LIFESTYLE
Profesyonellere gurbet yolu gözüktü...
Türk işadamlarının yatırım sınırları genişledikçe, Türkler için yurtdışında istihdam olanakları artıyor. Sudan’dan Dubai’ye, Nijerya’dan Rusya’ya kadar pek çok ülkede üst ve orta kademe yöneticilerle mühendislere çok iş var
GÜNCELLEME TARİHİ: 29 Mart 2010
►Tekstil ve mobilya taşınıyor
Yurtdışı pazarlarda yürüttükleri iş birliği çalışmalarıyla dikkat çeken Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) özellikle Afrika ülkelerine yoğunlaşmış durumda. Afrikalı politikacı, bürokrat ve işadamlarını Türkiye'ye getiren ve karşılıklı iş turları düzenleyen TUSKON Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, yürüttükleri trafiğin işe yaradığını belirtiyor. Meral, son yıllarda iç piyasada özellikle tekstil ve mobilya sektörlerinin zorlandığı ve fabrikaların kapandığına işaret ederek şunları söylüyor: "Tekstil şirketleri özellikle iplik, kumaş ve apre gibi yatırımlarını Afrika ülkelerine taşıyor. Bangladeş, Mısır, Sudan, Etiyopya gibi ülkelerde fabrikalar kuruyorlar. Türkiye'den üst ve orta düzey yöneticileri oraya götürüyorlar ancak birkaç usta dışında işçi götürmüyorlar. Bu önümüzdeki yıllarda devam edecek."
►25 pozisyon için çalışan götürüyor
Yurtdışındaki büyük fabrikalarıyla adından söz ettiren Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan da, yurtdışında önemli bir expat hareketi yarattıklarını belirtiyor. Rusya, Kazakistan, Moldova ve Gürcistan gibi ülkelerde çok sayıda yatırımı bulunan Anadolu Grubu, Türkiye'den bu ülkelere ciddi bir eleman transferi gerçekleştiriyor. Özilhan, genel müdür, mali işler müdürü gibi farklı 25 pozisyon için çalışanlar götürdüklerini ifade ediyor.
►"Yüzlerce Türk yetenek aranıyor"
Dört kıtadaki 60 ülkede faaliyet gösteren Monster'a Türkiyeli ve Türkçe bilen yeteneklerin arandığı yüzlerce yurtdışı ilan geliyor. Şirketin Pazarlama Direktörü Seden Gürcü, taleplerin her geçen gün arttığını belirtiyor. Gürcü, bu ilanların www.monster. com.tr sitesinde 'yurt dışında iş fırsatları" başlıklı Facebook sayfasından takip edilebileceğini söylüyor. Gürcü; "Yeni açılan bu grup şu anda dokuz bin üyeye sahip. Yeni mezunlar için müşteri destek ve müşteri hizmetleri pozisyonları daha fazla. Deneyimli adaylar içinse iş analisti, iş geliştirme, müşteri yönetimi, IT, satın alma, finans, pazarlama, satış gibi pozisyonlarda arayış söz konusu" diyor.
►Yurt dışı projeler için kimler uygun?
İşe kendine aitmiş gibi yaklaşan, sorumluluk sahibi, zaman planlaması yapabilenler, İletişim becerileri yüksek, kişisel gelişime açık, kolay uyum sağlayanlar, Daha önce yurtdışında bulunmuş, deneyimi olanlar, Beyaz yakalılar için şirket içi girişimcilik özellikleri olan, yabancı dil bilen, farklı kültürlere uyum sağlayabilen kişiler isteniyor.
►Fransa modeli gerekiyor
Yatırımcıların en büyük sıkıntısı, bu ülkelere götürecekleri elemanları organize eden devlet destekli ve profesyonel çalışan bir ajansın olmaması. Fransa'nın bu konuda çok iyi bir örnek olduğunu belirten yatırımcılar; "Kalifiye olmayan elemanların yurtdışına götürülmesini organize edecek bir kurum olması gerekiyor. Ekip şefleri, yurt dışı tecrübeleri olan elemanlarımız bu pozisyonlarda götürülecek kişileri seçiyor."
İş gücü ihracatı, 1960'lı yıllarda, şimdi "Almancı" dediğimiz gurbetçileri uğurlamakla başladı. Bugün Almanya'da üçüncü jenerasyon iş hayatına katılmış durumda. 80'lerde yine böyle bir kitlesel iş gücü hareketi, inşaat şirketleriyle birlikte Libya'ya yönelik yaşanmışsa da bu, pek çokları için iyi bir deneyim olmadı. Gerek trendler gerek siyasi nedenler gerekse ekonomik zorlamalar nedeniyle her türlü kesimden Türk çalışan yurtdışında şansını deniyor.
Enerji, sağlık, inşaat sektörleri başı çekiyor
Türk şirketlerinin yurtdışındaki yatırımlarına baktığımız zaman özellikle enerji, inşaat, sağlık, turizm, gıda gibi sektörlerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. 10 yıl öncesinde Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'ndeki yatırımlar ağırlıktayken şimdi ibre, Körfez ve Afrika ülkelerine doğru kaymaya başladı. Özellikle kara kıtanın her noktasında yapılan anlaşmalar, Türk şirketlerine bilmedikleri bu denizde yeni ufuklar açıyor.
Örneğin önümüzdeki dönemde Türk şirketleri, Gine ve Kongo hükümetleriyle hastaneler yapmak üzere anlaşmalar imzaladı. Siyasi engellerle inşaatlar ağır aksak devam ediyor. Gine'nin en büyük hastanesini yine bir Türk şirketi yapıyor ve çok sayıda eleman götürmeye hazırlanıyor.
Aynı şekilde Kongo'yla yapılan anlaşma tam 146 hastaneyi kapsayan dev bir projeyi içeriyor. Creative Mimarlık ile Tekyol İnşaat şirketlerinin ortaklığında yapılacak hastane binaları için de yıllara bölünmüş olarak yüzlerce işçi taşınacak. Bunun yanında Sudan, Nijerya gibi ülkelerde tekstil ve inşaat yatırımları sürüyor. Ancak uzmanlar şöyle uyarıyor: "Afrika'ya işçi olarak gitmek kolay bir iş değil. Zor şartlar altında çalışıldığı için sağlıklı bünye gerekiyor."
Öte yandan Dünya Bankası'yla anlaşmalı olarak Çin'in gelişmemiş bölgelerinde yine hastane projeleri için Türk şirketleri harekete geçmiş durumda. Çin hükümetinin bu bölgelere el atmak istemediğini belirten bir Türk yatırımcı, Dünya Bankası destekli bu projelerde yer alacaklarını söylüyor.
Bir başka büyük fırsat da, Birleşik Arap Emirlikleri'nin kalbi olan Abu Dabi'de. İsmini açıklamak istemeyen bir yatırımcı özellikle Dubai gibi inşaat yatırımlarının ve çalışanların yoğun olduğu emirliklerde işçilerin hayatının çok zor şartlarda sürdüğünü ve Abu Dabi hükümetinin bu çalışanların konut sorunlarına çare bulmak amacıyla düğmeye bastığını anlatıyor. İşte bu hareket yedi emirlikte devasa bir konut projesi tasarlanmasına neden olmuş. Resmi idare, bölgede çalışanların aileleriyle yaşayabilecekleri ucuz konutlar yapmaya hazırlanıyor. Yatırımcıya göre Türkiye'den en az 30 şirket bu projenin içinde yer almaya çalışıyor ve şansları çok yüksek.
Yasemin Salih
www.isteinsan.com.tr
Yurtdışı pazarlarda yürüttükleri iş birliği çalışmalarıyla dikkat çeken Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) özellikle Afrika ülkelerine yoğunlaşmış durumda. Afrikalı politikacı, bürokrat ve işadamlarını Türkiye'ye getiren ve karşılıklı iş turları düzenleyen TUSKON Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, yürüttükleri trafiğin işe yaradığını belirtiyor. Meral, son yıllarda iç piyasada özellikle tekstil ve mobilya sektörlerinin zorlandığı ve fabrikaların kapandığına işaret ederek şunları söylüyor: "Tekstil şirketleri özellikle iplik, kumaş ve apre gibi yatırımlarını Afrika ülkelerine taşıyor. Bangladeş, Mısır, Sudan, Etiyopya gibi ülkelerde fabrikalar kuruyorlar. Türkiye'den üst ve orta düzey yöneticileri oraya götürüyorlar ancak birkaç usta dışında işçi götürmüyorlar. Bu önümüzdeki yıllarda devam edecek."
►25 pozisyon için çalışan götürüyor
Yurtdışındaki büyük fabrikalarıyla adından söz ettiren Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan da, yurtdışında önemli bir expat hareketi yarattıklarını belirtiyor. Rusya, Kazakistan, Moldova ve Gürcistan gibi ülkelerde çok sayıda yatırımı bulunan Anadolu Grubu, Türkiye'den bu ülkelere ciddi bir eleman transferi gerçekleştiriyor. Özilhan, genel müdür, mali işler müdürü gibi farklı 25 pozisyon için çalışanlar götürdüklerini ifade ediyor.
►"Yüzlerce Türk yetenek aranıyor"
Dört kıtadaki 60 ülkede faaliyet gösteren Monster'a Türkiyeli ve Türkçe bilen yeteneklerin arandığı yüzlerce yurtdışı ilan geliyor. Şirketin Pazarlama Direktörü Seden Gürcü, taleplerin her geçen gün arttığını belirtiyor. Gürcü, bu ilanların www.monster. com.tr sitesinde 'yurt dışında iş fırsatları" başlıklı Facebook sayfasından takip edilebileceğini söylüyor. Gürcü; "Yeni açılan bu grup şu anda dokuz bin üyeye sahip. Yeni mezunlar için müşteri destek ve müşteri hizmetleri pozisyonları daha fazla. Deneyimli adaylar içinse iş analisti, iş geliştirme, müşteri yönetimi, IT, satın alma, finans, pazarlama, satış gibi pozisyonlarda arayış söz konusu" diyor.
►Yurt dışı projeler için kimler uygun?
İşe kendine aitmiş gibi yaklaşan, sorumluluk sahibi, zaman planlaması yapabilenler, İletişim becerileri yüksek, kişisel gelişime açık, kolay uyum sağlayanlar, Daha önce yurtdışında bulunmuş, deneyimi olanlar, Beyaz yakalılar için şirket içi girişimcilik özellikleri olan, yabancı dil bilen, farklı kültürlere uyum sağlayabilen kişiler isteniyor.
►Fransa modeli gerekiyor
Yatırımcıların en büyük sıkıntısı, bu ülkelere götürecekleri elemanları organize eden devlet destekli ve profesyonel çalışan bir ajansın olmaması. Fransa'nın bu konuda çok iyi bir örnek olduğunu belirten yatırımcılar; "Kalifiye olmayan elemanların yurtdışına götürülmesini organize edecek bir kurum olması gerekiyor. Ekip şefleri, yurt dışı tecrübeleri olan elemanlarımız bu pozisyonlarda götürülecek kişileri seçiyor."
İş gücü ihracatı, 1960'lı yıllarda, şimdi "Almancı" dediğimiz gurbetçileri uğurlamakla başladı. Bugün Almanya'da üçüncü jenerasyon iş hayatına katılmış durumda. 80'lerde yine böyle bir kitlesel iş gücü hareketi, inşaat şirketleriyle birlikte Libya'ya yönelik yaşanmışsa da bu, pek çokları için iyi bir deneyim olmadı. Gerek trendler gerek siyasi nedenler gerekse ekonomik zorlamalar nedeniyle her türlü kesimden Türk çalışan yurtdışında şansını deniyor.
Enerji, sağlık, inşaat sektörleri başı çekiyor
Türk şirketlerinin yurtdışındaki yatırımlarına baktığımız zaman özellikle enerji, inşaat, sağlık, turizm, gıda gibi sektörlerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. 10 yıl öncesinde Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'ndeki yatırımlar ağırlıktayken şimdi ibre, Körfez ve Afrika ülkelerine doğru kaymaya başladı. Özellikle kara kıtanın her noktasında yapılan anlaşmalar, Türk şirketlerine bilmedikleri bu denizde yeni ufuklar açıyor.
Örneğin önümüzdeki dönemde Türk şirketleri, Gine ve Kongo hükümetleriyle hastaneler yapmak üzere anlaşmalar imzaladı. Siyasi engellerle inşaatlar ağır aksak devam ediyor. Gine'nin en büyük hastanesini yine bir Türk şirketi yapıyor ve çok sayıda eleman götürmeye hazırlanıyor.
Aynı şekilde Kongo'yla yapılan anlaşma tam 146 hastaneyi kapsayan dev bir projeyi içeriyor. Creative Mimarlık ile Tekyol İnşaat şirketlerinin ortaklığında yapılacak hastane binaları için de yıllara bölünmüş olarak yüzlerce işçi taşınacak. Bunun yanında Sudan, Nijerya gibi ülkelerde tekstil ve inşaat yatırımları sürüyor. Ancak uzmanlar şöyle uyarıyor: "Afrika'ya işçi olarak gitmek kolay bir iş değil. Zor şartlar altında çalışıldığı için sağlıklı bünye gerekiyor."
Öte yandan Dünya Bankası'yla anlaşmalı olarak Çin'in gelişmemiş bölgelerinde yine hastane projeleri için Türk şirketleri harekete geçmiş durumda. Çin hükümetinin bu bölgelere el atmak istemediğini belirten bir Türk yatırımcı, Dünya Bankası destekli bu projelerde yer alacaklarını söylüyor.
Bir başka büyük fırsat da, Birleşik Arap Emirlikleri'nin kalbi olan Abu Dabi'de. İsmini açıklamak istemeyen bir yatırımcı özellikle Dubai gibi inşaat yatırımlarının ve çalışanların yoğun olduğu emirliklerde işçilerin hayatının çok zor şartlarda sürdüğünü ve Abu Dabi hükümetinin bu çalışanların konut sorunlarına çare bulmak amacıyla düğmeye bastığını anlatıyor. İşte bu hareket yedi emirlikte devasa bir konut projesi tasarlanmasına neden olmuş. Resmi idare, bölgede çalışanların aileleriyle yaşayabilecekleri ucuz konutlar yapmaya hazırlanıyor. Yatırımcıya göre Türkiye'den en az 30 şirket bu projenin içinde yer almaya çalışıyor ve şansları çok yüksek.
Yasemin Salih
www.isteinsan.com.tr




