LIFESTYLE
Mutfaksız evler!
Modern hayatın koşturmacasına, "yanlızlık ve üşengeçlik" de eklenince yeni bir yaşam trendi doğdu!
GÜNCELLEME TARİHİ: 8 Haziran 2010
Yeni Aktüel dergisinin derlediği habere göre, İngiltere, ABD ve
Avrupa'nın birçok yerinde yayılan "mutfaksız
yaşam" trendi artık ülkemizde de görülüyor.
Yemek yapmaya zaman bulamayan veya
yemek yapmaktan hoşlanmayanlar,
mutfaktan çıkmak yerine, mutfağı evlerinden çıkarıyor.
Mutfakçık diyebileceğimiz "kitchenette" adı verilen
mutfaklar da bu modanın ilk öncüleri.
Nohut oda bakla sofa bir evim var; tam tamına 50 metre kare. Neredeyse 30 yıllık bir daire burası. Küçüklüğüne rağmen
kullanışlı hâle getirmek için epey elden geçmesi gerekmişti. Tel dolap ve evyeden ibaret olan mutfağı sil baştan
yenilerken, koridora açılan duvarını da yıktırmıştım. Şimdi küçücük evimin
ferah bir mutfağı var. Duvarla birlikte kapı da ortadan kalktığı için pişen her yemeğin kokusu evin tamamını
sarıyor. Tam da bu nedenle seviyorum mutfağımı, evimin yaşadığını hissettiriyor bana. Evin kalbi diye tanımlanan mutfağın
hayatımızdaki önemi malûm. Günümüzde televizyon ve oturma grupları
mutfak ekipmanları arasında sayılıyor. Hatta iki oda bir salon yerine "iki oda bir
mutfak" diyebileceğimiz açık
mutfaklı
geniş evler rağbet görüyor. Mutfağın işlevini ve tarihini anlatmak için ateşin bulunduğu çağa dönmeyeceğim ama artık bambaşka bir çağda yaşıyoruz ve
ihtiyaçlar değişiyor.
Geniş
mutfak isteyenler gibi evinde neredeyse hiç
mutfak istemeyenler de var. Konut firmalarının çalışan çiftler ya da yalnız yaşayanlar için projelendirdiği stüdyo daireler bu
ihtiyacı karşılıyor. ABD, İngiltere ve
Avrupa'nın birçok yerinde ise tamamen mutfaksız evler bulunuyor. New York'ta genellikle yalnız yaşayanların tercih ettiği "flat" denen stüdyo dairelerle "loft" diye tabir edilen
geniş
yaşam alanları bunlara en iyi örnek. Eski fabrika, depo itfaiye binası gibi endüstriyel yapıların elden geçirilip
yaşam alanına dönüştürülmesine "loft" adı veriliyor. "Loft"lar tamamen açık planlı ve büyük bir kısmında
mutfak bulunmuyor. Bir kısmında ise dolapların içine saklanarak gözlerden uzaklaştırılmış. Flat tipi daireleri ise nispeten düşük gelirli çalışanlar veya öğrenciler tercih ediyor. Küçük bir
banyo ile
yaşam ve uyuma alanlarının bulunduğu bu evlerin de mutfaksız olanları bulunuyor. Londra'da loft ve flat tipi dairelerin yanı sıra "bölünmüş binalar" la da karşılaşıyoruz. 18. yüzyılın sonları ile 20. yüzyıl başlarında inşa edilen, bizim, köşk, saray ya da malikâne diye adlandırdığımız 10 küsur odalı evler zaman içinde sahip değiştirince bölünüp küçük dairelere ayrılmış. Şimdi öğrencilere, yalnız yaşayanlara ya da küçük ailelere ev sahipliği yapıyorlar. Tabii mutfaksız olarak.
Nejat Yavaşoğulları "Mutfaksız ev olmaz" diyor.
"Mutfaksız hayat olmaz"
Almanya'da 20. yüzyılın başlarında Frankfurter tarzı denen
sosyal konutlar yapıldığını biliyoruz. Mutfağa sadece dört metrekare alan ayrılan evler bunlar. İki kişinin aynı anda hareket etmesine olanak tanımayan bu tarzın amacı kadının evin dışına çıkıp çalışmaya yönlendirilmesi olarak açıklanıyor. Tayland'da ise evlerin hiç mutfağı yok. Çünkü ülkenin geleneğinde evler mutfaksız, hatta evde tüp bulundurmak bile yasaklanmış. Tayland'da tüm yeme içme faaliyetleri ev dışında hallediliyor. Mutfaksız ev furyasından Fransa bile nasibini almış; "mutfağı" ile ünlü ülkede emlakçılar bu tür evlere olan talebin arttığını söylüyorlar. Türkiye'deyse
özellikle
İstanbul'daki residance'larda "kitchenette" adı verilen minik
mutfaklarla sık karşılaşılıyor artık. Bu
mutfaklar oturma odasının bir köşesinde bazen başka bir odaya açılan kapı görünümünde, bazen de kitaplığın devamı gibi duruyor. Kapakları açtığınız da ise karşınıza küçük bir evye, birkaç bardak, su ısıtıcısı ve mini bir buzdolabı çıkıyor. Dekoratörler mini
mutfakları gözlerden uzaklaştırmak için birbirinden şık tasarımlar yaparken mimarların
mutfaklarda yaşanan değişime bakışı ise biraz
farklı . Örneğin müzisyen mimar Nejat Yavaşoğulları tamamen mutfaksız ev olamayacağı
görüşünde. "
Mutfak yoksa muhakkak onun yerini dolduracak bir şey vardır. Tamamen mutfaksız
hayat olmaz. Buzdolabı, bardak, fincan, onları yıkamak için bir evye… Ağır
yemek pişirmeyebilirsiniz, koca koca davlumbazlarınız olmaz ama küçük bir
mutfak düzeni kurulabilir.
Mutfak bir evin en karakteristik
özelliğidir, bekâr da olsanız icap ettiği vakit bir şeyler pişirirsiniz.
Mutfak günümüzde çok abartılı hâle geldi. 7–8 bin
liradan başlayıp 100 bin
liraya kadar ulaşan
fiyatlarla
mutfak yaptırıyor insanlar. Eskiden böyle değildi, şimdi
mutfaklar güzelleşti, standartları yükseldi ama abartıldı. Belli bir noktadan sonrası gereksiz, içinde çalışanı da yoran
mutfaklar onlar. Ev dediğiniz, yatacak yer, oturacak yer, besleneceğiniz yerlerin bütünüdür" diyor.
Home Art dergisinin Kasım sayısı için hazırlanan "Stüdyo Daireler" dosyasında fotoğraflanan bu evin mutfağı Kitchenette tarzına iyi bir örnek. Ev sahibesi oturma odasının köşesindeki küçücük bir alanı dekoratif kapılar ardına saklayarak hem mutfak ihtiyacını çözmüş hem de gözlerden uzaklaştırmış.
Aile birliğinin ocağın tütmesiyle ilişkilendirildiği
Türkiye 'de –henüzmutfaksız evler inşa edilmese de bu alanı
hayatından çıkaranlara rastlamak mümkün. Hatta birkaçını yakından tanıyorum. Fotoğrafçı
arkadaşım Nalan mutfaksız yaşayanlardan. Karanlık oda olarak
kullandığı
mutfak onun için artık sadece çalışma alanı. Ünlü söz yazarı Aysel Gürel'le veya yakınları ile yapılan söyleşilerden de, hatırımızda
mutfak
kullanmadığı kalmış. Aysel Gürel uzun yıllar mutfağını
kullanmamış, daha doğrusu
yemek pişirmek için
kullanmamış.
Mutfak dolaplarının kapakları şarkı sözleri için not defteri görevi üstlenmiş.
Gümüşsuyu Cheya Residences
Mutfağı
hayatınızdan çıkarmak isteyince o alanı başka türlü
kullanabiliyorsunuz. Ama Amerikan
mutfak dediğimiz açık
mutfaklar için yapılabilecek fazla bir şey yok. Şık bir residance'ın stüdyo dairesinde ikamet eden Metin Bekar açık mutfağından rahatsız: "Mutfağı bulunmayan bir evde oturmayı tercih ederdim. Mutfağı hiç
kullanmıyorum, evyeyi bile!" diyor. Metin Bekar ile dışarıda
yemek yerken
konuşuyoruz: "Üşengeç bir adamım,
yemek pişirmeyi becerebilirim elbette, ama tercih etmiyorum. Çünkü mesele yemeği yapmakla bitmiyor, alışverişi var,
hazırlığı var, bulaşığı var ve tüm bunlar zaman alıyor. Dışarıda
yemek çok daha
pratik bir şey. Benim buzdolabımın dışı içinden daha kalabalık mesela: İçinde sadece
içecekler dururken dışında birçok restoranın magneti duruyor. Akşam 7'de işten çıkıp o yorgunlukla evde
yemekle uğraşmak istemiyorum. Kendime kalan kısıtlı zamanı başka türlü
değerlendirmeliyim. Mesele karın
doyurmaksa bunun birçok yolu var, dışarı çıkabilirim,
internetten dilediğimi sipariş verebilirim" diye anlatıyor.
Mutfak dolaplarında sadece birkaç bardak bulunan Bekar'a göre
mutfak ekipmanları da gereksiz.
"Bir tuşla istediğim siparişi veriyorum" Yemek pişirmek kadının geleneksel bir faaliyeti olduğu için mutfağı
hayatından çıkaranların büyük çoğunluğu erkekler. 28 yaşındaki broker Yavuz da mutfaksız yaşayanlardan. Açık
mutfaklı stüdyo dairesini dekore ederken
mutfak ekipmanlarına yer ayırmamış. Bir köşeye yerleştirdiği minik buzdolabı ve onun üzerindeki su ısıtıcısı ile tüm
ihtiyaçlarını karşılıyor. "
Yemek çok keyifli ama neden
hazırlama ya da pişirme sürecine dahil olayım ki! Bir telefonla veya birkaç tuşa basarak istediğim siparişi veriyorum" diyor.
Zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tasarlanan mini mutfaklar sürgü ya da stor kapakları kapatıldığında dekoratif bir dolap izlenimi veriyor. Ülkemizde yalnız yaşayanlar, öğrenciler ve
gençlerin tercih ettiği mutfaksız
yaşamı dünyada ailece sürdürenler var ve sayıları da hızla artıyor. Ünlü televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, geçen hafta bir
yemek
programı ile ilgili yazısında Londra'daki mutfaksız evlerden bahsediyordu. Ailesinin bir kısmı Londra'da yaşayan Yüksel Aytuğ gözlemlerini "İngiltere'de
özellikle Londra'da yeme içme alışkanlıkları
Avrupa'dan çok
farklı. İnsanlar evlerinde
mutfak olsa bile dışarıda yeme eğilimindeler. Londra'da birçok mutfaksız daire gördüm. Buralarda yaşayanlar genellikle yoğun çalışan insanlar. Günümüz koşullarında zaman çok kıymetli ve kimse
taze fasulye ayıklayarak vakit kaybetmek istemiyor. Oturduğu yerden birkaç tuşa basıp
internet üzerinden dilediği yemeği sipariş eden insanlar işlerine daha fazla zaman ayırabiliyor" diye aktarıyor. Yalnız yaşadığı ve mesai saati belirsiz zaman dilimlerinde çalıştığı halde mutfağından vazgeçmeyenler de var tabii. 29 yaşındaki Ekin'e "Yalnız yaşıyorsun,
yemek pişirdiğini de biliyorum ama belki çevrende mutfaksız yaşayan
arkadaşların vardır" diyerek haberime
destek arıyorum. Ekin "Mutfağı olmayan ev olur mu? Zaten benim
yemek pişirmeyen insanlarla işim olmaz. Yemeğin
hazırlığı ve pişirme süreci çok keyifli. Ardından kendi kurduğun sofrada yapılan muhabbetler var ki hiçbir şeye değişmem. Böyle bir zevk başka nerede var?" diyor. Kısacası mutfağın varlığı
yaşam tarzı ve alışkanlıklarla ilintili olduğu için
hayatımızda önemli bir yer tutuyor. Bu yerin ev sınırları dışına çıkması ise şimdilik pek mümkün görünmüyor... "Mutfaksız ev sadece bir lüks!"
Merve Yöneyman / Mimar
"Günümüzde, tüm dünyada,
özellikle büyük şehirlerde
yaşam şekli eskisine göre bir hayli
farklı.
Yaşam alanları minimum ve maksimum uçlarda seyrediyor. Büyük malikâneler daha da büyük ve gösterişli, küçük evler ve daireler ise neredeyse otel odası kadar oldu. Birkaç senedir tüm dünyada bu konuda birçok araştırma yapılıyor, insanların sorunsuz bir
hayat için
ihtiyaçları olan metrekareler ve
yaşam bölümleri ülkeden ülkeye, kültürden kültüre fark etse de herkesin buluştuğu birtakım ortak noktalar var. Mesela, metropollerde artık mimari yatay değil, dikey olarak gelişiyor.
İstanbul'da yaşayan biri olarak, 'residence
yaşamı' konseptiyle iç içe olmamak imkânsız. Günümüzde
hızlı
yaşam temposu sebebiyle insanlar kendine vakit ayıramıyor. Artık evlerde küvet bile çok fazla yok, çünkü
kullanılamıyor, öyle bir zamanımız yok. Kendimize ayırabildiğimiz vakitleri, şahsi uğraşılarımızla
değerlendiriyoruz.
Hayat akışı böyleyken, tam teşekküllü
mutfaklara da
ihtiyaç duyulmuyor.
Özellikle bekâr kişilerin
yaşamı, sabah kettle'da ısıtılan suyla kahve yapmaktan ve akşamları buzdolabından çıkardığı bir biradan çok da öteye gitmiyor. Çünkü sıcacık yemeğiniz kapınıza bir telefon ve hatta telefonda
konuşmak istemezseniz web'den bir tık'la geliyor.
Mutfaklar bu yüzden artık kitchenette şeklinde, otel odası mutfağı yani. Aslında
mutfak tamamen
kullanıcıya göre şekillenmeli. Ben, tost makinem, kettle'ım ve bulaşık makinem olduğu sürece herhangi bir sıkıntı çekmem ve bunların hiçbiri evde ayrı bir
mutfak olmasını gerektirmiyor. Mutfaksız ev,
yemek yapmayı sevenler için kâbus gibi görünse de dışarıdan
yemek söylemeye veya dışarıda
yemek yemeye alışık insanlar için sadece bir lüks. Jakuzi gibi...
Yeni Aktüel
Sinem Barkın
Nohut oda bakla sofa bir evim var; tam tamına 50 metre kare. Neredeyse 30 yıllık bir daire burası. Küçüklüğüne rağmen
Nejat Yavaşoğulları "Mutfaksız ev olmaz" diyor."Mutfaksız hayat olmaz"
Almanya'da 20. yüzyılın başlarında Frankfurter tarzı denen
Home Art dergisinin Kasım sayısı için hazırlanan "Stüdyo Daireler" dosyasında fotoğraflanan bu evin mutfağı Kitchenette tarzına iyi bir örnek. Ev sahibesi oturma odasının köşesindeki küçücük bir alanı dekoratif kapılar ardına saklayarak hem mutfak ihtiyacını çözmüş hem de gözlerden uzaklaştırmış.Aile birliğinin ocağın tütmesiyle ilişkilendirildiği
Gümüşsuyu Cheya ResidencesMutfağı
"Bir tuşla istediğim siparişi veriyorum" Yemek pişirmek kadının geleneksel bir faaliyeti olduğu için mutfağı
Zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tasarlanan mini mutfaklar sürgü ya da stor kapakları kapatıldığında dekoratif bir dolap izlenimi veriyor. Ülkemizde yalnız yaşayanlar, öğrenciler ve
Merve Yöneyman / Mimar"Günümüzde, tüm dünyada,
Yeni Aktüel
Sinem Barkın




