En mutlu gün mü? Yoksa bir hata mı?
Cosmopolitan
Kararsızlıklar En Büyük Kararın Oluşmasına Sebep Olabilir
“Hemen hemen hepimiz sevdiğimiz erkekle evlilik hayalleri kurarken, bazılarımız evlendikten sonra bazı şeylerin hiç de hayal etmediği gibi olmadığını fark ediyor ve kısa süre sonra boşanıyor. Daha da kötüsü, evlenmeden önce bir hata yaptığını fark etmek olsa gerek.
Yoksa daha iyisi mi desek? Ali ile çıkmaya başladıktan dört ay sonra birlikte yaşamaya başladık. O dönemde ben sadece 20 yaşındaydım, o ise 30. Her dakikayı birlikte geçirmeye zaten alışkındık. Belki de bu yüzden çıkmaya başladıktan bir yıl sonra nişanlandık. O zaman için yapılacak en doğru şeyin bu olduğunu düşünmüştük. 2008 yılının Mayıs ayında bana evlenme teklif ettiğinde hiç düşünmeden ‘evet’ dedim.
Çünkü hayatımın geri kalanını onunla geçirmek istediğimden emindim. Ama yine de kabul etmeliyim ki, düğün planlamak bile başlı başına heyecanlı bir olayken, nişanlı olmak karnımda kelebeklerin uçuşmasına yetmişti.
En mutlu gün mü? Yoksa bir hata mı?
Kafamda yarattığım peri masalı, nişanlımın işten çıkarılmasıyla yavaş yavaş bozulmaya başladı. İlk başlarda olabildiğim kadar anlayışlı davranmaya çalıştım. Ama birkaç ay sonra her şeyi benim karşılıyor olmam, bütün taksitleri benim yatırmam açıkçası bana rahatsızlık vermeye başladı. Biraz daha uğraşsa bir iş bulabileceğini düşünüyordum.
Çok geçmeden her gün kavga etmeye başladık. Büyük günden yaklaşık altı hafta önce ailem evde bir yemek verdi. Kulağa komik gelebilir ama o gün sadece bir düğün planlamadığımı, yakında evleneceğimi anladığım gün oldu. Bunun düşüncesi beni o kadar mutsuz etti ki, en yakın arkadaşımı benimle birlikte tuvalete sürükleyip 20 dakika boyunca ağladım. Salona insanların yanına geri döndüğümde, herkes benim mutluluktan ağladığımı sanmıştı.
Anneme hislerimden bahsedince, evlilik öncesi böyle stresli olmamın çok normal olduğunu, çoğu gelin adayının bunu yaşadığını söyledi. Bu yüzden nişanlıma bir şey söylemedim. Ama kendimi sadece iki hafta tutabildim. Kafama takılanları onunla paylaştığımda çok şaşırmadı çünkü zaten durmadan kavga ediyorduk. Sadece o hisleri göz ardı etmemi istedi, o kadar. O konuşmayı takip eden 10 gün boyunca, sırf etrafımdaki insanları üzmemek için kendi hislerimi hiçe saydığımı fark ettim.
En mutlu gün mü? Yoksa bir hata mı?
Ceren, 29
Mutsuz Sona Doğru
Olayı bir bütün olarak göremediğim için çok üzülüyordum. Sonunda düğünü iptal etmeye karar verdiğimde büyük güne sadece bir buçuk hafta vardı. Nişanlım üzülmüştü ama yaşadıklarımızdan dolayı şok olmamıştı. Annem, doğru şeyi yapıp yapmadığımı sorup duruyordu. Ona kararımdan emin olduğumu söylediğimde çok geç olmadan böyle bir kararı verecek kadar güçlü olduğum için benimle gurur duyduğunu söyledi. Ali’nin ailesi ise aldığım karardan hiç de memnun olmamıştı. Zaten bir daha onlarla hiç konuşmadım çünkü kendimde o cesareti bulamadım.
Oğullarının hayatını darmadağın ettiğimi düşünüyorlardı. Bilmiyorum belki de haklılardı. İptal ettiğimiz düğün günümde bir arkadaşımla birlikte dövme yaptırmaya gittik. Ben sol ayağıma iki küçük kalp resmi yaptırdım ama bunun ayrılığımla hiçbir ilgisi olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Tam nikah saatim geldiğinde ise moralim çok bozuldu. Yeni hayatımın birer simgesi oldukları için, çeyizimi dağıtmamaya karar verdim. Kararımdan dolayı pişman değilim çünkü şu anda, nişanlı olduğum döneme kıyasla çok daha mutluyum.
Çok uzun zamandan beri ilk defa bekarım. Bence ilişkide yükleri tek taraf sırtlamaya çalışıyorsa olanları sorgulamak ve gerekiyorsa da ayrılmak gerek. Başta şüphe ediyordum ama artık bundan eminim.”
En mutlu gün mü? Yoksa bir hata mı?
Bambaşka Biri
“2006 yılında, üç buçuk yıl çıktıktan sonra, erkek arkadaşımla nişanlanmıştık. Uzun zamandır hayalini kurduğumuz yeni hayat için artık iyice sabırsızlanmaya başlamıştım. Birlikte kuracağımız evin içinde çocuklarımızın koşuşturmasını çok istiyorduk. Ama önce mastırımı bitirmem gerektiğinden evlilik tarihimizi Mayıs 2008 olarak kararlaştırdık. Nişanımızı takip eden ilk birkaç ay her şey çok güzeldi. Aslında, evlenme teklif edene kadar çok güzeldi sanırım.
Tüm arkadaşlarımızı haberdar ettik ve ben vakit kaybetmeden gelinlik alışverişi turlarına başladım. Yazın sonuna doğru düğün yerimiz ayarlanmış, DJ tutulmuş, organizasyon ve fotoğrafçı ayarlanmıştı ama bu sırada nişanlım da kelimenin tam anlamıyla ortadan kaybolmuştu. Görüşmek için plan yapıyor, buluşma yeri olarak onun evini seçiyorduk ama kapısına gittiğimde orada olmuyordu. Ve genellikle ertesi sabaha kadar da ortaya çıkmıyordu. Hatta ailesiyle birlikte yiyeceğimiz yemeğe bile gelmediğinden, onlarla baş başa yemek yemek zorunda kalmıştım.
Müzisyen olduğu için geç saatlere kadar çalışmasına itiraz edemezdim tabii ki ama daha önce bana söz verip bir yere gelmediği hiç olmamıştı. Onunla yüzleşmeyi düşündüm ama sinirlenip bir sorun olmadığını söyleyeceğini bildiğimden vazgeçtim. Yine de içim içimi yemeye başladı elbette.
En mutlu gün mü? Yoksa bir hata mı?
Selen, 29
Bebek Yoksa Evlilik de Yok
Annemle bunları paylaştığımda, evlenip evlenmeyeceğimiz konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Bense sadece güldüm ve her şeyin yolunda olduğunu söyledim. Ama yılbaşına az bir süre kala nişanlım bombayı patlattı ve evlenmek istemediğini söyledi. Hem evlenmek istiyor hem de bazı şeylerin hep aynı kalması gerektiğini savunuyordu. Düzenimizin değişmesinden korkuyordu. Ona göre daha büyük bir eve geçmemize ve bunun için gereksiz masraflar yapmamıza bile gerek yoktu.
Nasılsa bana sahip olduğunu ve hayattan başka bir şey istemeyeceğini bile söyledi! Ama yanlış düşünüyordu çünkü artık bana sahip değildi. Onunla bir hafta boyunca konuşmadım, sonra da evlenmek istemediğimi açıkladım. Konuşamayacak kadar şoka girdi. Beni eve bırakırken tek kelime bile etmedi. Evin önüne geldiğimizde yüzüğümü çıkartıp ona verdim, arabadan indim ve kapıyı kapattım. Bundan sonra bir ay boyunca ondan haber almadım. Ta ki beni arayıp büyük bir kavga çıkarana kadar. Zaten o da, son konuşmamız oldu.
Ayarladığımız düğün mekanı kapora dışında bizden para almadı. Organizasyoncular ve fotoğrafçı da oldukça anlayışlıydı. Ailemin desteği sayesinde yaşadıklarımıza güler bir hale geldim. İyi ki erkek kardeşim aldığım gelinliği atmama engel olmuş ki, önümüzdeki ay evlenirken onu giyeceğim.”
En mutlu gün mü? Yoksa bir hata mı?
Pınar, 30
Doğru Erkek O mu?
“Yeni işe başladıktan kısa bir süre sonra iş arkadaşımla birlikte bir organizasyona katıldım. Onunla sohbetimizin içimde bir şeyleri değiştirdiğini hissettim. Aramızdaki iletişim bende yepyeni hisler uyandırdı. O zaman kendi kendime şu soruyu sordum: ‘Evlenmeden 10 hafta önce böyle hissetmem normal mi?’ 39 yaşındaki nişanlımla bir süredir sorunlarımız vardı. Bunlar, nişanlımın o yaşta, bir rock grubunu sevmesi gibi küçük şeyler olsa da, büyük sorunlarımız da yok değildi. Onun kazandığından üç kat fazla maaş alıyordum ve buna rağmen benim yaşadığım hayatın aynısını yaşamak istiyordu. Bu da, onun masraflarını benim karşılayacağım anlamına geliyordu!
Çok iyi biriydi ve tüm arkadaşlarımla ailem ona bayılıyordu ama benim genellikle yaşadığım şey öfke ve hayal kırıklığıydı. Bunlara rağmen düğün planlaması konusunda çok heyecanlıydım. Kaç kişinin geleceğini, kimin nereye oturacağını ayarlamaya çalışıyordum. Ama büyük günden sekiz hafta önce nişanlıma onunla evlenemeyeceğimi söyledim. Çünkü bir çift olduğumuzu düşünmüyordum. Büyük bir yıkım yaşadı. Bazı arkadaşlarım o dönemde benden uzaklaştı. Bu konuda biraz da kendimi suçluyorum çünkü şüphelerimden utanıp düşüncelerimi kendime saklayarak onları kırmıştım. İnsanları arayıp sıkıntılarımla onları sıkmaktan korkarak hata yapmıştım.
Ayrıca, düğünü iptal etmemin asıl sebebinin başka bir erkek olduğunu sadece çok yakın arkadaşlarım biliyordu. Düğün için yapılan harcamalar bana çok pahalıya mal oldu. Birkaç ay boyunca kararımı sorguladım. Tüm bunlara sebep olan iş arkadaşımla, düğünün iptal edilmesinden altı ay sonra çıkmaya başladık ve bu ay evleniyoruz. Bu evliliğimi iptal etmeyeceğimden adım gibi eminim!”




