkanızı döndüğünüz an ne çevireceğini asla bilemezsiniz… “Ben normal bir adam değilim, kötü biriyim, seni üzerim” cümlesini kaç erkekten duydunuz? 5, 10? Nedense erkekler bu cümleyi sorunlu ve düzeltilmesi gereken bir hayatı varmış edasında söylerler. Gözlerini size çevirip “Benim ilacım sende güzelim” bakışı atarlar. Aslında erkeğin vermeye çalıştığı mesaj kendisinin bile içinden çıkamayacağı kadar karmaşıktır. O biraz serseri, biraz arızalı olmaktan memnundur hatta arkadaşları arasında bununla övünebilir “Oğlum benden adam olmaz tam bir kalp hırsızıyım ama inan kötü niyetli değilim.” muhabbetleri döndürebilir. Erkekleri bu içlerindeki ikilemlerle baş başa bırakıp kadınlara dönecek olursak. Arızalı adamı düzeltme arzusu bütün kadınlarda içgüdüsel olarak mevcuttur. Elbette bunu size bilimsel paradigmalarla açıklayamayız ancak bu tarz adamlar karşısında anaç duygularımızın tavan yaptığı bir gerçek. Erkek karşımızda “Ben ne biçim bir adamım seni hak etmiyorum” diye ağlasa “Ahhh canım benim, her şeyi beraber atlatacağız değişeceksin” diyerek onu sarıp sarmalarız… Üzgünüz ama o sarıldığınız adam düzelmeyecek. Ne yapacağım derseniz ani bir hareketle kollarından sıyrılıp oradan koşarak uzaklaşın.
Arızalı erkek sendromu
Sertim, Maçoyum, Dediğim Dedik Adamı
Türk kadınlarının maço erkek tutkusunu bilmeyen yoktur sanırız. Elbette genelleme yapmak yanlış bu yüzden bu yazıyı okuduktan sonra hayatınızdaki on kadına nasıl erkeklerden hoşlandıklarını sorun. Alacağınız cevaplar muhtemelen biraz kıskanç olsun, beni sahiplensin, dediğim dedik olsun olacaktır. İlişkilerde bir dominant bir de domine edilen taraf vardır. Ve domine edilme arzusu arızalı erkek seven kadının en belirgin özelliğidir. “Şu an nerdesin?, kimlesin?, kaçta geleceksin?, çabuk gel bana yemek hazırla sonra ortalığı toparla” gibi sinir bozucu emir cümlelerinden zevk alan kadının zarif ve iyi bir adama tutulma olasılığı Brad Pitt’in Angelina Jolie’den boşanıp sizinle evlenme olasılığı kadardır. Elbette her maço erkek kötü ya da sorunlu değildir ancak iki tarafın da dominant taraf olması ilişkiyi büyük çıkmazlara sürükleyecektir.
Arızalı erkek sendromu
35 yaşında ki İletişim Sorumlusu Melis, erkek arkadaşı tarafından yönetilmekten hoşlandığını itiraf ediyor. Türkiye’nin hatırı sayılır okullarından birinden mezunum. İyi bir işim ışık hızıyla yükselmiş bir kariyerim var. İş hayatında biraz katı bir yönetici olduğum söylenir disiplinli çalışmaya çok inanırım. Ancak iş dışında hayatımda olacak adamın beni yönetmesinden hoşlanıyorum gün içinde o kadar çok insana hükmediyor hissine kapılıyorum ki özel hayatımda kontrolü eline alacak, beni yönetecek bir adam istiyorum. Ancak domine edilmekten ne kadar hoşlansam da egolarımızın çarpışması kaçınılmaz oluyor. İki tarafında dediğim dedik olması çok zor. Keşke istediğimiz özellikte erkekler siparişle kapımıza gelseydi hayat daha güzel olurdu…
Melis sipariş etmek istediği erkeği bulur mu bulmaz mı bilemeyiz… Ama dünyanın sonu gelse bile biz kötü erkeklere kapılmaya devam edeceğiz… Cennet iyi adamlarla dolu olacak kötü erkeklerse cehennemde toplanacak deseler seçeceğimiz kapı yüksek ihtimalle cehenneme açılacaktır. Öyle görünüyor ki kadınlar kötünün cazibesine kapılmaktan kurtulamayacaklar… Ne dersiniz yasak meyve en çekici olan değil midir?




