Kadın her yerde kadın
LIFESTYLE

Kadın her yerde kadın

Geçen ay dört günlük sürpriz bir Afrika seyahatine çıktım. Gördüklerimden çok etkileneceğimi ve çok şaşıracağımı biliyordum. Sonuçta öyle oldu; beklenmedik bir durumla karşılaşmadık. Tek bir konu hariç; kadınlar. Yine beni hayretler içerisinde bırakmayı b

GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Nisan 2010

Bazı şeyler insanın hayatına aniden girer ve maddi-manevi büyük değişiklikler yaratır. Bu, kimi zaman bir kadın veya erkek, kimi zaman iş, para ya da seyahat olur.

Beni en son etkileyen bir seyahat oldu. Çok saydığım bir büyüğüm aradı ve "Afrika'ya gidiyorsun" dedi. Emir büyük yerden gelince, çaresiz kendimi uçakta buldum.

İlk durağımız Demokratik Kongo Cumhuriyeti oldu. Eski Zaire yani. Ne cumhuriyet ne cumhuriyet. Yüzölçümü Türkiye'nin neredeyse üç katı, nüfusu 55-60 milyon. Önce Belçika, sonra uzun yıllar Fransız sömürgesinde kalmış. 60'larda özgürlüğünü kazanmış ama sonra da iç savaş başa bela olmuş. Yemyeşil, su kaynakları bol, maden açısından da çok zengin. Ancak hiç yatırım yapılmamış. Yaşam standartları feci diyebileceğim boyutta.

Biz bu seyahate sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül önderliğinde, kalabalık bir heyet halinde çıktık. "Aksi takdirde bizi çiğ çiğ yerlerdi" dersem abartmış olurum belki, ama gerçekten çok zorluk çekerdik.

İnanılmaz Manzaralar

Havaalanından otele gidene kadar gördüklerimiz hepimizin moralini altüst etti. Adeta dilim tutuldu, dizlerim titredi.

İnsan nereye bakacağını şaşırıyor ama bir noktadan sonra "Gözlerimi hiç açmasam mı" demeye başladım. Zaten ortalık toz dumandı aynı zamanda. Otele geldik;şehrin en iyi oteli olmasına rağmen dönüşe kadar duş yapamayacağım gerçeğiyle banyoya girer girmez yüzleştim. Sarı humma aşısı yaptırırken yemek olarak patatese talim edeceğimizi öğrenmiştik zaten. Sıcaktan söz etmiyorum bile…

İş gezileri genelde sıkıcı olur; renklendirmek sizin becerinize kalmış. Ama burada emin olun çok zor. Aslında insanlar cana yakın, Fransızca biliyorsanız anlaşma problemi de yok. Güler yüzlüler, sanki hiç problemleri yok, mutlular. İç savaş sadece iki yıl önce bitmiş. Milyonlarca insan ölmüş ama sanki hafızalarından silinmiş bütün acılar…

Afrika'nın Büyüsü

Şehrin belli bir bölümünün dışına çıkmadık ama yine de o vahşi Afrika'nın büyüsü her yerde. Belki kükremesini duyamadık ama aslan kral bizlere, topraklarına girdiğimizi hissettirdi. Elbette niyetim size Afrika belgeseli sunmak değil, anlatacaklarım başka.

Az çok buraya kadar insanların nasıl bir hayat sürdüklerini tahmin etmişsinizdir. Doğru düzgün kıyafetleri yok, açlık diz boyu, hastalıklar kol geziyor. İki ülke de nehir yataklarıyla dolu olduğu halde içme suyu bulmak imkansız. Ama bütün kadınlarda oje var, ruj var hem de istemediğin kadar! Giyecek terliği olmayan vücudu çökmüş kadının saçları defrize, elleri nasırlı ama ojeleri pembe! Siz kadınlar nasıl oluyor da dünyanın neresinde olursanız olun aykırı olabiliyorsunuz gerçekten çok merak ediyorum.

Hangi erkek bu kadar büyük bir sefillik yaşarken bakımlı olmayı ya da estetiği düşünebilir? Dört gün boyunca cevabı bile bile birbirimize hep şu soruyu sorduk: Karnını bile doğru dürüst doyuramazken nasıl olur da estetik görünüş her şeyden daha önemli olabilir? Çünkü o kadındır ve her şeyden vazgeçebilir ama kendinden asla.

Savaş yüzünden kadın-erkek dengesi anormal bozulmuş. Bu, bakış açınıza göre sizi mutlu edebilir, çünkü kadın başına beş erkek düşüyor. Ama yine de Türkiye'de kadın olduğunuza dua edin derim. Bu ülkede eşitsizlikten bahseder durursunuz, mahalle baskısından, inanç özgürlüğü olmadığından ve mecburiyetlerden yakınırsınız. Evet belki fiziksel olarak daha avantajlılar; kalçalarınız yusyuvarlak değil, gözlerinizi fara, rimele boğsanız bile onlarınki kadar parlak değil, belki teninizi onlara benzetmek için saatlerce solaryuma girip harap ediyorsunuz ama etrafınızda her şeye rağmen sizi olduğunuz gibi kabul etmiş, sahiplenmiş ve sevmiş, uğrunuza birbirleriyle savaşan erkekler var. Asıl en kötüsü Afrikalı kadınların yaşadıkları öyle bir acı var ki; anlamanız, hissetmeniz mümkün değil. (Gerçi, zaman zaman duygusuz dediğiniz erkekler olarak biz bile hissettik.) Oralarda Müslüman, Hıristiyan bakmıyorlar; kim olursan ol fark etmiyor. Kadınları sünnet ediyorlar, üstelik çok cimriler altın da takmıyorlar!

Mehmet Aslan

Kaynak : Cosmopolitan
Abone olmak için:
Tıklayın