Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Zeynep Yosun Akverdi/Cosmopolitan
Bir zamanlar dünyayı titreten imparator ve kralların ihtişamını taşıyan kentlerde alışverişe çıkmaya ne dersiniz? Ama uyarmadı demeyin: Sakın Osmanlı, Roma, Habsburg imparatorlukları ve Siyam Krallığı’nın ışıltısına, tacın ve tahtın sarhoşluğuna kapılıp bütçenizi aşmayın.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
ROMA
Politik, kültürel ve ruhani bir merkez olarak sadece İtalya’nın değil, tüm dünya tarihinde eşsiz bir yeri olan Roma, binlerce yıllık görkemli kültürel mirasıyla turizmin en ağır toplarından. Sinemaya, edebiyata, şarkılara yüzlerce kez konu olması da bundan. Evet, Roma İmparatorluğu’nun, Etrüsklerin antik ayak izlerini takip edebileceğiniz yollar, su kemerleri, tapınaklar, imparatorluk meskenleri ve kiliseler göz kamaştırıyor ama sadece arkeoloji ve tarih sevenlerin gözdesi değil Roma; yemek kültürünü seven, seyahatlerinde iyi bir şarap tatmayı, gece hayatını solumayı ve alışveriş yapmayı ihmal etmeyenlerin de akınına uğruyor.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Keşfe İspanyol Merdivenleri’nden başlayın. Piazza di Spanga’daki merdivenleri bir İtalyan tasarlamış, Fransızlar inşa etmiş ancak ismini İspanyollardan almış. Bu bilmeceye çok da takılmadan her yıl kente gelen milyonlarca gezgin gibi merdivenlere oturup Roma’yı soluyun. Hazır buraya gelmişken Keats, Goethe ve Lizst gibi yazar, şair ve bestecilerin müdavimi olduğu 18’inci yüzyıldan kalma Caffe Greco’ya uğrayıp bir fincan espresso için. Fellini’nin Tatlı Hayat filminde Anita Ekberg’in ikonik pozları kadar akıllara kazınan Trevi Çeşmesi’ni ziyaret etmek bir klasik; dilek tutup omzun üstünden çeşmeye bozuk para atmak da.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Kentteki en görkemli yapı gladyatör dövüşlerine sahne olmuş antik Colosseum. Vatikan; Roma’nın kalbine sığınmış bir ülke olmaktan öte, Hristiyanlığın merkezi, Papa’nın evi. Vatikan’daki müzelerse Michelangelo’dan Raphael’e kadar birçok sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Alışveriş Rotası
Roma, en az Milano kadar moda ve alışverişin merkezi. Kıyafetten mobilyaya, şaraptan çikolataya, porselenden seramiğe, kumaştan deriye kadar İtalyan işçiliğinin en güzel örneklerini bulabilirsiniz. Sergio Rossi, Dolce&Gabbana, Missoni, Versace, Gucci gibi elit İtalyan markalarının mağazaları Piazza di Spanga ve çevresinde toplanmış.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
İspanyol Merdivenleri’nin hemen aşağısında uzanan Via Condotti caddesinde sıralanan Bulgari, Cartier, Armani, Valentino vitrinlerinden gözlerinizi alamayacaksınız. Merdivenlerin yukarısındaki Via Sistina Caddesi’nden Piazza Barberini’ye doğru yürürseniz karşınıza şık ve tarz sahibi küçük butikler çıkacak. Kentin otantik ve bohem yüzünü yansıtan Trastevere mahallesinin dar ara sokaklarındaki restoranlar ve küçük butikler akıl çeliveriyor. İtalyan derisinden ayakkabı ve çantalar için istikamet otel ve kafelerin sıralandığı lüks alışveriş bölgesi Via Vittorio Veneto. Antika meraklıları kendilerini Via Borgognona’ya atabilir. Vatikan’ın dışında, Via Cola Di Rienzo kalabalık bir cadde ama aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
VİYANA
Viyana denince gözünüzün önüne sadece ünlü opera binasından yayılan tınılar, şık kıyafetleriyle Viyana’nın sembollerinden Hotel Sacher’de bir dilim Sacher torte (kayısı marmelatlı çikolatalı pasta) yiyen eski toprak Avusturyalılar geliyorsa dönüp yeniden bakın. Viyana son 10 yılda çok değişti. Yeni açılan kulüpler, galeriler, restoranlar kente gençlik aşıladı. Cumartesileri ücretsiz girebileceğiniz MAK, kentin yükselen çağdaş sanat müzesi. Klasikleri tercih edenlerin yolu mutlaka Kunsthistorisches Museum’la kesişmeli. Raphael’den Tiziano’ya kadar birçok ustanın eserinin yer aldığı müzenin binası da görülmeye değer.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Schönbrunn Sarayı, Paris’teki ünlü Versailles’la yarışır bize göre. Ama başta Habsburg olmak üzere Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tüm hanedanlarına ev sahipliği yapan, Fransız Kraliçesi Marie Antoinette’in de doğduğu Hofburg İmparatorluk Sarayı’nın ağırlığı bir başka.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Zaten kentin kalbi Hofburg İmparatorluk Sarayı’na yürüme mesafesindeki Stephansplatz meydanında atıyor. Meydana ismini veren St. Stephan Katedrali en az saray kadar görülmeye değer.
Alışveriş Rotası
Viyana, şık caddeleri ve trafiğe kapalı alanlarıyla alışveriş yapmaya gelen ziyaretçileri tavlamak amacıyla kurulmuş bir karnaval yerini anımsatıyor. Stephansplatz meydanına açılan Kärntner Caddesi ve meydana yürüme mesafesindeki Kohlmarkt arasında yer alan cadde ve ara sokaklar, alışveriş için çok fazla alternatif barındırıyor. Pek çok dünyaca ünlü lüks butik, bu caddelerdeki birbirinden zarif eski binayı şık mağazaya çevirmiş. Galerilerin, vintage giysi ve aksesuarların satıldığı butiklerin ve rahat kafelerin olduğu Freihausviertel ise daha bohem arayışlar peşinde olanlara hitap ediyor.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Naschmarkt, egzotik meyvelerden envai çeşit baharata kadar her türlü yiyeceği bulabileceğiniz bir pazar; etrafında ise kaliteli ve hesaplı restoranlar sıralanmış. Meydana açılan bir diğer cadde Graben’deki Julius Meinl am Graben, lezzet tutkunları için gerçek bir mabet. 1862’den beri hizmet veriyor.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
BANGKOK
Bangkok biraz İstanbul gibi: Tezatlar kenti. Çok katlı lüks rezidanslar, alışveriş merkezleri ve otellerin sıralandığı, lüks arabaların doldurduğu geniş caddelerin birkaç mahalle gerisinde, seyyar yemek satıcılarının tezgâhlarından yükselen duman içinde koşuşturan çıplak ayaklı çocuklar ve yaşlıların makruk (satranç) oynadığı mütevazı sokaklarda hayat devam ediyor. Klimalı, siyah camlı lüks araçlarından mücevher mağazaları önünde inen turistlerin yanından sırt çantalarıyla geldikleri Bangkok’ta gecesine sadece birkaç dolar verdikleri guesthouse’da kalıp bir aydır avarelik yapan gezginler geçiyor. Burada herkese, her renge karşılık gelen bir şey var. Ancak ne kadar farklı olsalar da hepsinin yolu önce Grand Palace’a çıkıyor. 1782’den 1946 yılına kadar kralın resmi rezidansı olarak kullanılan saray, bu köklü kültürün tüm ihtişamını gözler önüne seriyor. Saraya komşu olan Wat Phra Kaew ve geleneksel Tai masajının doğum yeri olarak kabul edilen Wat Pho tapınaklarındaki Zümrüt Buda ve Uzanan Buda heykelleri, görenlerin hafızasına kazınıyor. Kente can veren Chao Phraya nehrinde teknelerle çıkılan turlar, yorgun düşen bedeni dinledirmek için yaptırılan eşsiz masajlar, bir tuk tuk’a (üç tekerlekli bisiklet taksi) atlayarak hızlı gece hayatına doğru atılan adımlar, Bangkok’u anlamanız için mutlaka yapmanız gerekenler arasında.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Alışveriş Rotası
Eski adıyla Siyam, yeni adıyla Tayland Krallığı’na adım atan her ziyaretçinin aklının bir köşesinde alışveriş olmasına şaşmamalı. Tayland uygun fiyatları ve eşsiz el işçiliğiyle ünlü. Ünlü Tai ipeği, deri kıyafet ve aksesuarlar, gümüş ve altın takılar, değerli ve yarı değerli taşlar, mücevherler, inciler, mobilya ve antikalar, akla gelebilecek her türlü hediyelikler her yıl Bangkok’a gelenlerin çantalarına doluşup dünyanın dört bir yanına savruluyor. Siam Square’deki küçük butiklerden Emporium Alışveriş Merkezi’ndeki lüks mağazalara kadar her yerde karşınıza çıkacak Tai tasarımcılara mutlaka yakından bakın. Zira, moda dünyasında sesleri giderek daha çok duyuluyor.Bugün adını hiç duymadığınız ama kalitesiyle parmak ısırtan bir isim, yarının parmakla gösterilen tasarımcılarından olabilir.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Bu arada Bangkok’ta uluslararası markaların ürünlerini uygun fiyata alma şansınız olduğunu da hatırlatalım. Tayland’a gelen turistlerin büyük çoğunluğu antika avına çıkıyor. Geleneksel Tai sanatına ait resimler, heykeller, ülkenin köklü tarihinin tanıkları olarak antikacılarda sizi bekliyor. Sabah erken saatte kurulan Maharaj Pazarı, Silom civarında gece açılan tezgâhlar, dünyanın en geniş sabit pazarlarından Chatuchak, hippilerin takıldığı Khao San sokağı otantik Bangkok kareleri için doğru adresler.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
İSTANBUL
Binlerce yıl boyunca İstanbul, Doğu’ya açılan bir kapı, fatihlerin ve kralların arzu nesnesi oldu. İmparatorluklar, saltanatlar birbiri ardına bu toprak parçasını yeri doldurulmaz bir noktaya taşıdı. Bugün kent, karizmasından pek de bir şey yitirmedi. Her yıl ister dünyanın dört bir yanından, ister Anadolu’nun uzak köşelerinden olsun İstanbul’a akın eden kalabalıklar, kendi fetihlerini gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyor. Yunan ve Roma kalıntılarının, Bizans katedrallerinin Osmanlı mimarisiyle dans ettiği İstanbul, çekiciliğini yitirmeyen Boğaz’ı, alışveriş ve eğlence merkezleriyle hâlâ en çok arzu edilen kentlerden biri., İmparatorlukların ağırlığını hissettirdiği Sultanahmet Meydanı, kentin iki önemli sembolü Sultanahmet Camii ve Ayasofya’nın her gün atıştığı dev bir arena sanki. Güneşin doğmasıyla meydana ve hemen ardında Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yarımadaya doluşan turist kalabalıkları, kentlilerin sıradan koşuşturmasına kaynıyor anında.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Yine yürüme mesafesindeki İstanbul Arkeoloji Müzeleri yerleşkesi, türünün dünya çapında en iyilerinden. Aynı zamanda koşuşturmacadan anında soyutlanabileceğiniz sakin bahçesiyle bir vaha. Haliç’in öte tarafındaki Galata Kulesi, nazlı ve utangaç. Ama bir kez gözünüze takıldı mı güzelliğine kapılıp yeniden görmek istiyorsunuz. Kuledibi ve Karaköy ardı ardına açılan sanat galerileri, yenilenen binları, özgün butik oteller ve restoranlarıyla son birkaç yılda büyük bir atılım yaptı. Bu atılımda 2004 yılında açılan İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin payı büyük. Müze daimi koleksiyonuyla olduğu kadar geçici sergileri, restoran ve kafesiyle hem kentlilerin hem de turistlerin hayatına giriverdi kısa zamanda. Bünyesindeki birinci sınıf restoran MüzedeChanga ve açtığı uzun soluklu sansasyonel sergilerle aynı başarıyı gösteren bir diğer müze ise Emirgan’daki Sakıp Sabancı Müzesi.
Tahtın ve tacın pırıltısı altında alışveriş
Sakın İstanbul’a gelip, müzelere kapanıp Boğaz turu yapmayı, Taksim’de gece hayatına akmayı, vapura atlayıp Kadıköy semtini ya da güzel Adalar’ı gezmeyi unutmayın ama!
Alışveriş Rotası
Sultanahmet semti, tarihi zenginliği kadar halı, mücevher ve diğer el sanatları mağazaları, küçük ama lüks butikleri, antikacıları ve tabii ki Kapalı Çarşı’ya yakınlığıyla turistlerin ilk durağı. Gösterişli Nişantaşı, sadece dünya markalarına ev sahipliği yaptığı için değil, ara sokaklarına kadar sızan moda anlayışı nedeniyle gözde bir semt. Kanyon, İstinye Park ve Trump Tower gibi alışveriş merkezleri ise her şeyi bir arada arayanların tercihi.




