Artistik İzlenimler | Sanat Dünyasının Yeni Ufukları
Ayşe Sarıoğlu’nun artistik izlenimlerinde bu ay, FRIEZE 2025, Tefaf, Future Art Fair ve daha fazlası var.
GÜNCELLEME TARİHİ: 6 Ağustos 2025
FRIEZE 2025
Zamanı Kat Eden Dokular: Frieze New York 2025’te Kavramsal Direnç ve Estetik Denge
The Shed’de düzenlenen Frieze New York 2025, yalnızca sanatın güncel yönelimlerini değil, aynı zamanda geleceğe dönük bir estetik ve politik tahayyülü de görünür kıldı. Bu yıl, sanat yalnızca izlenen değil; dokunulan, hissedilen, hatırlanan ve yeniden yazılan bir forma büründü.
Giriş: Sanatın Nabzı Yine New York’ta Atıyor
Frieze New York 2025, The Shed’in mimari sınırlarını zorlayan yapısıyla, sanatseverlere unutulmaz bir deneyim sundu. 67 galeri, 65 ülkeden sanatçılar, binlerce izleyici ve koleksiyoner… Ancak sayılar bu fuarın özünü anlatmakta yetersiz kalabilir. Çünkü bu yıl sanatın beden bulduğu işler, yalnızca estetik değil; etik, politik ve duygusal derinlikleriyle de dikkat çekti.
Fuarda bronzdan yapılmış dev heykeller ile pamuk ipliğinden örülmüş narin yerleştirmeler yan yana sunulduğunda, çağdaş sanatın iki uçlu bir dili olduğu yeniden anlaşıldı: Bir yanda gösteri, diğer yanda şiirsellik.



Yeni Materyalizm ve Şiirsel Dokusallık
Tina Kim Gallery’nin sunduğu Koreli fiber sanatçıların eserleri, geleneksel el işçiliğiyle çağdaş kavramları buluşturdu. Bu işler, yalnızca teknik ustalıklarıyla değil, aynı zamanda malzemenin belleğini ve direncini vurgulamalarıyla da ön plana çıktı.
Galerie Neu’nun temsil ettiği Alicja Kwade’ın taş, cam ve metalden oluşan yerleştirmesi, izleyiciyi madde ile zaman arasındaki akışkanlığa sürükledi. “Madde konuşur” diyen yeni materyalist yaklaşım, bu yıl fuarın en görünür felsefi damarlarından biriydi.
Kavramsal Bellek ve Arşiv Politikaları
Meksikalı Biquini Wax EPS kolektifinin arşiv yerleştirmeleri, kolonyal belgeleri yeniden düzenleyerek tarih yazımına müdahale etti. Bu işler, geçmişin sadece belgelerle değil, duygularla ve boşluklarla da örüldüğünü anımsattı.
Ukraynalı Nikita Kadan’ın savaş ve yerinden edilme temalı çalışmaları, yalnızca güncel trajedilere değil, tarihsel sessizliklere de dokundu.
Performans ve Kamusal Alan: Sanatla Karşılaşmanın Yeni Biçimleri
Pilvi Takala’nın High Line’daki performansı, izleyici ile kamusal alan arasındaki sınırları test etti. Sadece “görmeye” değil, “yakalanmaya” açık işler üreten Takala, izleyiciyi pasif bir konumdan çıkararak eyleme çağırıyor.
Benzer şekilde Artist Plate Project kapsamında hazırlanan sınırlı üretim seramik tabaklar, sanat ile sosyal sorumluluğu buluşturan nadir örneklerdendi. Sanat yalnızca galeride değil, gündelik hayatta da bir direniş aracı olabilir mi? Cevap bu projede saklıydı.
Estetik Zamanlar: Işık, Hafıza, Toprak
Sarah Sze’nin “Time is Slowed by the Earth” adlı enstalasyonu, ışık, gölge ve gündelik nesnelerle örülü bir iç evren sunuyordu. Bu çalışma, zamanın hem ölçülebilir hem de hissedilebilir bir form olduğunu ima ediyordu.
Tuan Andrew Nguyen’in çatışma artıklarından oluşturduğu kinetik heykeller, geçmişin fiziksel kalıntılarını barışçıl bir forma dönüştürüyordu. Bu eserler, malzemenin iyileştirici bir potansiyele sahip olabileceğini gösterdi.
Sofistike Bir Direniş Haritası
Frieze New York 2025, görkemli galerilerin ışığı altında bile, sanatın özüne dair sade ve güçlü bir şey söyledi: “Sanat, anlam inşa etmenin bir biçimidir.”
İzleyici, bu yıl sadece sergilenen eserleri değil, aynı zamanda kendi konumunu da sorguladı. Zira burada sanat, yalnızca bir estetik nesne değil; hafıza, zaman, malzeme ve toplumsal adaletle örülü bir anlatı aracıydı.
Frieze 2025, çağdaş sanatın nereden gelip nereye gittiğine dair kapsamlı ve şiirsel bir güncelleme sundu. Ve belki de bu yüzden, bir sanat fuarından çok daha fazlasıydı: Zamanla karşılaşma biçimi.



TEFAF
TEFAF New York 2025: Miras ile Yenilik Arasında Zarif Bir Diyalog
Manhattan’ın tarih kokan Park Avenue Armory’sinde on birinci kez düzenlenen TEFAF New York, 13 ülkeden 91 seçkin katılımcının katkısıyla sanat, tasarım ve antikaların büyüleyici bir sentezine ev sahipliği yaptı. Ziyaretçi sayısı geçen yıla göre %11 artış göstererek bu etkinliğin sanat takvimindeki yükselen prestijini somutlaştırdı.

Öne Çıkan Eserler,
1. Tom Wesselmann – Blue Nude, Blonde on Beach
Galeri: Almine Rech
Wesselmann’in “Great American Nude” serisinin renkli bir uzantısı olan bu yapıt, parlak mavi tonları ve yalın figüratif diliyle Pop Art’ın ikonografisini yeniden yorumluyor. İzleyicilere, bedenin ve manzaranın soyut bir ahenkle buluştuğu bir görsel şiir sundu.

2. Titus Kaphar – My Jackie
Galeri: Edward Tyler Nahem
Amerikan tarihindeki görsel temsilleri sorgulayan bu güçlü eser, Jacqueline Kennedy imgesi üzerinden siyah kimliğin görünürlüğüne ve tarihsel boşluklara odaklanıyor. Katmanlı boya teknikleriyle geçmişin silinen yüzlerini bugüne taşıdı.

3. Yves Klein – La Victoire de Samothrace
Galeri: Sprüth Magers
Klein’in ikonik International Klein Blue (IKB) pigmentiyle yeniden canlandırdığı Samothrake Zaferi heykeli, soyutlama ile tarih arasında ruhani bir köprü kuruyor. Renk ile formun sessiz ama yoğun diyaloğu.


4. Frits Henningsen – Wingback Chair (1935)
Galeri: Modernity Stockholm
Danimarkalı ustanın bu erken dönem koltuğu, işlevsellik ile zarafeti buluşturan modernist tasarımın rafine örneklerinden biri. El işçiliği, malzeme kalitesi ve ergonomik sadelik, koleksiyonerlere zamansız bir estetik sundu.

5. Lily Stockman – Rhubarb Music & Moon on a Pond
Galeri: Massimo De Carlo
Amerikalı ressamın üç yeni yapıtından ikisi, doğayla iç içe geçmiş kişisel anılardan ilham alıyor. “Rhubarb Music” Yorkshire seralarında yetişen raventlerin sesini çağrıştırırken, “Moon on a Pond” Maine’deki gece yüzmesini ve antik Ege sikkelerinin biçimini anımsatan katmanlı bir manzara. Şeffaf glazlar ve bezemeli yüzeylerle, ışığın gölgede doğduğu bir şiir yaratıyor.
6. Bridget Riley – Reverse (1963)
Galeri: Karla Amador Fine Arts
Fuardaki en yüksek satışlardan biri olan bu Op Art şaheseri, görsel algı üzerine kurulmuş dinamik bir geometrik dans. 7 milyon doları aşan değeriyle koleksiyonerlerin ilgisini topladı.
7. Ruth Asawa – Tel Heykeller (Farklı çalışmalar)
Galeriler: David Zwirner, karma standlar
Asawa’nın el örgüsü tel heykelleri, Japon zanaatkârlığı ile Batı minimalizmi arasında titreşimli bir geçiş sunuyor. Hem teknik ustalık hem de poetik formlarla fuarın en çok ilgi çeken üç boyutlu yapıtları arasında yer aldı.
8. Hemmerle & Ana Khouri – Yüksek Mücevher Parçaları
Mücevher bölümü, çağdaş tasarım ile geleneksel işçilik arasında zarif bir çizgi izledi. Hemmerle’in alüminyum ve safir birleşimiyle oluşturduğu “ağır sessizlik” eserleri ile Khouri’nin altın heykelsi yüzükleri, süs değil, heykel gibi takı anlayışını benimsedi.
9. Roma Mermer Portre Başı (2. yy)
Galeri: David Aaron
TEFAF’ın klasik tarafını temsil eden bu antik baş yapıt, yalnızca tarihî değer taşımanın ötesinde, zarif hatlarıyla estetik bir arketip sundu. 700.000 dolarlık fiyatıyla özel koleksiyonlara göz kırptı.
10. Lucio Fontana – Concetto Spaziale (Kesikli tuval)
Galeri: Tornabuoni Art
Fontana’nın evrene açılan yarıkları, bu yılki edisyonda da yer aldı. Tuvalin kesilmesiyle oluşan boşluk, izleyiciyle eser arasında hem fiziksel hem metafiziksel bir diyaloğa dönüştü.
TEFAF New York 2025’te, fuarın organizasyon yapısında önemli bir yenilik yaşandı: 2024’ün Eylül ayında göreve başlayan Dominique Savelkoul, ilk kez Managing Director (genel müdür) olarak Park Avenue Armory’deki edisyonu yönetti.
TEFAF New York 2025’te ilk defa yer alan 13 galeri şunlardı:
Luciana Brito Galeria (São Paulo, Brezilya)
Ben Hunter (Londra, İngiltere)
Ortuzar Projects (New York, ABD)
DeLorenzo Gallery (New York, ABD)
Anna Hu Haute Joaillerie (New York, ABD)
Mariann Boesky Gallery da ilk defa katılan galeriler arasında yer aldı. Bu galeri, Danielle McKinney’ye ait yeni sergilere yer verdi ve TEFAF tarihinde ilk kez yer aldı.
Uzun Bir Aranın Ardından
Aşağıdaki galeriler TEFAF New York’a önemli bir aradan sonra yeniden katıldı:
David Aaron Ltd (Londra, UK)
Beck & Eggeling International Fine Art (Düsseldorf, Almanya)
Boghossian (Cenevre, İsviçre)
Galerie Chenel (Paris, Fransa)
13 yeni galeri, TEFAF New York’un çağdaş yönünü büyüten kolektif bir etki yarattı; özellikle LatAm ve ABD’den katkılar dikkat çekti.
4 galeri, TEFAF’a geri dönerken geçmişte fuarda yer alan deneyimlerini güncel vizyonla birleştirdi.
Bu katılımcılar dört kıta, 13 ülke ve 21 şehir üzerinden fuara katkıda bulundular
Amerika Birleşik Devletleri — New York, Beverly Hills, Mill Valley ve Montreal gibi yerlerden (örneğin: David Zwirner, Gagosian, DeLorenzo Gallery)
İngiltere — Londra merkezli galerilerden (örneğin: Annely Juda Fine Art, Lisson Gallery, Ben Hunter)
Fransa — Paris kökenli galeriler (Galerie Chenel, Galerie Mitterrand, Galerie Patrick Seguin…)
Almanya ve Belçika — Berlin’den Sprüth Magers, Münih’ten Hemmerle, Duisburg’dan Beck & Eggeling…
İtalya — Milan, Floransa, Bologna’dan (Massimo De Carlo, Tornabuoni Art, Galleria Continua…)
Brezilya — São Paulo’daki Luciana Brito, Gomide&Co, Nara Roesler gibi galeri temsilleri
Kanada — Montreal kökenli Landau Fine Art
İsveç — Stockholm merkezli Modernity Stockholm
Güney Kore — Seoul merkezli Gana Art ve The Page Gallery
Monako ve Avusturya da katılımcı ülkeler arasında yer aldı
Fuara katılım %11 oranında arttı; 60’tan fazla müze kurumu etkinliklere katıldı, MET, MoMA, Guggenheim, LACMA gibi büyük müzeler dahil.
“VIP ön izleme” sırasında güçlü satış ivmesi yaşandı; galeriler, koleksiyonerler ve kurumlar eserleri erkenden satın aldı.
Öne Çıkan Satışlar – 7 Haneli İşlemler
Bridget Riley – Reverse: Ben Foster standından $7 milyon+ değerle satıldı.
Ruth Asawa: Zwirner standından $2.8 milyon seviyesinde alıcı buldu.
Milton Avery – Morning Dunes: Karma galeriden $2 milyon’a alıcı buldu.
Andy Warhol: Stellan Holm standında $1 milyon civarında satıldı.
Diğer Başlıca Satışlar ve Kısa Sürede Tükenen Sunumlar
Robert Rauschenberg (1983 drawings): Gladstone Gallery’den tek kişi satın alarak standı tamamen tükettiklerini duyurdu ($90K/adet).
Reinhard Pods & Patrick Hall: Fergus McCaffery booth, VIP gününde neredeyse satıldı.
Hemmerle & FD Gallery: Mücevher kategorisinde birden fazla parça satıldı.
Didier Ltd: Picasso ve Braque tasarımlı altın mücevherler satıldı; Afrika ve Ortadoğu’dan koleksiyonerler tarafından alındı.
Charles Ede: Roma mermer baş heykel ve bronz heykellerden oluşan antika set, fuarın ilk dakika satışlarında el değiştirdi.
Lisson Gallery: Sean Scully’nin yeni işleri VIP önizlemede satıldı; alıcı Asya’dan bir koleksiyoner oldu.
Richard Green: Winston Churchill tablosu ve Henry Moore heykeli satıldı.
Perrotin: Lee Bae ($100–200K arası) ve Johan Creten ($25–60K arası) eserlerinde satış gerçekleştirdi.
Edward Tyler Nahem: Josef Albers ve Roy Lichtenstein’dan eserler alıcı buldu.
Offer Waterman: Magdalene Odundo seramik ve Frank Auerbach yağlıboya eseri satıldı .
Antikalar ve Tasarım Satışları
Charles Ede: Çok sayıda Roma antikası sattı. Başlıca eserler: Mermer baş, mozaikler, etrüsk ayna.
Ayrıca Mısır dakiam ve tunç objeler ($16–44K arası) büyük ilgi gördü.
Kurumsal Alımlar & Koleksiyoner Profili
60’dan fazla müze (Met, MoMA, LACMA, Centre Pompidou…): Kurum ziyaretleri ve satın alma görüşmeleri yoğun oldu.
Katılımcı VIP arasında Carolina Herrera, Michael Bloomberg, Marc Jacobs, Steve Martin gibi isimler vardı.
TEFAF New York 2025, baştan sona yüksek hacimli satışlarla dikkat çekti. Hem yüksek bütçeli yedi haneli eserler hem de orta segmentte satılan çağdaş yapıtlar başarıyla yer buldu. Müze ve kurumsal katılımın yanı sıra, antika ve mücevher satışları da pazarın derinliğini gösterdi.
Fuarda, hem mavi çip eserler (Riley, Asawa, Avery) hem de orta sınıf sanat (Rauschenberg, Creten vb.) satışları eşlik ederek, pazarın geniş katmanlarda canlandığını ortaya koydu.
Satışların Özeti ve İçeriği
TEFAF New York 2025’te antika kategorisi; mozaik, heykel, gümüş, mermer büst, bronz gibi eserlerle hem özel koleksiyonerlere hem de müzelere hitap etti.
Satış fiyatları genellikle $16 000’den başlayıp $850 000’a kadar uzanan geniş bir aralıkta gerçekleşti.
Old antiquities eserlerinin fuarda modern sanat ve tasarım eserlerinin yanında yer alması, fuara entelektüel derinlik ve tarih-boyunca süreklilik kazandırdı.
Kurumsal Alıcıların Rolü
Kurum/ müze alımları önemli düzeydeydi: özellikle ABD ve Avrupa’dan gelen alımlar gündemdeydi. Met, Guggenheim, Centre Pompidou gibi büyük kurumların katkısıyla antika kategorisine de kurumsal ciddiyet yansıdı .
Charles Ede direktörü Charis Tyndall, fuarın antika-sanat-design arasındaki geçişken atmosferi sayesinde farklı koleksiyoner profillerine özgün erişim fırsatı sunduğunu vurguladı .
Tasarım, Seramik ve Mücevher Muhteşemliği
Annely Juda Fine Art’ın sunduğu modernist soyut kompozisyonlar, orta yüzyıl estetiğine saygı duruşu niteliğindeydi.
Luciana Brito, Osborne Samuel, Galerie Mitterrand ve diğer katılımcılar, kültürel belleği günümüz deneyimleriyle buluşturan diyaloglarla izleyiciyi çağırdı.
Adrian Sassoon ve Silver Poetry, işçiliğin zarafetini seramik ve gümüşte aşarak sanat ve zanaatin sınırlarını belirsizleştiren eserler sundu.
Pazar Dinamikleri ve Program Detayları
VIP ön izleme gününde başlayan güçlü satışlar, kapanışa dek devam etti. Fuar süresince antika, tasarım ve yüksek değerli resimlerde çok sayıda yedi haneli satış gerçekleşti. Aynı zamanda konservasyon ve uzmanlık konularında akademik konuşmalar yapıldı; TEFAF Museum Restoration Fund’un sürdürülebilirlik ve verifikasyon üzerine oturumları dikkat çekti.
Finale Doğru: Miras ve İnovasyon Arasında Bir Deneyim
TEFAF New York 2025, geçmişin mirasını günümüzün taze ifadeleriyle çarpıcı biçimde iç içe geçirdi. Wesselmann’ın figürleri, Kaphar’ın duygusallığı, Klein’in renk uyandırımı, Henningsen’in zarif prototipi ve fuarın genel küratöryal denge anlayışı; ziyaretçiye yapıt ile anlam arasında zarif bir köprü kurdu.
Antikalarla çağdaş seslerin buluştuğu bu ortamda ister klasik miraslara, ister günümüz biçemlerine ilgi duyan okuyucular için TEFAF, karmaşadan uzak, sade ama derin deneyimler sundu.
INDEPENDENT ART FAIR
Independent New York 2025 | Sanat Dünyasının Yeni Ufku
Zaman & Mekân
Independent New York, Tribeca’daki Spring Studios’ta gerçekleşti . 16. edisyonuyla küratöryel yaklaşıma odaklanan fuar, sanat sergileme mekânı olarak mesafeli ama derinlikli bir düzenlemeyi tercih etti.


Küratöryel Vizyon: Odaklanmış ve Anlam Yüklü
Fuar, galerileri yalnızca stand yerleşimiyle değil, tek veya iki sanatçılı yoğun tematik odakla katılım göstermeye teşvik etti. Bu strateji, izleyiciye sanatçı evrenine derinlemesine girme imkanı sunarken, küratörle sanatçı arasındaki diyaloğu güçlendiriyor.
“Independent Debuts”: Yeni Hikâyelere Açılan Kapı
Fuarda en dikkat çeken girişim “Independent Debuts” oldu: 22 ila 26 arasında sanatçıya New York’ta ilk solo çıkışlarını yapma şansı tanıyan bu program, yatay bir ses yükseltisi niteliğinde .
Programda öne çıkan isimler:
Gunnel Wåhlstrand, Stockholm’den ink-wash sanatının ince tonlarına dair üç eserle galerin odak noktası oldu .
New York merkezli Nicole Economides, ailesinin Yunan restoranı geçmişini anlatan konseptual formuyla galeriler tarafından keşfedildi .
Kanada–Montreal kökenli Alix Van Der Donckt‑Ferrand, müzik kutuları ve heykellerle ses ve görseli sentezleyen yenilikçi bir yaklaşım sergiledi .
Rakamlarla Katılım
85 galeriden yaklaşık 118 sanatçının katıldığı Independent New York 2025, 37’si fuarda ilk kez yer alan yeni galerileri dahil etti .
Katılımcı galeriler arasında April April (Pittsburgh), Andréhn‑Schiptjenko (Stockholm‑Paris) gibi uluslararası aktörler ön plandaydı .
Sergi Zoom‑In: Öne Çıkan Standlar
Fuarda hangi stant olursa olsun, yeni seslere duyulan heyecan her daim gözlemlendi.
P420 (Shafei Xia) standı, yoğun ve enerjik renk seçimleriyle dikkat çekti.
Michael Kohn Gallery’de Alicia Adamerovich’ın “Double-knot” isimli yerleştirmesi, vurucu ve rafine bir duruş sergiledi .
Piyasa ve Satış Stratejileri
Independent, daha küçük ve orta ölçekli galerilere hitap eden butik ve uygun fiyatlı eserlere yöneldi :
Suyi Xu (Europa galerisi): $9.000–20.000 fiyat aralığında satış gerçekleştirdi.
Keita Morimoto (Long Story Short): Altı farklı peyzaj eseri, $26.000’e kadar satıldı .
Genel olarak, fuar sanat piyasasındaki ekonomik durgunluğa rağmen cesur bir pozisyon alarak “düşük-orta band” fiyat stratejisiyle izleyicilerini buldu.
Deneyim & Atmosfer
Spring Studios aydınlık, geniş alana yayılmış mekanı, eşsiz manzaralı terası ve lezzet durağı restaurantı ile her zamanki gibi sanat deneyiminden fazlasını sundu.Independence New York ile Spring Studios anlamlı bir konsept birlikteliği ve stil oluşturdu.
Belleğe kazınan Bir Kültürel Vitrin
Independent New York 2025, sanat fuarlarını yalnızca ticaret sahnesi olarak değil, entelektüel buluşma zeminleri olarak yeniden tanımlıyor. “Independent Debuts” programı ve küratöryel hassasiyetiyle, New York sanat sahnesine taze, evrensel ve uzun süreli sesler kazandırdı. Fuar, hem sanatçı hem galerici hem de izleyici için bir kültürel düşünce laboratuvarı olarak kayıtlara geçti.
Independent, sanat dünyasında yalnızca bir satış platformu değil; entelektüel bir platform olarak da geleceğe yön veren bir model olarak hem güncel hem de derinlikli bir bakış açısı sunuyor.
NADA
NADA New York 2025: Ritüeller, Algı ve Direnişin Şiiri
Mekân ve Vizyon
NADA New York, New Art Dealers Alliance’ın (NADA) yıllık dünya sanat sahnesindeki başlıca etkinliğini temsil ediyor. Chelsea’deki Starrett‑Lehigh Building’in üçüncü katında gerçekleştirilen bu özel edisyon, kentle özdeşleşmiş bir yaratıcı merkezde, çağdaş sanata dair yeni sesleri duyuran bir platform sundu.
Katılımcılar ve Küresel Perspektif
Bu yıl fuarda, 19 ülkeden 120 galeri, sanat mekânı ve sivil toplum örgütü, Beyrut’tan Shanghai’a, Berlin’den Belgrad’a, New York’tan Meksika’ya dek uzanan coğrafyalardan temsil ediliyor. Katılımcıların 54’ü ilk kez NADA’ya dahil olurken, 65 tanesi üye galerilerden oluştu.
TD Bank Kuratörlü Spotlight Bölümü
TD Bank sponsorluğundaki kuratörlü bölüm bu yıl Texas ve Meksika sanatçılarına odaklandı, Owen Duffy (Asia Society Texas) tarafından düzenlenen bu seçki, ritüel, algı ve direniş temalarını sanatçı çalışmaları üzerinden yansıtmayı amaçladı. Program kapsamında seçilen galeriler ve sanatçılar, bu ikili coğrafyanın kesişen kültürel anlatılarını güçlü bir biçimde sundu.
NADA Presents: Performanslar ve Paneller
Fuar süresince devam eden NADA Presents serisi, sanat, eleştiri ve performans söyleşilerini kapsadı. Bu programlar, sadece sergilemenin ötesinde kolektif düşünce üretimini besleyen kentsel bir söylem alanı oluşturdu.
Bir Sanatçı Sığınağı
NADA New York 2025, küresel çapta bağımsız ve deneysel sanatçıları bir araya getiren bir sığınak gibidir. Geçmişle gelecek arasında yükselen bir ritüel algısı savunur; mit, hafıza ve coğrafi perspektifleri ustaca özgünleştirir. Bu fuar, yalnızca bir sergi değil; kent, toplum ve birey eksenindeki modern ritüellerin yeniden anlamlandırıldığı bir edebiyat mekanıdır.
NADA New York 2025 sanat profesyonelleri, koleksiyonerler ve kültür meraklıları için keşif, etkileşim ve sanat kadar düşünsel kaynaşmaya da davetiye çıkardı.




Sahadaki Nabız: NADA New York 2025’te Öne Çıkan 5 Galeri & Sanatçı Sunumu
1. Naranjo 141 (Mexico City / New York)
Sanatçı: Pauline Shaw
Eserler: Yün, ipek, doğal boyalarla yapılmış büyük ölçekli tekstil kolajları
Temalar: Bellek, bilimsel modelleme, spiritüel deneyim
Pauline Shaw’un çalışmaları, sinir sisteminin görsel şemalarıyla kadim şamanik desenleri üst üste bindiriyor. Dokuma yüzeyde oluşan titreşim hissi, izleyicide hem fiziksel hem duygusal yankı yaratıyor. Özellikle “Neural Veil” adlı yapıtı, yapay zekânın sinirsel öğrenme sistemlerini kadim Çin sembolleriyle karşılaştırıyor. Galerinin standı, minimalist mimarisiyle Shaw’un işlerine dikkat çekici bir alan tanımış.
2. The Valley NYC (New York)
Sanatçı: Cristina Tufiño
Eserler: Fotoğraf, kolaj, video günlük
Tufiño, Puerto Rico diasporasının kent içindeki varoluşunu belgeleyen çok katmanlı bir iş sunuyor. Duvara yerleştirilmiş çoklu monitörler, Manhattan’daki göçmen varlığını belgeleyen bir video-ses yerleştirmeye dönüşüyor. Eser, hem dokümantasyon hem şiir. Ziyaretçiler ekranda kendi yansımalarını görebiliyor — böylece izleyici, işin pasif değil aktif bir unsuru hâline geliyor.
3. Chris Akordalitis (Dio Horia, Mykonos)
Tema: “Yeni Karanlık Çağ”
Eserler: Dijital baskı, ışık yerleştirmeleri, ayna yüzeyler
Akordalitis’in standı bir karanlık tünel gibi kurulu. Ziyaretçiler bu alana girdiklerinde, dijital olarak programlanmış ışık patlamaları arasında ilerliyorlar. Gelişigüzel gibi görünen bu ışıklar, aslında antik yıldız haritalarına göre kodlanmış. Sanatçının amacı: modern bireyin bilgi fazlalığı içinde yön duygusunu yitirmesini göstermek. Tersine çevrilmiş aynalar, izleyiciyi fiziksel olarak merkezden dışa yönlendiriyor.
4. CUE Art Foundation — “The Bride Has Gone to Pick Flowers”
Sanatçılar: Levon Kafafian, Fatemeh Kazemi, Levani
Malzeme: Keten, seramik, performans fragmanları
İzlenim: Bu sunumda stand sabit değil; gün içinde sanatçılar yapıtla fiziksel etkileşime giriyorlar. Kafafian bir noktada geleneksel bir Ermeni kilimi sökerek yeniden örerken, Kazemi Farsça yazılmış kişisel mektupları ateşte yakıyor. Levani ise performatif hareketlerle mekânı yeniden kuruyor. Bu etkileşimli yapı, gelenekle hesaplaşma ve bir doğaçlama alanı yaratıyor.
5. First Floor Gallery Harare (Zimbabve)
Sanatçı: Moffat Takadiwa
Eserler: Atık plastik, klavye tuşları, metal parça kolajları
Takadiwa, e-atık meselesini estetik bir düzleme taşıyor. Sergilenen çalışmasında “Western Waste Mandala” adlı dev kolaj, Afrika’ya gönderilen Batılı elektronik atıkların koloniyal tarihsel yükünü sorguluyor. Tuşlar üzerinden oluşturulan metinler neredeyse okunmaz; ama yaklaştıkça “language is landfill” gibi ifadeler görünür hâle geliyor. Sanatçının pozisyonu çok net: güzel olan aynı zamanda politik olmak zorunda.
Koleksiyoner İçin Notlar: NADA 2025’te Ne Alınır?
Pauline Shaw’un küçük boyutlu “eye diagrams” tekstilleri 4.000–7.000 USD aralığında.
Takadiwa’nın “micro-mandala” işleri 10.000 USD’den başlıyor.
Cristina Tufiño’nun video baskılarına NFT sertifikalı dijital versiyonları eşlik ediyor; satışlar 2.500 USD’den başlıyor.
Estetikten Direnişe, Zanaatten Zihne
NADA New York 2025, alışılmış fuar formatının ötesine geçen, algıyı yalnızca görsel değil düşünsel ve duygusal olarak da zorlayan bir etkinlik. Her sunum bir tür karşılaşma yaratıyor: malzemenin ritüelle birleştiği, sanatçının anlatıyı sahaya döktüğü, izleyicininse yalnızca bakan değil, hisseden bir tanık olduğu sahici bir alan.
Burada sanat yalnızca nesne değil; bir fikir, bir durum, bir çağrı.
1-54 CONTEMPORARY ART FAIR
1-54 Contemporary African Art Fair NYC 2025
Afrika’nın Estetik Direnci Manhattan’da Yankılandı
New York’un finansal göbeği, Liberty Street’in üzerinde yükselen modernist kulelerinden biri olan 28 Liberty, bu yıl bir bankacılık mabedi olmaktan çok uzaktaydı. Çünkü orada, cam cepheli üçüncü katta, 1‑54 Contemporary African Art Fair NYC 2025 gerçek anlamda bir kültürel ayin hâlini aldı.
Bu yıl 11’incisi düzenlenen fuar, sadece Afrika kıtasının değil, diasporadaki ruhun, hafızanın ve formun mekânsal manifestosuna dönüştü.




Gerçekten Neler Oldu? – 1-54’te Gördüklerimiz
1. Yaw Owusu (Gallery 1957, Accra)
Eser: “Copper Shadows”
Malzeme: Paslanmış Amerikan madeni paralar, mıknatıs, bronz çiviler
Not: Owusu’nun parçaladığı “dolaşımda değeri düşmüş” madeni paralar, Manhattan’daki ekonomik sistemin fiziksel kalıntılarını sanat nesnesine dönüştürüyor. 6 metrelik panoyu oluşturan madeni paralar, tam karşıdan bakıldığında bir Batı Afrika adinkra sembolüne dönüşüyor. Koleksiyonerlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Liste fiyatı: 18.000–22.000 USD.
2. Joël Andrianomearisoa (Almine Rech, Paris / Antananarivo)
Eser: “Things I Have Forgotten to Say”
Malzeme: Rafia lifleri, dikişli pamuk, yazılı parşömenler
Sunum: Fuar alanının en sessiz ama en güçlü köşesindeydi. Ziyaretçiler siyah tekstil tünelinin içinden geçerken, Madagaskar şiirlerinden oluşan ses döngüsü eşliğinde ilerledi. Bu işler hem ritüel hem bedensel hafıza olarak deneyimlendi. Parça fiyatları: 6.000–30.000 USD.
3. FORGOTTEN LANDS x Afro-Caribbean Resource Library
Sunum: Okuma köşesi, arşiv kitapları, dijital ekranlar
Detay: Karayipler’de yayımlanmış 300’den fazla nadir kitabın taranmış kopyası erişime açıktı. Özellikle Édouard Glissant üzerine kurulu küratöryel mini-seçki büyük ilgi gördü. Bu bölüm, tipik bir sanat fuarından çok, bir düşünce salonuna dönüştü.
Öne Çıkan Galeriler & Sanatçılar
Debra Cartwright (Fridman Gallery, NYC)
Eser: “Uncharted Waters”
Konsept: Siyah kadın bedeninin tarihsel temsili
Malzeme: Su bazlı mürekkep, pamuk kâğıdı
Not: İşlerinin tamamı VIP gününde satıldı. 9.000–14.000 USD bandında satış yaptı.
April Bey (Tern Gallery, Nassau)
Eser: “Atlantis Rebooted”
Medya: Dijital kolaj + LED ekranlı portre
Not: Afrofuturist feminist bir distopya anlatısı. İzleyici sensörle aktive olan animasyonlar sayesinde esere müdahil oldu. NFT sertifikalı 5 edisyonla sunuldu.
Massoud Hayoun (Larkin Durey, LA)
Eser: “Christmas Under Capitalism”
Malzeme: Fotoğraf baskı, neon tipografi
Not: İzleyicinin kendi arzusuyla yüzleşmesini sağlayan çarpıcı ve ironik bir yerleştirme. 3 edisyon tamamen satıldı (her biri $7.200).
Konuşmalar & Paneller
“Diaspora as Form” başlıklı panelde curator Koyo Kouoh, sanatçı Adler Guerrier ve yazar Cheryl Finley yer aldı. Panelde şu sorular soruldu:
“Diaspora bir yer midir? Yoksa bir zaman biçimi mi?”
“Görünmeyen siyah belleğin izleri mimariye nasıl yansır?”
Sonuç: Söyleşiler klasik “artist talk” formatının dışına çıkarak teorik ve şiirsel katmanlar sundu.
FOCUS 2025
FOCUS NYC 2025: Yaratıcılığın ve Kodun Arasındaki Tinsel Gerilim
Chelsea Industrial binası yalnızca bir fuar alanı değil, aynı zamanda sanat, teknoloji ve düşüncenin iç içe geçtiği çağdaş bir mabede dönüştü. New York’un üçüncü kez ev sahipliği yaptığı FOCUS NYC, bu yıl da kendine has kimliğiyle — insan yaratıcılığıyla makine potansiyelinin arasındaki görünmez bağı sorgulayan — benzersiz bir sanat deneyimi sundu.




Küresel Bir Buluşma, Küratöryel Bir Hikâye
10’dan fazla ülkeden 52 seçkin katılımcı galerinin yer aldığı FOCUS, teknolojiyle yoğrulmuş çağdaş sanatın yanı sıra geleneksel mecraların da yeniden yorumlandığı bir küratöryel kompozisyon sundu.
Fuar dört ana bölüme ayrılmıştı:
Bölüm A & B: Asya ve uluslararası galeriler; tuvaller, heykeller ve geleneksel medya.
Bölüm P: 16 sanatçının atölyeleri, boya lekelerinden eskiz defterlerine dek birebir canlandırıldı.
Bölüm C: Yapay zekâ, robotik, NFT ve dijital eserlerin kesiştiği alan.
Göz Dolduran Anlar ve Sanatsal Çarpışmalar
Jinah Roh (Bölüm C)
Yapay zekâ ile çalışan devasa insan başları—izleyicinin bakışını takip eden bu heykeller, sanat ile gözetim teknolojisi arasındaki sınırları belirsizleştiriyordu.
Florian Markus (Bölüm C)
Bir robot kol, insan elinin titrek inceliğini gerçek zamanlı çizen mekanik bir kalem gibi çalıştı. Her çizgi, insanın zihinsel estetiğinin dijital yankısı gibiydi.
Taezoo Park
“Dijital Varlıklar” serisinde, terkedilmiş makinelerin içinden doğan hibrit heykeller, unutulmuş teknolojilere ikinci bir hayat vererek hafızanın mekaniğini sorguladı.
ORLAN & Mitsuhiro Higuchi (Bölüm A/B)
Fransız biyosanat öncüsü ORLAN, anı kitabını imzalarken, Japon sanatçı Higuchi’nin J-Pop yıldızı Miu Murayama için tasarladığı ritüel kostüm ve buna eşlik eden fotoğraflar dikkat çekti.
Bölüm P: Atölyeden Bir Rüya Geçidi
Sun-Joo Chung’un karma gerçeklik temelli terapi yerleştirmesi, ziyaretçileri bir “Gen-Artainment” yolculuğuna davet etti. Küratör Eriko Ozaki, bu bölümün yalnızca dekor değil; ziyaretçiyi katman katman içine çeken bir anlatı labirenti olduğunu vurguladı.
Performansın Nabzı: Akustik ve Algoritmik Bir Açılış
Açılış gecesi klasik müzikle başladı: opera sanatçısı/piyanist Alice Wang, kemancı Stephanie Yoshida ve çellist Allen Liang eşliğinde salonu dokunsal bir ses tülüne sardı.
Ardından Florian Markus’un makineleri, diğer sanatçılarla iş birliği yaparak duyusal bir senfoniye dönüştü. “Illustrious Company”nin 111 Hz frekanslı ses yerleştirmesi, deneyimi neredeyse spiritüel bir sonla taçlandırdı.
Neden FOCUS NYC 2025 Önemliydi?
Bir Fuar Değil, Küratöryel Bir Deneyim
FOCUS NYC, sadece eserlerin sergilendiği bir platform değil; insan ve makine arasındaki yaratıcı diyaloğun teatral bir düzen içinde kurulduğu bir “hikâye alanıydı”. Atölye canlandırmalarıyla başlayan, yapay zekâ üretimli işlere evrilen mekânsal kurgu, bir sanat yolculuğu sundu.
Yaratıcılık Nerede Başlar, Nerede Biter?
Robotların çizim yaptığı, algoritmaların duygusal içerik ürettiği bu sergi, izleyicinin zihninde şu soruyu bıraktı:
“Yaratıcılık bir sezgi mi, bir süreç mi, yoksa sadece iyi kodlanmış bir tekrar mı?”
Görselliği Aşan Sunum Biçimleri
Canlı performanslar, ses yerleştirmeleri, baştan sona kurulu atölyeler… Tüm bu ögeler, ziyaretçiyi pasif bir izleyici olmaktan çıkarıp, aktif bir katılımcıya dönüştürdü. Sanatla temas artık sadece gözle değil, mekân, ses ve sezgiyle gerçekleşti.
Sonuç: Geleceğe Yazılmış Bir Not
FOCUS NYC 2025, klasik sanat fuarı anlayışını paramparça ederek onun yerine duygusal zekâ ve dijital tahayyül arasında salınan bir deneyim alanı sundu. Ne tam anlamıyla ticari, ne bütünüyle teorikti—ama kesinlikle geleceğe açılan bir pencereydi.
Sanatseverler, koleksiyoncular, küratörler ve teknoloji meraklıları için bu fuar, sanatın sınırlarını yeniden çizen cesur bir davetti. Belki her izleyici oradan bir eserle ayrılmadı, ama mutlaka yeni bir soruyla ayrıldı:
“Sanat, hâlâ sadece insanın işi mi?”
FUTURE FAIR
Gelecek, Şimdi: Future Fair NYC 2025
Beşinci yaşını kutlayan Future Fair, bugünün sanat ortamında hâlâ mümkün olabilen bir şeyi kanıtladı: Sade, samimi ve ilkesel bir yaklaşımla hem sanatçılar hem de izleyiciler için anlamlı bir buluşma zemini yaratmak.



Eşitlik ve Yenilik Üzerine Kurulu Bir Ekosistem
Rachel Mijares Fick ve Rebeca Laliberte tarafından 2020’de kurulan Future Fair, büyük fuarların gölgesinde kalan küçük galeriler için bir soluk alanı olarak doğdu. Pandemi dönemindeki dijital çıkışı, ilişki kurmaya dayalı bir anlayışı merkeze aldı—sanatçı atölye videoları, galeri profilleri ve genç kuşak koleksiyonerlerle doğrudan etkileşim kuran sosyal medya anlatıları bu yapının temelini oluşturdu.
Fuarın iş modeli, alışılmışın dışında ve adalet odaklı:
Satışlardan komisyon alınmıyor; tüm gelir galeride kalıyor.
Kârın yaklaşık %15’i, “Pay-It-Forward Fund” aracılığıyla yükselmekte olan ya da temsil imkânı kısıtlı galerilere hibe olarak geri dönüyor.
2025 seçkisinde yer alan 69 galeri, Dr. Margarita Lila Rosa, Eden Deering ve Jenée‑Daria Strand gibi isimlerin yer aldığı küratöryel bir komite tarafından titizlikle seçildi.
Çeşitlilik ve Kapsayıcılık: Sayılar Ötesi Bir Denge
69 katılımcı galeri arasında New York merkezli bağımsız alanlardan, San Juan, Houston, Santa Fe gibi kentlerden çıkan yükselen galerilere; Kanada, Birleşik Krallık, İsveç, Avusturya ve Kosta Rika’dan gelen uluslararası temsilcilere kadar geniş bir yelpaze yer aldı.
Katılımcıların yaklaşık dörtte biri azınlık sahipliğinde; yarısından fazlası ise kadın liderliğinde çalışıyor. Bu oranlar, fuarın yalnızca sanatsal değil, yapısal olarak da çeşitlilik ve temsil eşitliği gözettiğini gösteriyor.
Sanatsal Öne Çıkanlar: Hafızada Yer Eden Sunumlar
Bill Arning Exhibitions – “Magicians of the Valley”
Donna Moylan’ın mitolojik dokunuşlarla işlenmiş pastel yağlıboyaları, Roberto Juárez’in botanik parıltılarla örülü tuvallerine ve Paula Hayes’in doğayla kurduğu ekolojik heykellerine eşlik etti. Hudson Valley’nin düşsel ruhu, üçlü bir seremonide yeniden doğdu.
Smoke the Moon (Santa Fe) – Hye‑Shin Chun & Matthew Rosenquist
Hye‑Shin Chun’un buğulu ev içi manzaraları, sıradan anları soyut bir iç dünyaya dönüştürürken; Rosenquist’in neşeli, ahşap oymaları, nostaljik nesneleri modern mitlere dönüştürdü.
Mrs. Gallery & Pangée Gallery
Rose Nestler’in tekstil ve tahta birleşimi figüratif heykelleri, kadın bedeni ve kimliği üzerine cesur okumalar sunarken, Claire Milbrath’ın lirik resimleri fuarın ilk günlerinde tükendi. Brandon Morris’in deriyle kaplı erotik montajları ise koleksiyoner ilgisini çeken işlerdendi.
Estonya’dan Kogo Gallery – Eike Eplik
Seramiğe insan saçı eklenerek yaratılmış heykeller… Eplik’in yarı-organik yaratıkları, izleyiciyi hem büyüleyen hem tedirgin eden görsel bir karşılaşmaya davet ediyor.




