Sanat umut verir
İstanbul sanat haritasına geçtiğimiz yıl eklenen yükselişteki sanat adresi Ferda Art Platform’un kurucusu Ferda Dedeoğlu ile dijital ortama taşıdığı platformu, sanatın ve modayla ilişkisinin geleceği üzerine.
GÜNCELLEME TARİHİ: 8 Mayıs 2020
Sizi tanıyabilir miyiz?
Asıl mesleğim mimarlık ama sanat her zaman en büyük tutkumdu. O nedenle bir sanat alanı oluşturmaya karar verdim. Böylece yıllardır hayalini kurduğum Ferda Art Platform 2019'un Mart ayında ortaya çıktı. İlk sergimizi Haziran ayında açtık, ardından Contemporary İstanbul'a katıldık ve şimdi yeni galeri mekanımızda projelerimizi geliştirmeye devam ediyoruz.
Nasıl bir fark yaratmayı hedefliyorsunuz?
Ferda Art Platform bir galeri olarak değil, sanat dallarının birleştiği bir platform olarak var olmayı hedefliyor. Salt sanat sergileme amacıyla değil, bu mekanı daha disiplinlerarası bir ortaklık içinde var etmeyi amaçlıyoruz.
En son kimleri ağırladınız?
Koronovirüs sebebiyle evlere kapanmadan hemen önce Güler Güçlü'yü Neden böyle oldu? sergisiyle Main Hall'da, Deniz İkizler'i ise Plastik Düşler ile Project Space'de ağırladık. Güçlü'nün eserleri insanın kendisini ve içinde bulunduğu çevreyle olan iletişimini sorguluyor. İkizler'in sergisi ise bir yerleştirme; bütün bir alanı kendi çocukluğundan taşıdığı evinin salonuna dönüştürdü.
Bu dönemde siz nasıl bir çalışma sistemine geçtiniz?
Sanat iyileştirir ve umut verir. Bu sebeple çalışmalarımıza hiç ara vermeden her şeyi dijitale taşıdık. Sosyal medya, e-mail ve haftalık sanatçı tanıtımlarımızla sanatseverlerle iletişimimizi canlı tutuyoruz. Bu süreçte yeni bir söyleşi dizisi başlatmaya karar verdik. Her hafta mercek altına aldığımız sanatçıların pratiklerini, ele aldıkları meseleleri ve iç dünyalarını izleyicilerimize daha dinamik bir şekilde sunmayı umuyoruz. Teknolojinin olanaklarından faydalanarak, iki sanatçımızın yanı sıra daha önce eserlerine yer verdiğimiz sanatçıların eserlerine kapsamlı erişim sağlıyoruz. Bu tür sanal turların, müze ve galeri gezilerinin, söyleşilerin, canlı yayınların insanların psikolojisine iyi geldiğine inanıyorum.
Yurtdışında birçok galeri moda markaları ve tasarımcılarla işbirliği yapıyor. Sizin böyle hayalleriniz var mı?
Eğer doğru marka ile doğru proje olursa çok heyecan verici olur. Henüz planlarımızda böyle bir şey yok ama hayat normale döndüğünde neden olmasın.
Sanatçı seçimine nasıl karar veriyorsunuz?
Sanatçılarla ortak verilen bir karar ve süreç bu. Hem onlar beni hem ben onları seçiyorum. Eğer çalışma şekillerimiz, anlayışlarımız ve bakış açılarımız ortaksa beraber çalışabiliyoruz.
Türkiye'deki sanat piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'deki sanat piyasası da süratli bir şekilde değişkenlik gösteriyor. Fakat ben bu sürati verimli ve itici bir güç olarak görüyorum. Türkiye'de alan yaratılması gereken çok fazla sanatçı var, o nedenle çok umutluyum. Bizim de amacımız yeni alanlar yaratarak, farklı ve geniş kitleleri sanatla buluşturmak.
Yeni dünya düzeninde sanatın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Pandemi bize birçok şeyi nasıl yaptığımızı yeniden değerlendirmemiz gerektiğini öğretti. Elbette bu değişimler sanata da yansıyacak. Daha sürdürülebilir projeler, daha uzun soluklu çalışmalar yapılacak bundan sonra. Herkesin sanata, insan üretimine daha değerli bir gözle bakmasını umuyorum. Konu sanat olunca çok derin değişimler beklemiyoruz. Sanatta her zaman birebir deneyim ön planda olacaktır. Fakat sanata online ortamda daha kolay ulaşılması; ülkenin başka şehirlerine, bütün dünyaya ulaşmak demek. İlgi uyandırmak için daha geniş bir kitle var önümüzde. Bundan böyle online ortamda da bulunmaya devam edeceğiz.




