Deprem ve Ruh Sağlığımız
LIFESTYLE

Deprem ve Ruh Sağlığımız

Deprem sonrası hem kendi ruh sağlınız hem de çocuğunuzun ruh sağlığı için bunlara dikkat etmelisiniz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 27 Şubat 2023

Yakın zamanda ülkemizde Kahramanmaraş merkezli ortaya çıkan büyük depremlerin ardından bazı duygusal, fiziksel, davranışsal ve zihinsel tepkilerin, maruz kalan hemen herkeste ortaya çıkması olasıdır. Bu belirtilerin ortaya çıkması için depremi bire bir yaşamış olmak şart değildir. Çevremizde depremden etkilenen bir yakınımızın olması veya depremle ilgili haberleri izlemek de tıpkı depremi yaşamış birisinin yaşadığı gibi duyguların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Travmaya bağlı bu tepkiler, "olağandışı durumlara verilen olağan tepkiler" olarak tanımlanır. Travmaya maruz kalan çoğu kişi için kendilerinde meydana gelen ruhsal değişiklikler çoğunlukla olaydan sonraki ilk haftalarda zamanla ortadan kalkar. Bu süreçte pek çok kişi kısa sürede bir tedaviye ya da müdahaleye gerek kalmadan doğal bir şekilde olay öncesi haline dönebilir.

Depremden sonra ruhsal olarak kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Depremin olumsuz etkilerini ülke olarak yaşadık ve halen yaşamaya devam ediyoruz. Şimdi bir yandan normal yaşantınızı sürdürmeye çalışırken, siz de ruhsal açıdan bunlardan doğal olarak az ya da çok etkilenebilirsiniz. Deprem korkusunu yalnızca deprem bölgesindeki insanlar değil, yardım faaliyetlerine katılan veya olan biteni televizyon veya sosyal medyadan takip eden kişiler de yaşar.

Depremden hemen sonra şunları yaşamış olabilirsiniz:

Aşırı korku, ne yaptığınızı, nerede olduğunuzu bilememe, kafa karışıklığı, düşünmeden otomatikleşmiş şekilde hareket etme, duygularınızı hissedememe, tepki verememe, öfkelenme, çaresiz hissetme gibi pek çok karışık duyguyu bir arada yaşayabilirsiniz.

Yakınlarınızı kaybettiğinizi öğrendiğinizde veya tanık olduğunuzda, ani veya şiddetli duygusal tepkiler, çok ağlama ve üzülmenin yanı sıra, tam tersine hiç üzüntü ifadesi gösterememe, onların öldüğünü kabul edememe, her an döneceklermiş gibi hissetme, kendinizi suçlu hissetme gibi belirtiler de yaşayabilirsiniz.

Depremin üstünden haftalar geçmesine rağmen sanki her an deprem oluyormuş gibi sallanma hissi, depremde yaşadıklarınız tekrar hatırlama olabilir, yaşadıklarınızı gün içinde tekrar yaşıyormuş gibi hissedebilirsiniz.

Deprem gece saatlerinde meydana geldiği için uyuyamama, uykuya dalmakta güçlük, korkutucu rüyalar görme gibi uyku bozuklukları yaşayabilirsiniz.

Deprem anı ve sonrasındaki günler yaşadıklarınızla ilgili zihninizde bellek boşlukları olabilir, yaşanmış olayları yanlış hatırlıyor veya gündüz düşleri kuruyor olabilirsiniz.

Deprem olacak korkusuyla yaşadığınız eve giremeyebilir, girdiğinizde çarpıntı hissetme, nefes alamıyormuş gibi hissetme, terleme, aşırı gerginlik hissi, baş dönmesi gibi bedensel şikayetleriniz olabilir.

Geleceğinizin kalmadığı duygusuna kapılabilirsiniz.

Daha evvel psikiyatrik bir rahatsızlığınız varsa, tekrarlamaya başladığını hissedebilir, yeniden hastalanıyormuşsunuz hissine kapılabilirsiniz.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Şevin Hun Şenol'un uzman görüşü önderliğinde kendinizi daha iyi hissetmek için neler yapabileceğinizi keşfedin.

Kendinizi daha iyi hissetmek için neler yapabilirsiniz?

Yaşanılanlar karşısında tüm bu belirtilerin ilk haftalardan itibaren görülmesi olağandır. Bu tür belirtiler yaşıyorsanız, hemen telaşa kapılmayın. Her ne kadar bunlar baş etmesi güç duygular olsa da, genellikle bu belirtiler kaygınız azalmaya başladıkça, zaman içerisinde hiçbir müdahaleye gerek duymadan kendiliğinden kaybolacaktır.

Yalnızlık hissi travmalardan sonra hissedilen en önemli duygulardan biridir ve iyileşmeyi olumsuz yönde etkiler. Böyle zamanlarda birlikte olmanın, birlikte düşünmenin, birlikte çalışmanın pek çok anlamda "iyi"leştirici olduğunun farkındayız. Yaşadığınız olayı sizin hissettiklerinizi dinleyebilecek bir yakınınızla konuşmaktan kaçınmayın. Arkadaşlar, aile, komşularla olan olumlu ve destekleyici ilişkilerinizi sürdürün. Duygularınızı, üzüntünüzü bastırmaya çalışmayın. Bu olayla ilgili duygu ve düşüncelerinizi sizi dinleyebilecek olan çevrenizdekilerle paylaşın. Yapabiliyorsanız yardım faaliyetlerine katılmanız da sizi iyi hissettirebilir.

Depremden sonra kapalı ortamlara girmek ya da kalabalık yerlerde bulunmak sizin için kaygı vericiyse, bunları yapmaktan kaçınmayın, ancak kaygı düzeyi azalana dek tanıdığınız insanlarla bunları gerçekleştirmeyi deneyebilirsiniz. Evinize girmekte güçlük yaşıyorsanız, evinizde yapmayı sevdiğiniz aktiviteleri gerçekleştirmeye çalışarak korkunuzu azaltabilirsiniz.

Özellikle çocukların depreme ait görsellere ve videolara maruz kalmasını azaltın. Yetişkinler bazen görüntüleri izlemek ihtiyacı duyabilirler, ancak tekrar tekrar gün boyunca yıkım görüntülerini izlemek ruhsal etkilenmenizi artıracaktır.

İlk günlerde uykusuzluk, iştahsızlık, bir şey yapmak istememe, halsizlik, çaresizlik, umutsuzluk hisleri olağandır. Bu nedenle, sakinleştirici/yatıştırıcı ilaç ya da alkol kullanmayın, uykunuz günler içinde düzelecektir.

Bedeninizin bakımına özen gösterin. Günlük rutinlerinizi yapmaya devam edin. Her sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamaya devam etmenin bile size iyi gelen bir yanı olacaktır. Alkol ve sigara kullanımı gibi sağlığınızı olumsuz etkileyecek baş etme yöntemlerini kullanmayın. Sizi rahatlatan şeyler her neyse (yürümek, arkadaşlarınızla dertleşmek, ibadet, doğada bulunmak vb.), onları yapmaya çalışın.

Afet ve travmalardan sonra insanlar bir suçlu arama eğiliminde olabilirler. Söylentiler ve tek bir kişi ya da grup sebebiyle bu kişileri günah keçisi haline getirecek haber ve dedikodulara karşı dikkatli olun.

Çocuğunuza yardımcı olmak için neler yapabilirsiniz?

Çocuklar da depremden tıpkı sizin gibi etkilenebilir. Çocuklarınıza yardımcı olabilmenizin ilk koşulu, sizin elinizden geldiği kadar sakin, güven verici, tutarlı bir tutum içinde olmanızdır. Çocuklarınızın sizin yakınlığınıza her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu unutmayın (bedensel yakınlığı, elini tutmayı, sarılmayı ihmal etmeyin).

Öte yandan, bu yakınlığınızı aşırı bir koruyuculuğa dönüştürmeden sürdürmelisiniz. Çocuklarınıza yaşlarına uygun ve yapabilecekleri işler, sorumluluklar vermenizin onların yararına olduğunu akılda tutun.

Deprem sırasında ve sonrasında duyduklarını, gördüklerini ve yaşadıklarını anlatması yönünde onlara destek verin, anlatmaya yüreklendirin. Kaygılarını dinleyin, yargılamadan ve empatik bir şekilde cevaplayın.

Okul öncesi ve erken okul dönemi çocuklarında, kötü bir olay sonrasında kendilerinin sebep olduğuna dair düşünceler olabilir, kesin olarak onların suçu olmadığını söyleyin.

Korku, kızgınlık gibi duygularını ifade etmelerine izin verin, hatta yüreklendirin. Ağlamalarını önlemeyin, tekrarlayan sorularına yanıt verin.

Yaşadıklarının son derece doğal olduğunu, bir hastalık olmadığını anlatın.

Çocuklarınızı rahatlatmak için "geçti" ya da "bir şey olmaz" demek yerine, olası depremlerde yapması gerekenler konusunda bilgi verebilirsiniz.

Çocuklarınızın yanında depremle ilgili konuları konuşmaktan kaçınmayın. Çocuklarda bir krizin ardından gözlemlenen değişimleri anlama konusunda hassas olmak gerekir: Başka kimselerden korkma ve uzak durma veya diğer çocuklarla daha fazla kavga etme gibi davranışlarının gerginlik nedeniyle yaşanan yaygın tepkiler olduğunu unutmayın. Çok fazla etkilenen, davranış değişiklikleri azalmayıp süren ya da gittikçe artan çocuklarınız için ise profesyonel bir psikolojik destek almak gerekebilir.

"Normalleşmek" için acele etmeyin. Bir süre hepimiz karışık duygular yaşayacak, günlük hayatımızı sürdürmekte zorlanacağız. Temel ihtiyaçlarınızı giderdikçe, yalnızlık hissiyle baş edebildikçe, çaresizlik hissi yavaşça azalacaktır ve depreme bağlı meydana gelen ruhsal belirtileriniz zamanla kaybolacaktır. Ancak, olayın üstünden birkaç hafta geçmesine rağmen halen kendinizdeki değişikliklerle baş etmekte güçlük çekiyor veya daha çok kötüleştiğinizi hissediyorsanız, bir ruh sağlığı profesyoneline başvurabilirsiniz.