LIFESTYLE
Bu bir panik atak mı?
Günümüzün stresli yaşam koşulları altında hepimizin zaman zaman karşılaşabileceği bir takım fiziksel semptomlar “Beyin kanaması mı geçiriyorum?” veya “Kalp krizi geçireceğim” gibi düşüncelere yol açıyorsa panik atak ihtimali söz konusu olabilir.
GÜNCELLEME TARİHİ: 12 Aralık 2009
Başınız dönüyor, kalbiniz hızla çarpıyor, mideniz bulanıyor. Kendinizi sürekli kötü hissettiren belirtilerin arasında gerçek bir hastalık korkusu düşüncelerinizi işgal ediyor. Günlük hayatın içinde eskiden zevk aldığınız aktiviteleri yaparken bile zorlanıyorsunuz çünkü aklınızda sürekli olarak, "Tansiyonum yükseldi, beyin kanaması mı geçireceğim?" veya "Kalbim çok hızlı atıyor, kalp krizi mi geçiriyorum?" cümleleri uçuşuyor. Hastanelerin acil servislerine başvuruyorsunuz, yapılan tetkikler sonucunda hiçbir fiziksel rahatsızlığınız bulunmamasına rağmen bu kısır döngü devam ediyor. En ufak bir kalp çarpıntısında kendinizi kalp elektrosu çektirirken buluyorsunuz. En sonunda kabarık bir dosyayla doktora gittiğinizde aslında bütün bu belirtilerin psikolojik olduğu anlaşılıyor.
PANİK ATAK NEDİR?
Panik atak, aniden başlayan ve çeşitli aralıklarla tekrarlayan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlanır. Genellikle "kriz" şeklinde gelen bu nöbetler yani panik atak birden bire başlar, giderek şiddetlenir ve bir saat içinde geçer.
PANİK ATAK DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Yapılan araştırmalara göre panik bozukluğunun en sık 20-30 yaş arasında başladığı ve yaş ilerledikçe başlama oranının düştüğü saptanmış. Panik atağa şehir yaşamında kırsal alanlara oranla daha sık rastlanıyor. Kadınlarda ise; erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülüyor.
PANİK ATAK NEDENLERİ?
Amerikan Hastanesi'nden Dr. İsmet Bora panik atağın nedenlerini şu şekilde tanımlıyor: "Daha önce geçirilmiş viral bir rahatsızlık, herhangi bir ilaç tedavisi veya tiroid hormonlarındaki bir dengesizlik panik atağa yol açabilecek tıbbi bir takım nedenlerden olabilir. Onun dışında yaşam biçimindeki ve biyolojik ritmdeki bazı değişiklikler, fazla nikotin ve kafein tüketimi tetikleyici olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca özellikle anksiyete ve depresyon dediğimiz yani insanda kaygı yaratacak ve onun önüne geçemediği, o düşüncelerden kurtulamadığı kaygı bozuklukları ve karşılaştığı çeşitli olaylar sonrasında da ataklar gelişebilir."
PANİK ATAK SIRASINDA VÜCUDUMUZDA NELER OLUYOR?
Amerikan Hastanesi'nden Dr. İsmet Bora panik atak sırasında vücudumuzun verdiği bedensel ve ruhsal tepkileri şöyle anlatıyor: "Panik atak dediğimizde olan şey bizim 'kaygıyı' depoladığımız hücre grubunda aşırı bir aktivite ortaya çıkmasıdır. Bu hücre grubunun aşırı aktivitesi de bizim hem bedensel hem zihinsel olarak verdiğimiz bir yanıttır. Bedensel olarak 'heyecan' sırasında bir insanın uğrayabileceği bir takım değişiklikler olan 'titreme, terleme, çarpıntı' gibi belirtiler olabilirken aynı şekilde zihinsel anlamda da tıpkı bir bilgisayarda belirli bir dosyanın açılması gibi mesela 'olumsuz olayların kayıt edildiği' dosya adı verelim, bunların açılıp zihnimize yerleşmesi söz konusu olur. Bu da beraberinde kaygı getirdiği için atak sırasında hastanın 'öleceğini, bayılacağını, başına kötü bir olay gelebileceğini ya da en basitinden hayatının kontrolünü kaybedeceğini düşünmesi' gibi bazı 'kurgulama' düşünceler ortaya çıkar."
PANİK ATAKLI HASTANIN RUH HALİ NASIL OLUR?
Panik bozukluğu olan hastalar, zamanla yaşamlarında bazı değişiklikler yaparlar. Şiddetli ölüm korkusu veya kontrolünü yitirme duygusu yaşadıklarından düşünce ve davranışlarında abartılar dikkati çeker. Fakat bütün bunlar hastanın elinde ve iradesinde değildir. Örnek vermek gerekirse panik ataklı bir kişi "Her an bana bir şey olabilir, düşüp bayılabilirim" düşüncesiyle yanında sürekli tansiyon aleti, şeker ölçüm cihazı veya daha önce yaptırdığı doktor raporlarıyla gezer. Nabzı yükselecek korkusuyla devamlı olarak kalbini ve nabzını dinler. Evini ve işyerini hastanelere yakın muhitlerde tutmayı tercih edip sık sık acil ünitelere başvurur. Eğer hastada panik atağa agorafobi (sokağa çıkma korkusu) eşlik ediyorsa kalabalık yerlere gidemez ve yanında birileriyle dolaşmak ister. Görüldüğü gibi başlangıçta 'önemsenmeyen' ve 'nasılsa kendi kendine geçer' düşüncesiyle hareket edilen panik atak hastalığı tedavi edilmediği takdirde ciddi sorunlara neden olabilir. O yüzden bu tür şikayetler yaşıyorsanız bir uzmana gidin.
TEDAVİ SÜRECİ
Panik atak tedavisi psikoterapi ve ilaç tedavisi olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Bu noktada en önemli olan hastanın tedavisini aksatmadan devam ettirmesi ve kısa sürede sonuç almadığını görse bile asla vazgeçip bırakmamasıdır. Tedavide kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır. Yardımcı olarak; sakinleştiriciler, yatıştırıcılar, bedensel belirtileri önleyen ilaçlar kullanılır. Bu ilaçların bir kısmı paniği tedavi eder. Hekimin yaptığı muayene sonucunda en uygun ilaç seçilir. Bir ilaç her hastada aynı sonucu vermeyebilir. Panik bozuklukta ilaç tedavisinin en az birbuçuk yıl olması gerekir.
PANİK ATAĞA KARŞI ÖNLEM ALINABİLİR Mİ?
Panik atağın önüne geçilebilir mi? Bu konuda Amerikan Hastanesi'nden Dr. İsmet Bora, "Panik atağın nedenlerini saptamak ve buna yönelik tedbirler almak gerekiyor. Psikolojik kaynaklı nedenleri varsa bu anlamda önlem alınması ve belki bir psikiyatrist uzmana başvurulması, kişinin kendi yaşam biçimiyle ilgili nedenleri varsa da ona karşı tedbir alınması (kafeini azaltmak, stresten uzak durmak gibi) gerekir. Önlem derken panik atağın ortaya çıkmaması için alınabilecek özel bir tedbir pek yok ama böyle bir rahatsızlık eğer daha önce yaşanmışsa uyku düzenine, beslenme alışkanlıklarına ve panik atağı tetikleyebileceğini düşündüğünüz ortamlardan uzak durmaya dikkat etmek gerekir" diyor.
PANİK ATAK TEŞHİSİ NASIL KONUR?
Panik atağın belirtileri bazen başka hastalıkların semptomlarıyla da karışabileceği için teşhis konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Dr. İsmet Bora hastalığın teşhis aşamalarını şöyle anlatıyor: "Panik atak hastalarını genellikle ilk kez 'acil' koşullarında görürüz. Zaten rutin kalp testleri ve kan tahlilleri yapılmış olur. Yapılan araştırmalar sonucunda hiçbir organik bozukluğa rastlanmadıysa 'panik atak' ihtimali düşünebilecek bir ihtimal haline gelir. Ondan sonraki etapta tiroid hormonları araştırılır ve genel bir nörolojik muayene yapılıp başka bir problem var mı, yok mu görülür. Bazen MS hastalığı da panik atağa benzer belirtiler verebilir. Bütün bunlardan hiçbir bulgu bulunmadıysa uygulanacak psikolojik testler ve psikiyatrik görüşme sonucu kesin teşhis konulur." Panik bozukluğunun zaman geçirmeden tedavisine başlanması gerekiyor. Dr. İsmet Bora, panik bozukluktan dolayı başka bir psikiyatrik rahatsızlık ortaya çıkmayacağını belirtiyor ama bazı konularda da uyarıyor: "İnsanın yaşam biçimini çok ciddi bir şekilde etkiler. İşlevselliğini düşürür, insan ilişkilerini etkiler, konsantrasyonunu bozar. Bu da ciddi bir iş gücü kaybına ve verimsizliğe yol açabilir." Ayrıca kriz sırasında sürekli olarak ölüm korkusu yaşayan hastanın düşüncelerinin yersiz olduğunu söylememizde fayda var: Panik atak asla öldürmüyor. Panik ataktan ölen tek bir kişi bile yok.
PANİK ATAK ASLA ÖLDÜRMEZ. BUGÜNE KADAR PANİK ATAKTAN ÖLEN TEK BİR KİŞİYE RASTLANMAMIŞTIR.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ?
Çarpıntı Terleme (Sıcak-soğuk boşalımlar, bazen üşüme bazen alevlerin basması hissi) Titreme-sarsılma-itilme hissi Boğulma ve nefes alamama hali (Boğazda düğümlenme veya bir yumru, tıkanma hissi) Soluğun kesilmesi (Derin nefes alma ihtiyacı havanın yetmemesi gibi hisler) Göğüste daralma, sıkışma, ağrı duyumsama Bunaltı, karında ağrı, şişkinlik ve gaz oluşması Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma hali Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu (Kendisine çocuklara, çevreye zarar verme korkusu) Ölüm korkusu Ellerde, kollarda, bacaklarda, başta ve birçok yerde uyuşmalar ve karıncalanmalar Derealizasyon (Gerçek dışılık duyguları panik yaşandığında olaylar bir sis perdesinin gerisinde algılanır.
Kaynak : Cosmopolitan
Abone olmak için: Tıklayın
PANİK ATAK NEDİR?
Panik atak, aniden başlayan ve çeşitli aralıklarla tekrarlayan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlanır. Genellikle "kriz" şeklinde gelen bu nöbetler yani panik atak birden bire başlar, giderek şiddetlenir ve bir saat içinde geçer.
PANİK ATAK DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Yapılan araştırmalara göre panik bozukluğunun en sık 20-30 yaş arasında başladığı ve yaş ilerledikçe başlama oranının düştüğü saptanmış. Panik atağa şehir yaşamında kırsal alanlara oranla daha sık rastlanıyor. Kadınlarda ise; erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülüyor.
PANİK ATAK NEDENLERİ?
Amerikan Hastanesi'nden Dr. İsmet Bora panik atağın nedenlerini şu şekilde tanımlıyor: "Daha önce geçirilmiş viral bir rahatsızlık, herhangi bir ilaç tedavisi veya tiroid hormonlarındaki bir dengesizlik panik atağa yol açabilecek tıbbi bir takım nedenlerden olabilir. Onun dışında yaşam biçimindeki ve biyolojik ritmdeki bazı değişiklikler, fazla nikotin ve kafein tüketimi tetikleyici olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca özellikle anksiyete ve depresyon dediğimiz yani insanda kaygı yaratacak ve onun önüne geçemediği, o düşüncelerden kurtulamadığı kaygı bozuklukları ve karşılaştığı çeşitli olaylar sonrasında da ataklar gelişebilir."
PANİK ATAK SIRASINDA VÜCUDUMUZDA NELER OLUYOR?
Amerikan Hastanesi'nden Dr. İsmet Bora panik atak sırasında vücudumuzun verdiği bedensel ve ruhsal tepkileri şöyle anlatıyor: "Panik atak dediğimizde olan şey bizim 'kaygıyı' depoladığımız hücre grubunda aşırı bir aktivite ortaya çıkmasıdır. Bu hücre grubunun aşırı aktivitesi de bizim hem bedensel hem zihinsel olarak verdiğimiz bir yanıttır. Bedensel olarak 'heyecan' sırasında bir insanın uğrayabileceği bir takım değişiklikler olan 'titreme, terleme, çarpıntı' gibi belirtiler olabilirken aynı şekilde zihinsel anlamda da tıpkı bir bilgisayarda belirli bir dosyanın açılması gibi mesela 'olumsuz olayların kayıt edildiği' dosya adı verelim, bunların açılıp zihnimize yerleşmesi söz konusu olur. Bu da beraberinde kaygı getirdiği için atak sırasında hastanın 'öleceğini, bayılacağını, başına kötü bir olay gelebileceğini ya da en basitinden hayatının kontrolünü kaybedeceğini düşünmesi' gibi bazı 'kurgulama' düşünceler ortaya çıkar."
PANİK ATAKLI HASTANIN RUH HALİ NASIL OLUR?
Panik bozukluğu olan hastalar, zamanla yaşamlarında bazı değişiklikler yaparlar. Şiddetli ölüm korkusu veya kontrolünü yitirme duygusu yaşadıklarından düşünce ve davranışlarında abartılar dikkati çeker. Fakat bütün bunlar hastanın elinde ve iradesinde değildir. Örnek vermek gerekirse panik ataklı bir kişi "Her an bana bir şey olabilir, düşüp bayılabilirim" düşüncesiyle yanında sürekli tansiyon aleti, şeker ölçüm cihazı veya daha önce yaptırdığı doktor raporlarıyla gezer. Nabzı yükselecek korkusuyla devamlı olarak kalbini ve nabzını dinler. Evini ve işyerini hastanelere yakın muhitlerde tutmayı tercih edip sık sık acil ünitelere başvurur. Eğer hastada panik atağa agorafobi (sokağa çıkma korkusu) eşlik ediyorsa kalabalık yerlere gidemez ve yanında birileriyle dolaşmak ister. Görüldüğü gibi başlangıçta 'önemsenmeyen' ve 'nasılsa kendi kendine geçer' düşüncesiyle hareket edilen panik atak hastalığı tedavi edilmediği takdirde ciddi sorunlara neden olabilir. O yüzden bu tür şikayetler yaşıyorsanız bir uzmana gidin.
TEDAVİ SÜRECİ
Panik atak tedavisi psikoterapi ve ilaç tedavisi olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Bu noktada en önemli olan hastanın tedavisini aksatmadan devam ettirmesi ve kısa sürede sonuç almadığını görse bile asla vazgeçip bırakmamasıdır. Tedavide kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır. Yardımcı olarak; sakinleştiriciler, yatıştırıcılar, bedensel belirtileri önleyen ilaçlar kullanılır. Bu ilaçların bir kısmı paniği tedavi eder. Hekimin yaptığı muayene sonucunda en uygun ilaç seçilir. Bir ilaç her hastada aynı sonucu vermeyebilir. Panik bozuklukta ilaç tedavisinin en az birbuçuk yıl olması gerekir.
PANİK ATAĞA KARŞI ÖNLEM ALINABİLİR Mİ?
Panik atağın önüne geçilebilir mi? Bu konuda Amerikan Hastanesi'nden Dr. İsmet Bora, "Panik atağın nedenlerini saptamak ve buna yönelik tedbirler almak gerekiyor. Psikolojik kaynaklı nedenleri varsa bu anlamda önlem alınması ve belki bir psikiyatrist uzmana başvurulması, kişinin kendi yaşam biçimiyle ilgili nedenleri varsa da ona karşı tedbir alınması (kafeini azaltmak, stresten uzak durmak gibi) gerekir. Önlem derken panik atağın ortaya çıkmaması için alınabilecek özel bir tedbir pek yok ama böyle bir rahatsızlık eğer daha önce yaşanmışsa uyku düzenine, beslenme alışkanlıklarına ve panik atağı tetikleyebileceğini düşündüğünüz ortamlardan uzak durmaya dikkat etmek gerekir" diyor.
PANİK ATAK TEŞHİSİ NASIL KONUR?
Panik atağın belirtileri bazen başka hastalıkların semptomlarıyla da karışabileceği için teşhis konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Dr. İsmet Bora hastalığın teşhis aşamalarını şöyle anlatıyor: "Panik atak hastalarını genellikle ilk kez 'acil' koşullarında görürüz. Zaten rutin kalp testleri ve kan tahlilleri yapılmış olur. Yapılan araştırmalar sonucunda hiçbir organik bozukluğa rastlanmadıysa 'panik atak' ihtimali düşünebilecek bir ihtimal haline gelir. Ondan sonraki etapta tiroid hormonları araştırılır ve genel bir nörolojik muayene yapılıp başka bir problem var mı, yok mu görülür. Bazen MS hastalığı da panik atağa benzer belirtiler verebilir. Bütün bunlardan hiçbir bulgu bulunmadıysa uygulanacak psikolojik testler ve psikiyatrik görüşme sonucu kesin teşhis konulur." Panik bozukluğunun zaman geçirmeden tedavisine başlanması gerekiyor. Dr. İsmet Bora, panik bozukluktan dolayı başka bir psikiyatrik rahatsızlık ortaya çıkmayacağını belirtiyor ama bazı konularda da uyarıyor: "İnsanın yaşam biçimini çok ciddi bir şekilde etkiler. İşlevselliğini düşürür, insan ilişkilerini etkiler, konsantrasyonunu bozar. Bu da ciddi bir iş gücü kaybına ve verimsizliğe yol açabilir." Ayrıca kriz sırasında sürekli olarak ölüm korkusu yaşayan hastanın düşüncelerinin yersiz olduğunu söylememizde fayda var: Panik atak asla öldürmüyor. Panik ataktan ölen tek bir kişi bile yok.
PANİK ATAK ASLA ÖLDÜRMEZ. BUGÜNE KADAR PANİK ATAKTAN ÖLEN TEK BİR KİŞİYE RASTLANMAMIŞTIR.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ?
Çarpıntı Terleme (Sıcak-soğuk boşalımlar, bazen üşüme bazen alevlerin basması hissi) Titreme-sarsılma-itilme hissi Boğulma ve nefes alamama hali (Boğazda düğümlenme veya bir yumru, tıkanma hissi) Soluğun kesilmesi (Derin nefes alma ihtiyacı havanın yetmemesi gibi hisler) Göğüste daralma, sıkışma, ağrı duyumsama Bunaltı, karında ağrı, şişkinlik ve gaz oluşması Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma hali Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu (Kendisine çocuklara, çevreye zarar verme korkusu) Ölüm korkusu Ellerde, kollarda, bacaklarda, başta ve birçok yerde uyuşmalar ve karıncalanmalar Derealizasyon (Gerçek dışılık duyguları panik yaşandığında olaylar bir sis perdesinin gerisinde algılanır.
Kaynak : Cosmopolitan
Abone olmak için: Tıklayın




