Taşların etkisinde
Sim Atlı için tasarlamak; zamansızlığı ve hikayeyi formlara doğru şekilde aktarabilmek demek. Sim and Roz markasının kurucusu kreatif yolculuğunu anlattı.
GÜNCELLEME TARİHİ: 13 Ağustos 2020
Bade Çakar
Sim and Roz'u nasıl tanımlarsın?
Markamız henüz genç ama ruhu zamansız. Sim and Roz, etik çalışmayı ana ilkesi yapan, evrenin hikayesini kalbiyle hissedip anlatan, her zaman gözün gördüğünden daha fazlası olduğuna ve mucizelere inanan bir marka.
Marka nasıl ortaya çıktı?
Mücevher tasarımına annem sayesinde başladım. Ben altı, yedi yaşlarındayken gümüş aksesuarlar tasarlıyordu. Evimizdeki çalışma odasında, tezgahında saatlerce oturup tasarım yapardı. Sonra ben üniversitedeyken altın ve pırlanta ile çalışmaya başladı. El işine ve üretmeye tutkusu olan bir kadın. Onun mücevher aşkı bana sıçradı ve bu tutkuyu profesyonel bir markaya dönüştürme kararı aldım.
Mücevher tasarlamanın senin için en etkileyici yanı nedir?
Kendini ifade edebilme hissi, mücevherimi takan kişinin onda kendinden bir parça bulabileceği fikri ve tasarımlarımın kalıcı olma ihtimali beni çok etkiliyor.

Tasarımlarında pırlantanın yanı sıra renkli taşlar da görüyoruz.
Renklerin ve taşların enerjisine çok inanıyorum. Değerli taşların her biri doğada natürel yollarla, dünyadaki dönüşümün bir parçası olarak var oluyor. Bu oluşumun çok kıymetli bir enerji taşıdığını düşünüyorum ve ufak da olsa üzerimizde bu dengeden bir parça taşımak çok güzel bir his.
Mücevhere dair ilk anın nedir?
Annemin dolaplarını karıştırırken bulduğum ve aynanın karşısında denediğim parçalar...
Senin için özel anlamı olan bir tasarımın var mı?
Annemin çok sevdiği ve 30 sene önce aldığı prenses kesim pırlantalı bir altın yüzüğü var. İlk parçalarımdan birini ondan ilham alarak tasarlamıştım; Manifest Ring. Bir de anneannemden yadigar bir yüzüğüm var. Vefat etmeden önce, "Bu torunum Sim'in" diye anneme söylemiş. O yüzüğü zamanı gelince kendi torunuma vermeyi düşünüyorum.
Sana neler ilham verir?
Yaratılış. Kozmosun kocaman bir mucize olduğunu düşünüyorum. Evrende her varlığın birbirine bağlı olduğuna ve her şeyin enerjiden oluştuğuna inanıyorum. Bu fikir her koleksiyonun ana ilham kaynağı. Tasarladığım mücevherler, evrende yayılan bu bağlı enerjinin bir parçası gibi geliyor bana. Ayrıca tanıştığım her insan, seyahat ettiğim her ülke, okuduğum her kitap, izlediğim filmler de beni besliyor.
Yeni koleksiyonda neler öne çıkıyor?
Bu koleksiyona oniks, malahit, lapis lazuli gibi daha önce kullanmadığımız doğal taşları da kattık. Materyalleri kombinleyerek kullanmak zaten ilk koleksiyonumuzdan beri yaptığımız bir uygulama. Yani oniks, altın ve pırlantayı bir arada görebileceksiniz. En çok tasarlamayı sevdiğim parça olduğundan yüzükler hep ön planda. Ayrıca siyah da oniks ve yıldız taşıyla ön plana çıkıyor.
Mücevherin stildeki yeri sence nedir?
Severek takılan parçalar kişiye kendini özel hissettiriyor, heyecan veriyor.
Şu sıralar Sim and Roz'un gündeminde neler var?
Dünyaya sesimizi duyurmak ilk günden beri gündemimizde; bir Türk markasını global düzeye taşımak, ülkeyi temsil edebilmek...




