Mutlaka izlemeniz gereken 25 belgesel

Gleason (2016)

Belgesel, eski profesyonel futbolcu Steve Gleason'ın ALS teşhisi konduktan sonra doğmamış oğlu için eşi, arkadaşları ve ailesinin ALS hastalığı ilerledikçe para toplamak için çalıştıklarını anlatan bir video günlüğü hazırlamasını konu ediyor. Film Amerika'daki sağlık sistemin de ışık tutuyor.

Paris is Burning (1990)

Jenny Livingston, New York'un 1980'lerin yeraltı balo salonu sahnesine kamerasını sokuyor ve bize toplumsal cinsiyet konusunda bir öğreti niteliğindeki bu belgeseli çekiyor.

Best Worst Thing That Ever Could Have Happened (2016)

Lonny Price'ın hayalleri, bestecinin sıkı işbirlikçisi Hal Prince tarafından yönetilen yepyeni Stephen Sondheim müzikalinde başrollerden birine geldiğinde gerçekleşti. Price ve oyuncu kadrosu üyeleri (gelecekteki Seinfeld yıldızı Jason Alexander dahil Broadway çıkışlarını yapan birçok genç aktör) George Furth tarafından yazılan oyun Merrily We Roll Along'u 1981'de açtıklarında, şöhrete ulaşmayı beklediler. Ancak şov, Sondheim'ın hayranları ve şovun oyuncuları için büyük bir hayal kırıklığı oldu.

The Fog of War: Eleven Lessons From the Life of Robert S. McNamara (2003)

100 Yılın İtirafları, eski Amerikan Savunma Bakanı Robert S.Mc Namara hakkında hazırlanan bir belgesel. Üniversite yıllarındaki eğitim sürecinden, İkinci Dünya Savaşı dönemine kadarki süreci mercek altına alınıyor. Aynı zamanda Dünya Bankası Başkanlığı, Vietnam Savaşı gibi dönemlerden de bahsediyor. Amerikan yakın tarihine de bir açıdan ışık tutan bir belgesel.

Amy (2015)

2011 yılının Temmuz ayında henüz 27 yaşındayken hayata veda eden, müzik alanında yüzyılın gördüğü en önemli yeteneklerden kabul edilen Amy Winehouse'un hayatını beyazperdeye yansıtan film, ünlü müzisyenin kendi anlatımı eşliğinde, daha önce görülmemiş arşiv görüntülerini izleyiciye sunuyor.

Life, Animated (2016)

Oscar adayı olan bu film, 3 yaşında otizm teşhisi konduktan sonra neredeyse sessiz bir varlık haline gelen Owen Suskind'i konu alıyor. Suskind ve karısı, oğullarının anlamlı bir hayata sahip olma umudunu kaybetme eşiğindeyken Walt Disney'e tutunuyor.

O. J.: Made in America (2016)

OJ Simpson'ın yaşamı ve mirası hakkındaki beş bölümlü, yedi saatlik belgesel futbol yıldızının yükselişini ve düşüşünü ve ülkeyi 90'larda parçalayan cinayet duruşmasını inceliyor. Bu belgesel, yalnızca Nicole Brown Simpson ve Ron Goldman'ın cinayetlerine ve sonraki duruşmaya odaklanmak yerine Simpson destanını daha geniş bir içeriğe yerleştiriyor. Seri, eleştirmenler tarafından Amerika tarihinde ırkçılığı konu alan en kapsamlı belgesel olarak tanımlanıyor.

13th (2016)

Film yapımcısı Ava DuVernay, ABD cezaevi sisteminin kurumsallaşmış ırkçılık ve eşitsizliğin bir aracı olarak nasıl işlerlik kazandığını derinlemesine analiz ediyor. Belgesel, ABD'de kölelik ve hapishane sistemi arasındaki tarihi ve sosyal ilişkileri derin bir şekilde inceliyor.

Sound and Fury (2000)

Oscar adayı olan bu film, üç nesil boyunca geniş ailelerinde sağır ve işitme üyeleri olan Artinyalıları takip ediyor. Belgesel, Peter (sağır olan) ve Chris (işiten) kardeşlerin ikisi de sağır çocuk sahibi olduklarında ve onlara koklear implant vermeyi düşündüklerinde, aileleri içindeki tartışmayı konu alıyor.

Central Park Five (2013)

1989 yılında gerçekleşen bir olay sonrasında Harlem'de yaşayan beş siyahi ve latin vatandaş Central Park'ta beyaz bir kadını gasp ettikleri suçlamasıyla tutuklanır. Ciddi boyutlarda yaralanan kadın olayın nasıl gerçekleştiğini tam anlamıyla hatırlayamamaktadır. Gençler polis tarafından yapılan baskıyla yanlış ifade ve itiraflarda bulunurlar ve 6 ila 13 yıl arasında hapise mahkum edilirler. 2002 yılında ortaya çıkan bir adam, bu suçu kendisinin işlediği itirafında bulunur. DNA testleri sonucunda suçu işleyenin bu adam olduğu anlaşılır. Böylece suçsuz gençler 13 yılın ardından adaletsizliğin gerçek kurbanları olduklarını kanıtlarlar.

I Am Not Your Negro (2016)

Raoul Peck'in Oscar adayı belgeselinin kısmen film, kısmen bir biyografi özelliği taşıyor. Yapım, Hollywood'un verdiği görüntülerle birlikte Medgar Evers, Malcolm X ve Martin Luther King, Jr.'ın yaşamlarına ve ölümlerine bakarak Amerikan kimliğinin hikayesini anlatıyor.

The Thin Blue Line (1998)

Teksas'da bir cinayet işlenir. Polis görgü tanıkları ve elindeki kanıtlar ışığında davayı çözmüş görünmektedir. Ancak gerçekler, biraz daha derinde yatmaktadır. Errol Morris'in çekildiği dönemde olay yaratan ve idamla yargılanan bir adamı kurtaran belgeseli İnce Mavi Çizgi, belgesel tarihinin en önemli filmlerinden biri. Gerçeğin hiçbir zaman göründüğü gibi olmadığını anlatan film hem bir suç filmi gerilimi kuruyor hem de mahkeme atmosferinde olayın bütün taraflarına söz hakkı veriyor.

Pina (2011)

Wim Wenders bu belgeselde, prodüksiyonunun ilk günlerinde beklenmedik bir şekilde ölen uluslararası tanınmış bir dansçı ve koreograf arkadaşı Pina Bausch'un hareketli bir portresini sunuyor. 3D olarak çekilen Pina, gördüğünüz herhangi bir dans performansından oldukça farklı.

Capturing the Friedmans (2003)

1980'lerin sonunda Friedmanlar, öğretmen baba Arnold Friedman, anne ve ev hanımı olan Elaine Friedman ve üç yetişkin oğulları David Friedman, Seth Friedman ve Jesse Friedman, tipik bir orta sınıf Amerikan ailesidir. Bir gün Arnold'ın çocuk pornosu işinin içinde olduğu anlaşılıp, suçlanmasıyla işler karışır.

The Work (2017)

Kötü şöhretli Folsom Hapishanesi'nin sınırları içinde, maksimum güvenliğe atanan dört hükümlünün rehabilitasyonlarının bir parçası olarak hizmet eden üç günlük yoğun bir grup terapi seansı için toplanmasını ve mahkumların iletişimine odaklanıyor.

Dear Zachary: A Letter to a Son About His Father (2008)

Yıllar önce Andrew Bagby, kız arkadaşı Shirley Jane Turner tarafından öldürüldü. Turner cinayetin ardından Bagby'nin çocuğuna hamile olduğunu açıkladı. Bu durum, Turner ve Bagby'nin ebeveynleri arasında çalkantılı bir velayet savaşı başlattı. Dear Zachary: A Letter to a Son About His Father bu olayı odağına alan şaşırtıcı ve yürek parçalayan gerçek bir suç belgeseli.

Harlan County, ABD (1976)

Belgesel, Kentucky'nin güneydoğusunda Eastover Coal Company'de çalışan kömür madencilerinin hayat mücadelesine odaklanıyor. Amerikan kömür madenciliği endüstrisinin karmaşık doğasını ve aynı zamanda madenciler (ve eşleri) ile Eastover destekçileri ve kabukları arasındaki şiddetli çatışmaları gösteriyor.

Kurt Cobain : Montage of Heck (2015)

Brett Morgen'ın hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği belgesel, efsane müzisyen Kurt Cobain'in kariyerinin ilk dönemlerini konu alıyor. Müzisyenin Aberdeen günlerine odaklanan yapım, kendisinin Nirvana grubunun temellerini atışını ve zaman içerisinde girdiği psikolojik hüsranı da gözler önüne seriyor. Cobain'in çocukluk dönemleri ve eşi Courtney Love ile yaşamlarından özel görüntülerinin yer aldığı belgesel Kurt Cabain'in ailesinin desteğiyle hazırlandı.

Honeyland (2019)

Antik arıcılığı uygulayan son Makedonlardan biri olan Hatidže Muratova'nın hayatına ve Balkan Dağları'na doğru bir yolculuğa Honeyland'le çıkabilirsiniz.

Three Identical Strangers (2018)
Ayrı aileler tarafından büyütülen üçüzlerin hikayesini konu alan belgesel sadece yaşamın kendisi tarafından yaratılabilecek şaşırtıcı koşullarını gözler önüne seriyor.

The Overnighters

Kuzey Dakota'daki petrol bölgesinde çalışan insanlar hak ettikleri maaşları alabilmenin mücadelesini verir. Kalacak yer bile bulamazlar ve umutsuzca hayallerinin peşinden koşarlar. The Overnighter bu mücadeleye tanıklık ediyor.

Man on Wire (2012)

24'üncü yaş gününden bir hafta önce, 1974'te, ip cambazı Philippe Petit, Dünya Ticaret Merkezi kuleleri arasında bir tel üzerinde yürürken New York sakinlerini şaşırttı. Kendini havada 1000 fitin üzerinde dengeleyen Petit, NYPD tarafından tutuklanmasından 45 dakika önce gökdelenler arasında sekiz geçiş yaptı.

Koyaanisqatsi (1982)

Godfrey Reggio'nın Koyaanisqatsi isimli yapımı, kuşkusuz bir belgeselden çok deneysel bir film. Başlığını "dengesiz yaşam" anlamına gelen Hopi kelimesinden alan Reggio'nun filmi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şehirlerin manzaralarını yavaş hareketli ve hızlandırılmış görüntülerini bir araya getiriyor.

Jiro Dreams of Sushi (2011)

Bu belgesel, 85 yaşındaki suşi şefi Jiro Ono'yu konu alıyor. Restoranında 10 sandalye var, bir tabak 300 dolar ediyor ve bu restoran Tokyo'da efsane. Kariyeri boyunca onu yönlendiren bir tutku olan mutfağını mükemmelleştirmeye devam ederken Ono'ya odaklanıyoruz.

The Act Of Killing (2012)

1965 ve 1966 arasında, Endonezya'da komünizm karşıtı bir tasfiye gerçekleşti. Tarihçiler toplam 400 bin ila 3 milyon kurbanın bu tasfiye ya da katliam sırasında öldürüldüğünü tahmin ediyor. Yarım yüzyıl sonra, yönetmen Joshua Oppenheimer Christine Cynn ve anonim bir Endonezya film yapımcısı ile birlikte katillerle tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolan karanlık gerçekleri su yüzüne çıkartıyor.