Melekler Şehri

Atina’nın son zamanlarda hareketlenmeye başlayan bohem semti Gazi’deki evde, ünlü fotoğraf sanatçısı Harris Christopoulos yaşıyor.

Hazırlayan Rana Korgül // Fotoğraflar Ioanna Roufopoulou

Home Art

Tek kişilik bir yaşam alanı olarak kurgulanmış ev, sahibine aydınlık ve ferah bir yaşam vaat ediyor.

Ev sahibi Harris Christopoulos, yıllarca New York’ta moda fotoğrafçılığı yaptıktan sonra ülkesine geri dönerek Atina’ya yerleşmiş. Mesleğine burada devam ederken, modayla ilgili Next Top Model isimli bir televizyon programı da yapıyor. Seyahat etmeyi ve ekstrem sporları çok seven sanatçı, motokros şampiyonu ve Yunanistan’da paramotor ile ilk uçuşları gerçekleştiren kişi. Harris Christopoulos Gazi’deki bu eve 12 yıl önce taşınmış. Evin bulunduğu iki katlı binanın giriş katı stüdyo, üst katı loft tarzında bir yaşam alanı olarak planlanmış.

Yemek masası ve sandalyeleri çok eski olup Paris’teki
bir bit pazarından alınmış. Üzerindeki eşyalar,
objeler ev sahibinin favorisi olan birkaç özel parça…

Evin dikkat çeken köşesi siyahbeyaz fotoğrafın yerleştirildiği bölüm. Ünlü moda fotoğrafçısı Peter Lindbergh’e ait olan fotoğrafın önünden giriş katına iniliyor. Giriş katına inen merdivenlerin başındaki antika vitrin beyaza boyanıp pateine edilmiş. İçinde ev sahibinin kazanmış olduğu sayısız ödüllerden birkaçı yer alıyor.

“Beyazı çok seviyorum. Hayatıma huzur ve sükûnet getiriyor. Bu yüzden gerek evde, gerekse mobilyalarda beyazı tercih ettim.”

“Çok farklı şeyleri bir arada yaşayıp görmemi sağladığı için bu semti seviyorum. Yoksulu da var, zengini de. Kirli olduğu kadar temiz de. Gürültülü olduğu halde sessiz sakin de. Kısaca her şey var burada.”

Salonda oturma bölümünden yemek odasına geçişte, sağ duvarda büyük bir kitaplık organize edilmiş. Ünlü fotoğrafçıların kitapları, albümler, dergiler, seyahatlerden toplanmış objeler, cd’ler ve ev sahibinin çeşitli yarışlardan kazandığı ödüller burada yer alıyorlar. Oturma grubunun yer aldığı bölümün duvarına zeminden tavana, duvardan duvara büyük
bir ayna konmuş. Böylece bu bölüme genişlik kazandırılmış.

Ev sahibi satın alır almaz evin neredeyse tüm duvarlarını kırararak bambaşka bir alan yaratmış. Ciddi bir tadilattan geçen ev, bambaşka bir planla sahibinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak hale getirilmiş. 140 metrekare olan evde geniş bir salon, mutfak, yatak odasıyla yan yana kurgulanmış giyinme odası ve banyo bulunuyor. Evin dekorasyonunu ev sahibi ve yakın bir arkadaşı mimar Polina Sarri beraber gerçekleştirmiş. Evde sakin, sessiz, dingin bir atmosfer yaratılmış. Ev sahibi beyaz ve tonlarını özellikle tercih etmiş. Tüm evi ve eşyaları beyaza boyatarak evin içine süzülen gün ışığının tüm yaşam alanına yansımasını sağlamış.

Modern kılıflı tekerlekli koltuklar, küçük kilim, Coco halı ve aydınlatmalar, IKEA’dan. Ev sahibinin anneannesine ait olan büyük beyaz dolap, zamanında mutfakta kullanılıyormuş. Bu evde ise beyaza boyanıp patine edilerek kullanılıyor.

Yatak odasına giden koridor boyunca duvarlara Harris Christopoulos’un moda çekimlerinden fotoğraflar çerçevelenip asılmış. Yere duvar dibine ise çeşitli tablolar, çerçeveler yaslanmış. Sanat ve yaratıcılık evin çeşitli köşelerinden göz kırpıyor.

“Işık beni mutlu ediyor. Işığı her daim evimin içinde hissedebilmek için hiç perde kullanmadım.”

Mutfak evin genelinden biraz farklı düşünülmüş. Açık gri seçilen Neoset marka mutfak dolapları ferahlığı burada da farklı bir tonda sürdürüyor. Ahşap yemek masası bir antikacıdan alınmış. Salondaki yemek masası gibi renginde değişiklik yapılmamış. Siyah sandalyeler IKEA’dan. Horoz biblo, Monastiraki’de tasarım ürünler satan bir dükkândan alınmış.

Hatta özellikle evin hiçbir penceresinde perde kullanılmamış. Ev sahibinin gün ışığına olan tutkusu buradan da belli oluyor. Bu evdeki en önemli unsur ışık. Evin yüksek tavanları ferahlığı sağlayan bir başka etken. Zemindeki kalın parkelerin beyaza boyandığı da dikkat çekiyor. Harris Christopoulos’un antikaya meraklı olduğunu evi için seçtiği mobilyalardan anlamak mümkün. Zaman içinde Atina’daki çeşitli antikacılardan topladığı mobilya ve eşyaları aileden kalma bazı parçalarla beraber kullanıyor.

Bembeyaz bir eve hareket katmak bir hayli zor olsa da patine beyaz boyalı mobilyalar, antikalar ve koleksiyonlar sayesinde ev sahibi bunu kolaylıkla başarmış.

Düz ve sade hatlara sahip yatak Cocomat’tan seçilmiş. Yine beyaz patine boyanmış Art-deco komodin başucunda yer alıyor. Yatağın arkasındaki kapılardan giyinme odasına ulaşılıyor. Yatağın karşısındaki çekmeceli dolap ev sahibi tarafından yapılmış. Üzerinde televizyon yer alan dolabın arka duvarına küçük çerçevelerde 8 adet tişört asılmış. Soldaki sandalye Atina bit pazarından alınmış. Lambader IKEA’dan.

Ayrıca Paris bit pazarından alınmış birkaç eşya IKEA’nın modern tasarımlarıyla bu evde hayat buluyor. Ev sahibi antikaların çoğunun rengine müdahale etmekte tereddüt etmemiş. Beyaza boyanan eski eşyaların da dahil olmasıyla beyaz evin ana rengi olarak ortaya çıkıyor. Her evin bir ruhu, bir hikayesi vardır. İşte bu evde de çarpıcı, doğal ve beyaz bir stilin varlığı göze çarpıyor. Geçmişten gelen eşyalar, yaratıcı bir kimlikle, romantik bir etki yaratıyor. Gözalıcı aksesuarlar, sadelik içinde modernleşen klasiklerle beraber bu sanatçı evinde gün ışığa kavuşuyor.