Diktatörlerin kadınları
AKTUEL/ Gökçen B.Dinç - Birol Biçer
Orta Doğu’da diktatörler devrilirken, iktidarın gölge ortağı eşlerinin saltanatı da bitiyor. Ünlü diktatörlerin kadınlarının hikâyeleri çarpıcı ancak hepsinin sonu aynı: Şatafatlı yılları acı, yoksulluk ve ölüm izliyor.AKTÜEL dergisi unutulmayan o kadınları araştırdı.İşte geçmişin ve bugünün ünlü diktatör eşleri.
Diktatörlerin kadınları
Elena Çavuşesku(Romanya)
Diktayla gelen lüks, saraylar ve sahte akademik kariyer
Romanya 1965 yılında Nikolay Çavuşesku’nun tahakkümüyle tanıştı. Ancak Rumenler’in şikâyetçi oldukları şey sadece Nikolay’ın tiranlığı olmadı. Bu listeye karısı Elena Çavuşesku’nun bitmek tükenmek bilmeyen lüks ve israf düşkünlüğü de katıldı.1937’den beri Komünist Parti militanı olan Elena fakir bir köylü ailesinin kızıydı ve neredeyse hiç okuma yazma bilmiyordu. Nikolay Çavuşesku ile parti bünyesinde tanıştı ve evlendi. Nikolay’ın 1965’te parti genel sekreteri olarak devletin başına geçmesiyle Elena birdenbire akademik kariyer sahibi oldu.
Diktatörlerin kadınları
Hatta Romanya Bilimler Akademisi üyesi oldu. Bununla da kalmayarak zorla başkalarına yazdırılan tezlerle pek çok doktora tezi sahibi oldu. Kocasının dikta yönetimi kadar Elena’nın lüks düşkünlüğü de Romanya devlet hayatına damgasını vurdu. Rumenlerin “Korkunç Elena” lakabını verdikleri bu tiran eşi, 1989’da yargılanmalarının ardından kocasıyla beraber kurşuna dizildi.
Diktatörlerin kadınları
Leyla Bin Ali (Tunus)
Kocasından çok nefret ediliyor
Tunuslular Zeynelabidin Bin Ali’den nefret ediyorlardı ama ondan daha çok nefret ettikleri biri daha vardı: Karısı Leyla Bin Ali. Kocası isyan dalgası karşısında iktidarını bırakırken bile onun daha fazla direndiği, hatta kocasını uzaklaştırarak iktidarı bizzat eline alma planları yaptığı söylendi durdu. Ülkede büyük bir nüfuz alanı oluşturduğu, kurduğu mafya gibi çalışan sistemle ülke kaynaklarını ele geçirdiği, önemli makamları akrabalarıyla doldurduğu gibi Tunusluların yıllardır ses çıkaramadığı konular isyanla dünya gündemine girdi.
Diktatörlerin kadınları
Mıchele Duvalıer (Haıtı)
Yoksul Ülkenin Fırst Lady’si
Jean Claude Duvalier, 18 yaşında babasının yerine Haiti’nin başına geçtikten sonra evlendiği Michele Duvalier’nin bu diktatöre en önemli etkisi sadece onu değil aynı zamanda devletin kasalarını da zayıflatmak oldu. Fakirliğin hüküm sürdüğü Haiti gibi bir ülkede diktatörün düğünü bile 3 milyon doları bulmuştu. Oysa aynı günlerde ülkenin kuzeyindeki kırsal topraklarda hüküm süren açlık binlerce Haitili köylünün ölümüne sebep olmaktaydı.Ülkenin bu halinde bile diktatör eşinin sarayda düzenlediği şatafatlı balolar ise fakirliğin kol gezdiği ülkede televizyondan naklen yayınlanıyordu.
Diktatörlerin kadınları
Mırjana Mıloseviç (Yugoslavya)
Yugoslavya'nın “En büyük mafya şefi”
Sırp Kasabı olarak da bilinen Slobodan Miloseviç’in karısı Mirjana Miloseviç de kocalarının iktidarıyla güç ve parayı arayanlardan biri olarak biliniyor. 1994’te güçlü sol partiler koalisyonunu da yöneten Mirjana oldukça büyük bir yolsuzluk şebekesini yöneterek eski Yugoslavya’nın “en büyük mafya şefi” olmakla suçlanıyor. Bugün Rusya’da sürgünde yaşıyor.
Diktatörlerin kadınları
Madam Mao(Çin)
Oyunculuktan çete üyeliğine
Komünist Çin’in ünlü lideri Mao’nun üçüncü karısı Jiang Qing, sahne adıyla Lan Ping, kocasının iktidarına ortak olan güçlü bir kadındı. Madam Mao, 1966-67’deki Çin kültürel devriminde önemli rol oynadı ve radikal politik kararları alan “Dörtlü Çete”yi kurdu. “Proletaryan Kültürün Bayrak Taşıyıcısı” olarak da bilinen, komünist güçlere katılana dek oyunculuk yapan Qing ile Mao 1938’de parti üyelerinin itirazlarına rağmen evlendiler. 1940’larda Mao’nun kişisel sekreteri, 50’lerde ise propaganda bölümünün başındaydı. 1960’ların başında politik gücünü artırdı ve kültürel devrimde büyük rol oynadı. Kurduğu Dörtlü Çete’nin bir üyesi olarak ülkedeki bütün kurumlar üzerinde kontrol sahibi oldu. 1976’da Mao’nun ölümünden bir yıl sonra Komünist Parti’den çıkarıldı. 1980 ve 81’de Dörtlü Çete’nin bir üyesi olarak yargılandı. Ölüm cezası 1983’te ömür boyu hapse çevrildi. Hapiste kansere yakalanan Qing, 1991’de bir hastanede intihar etti.
Diktatörlerin kadınları
Suzan Mübarek (Mısır)
Mısır'ın Marıe Antoınette'i
Mısırlı bir doktorla İngiliz bir hemşirenin kızı olan Suzan 20 yıldan fazla Mısır’a first lady oldu. Ülke dışında adı bilinmese bile hem ailesi içinde hem de Mısır dâhilinde tam bir iktidar kadını olarak tanındı. Mısırlılara göre kocası üzerinde büyük etki sahibi olan Suzan Mübarek, ailesinin iktidarını kaybetmesinden hemen önce Ahmet Şefik’in de başbakan olarak atanmasını sağlayan kişi oldu. Resmi herhangi bir makamda bulunmamakla beraber özellikle kadın ve çocuklara yönelik birçok dernek ve dayanışma örgütünü yönlendirdi. O da bu yönüyle Mübarek diktasının insancıl ve sempatik maskesi olarak etkin oldu. Ancak şimdi yardım kurumları için toplanan 5 milyar doları şahsi hesaplarına geçirmekle itham ediliyor.
Diktatörlerin kadınları
Eva Peron (Arjantin)
Diktanın melek görünümlü propaganda aracı
İsmi bugüne kadar bir iyilik meleği olarak efsaneleşerek gelen Eva Peron gerçekte kocası Albay Juan Peron’un yönetimi için ustalıkla kullanılan bir propaganda aracı vazifesi gördü. Varlıklı bir toprak ağasıyla aşçısının gayrimeşru çocukları olarak dünyaya gelen Eva 15 yaşında Buenos Aires’e gelerek şöhretli bir oyuncu olmak için şansını denedi.Albay Juan Peron’la tanışana kadar ancak ikinci sınıf filmlerde roller bulabildi. Ancak daha sonra bir darbeyle Arjantin’in başına geçen Juan Peron ile evlendi ve gösterişliliği ve medeni cesareti sayesinde kocasının yönetimi ile işçi sınıfı arasında köprü kuran bir figüre dönüştü. Kocasının dikta rejiminde sadece bir first lady olmakla kalmayıp, doğrudan politik ve sosyal alana inerek altı yıl Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın başında bulundu. Fakirlerin ilgisini çekecek popülist politikalarla adeta bir yıldıza dönüştü.
Diktatörlerin kadınları
Eva Braun Hitler (Almanya)
İntihar etmeden önce evlendiler
Hitler üzerinde iz bırakan ilk kadın, 40 yaşındayken yanına taşınan, kız kardeşinin kızı 20 yaşındaki Geli Raubal idi. Çok kıskanç bir kadın olan Geli, özellikle Eva Braun’u kıskanıyordu. Bir kavganın ardından Hitler onu terk ettiğinde kalbine sıktığı kurşunla intihar etti. Raubal’in intiharından sonra Hitler Eva Braun’u daha çok görmeye başladı. 17 yaşında Hitler’e ilk görüşte aşık olan Eva da çok kıskançtı ve 1932’de kendisini boynundan vurarak intihar girişiminde bulundu, fakat kurtuldu. Bu olay Hitler’i Eva’ya daha çok bağladı. Devlet işlerine karışmayı aklında geçirmedi “tek isteğim seninle olmak, kendime seni her zaman takip edeceğime dair söz verdim, ölüme bile” diyordu.
Diktatörlerin kadınları
Imelda Mparcos (Filipinler)
Ayakkabı koleysiyoncusu
Ülkeyi soyup soğana çevirdiği için liderlikten devrilen Ferdinand Marcos’un eşi Imelda Marcos’a Demir Kelebek lakabı verildi. 1986’ya kadar 20 yıl boyunca ülkede iktidarı elinde tutan kocası Filipinler hazinesinden büyük paralar çalmakla suçlandı. O dönem binlerce ayakkabısıyla kocasının devrilişinden çok dünya medyasına konu oldu. Eşi öldükten sonra bile iktidarı bırakmak istemeyerek seçimlere girdi ve kaybetti. Ardından kocasıyla beraber zimmetlerine geçirdikleri milyarlar için yargılandı ve ceza aldı. Aradan geçen bunca yıldan sonra Imelda Marcos 80 yaşındayken 2010 yılında tekrar ülkesinde seçimlere katıldı.
Diktatörlerin kadınları
Rachele Mussolını
Onlarca metres evliliklerini yıkmadı
Mussolini’ye beş çocuk veren ve onlarca metresini görmezden gelen karısı Rachele, 1910’da Benito Mussolini ile birlikte yaşamaya başladı. 1914’te Benito ilk karısı Ida Dalser ile evlendi. Fransız usulü bir güzellik salonu sahibi olan ve salonu başarıyla işleten Dalser, Mussolini’nin gençlik yıllarındaki politik aktivitelerini finanse etti. Fakat Mussolini 1915’te oğulları Benitino doğmadan kısa süre önce Rachele Guidi ile evlendi. Dalser ilk karısı olduğunu kanıtlamak için Papa’ya, Kral’a, her yere mektuplar yazdı, fakat aldığı karşılık bir akıl hastanesine kapatılmak oldu. Hatta evlilikleri sonradan faşist İtalyan yönetimince kayıtlardan silindi. Oğulları Benitino da annesinin öldüğü söylenerek önce yatılı okula, sonra bir polise evlatlık verildi. Mussolini’nin oğlu olduğunu iddia edince o da 1942’de, 27 yaşında ölene de yaşadığı bir akıl hastanesine kapatıldı. Mussolini’nin nikâhlı karısı Rachele ise faşist İtalyan yönetimince “ideal anne ve ev kadını” olarak büyük itibar gördü.
Diktatörlerin kadınları
Sımone Gbagbo (Fildişi sahili)
Kocasının iktidarı pekiştiren dişi kaplan
Kocaları halen yönetimde olan eşler arasında son dönemlerde en çok adından söz ettirenlerden biri de Fildişi Sahili’nin first lady’si Simone Gbagbo. Gbagbo kocasıyla beraber o kadar aktif bir siyaset mücadelesi veriyor ki adeta bir militan gibi çalışıyor. Üstelik suistimaller ve katliamlarla itham edilen milislerle yakın ilişkide olması sebebiyle çekinilen bir kişilik olarak niteleniyor. Bunun yanında evanjelist kilisesinin son derece aktif bir üyesi. Kocasının iki eşinden birincisi olan Simone kocasının seçim kampanyası için de son derece ateşli çalışmalar yürütüyor ve ülkesinde ciddi polemiklere girmekten çekinmiyor. Eşiyle beraber sahip oldukları 1,3 milyar dolar civarındaki servetleri ise bir başka tartışma konusu.




