Can Yücel'in Datça'da ki evi

House Beautiful/Merih Akdeniz

Can Evi’nin kütüphanesinde, Yücel’e ait fotoğraflar, kitaplar ve ziyaretçilerin oluşturduğu bir anı defteri bulunuyor.

“Başka türlü birşey benim istediğim, Ne ağaca benzer ne de buluta benzer; Burası gibi değil gideceğim memleket, Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava; Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız”

Ünlü edebiyat sanatçısı Can Yücel’i anma töreni vesilesiyle, Eski Datça’daki mütevazı hayatına konuk olduk.

Bu yıl 12.’si gerçekleştirilen Can Yücel’i Anma Töreni sebebiyle geldiğimiz Eski Datça’da, Can Yücel Sokak’ta yer alan ‘Can Ev’i ziyaret ettik. Eşi Güler, kızları Su ve Güzel Yücel ile birlikte, bir edebiyatçının yaşamı hakkında konuştuk. İçeri girer girmez bizi saran atmosfer zihnimizde birer Can Yücel mısrasına dönüşürken, hüzünle karışık bir heyecan kapladı içimizi. Sanki o buradaydı ve birazdan bize birer kahve ikram edecekti…

Can Yücel tüm hayatı boyunca mütevazı bir tarzı benimsemiş. Onun için her zaman sadelik ve doğallık önemliymiş. Bu nedenle, mala ve mülke hayatının hiçbir noktasında önem vermemiş. Evde en çok mutfakta zaman geçirir, şiirlerini orada yazar, zaman zaman mutfağa girip yemek yapmayı çok severmiş. Hiçbir zaman bir çalışma masası olmamış; hayat ne kadar basite indirgenebilirse, o şekilde yaşamış. 1986 yılında ilk defa Datça’da bu ev ile mal sahibi olmuş. Doğaya yakın bir hayatı seçmiş her zaman. Bu evi satın alırken de kendini sanki doğayı satın alır gibi düşünmüş. Yücel’e göre, halkın içinde yaşar ve onlarla beslenirmiş bir sanatçının kimliği.

Eski Datça, Can Yücel ile özdeşleşen bir kasaba. Datça’dan ‘dünyanın en büyük açık hava tımarhanesi’ diye bahseden Yücel, köyün halen ortak buluşma merkezi olan Orhan’ın Kahvesi’nde zaman geçirip kasabanın yerlileri ile sohbet edermiş ve herkes gibi, en günceli oradan takip edermiş. Şairin yarım bıraktığı şarap hala yerinde duruyor ve giden gelen ziyaretçileri bu kahvede selamlıyor.

Yücel gibi hayatı mütevazı geçen bir şairin nasıl bir evde yaşadığını Can severlere göstermek için, Yücel ailesi Eski Datça’da Mimar Ersen Gürsel ile kolları sıvayıp, tamamen bağımsız şekilde Can Yücel’in el yazıları ve kitaplarından oluşan Can Evi Kütüphanesi’ni oluşturmuşlar. Her yıl 12 Ağustos günü Can Evi, Can severlere açılıp bir anma töreni gerçekleşiyor. Bu yıl Datça Belediyesi ve Edebiyatçılar Derneği’nin işbirliğinde düzenlenen 3. Datça Edebiyat Günleri kapsamında, Orhan’ın Kahvesi’nde gerçekleştirilen ‘Bir şair, Bir Can, Bir Vasiyet; Tohumculuk’ adlı panel ile Can Yücel’in vasiyeti olan Tohum Bankası’nın ilk adımının atılması da Yücel Ailesi’ni mutlu ediyor.

Can evi 2005 yılında Yücel ailesi tarafından hayata geçirilmiş. Girişte sizi bir Can Yücel imzası karşılıyor. Yücel’in kullandığı daktilo ve el yazılarını inceleyebiliyorsunuz. Evin içinde Güler Yücel’in de bir çalışma atölyesi bulunuyor.

Datça’da geçirdikleri yılları Güler Hanım burada sanatla buluşturuyor. Can Yücel’in kızları Güzel (solda) ve Su Yücel (sağda) Can Evi’nin girişinde.

Çalakalem

Şiir bir çalar saattir Dakik Tam zamanında çalan Zırvasız Ve zartasız zurtasız… Zırrrrrrr! İşinin başına Eşref’i Eşref saatinde hem Elifi elifine Uyandırmak için… Ama kendi işinin başına… Çalakalem Çala Çala… Biyolojik bir saat demek ki şiir Ve ölünceye dek Dakik…