En çok sorulan 6 sağlık sorusu
LIFESTYLE

En çok sorulan 6 sağlık sorusu

Neden uykusuzluk çektiğinizi ya da genel sağlık kontrolleri için gerekli testleri ne zaman yaptırmanız gerektiğini merak ediyor musunuz?Sağlıkla ilgili en çok sorulan soruların yanıtları yazımızda..

GÜNCELLEME TARİHİ: 27 Temmuz 2010

Daha fazla enerji için en güncel bilgiler
Susuz kalmayın!
Uzmanlar, yaptıkları son araştırmalarla susuzluğun ilk belirtisinin susamak değil yorulmak olduğunu fark etmişler. Çünkü susadığınızda iş işten çoktan geçmiş, vücudunuz dehidrasyon(susuz kalma) sürecine girmiş olabiliyor.

Gerinin

Gün ortasında, sadece iki dakika bile olsa, mola verin. Ayağa kalkın, derin derin nefes alın, önce ayak parmaklarınıza dokunun. Sonra yukarıya mümkün olan en yüksek noktaya uzanmaya çalışın. Kulağane kadar basit gelse de, bu hareketin, kelimenin tam anlamıyla,bir enerji patlaması yarattığı kanıtlanmış.

Şekerinizi dengede tutun
Günlük yeme düzeniniz, beş küçük öğünden oluşsun.Şekerli ve işlenmiş yiyeceklerden de mümkün olduğunca uzak durun. Bunlar yerine meyve, sebze, yağsız et ve süt ürünlerine yönelin. Bazılarımız ancak sesleri kısılınca veya sistit yüzünden tuvaletten çıkamayacak hale gelince doktorun ya da hastanenin yolunu tutar. Hatta bu kişiler yaşadıkları bazı sağlık sorunlarını gidip de bir uzmanla paylaşmayı erteler de, erteler. Acaba, doğru tutum hangisi olmalı? Kadınların en sık karşılaştığı sağlık sorunlarını uzmanlara ilettik. Ayrıca onlara bu sorunlarla en doğru şekilde başetmek için ne zaman, ne yapmaları gerektiğinide danıştık. Ve bakın nasıl yanıtlaraldık.

Niçin Uykusuzluk Çekiyor,Kolayca Uykuya Dalamıyorum?
Günümüzde pek çok genç kadın, uykusuzluk çekiyor ve bunun getirdiği sorunlarla boğuşuyor. Uykusuzluğun ya da tıp dilindeki adıyla insomnianın tiroid bozukluğundan huzursuz bacak sendromuna, stresten yoğun yaşam temposuna pek çok farklı sebebi olabiliyor. Uzmanlara göre, stres kaynaklı uykusuzlukla başetmenin en iyi yolu, yatağa gitmeden bir-iki saat önce kafanızı fazla yormayacak hafif bir film ya da dizi seyretmeniz,dinlendirici birkaç şarkı dinlemeniz ve kendinizi mümkün olduğunca rahatlatmaya çalışmanız. Bu iki saat içinde, çalışmak, yemek yemek ya da içmek -adrenalin salınımına neden olabilecekleri için- kaçınmanız gereken aktivitelerden olmalı. Sigaranın kansere yol açtığı artık herkesçe malum olsa da, uyarıcı etkisinin bulunduğu ve uyku düzenini olumsuz etkilediği pek fazla bilinmeyen zararları arasında. Uyuduğunuz ortamı değiştirmek de, uykusuzlukla savaşmak için etkili bir silah olabilir. Göz bandı kullanarak,alarm saatlerininkiler de dahil her türlü ışıktan korunmaksa,özellikle ışığa karşıhassas olan kişiler için faydalı olacaktır. Her şeyi denemenize rağmen yine de gözleriniziuykuyla buluşturamıyorsanız,kesinlikle eczanelerde reçetesiz satılan uyku ilaçlarından medet ummayın;çünkü bunlar tehlikeli şekilde bağımlılık yaratabilir. Bilinçsizce alınanlar hayati tehlikeye bile yol açabiliyor. Bunun yerine bir doktora danışmanız, sıkıntılarınızı anlatıp onun önerilerini takip etmeniz çok daha yerinde olacaktır.

Yeteri Kadar Uyuduğumu Düşünüyorum Ancak Yine de Gün Boyu Kendimi Yorgun Hissediyorum. Bunun Nedeni Ne Olabilir?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; bu semptomların altında bir sağlık sorunu yatıyor olabilir. Kansızlık yani anemi problemi olan kadınların çok daha kolay yorulduğu biliniyor. Ayrıca depresyonun da belirtileri arasında, sürekli devam eden uyuma isteği yer alıyor.Fakat sürekli yorgun hissetmenin başlıca nedenleri içinde, bunların hepsinden daha önde gelen bir tanesi var ki, o da kesinlikle,düzensiz yaşam biçimi. Buna yol açabilecek tüm faktörleri düşünün ve mutlaka bazı şeyleri dengelemeye çalışın. Çok fazla işin peşinden mi koşuyorsunuz; ne yapın edin temponuzu rahatlatın. Unutmayın ki araştırmalar,çok fazla iş ve aktiviteyle uğraşan kişilerin daha yoğun stresle yüklendiğini gösteriyor.

Meme Kanserini Ne Kadar Ciddiye Almalıyım; Sürekli Endişelenmeme Gerek Var mı?
Eğer 35 yaşın altındaysanız, ailenizde herhangi bir meme ya da yumurtalık kanseri öyküsü yoksa bu konuda çok fazla endişelenmenize gerek yok. Durum aksi yöndeyse, yani ailenizde meme kanseri geçiren kadınlar varsa, bir uzmana danışmalısınız, o yapmanız gerekenleri size açıklayacaktır.Ancak yine de, genetiğin her şey olmadığını hatırlatalım; meme kanseri vakalarında aile öyküsü, sadece yüzde 5 ve 10 arası bir oranda etkili. Meme kanseri vakalarının istatistiklerine bakıldığında ileri yaşın artık günümüzde daha büyük bir risk faktörü olduğu rahatlıkla görülebilir. Yani bu konuda büyük bir stres yaşamanıza gerek yok. Siz sadece kendi kendinize yaptığınız aylık meme kontrollerini aksatmayın ve elinize farklı bir şişlik geldiğinde bunu -ki genç kadınlarda çoğu masum olabiliyor hemen doktorunuzla paylaşın.

Düzenli Olarak Vitamin Takviyesi Almama Gerek Var mı?
Çok uzun yıllardır bize vitamin takviyesi almanın sağlığı olumlu etkilediğini söyleyip durdular. Oysa şimdi, yapılan araştırmalar ve sonuçları bunun tam aksini iddia eder nitelikte; bilinçsiz kullanılan bazı vitamin takviyeleri yarar sağlamak bir yana zararlı bile olabilirler! Öyleyse, dolaptaki rengarenk tüm o hapları çöpe mi atmalıyız? Hayır. Bunların başlıca hangi durumlarda alınması gerektiğini sıralayalım: Kısa vadede bebek sahibi olmayı planlıyorsanız, folik asit takviyesi bebekte oluşacak doğumsal anomalileri önleme açısından hayati önem taşıyacaktır. Çok düzensiz bir yaşam ve beslenme tarzına sahip kişiler için de, multivitamin takviyeleri gerçek birer sağlık sigortası yerine geçebilir. Vitaminler için söylenen en olumsuz ifadelerin, antioksidanlarla ilgili olduğunuda belirtelim. Sigara tiryakileri ise, sunibeta-karoten içeren herhangi bir takviye almaktan kesinlikle kaçınmalı; çünkü bunların uzun vadede akciğer kanseri riskini artırdığına dair bazı bulgular mevcut. Ve tüm bunları bir sonuca bağlayacak olursak; vitamin takviyelerini asla meyve seçer gibi seçmeyin ve her zaman uzman tavsiyesiyle kullanın.

Niçin Bana Yapışıp Kalan Son Birkaç Kiloyu Asla Veremiyorum?
Pek çok kadın bunun için farklı şeyleri suçlar ve çoğu zaman yavaş metabolizma hızı en başta gelir. Oysa uzmanlara göre, kilonuzu belirleyen sadece üç temel faktör var; diyet, egzersiz ve genler.Ne yazık ki, bu üçlü arasında başta genler geliyor ve kilonuz üzerinde belirleyici rol oynuyorlar. Bunları değiştirmenin yolu tabiiki yok ama zamanla etkileri ortaya çıkan yaşam ve beslenme alışkanlıkları önem kazanıyor.20'li yaşlarınızda edindiğiniz zararlı alışkanlıklar her yıl sadece bir kilo almanıza yol açar. Bu da size 10 yıl içinde tam 10 kilo olarak geri döner. Sonuç olarak kilo vermenin en iyi yolunun sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak olduğunu söylediğimizde, bunun yeni bir bilgi olmadığını düşüneceksiniz büyük ihtimalle. Eğer bunu zaten yapıyorsanız ve nedeni bir türlü bulamıyorsanız bir de kendinize şu soruyu sorun: En düşük ideal kilomda olabilir miyim?

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar İçin Test Yaptırmama Gerek Var mı?
Aktif seks hayatına sahip tüm kadınların -bir ya da birden fazla partnerleri olsa bile- yılda bir kez klamidya ve gonore gibi, erken teşhisle son derece kolay tedavi edilen cinsel hastalıklar için test yaptırmaları gerekir. Cinsel hayatı daha hareketli olan, sık partner değiştiren ve ilişkiye korunmasız giren kadınlarsa HIV testini kesinlikle ihmal etmemeli. Eğer genital organlarda oluşan kaşıntılı,küçük şişliklerden şikayetçi değilseniz her pestesti için endişelenmenize fazla gerek olmadığını ekleyelim.HPV yani Human Papilloma Virüsü'negelince; burada konunun biraz karmaşık olduğunu hemen söyleyelim. Çünkü bu virüs etkisini pek çok farklı şekilde ortaya koyabilir. Genital organlarda siğil oluşumuna yol açabileceği gibi, sonuçları rahim ağzı kanserine kadar varabilecek hücre değişimlerinede neden olabilir. Çoğu HPV enfeksiyonu,ciddi bir semptom izlenmeksizin kendiliğinden geçer. HPV testleri, rutin olarak yapılmaz ve genellikle smear testlerinde bir sorun olduğunda gerekli görülürler. Bazı ülkelerde kız çocukları için aşı zorunlu hale getirilse de, yetişkin kadınların bu hastalıktan korunmak için alabileceği en ideal önlem, düzenli smear testlerini asla ihmal etmemek. Merak ettiklerinizi de jinekoloğunuza danışmalısınız.

Bu sorunlara pek fazla takılmayın!
Son derece ciddi görünüp,sizi bir anda paniğe sokabilirler; ancak uzmanlara göre aşağıda sıraladığımız bu sorunların pek fazla abartılacak bir yanı yok.

Bu ay regl olmadınız!

Bu durum korunmasız cinsel ilişkiden sonra meydana geldiyse öncelikle bir hamilelik testi yaptırmanızda fayda var. Fakat böyle bir durum söz konusu değilse, sorun; stres, beslenme,iş ya da genel olarak yaşam alışkanlıklarınızdaki değişiklikler olabilir. Bir kez olduğunda endişelenmenize gerek olmasa da,iki kez tekrarladığında mutlaka bir doktora görünmenizde fayda var.

Sık sık başınız ağrıyor
Gerginlik nedeniyle oluşan baş ağrıları özellikle yoğun strese maruz kalan kadınlar arasında oldukça yaygın. Ağrı kesiciler,bunun üstesinden gelmenize yardımcı olabilir, evet. Ama pekçok uzmana göre, yoga ve meditasyon gibi rahatlama tekniklerinden faydalanmanız daha yerinde…

Birkaç gündür tuvalete gidemediniz!
Bazı kişilerin bağırsakları düzenli çalışır ve her gün tuvalete gitmek onlar için son derece sıradan bir durumdur.Kimileri ise, bu işi en fazla haftada iki kez yaparlar. Esas mesele kendinizi çok rahatsız ve kabızlık çeker gibi hissedip hissetmediğiniz.Eğer bu soruya yanıtınız evetse, mutlaka bir uzmana danışın.

Saçlarınız dökülüyor
Demir eksikliği ihtimallerden biri olsa da, çoğu zaman esasneden, saçların çıkma, büyümeve ömürlerini tamamlama döngüsü oluyor. Yani bu tamamen doğal ve normal bir süreç. Normal olmayan ve doktora gitmenizi gerektiren durum ise,başınızda parça parça seyrelme oluşmaya başlaması.