Meleklerin dönüşü
90’lı yıllarda Amerikalı psikolog Doreen Virtue, adını pek de alışık olunmayan bir konuyla duyurdu. 20’den çok kitap yazan, Oprah Winfrey Show’un yanı sıra CNN dahil birçok televizyon kanalına konuşmacı olarak katılan Virtue, patentini aldığı “Angel Therapy” yani “Melek Terapisi” kavramını ortaya attı. Melek kartları ortalarda dolaşmaya başladı, melek oyuncakları, bibloları, melek desenli giysiler, aksesuarlar gırla gidiyordu. Virtue’nun kitabı birçok dünya dili ile birlikte Türkçe’ye de çevrildi. Bu akım kendi filmini de
yarattı; başrolünü Meg Ryan ile Nicholas Cage’in oynadığı 1998 yapımı “Melekler Şehri” bunlardan biriydi. Nicholas Cage’in meleği canlandırdığı film melekinsan aşkının Romeo ve Juliet’i sayılabilirdi... Şifa, sevgi, yaşam enerjisi, hastalıklar, ilişkiler ve hayatın diğer birçok alanındaki konularda, ilahi varlıklar olarak kabul edilen meleklere başvurarak yardım ve mesaj almayı içeren melek terapisini uygulayan terapistler her yerde çalışıyorlardı. 90’lardaki melek trendinin Türkiye’ye gelişi çok daha sonra oldu. Hatta 2010’un son aylarında adeta patlama yaptı. Halihazırda melek terapistleri hem ardı ardına kitaplar yazıyorlar hem de “şifa dağıtıyorlar”. Türkiye’yi bir nebze olsun bir yana bırakır ve dünyaya dönersek, dünyada da yeniden bir melek trendinin yükseldiğini görüyoruz. Ardı ardına konusu melekler ya da düşmüş melekler olan kitaplar ve filmler çekiliyor.
Aktüel
Meleklerin dönüşü
Vampirlerden meleklere
Popüler konuları gündeme getirmesiyle ünlü best seller yazarı Dan Brown 2001’de “Melekler ve Şeytanlar”ı piyasaya sürdü. Kitabın filme çekilip gösterime girmesi ise 2009’da oldu. Brown’ın bu girişimi büyük tufandan önceki bir uyarı gibiydi
Bu yılki Victoria’s Secret defilesinde her zamankinden daha fazla melek kanatları vardı.
Türkçe’ye “Kıyamet Melekleri” adıyla çevrilen, 2010’da vizyona giren aksiyon filmi “Legion” da yeryüzündeki kötülüğün sonunu getirmek için dünyaya gelip bir melek ordusu kuranların hikayesini anlatıyordu.
Meleklerin dönüşü
TÜRKİYE’DEKİ MELEK TERAPİSTLERİ
TUĞÇE IŞINSU
KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE KARŞILIK VERMEK GEREK
33 yaşındaki Tuğçe Işınsu, Işık Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı bitirdi. Şu anda Arabistan’da olan ünlü bir melek terapistinden dersler aldı. Işınsu’nun içinde melek enerjilerini de anlattığı “Biz Tatlı Cadılar” adlı bir kitabı da var. “Okan Bayülgen’e çok çıkmak istiyordum, ona enerji gönderdim. Bir gün babamla oturup onu izlerken medya arkasında bir baktım benim ‘Biz Tatlı Cadılar’ kitabımı konu etmiş. Sonra çıktım Okan Bayülgen’in programına. Bir müşterim beni arabadayken aradı, kötü durumdaydı, ‘tarot bak’ dedi. Rüzgarlı bir yaz günüydü, meleklerden yardım istedim, arkada geçmiş tarihli bir gazete vardı, rüzgarla önüme açıldı ve başlıkta ‘aldatmaz’ yazıyordu, müşterime ‘eşin seni aldatmıyor’ diyebildim... İnsanlar melek enerjisini çekmek isterlerse iyilik yapsınlar. Melek görebiliyor musun diye soruyorlar, anak evliya kategorisindeki insanlar bunu yapabilir. Sayılarla, tüylerle mesaj gönderebiliyorlar.”
Meleklerin dönüşü
BEKİ ERİKLİ
“KÜÇÜKKEN HEPİMİZ MESAJLAŞIYORDUK”
41 yaşındaki Beki Erikli, Robert Kolej’in ardından Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra Procter and Gamble’da üst düzey yönetici olarak çalışmış. Ancak bir gün kendi deyimiyle o zaman 2.5 yaşında olan oğlunun “manevi” tokadıyla karşılaşıp işi bırakmaya karar vermiş. Önce yaşam koçluğu eğitimi almış daha sonra da Doreen Virtue’nun Hawaii’deki workshop’ına katılarak melek terapisti olmuş. Erikli aynı zamanda “Meleklerle Yaşamak” adlı kitabın yazarı. “Doreen Virtue’nun meleklerle ilgili kitabı ‘tesadüfen’ elime geçtiğinde başta hiç inanmayıp dalga geçmeme rağmen inanılmaz şeyler oldu. Şu anda en çok sevdiğim şey insanlara melekleri ile iletişim kurmayı ve onlardan yardım istemeyi öğretmek. Kuran’da da söz edildiği gibi, meleklere inanmak bütün dinlerde var. Melek zaten Allah’ın mesaj vereni; bizim yaptığımız şey o mesaj vermeyi hatırlamak, çünkü küçükken hepimiz bunu yapıyorduk ama sonra unuttuk. Bir soru sorduğunuzda, ‘Allah’ım ne olur bana bu konuda bir yol göster, meleklerim bana yardım edin’ dediğinizde mesela o anda gözünüz pat diye gazetedeki bir manşete takılabilir ve ‘harekete geç’ diye bir şey okuyabilirsiniz. Almanız gereken mesaj gelmiştir. Melekler bize aslında dört farklı şekilde mesaj veriyorlar. Radyoda birinin söylediği bir şey olabilir, içinizde bir his olabilir. Biz 3.5 saatlik bir eğitimle bu algılamaları açmayı öğretiyoruz.”
Meleklerin dönüşü
ŞEBNEM ÖZKAN
39 yaşındaki Şebnem Özkan, İ. Ü. İngilizce İktisat Fakültesi mezunu. Devlet konserv tuvarı müzik bölümünü bitiren Özkan, İtalya’da müzik okumuş; daha sonra ABD’de psikoloji master’ı yaparken birçok bütüncül terapi dersi almış. Yaşam koçu olan Özkan’ın renklerinmesaji.com adlı bir sitesi var ve meleklerle ilgili yazdığı, içinde kendi tasarladığı kartları da olan “Baş Melek Renkleri” isimli bir kitabı da yayınlanmak üzere. “Evrendeki enerjileri biliyoruz, bizler nasıl belli formda varlıklarsak melekler de belli frekanslarda varlıklar... Sezgilerimiz, duru algılarımız geliştikçe onları daha hisseder hale geliyoruz. Melekleri sahte benliksiz, dinler-üstü, cinsiyetsiz, her istediğimizde ve her konuda bize yardımcı olmaya çalışan, sevgi dolu ve yapıcı enerjiler olarak tanımlayabiliriz. Ve en önemlisi de kendimizi tanımamız, “kendimizi bilmemiz” için bize yardımcı oluyorlar. Meleklerle çalışırken bazen onları bizden üstün, ulaşmamız çok zor enerjiler olarak görebiliyoruz ama onlar, bizden daha değerli ve /veya yetenekli olmadıklarını her fırsatta belirtiyorlar.”
Meleklerin dönüşü
Rafları da işgal ettiler, şovları da
Tursonni’nin kitabının film haklarını Sony aldı ama daha bu kitabın rüzgarı geçmeden yeni bir gençlik melek kitabı Lauren Kate imzalı “Fallen”ın piyasaya çıkması gecikmedi. Disney de derhal kitabın film haklarını aldı. Roman, onların uğruna yüzyıllardır savaşan, gözden düşmüş melekler olduğunu bilmeden iki karizmatik adam arasında kalan bir kızın hikayesini anlatıyor. Türkçe’ye “Kıyamet Melekleri”
adıyla çevrilen ve 2010’da vizyona giren aksiyon filmi “Legion” da yeryüzündeki kötülüğün sonunu getirmek için dünyaya gelip bir melek ordusu kuranların hikayesini anlatıyordu. Melekler, pazardaki vampir ve kurtadam hikayelerinin fazlaca bollaşmasıyla genç-yetişkin
romanlarda yeni trend olarak belirlendi. Duruma ünlü vampir yazarları da karışmış durumda. Başrolünü Brad Pitt, Tom Cruise ve Antonio Banderas’ın da oynadığı ünlü Vampirle Görüşme filminin uyarlandığı kitabın yazarı Anne Rice da vampirleri terk edip meleklere göz kırpmış durumda. Ana kahramanı yüce meleklerden biri tarafından tutulan bir kiralık katil olan kitabının lansmanını yapmaya hazırlanan
Rice’a göre melekler edebiyat dünyasının yeni vampirleri. Kitap raflarında da sık sık melek kitapları görüyoruz, Mekanik Melek, Kara Melekler, Melek Sihir Kulübü, Melekler Sözlüğü, çocuk kitabı Sussano Tamaro imzalı Tobia ve Melek, Meleklerle Yaşamak, İlahi Karşılaşmalar; Melekler Vizyonlar Elçiler bunlardan yalnızca birkaçı... Victoria’s Secret’ın bu yılki iç çamaşırı defilesinde her zamankinden çok daha fazla melek kanadı kullanması ve şov sırasında meleklerle ilgili şarkıların söylenmesi, meleklerin yükselişinin
bir başka göstergesi...
Meleklerin dönüşü
“KUR’AN’DA ‘YERLERİN VE GÖKLERİN ORDULARI’ DİYE BİR TABİR VARDIR”
Gerçekten meleklerle iletişim kurulabilir mi?
Ülkemizin, geleneksel İslam düşüncesi formatlı anlayıştan çıkıp, metafizik referansları olmayan, daha seküler yapıya dönüşümü sürecinde, bu süreci yaşayan diğer ülkelerde olduğu gibi ortalıkta bazı “new age” diyebileceğimiz, ana kaynaktan farklı, ikinci ve üçüncü derecedeki spiritüel ilgi alanları öne çıktı. Ülkemizde yerli kaynaklı manevi akımların kendilerini ifadesinin önündeki yasal engellerden dolayı boşluktan istifade ederek, yurt dışından mistik akımlar, metafizik cemaatler, 10-15 yıl gecikmeyle ülkemize gelmeye başladı. İngilizce “channeling” yani “kanal olma” ya da “Angelology” (Melekbilim) denen meleklerle irtibat kurarak, insanlara şifa ve haberler verdiği iddiasındaki akımlar da bunların arasındaydı. Batı kütüphanelerinde bu konuda yüzlerce eserin kaleme alındığını görürsünüz. Bu bağlantıları kurduğunu iddia eden insanlara giden de binlerce insan vardır.
Meleklerin dönüşü
“Meleklere inanmayan kişi Müslüman olamaz”
İyilik, şifa için iletişim kurduklarını söyleyenler de var... Meleklerle irtibat iddiasında olan, şifacılık yapan, insanlara faydalı olan kişiler de var elbette. Teozofi Grubu, Madam Blavatsky’ler gibi. Hepsinin de, irtibat kurdukları varlık, hangi düzeyde ise o varlıktan aldıkları bilgi oranında şifa verdikleri de görülmüştür. Beyaz ya da kara büyü gibi birçok irtibat alanları vardır... Bu toprakların orijinal maneviyat akımı İslam’ın ezoterik yönü iki taraftan darbe yedi. Militan seküler siyasetçiler ve resmi din anlayışı iddiasında, özellikle diyanet tarafından temsil edilen İslam anlayışındakiler tarafından. İslam’ın bu yönleri pozitive edildiği için, o boşluğu da bu tür kişi ve gruplar doldurmaya çalıştı. Bunları vakayı tasvir anlamında söylüyorum. Yasaklansın demiyorum.
Meleklerin dönüşü
İslam dini açısından meleklerin yeri konusunda ve onlarla irtibat kurup kurulamayacağı meselesinde ne düşünüyorsunuz?
İslam dininde “meleklerle inanmak” iman esaslarındaki altı maddeden biridir. Meleklere inanmayan bir kişi Müslüman olamaz. Ama pozitivist Müslümanlar birçok şeyi, öyle rasyonalize ettiler ki... Melekleri mikroplarla, bakterilerle filan izah eden gülünç yaklaşımlar var. Kur’an’da “yerlerin ve göklerin orduları”diye geçen bir tabir var... “Siz görmezseniz dahi yerler ve gökler Allah’ın askerleri, yardımcılarıyla doludur” deniyor. Kimdir bunlar, nasıl varlıklardır? Meleklerin nurani varlıklar olduğunu, nefs gibi maddi özelliklere sahip olmadıklarından dolayı, salt ibadetle, Allah’ın önünde eğilmekle meşgul olduklarını, cüzzi iradeleri olmadığı için mutlak itaatte varlıklar olduğunu görüyoruz. Kur’an’da dört başmeleğin adı geçer. Bu meleklerin alt katmanlarında da görevli melekler vardır. Cebrail’i Hazreti Muhammed’e vahiy getiren melek olarak biliyoruz. Çok değişik suretlere girebilen bir varlık, daha çok İhye isimli bir sahabenin suretine girerek geliyor. Mekke’de ve Medine’de hiç tanınmamış bir Bedevi şeklinde peygambere görünebiliyor. Gittikten sonra peygamber yanındakilere “bu kimdi biliyor musunuz” diye soruyor, onlar da “tanımıyoruz” diyorlar. “Gelen Cebrail’di” diyor. Tasavvufun kurucu figürlerinin, Muhiyddin Arabi’nin, Mevlana’nın, Cüneydi Bağdadi’nin, daha yüzlerce figürün “melekiyat” ya da “melekbilim” konusunda önemli rol oynadıklarını, bazılarının şahsi olarak meleklerle görüştüğünü, ruhani miraçlarında onlardan bilgi aldıklarını görmekteyiz.
Meleklerin dönüşü
“İçimden bir ses geldi deriz ya”
Bir de görevli melekler var değil mi?
Müvekkel melek diye bir tabir var. Yani görevli melek, bu melekler insanın yanında ve kişiye özel yaratılmış varlıklar. Biri sağında, biri solunda. O insan ne yapıyorsa kaydediyor. Kötü şeyleri zihninden geçirdiği sürece kaydetmiyor ama eyleme dökerse yazıyor. İyi düşünceleri yapmasa ble, kalbinden geçirmesi bile artı hanesine yazılıyor. Bu görevliler sadece katip değiller. Bu aslında “içimden bir ses geldi”, “sağ kulağıma birisi bir şey fısıldadı” denen şey de aynı zamanda. Hassas olan insanların bu tür sesleri veya kokuları
hissedebildiğini biliyoruz. En ileri derecesi, görmeyi de gerçekleştirenler var.
Meleklerin dönüşü
Meleklerin dönüşü
Meleklerin dönüşü
Ulvi Melekler, Sufli Melekler
Kişi gerçekten kiminle irtibat kurduğunu bilebilir mi?
Görünmez alemi iyi bilmediğimiz için orada “demonlar”,“elementler”, “musefler”, düşmüş melekler, Mikailller, Cebrailler hepsi çorba şu an. Birisi diyelim, muzip bir varlıkla irtibat kuruyor o da kendini Cebrail olarak tanıtıyor, Neyin patronajı altında olacağı çok önemli. Tasavvuf geleneğinde bunlara “minör arkana” konuları denir. Her zaman “minör arkana” konuları “majör arkana” yani hikmet ilimlerinin tahtı tasarrufu altında olmak zorundadır. Hazreti Mevlana da, İbnül Arabi de, Yunus Emre de, Hacı Bektaşi Veli gibi yüceler, bu ilimlerin uzmanı kişiler üst bir şemsiye altında bu ilimleri tatbik ediyorlar. Havas ilimlerinde, “falanca saate falanca tütsüyü yakarak, şu duaları ve isimleri çekmek suretiyle, şu şu duaya 40 gün devam edersen şu melek sana zuhur eder” gibi konular vardır. Senin şu işlerin görülür, o meleği ya da üç harfli varlığı kendine bağlayabilirsin gibi bazı formüller de vardır. Ama bunları da İslam maneviyatı tenkit eder ve der ki; ciddi bir irtibat ağı içerisinde bulunmadan bu konularla ilgilenirse, sonra o konular onu problematik hale getirir. İslam Tasavvufu yüksek ahlak tesisi üzerine çalışmalar yapar. İnisiyatik çalışmalarda mertebe mertebe ilerlenirken, ileri mertebeye ermiş kişilerde bu tür, meleklerle irtibat gibi konular eşantiyon olarak verilir. Çünkü tassavvufun ana konusu kendini tanımak ve Rabbi tanımaktır.
Meleklerin dönüşü
Meleklerin dönüşü




