İsmini Yunanca'da genler topluluğu demek olan "komagene" sözcüğünden aldığı söylenen Komagen, İ.Ö. 1. yy.'da Adıyaman ili çevresindeki imparatorluk, Kral Komagene'nin ismini almıştır. Komagene, Nemrut Dağı'nın tepesine doğuya ve batıya bakan iki tapınak yaptırmıştır. Nemrut'a çıkanlar güneşin ayaklarının altından doğduğu hissine kapılırlar. Kral Komagene kendini tanrı gibi hissederek heybetli heykelleri ve tapınakları Nemrut'a dikmiştir.
Nemrut Dağı'na işi gücü bırakıp o eşek gibi heykelleri yaptıran adam, malzemeden mi çaldı ne yaptıysa, heykellerin hepsinin kafasının yerde olmasına hep şaşarım.
Konumuza gelecek olursak; bugün maalesef Türkiye'nin kalbi İstanbul başta olmak üzere, tüm yörelerimizin yemeklerini bozduğumuz gibi, hikayesi binlerce yıl öncesine dayanan ÇİĞKÖFTE'mizin de gerçeğini tadamıyoruz. Gelin size, önce hikayesini, sonra da tarifininin gerçeğini anlatayım.
Çiğköfte'nin doğuşu ile ilgili olarak bilinen birçok rivayet vardır. Benimkisi ise;
Hz. İbrahim, devrin Kralı Nemrut'un putlarını kırarak, Tanrı'nın varlığına inanmaya davet eder. "Vay sen misin kıran, benim PUTLARIMI" diyen Nemrut öfkelenir. Hz. İbrahim'in ateşe atılmasını emreder. O dönemlerde KREMATORYUM ya da kazan dairesi gibi yerler olmadığı, kömür de bulunmadığı için, ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Adı gibi nemrut olan Nemrut, evlerde ateş yakmayı da yasaklar. Halk ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur. İşte bu günlerde bir avcı, avladığı ceylanı eve getirerek eşinden yemek yapmasını ister. Çevrede toplanacak bir tek dal odun dahi kalmamıştır. Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için eşinden bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın, ceylanın budundan yağsız et çıkararak bir taş üzerinde başka bir taşla döverek ezmeye başlar. Sonra ezilmiş eti bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz"çiğköfte" meydana gelir. Nemrut sağolsun.
Püf: O dönemde kesilen hayvanları Hz.İbrahim'in emrettiği gibi kaya tuzu içinde kuruttular. Kuruyan etleri, tahta tokmaklarla döverek, yağ ve sinirleri ayrıştırdılar. Bu işlenen kuru eti Hz. İbrahim'in tavsiyesine uygun olarak tabiattaki beş baharat ve bulgur ile yoğurmak sureti ile günümüzde bilinen çiğ köfteyi yapmışlardır da denir.
Çiğ Köfte
Malzemeler
►500 gr. yağsız dana kıyma (2 kez çekilmiş)
►500 gr. köftelik ince bulgur
►2 orta boy kuru soğan
►1 kaşık tepeleme biber salçası
►1 kaşık silme domates salçası
►1 kaşık silme kimyon
►1 kaşık silme kırmızı pul biber
►2 çay kaşığı karabiber
►2 çay kaşığı tuz
Yapılışı
Çifte çekilmiş eti mutfak robotunda tekrar çekiğ macun haline getirin. Bir tepsiye bulguru koyun üzerine yarım bardak sıcak su koyup bulgurları şişirin. Bulgurlar şiştikten sonra, tepsinin bir köşesine eti koyup, biraz bulgur biraz et alarak yavaş yavaş etle bulguru birbirine karıştırıp yoğurmaya başlayınız. Etle bulgur karıştığında rendelenmiş soğanı ve diğer malzemeleri katıp sürekli yoğurun. Bu işlemi 45 dakika uygulayın. Yoğurma işlemi sırasında ciğ köftenin kıvamına göre ellerinizi sık sık ıslatarak yoğurmaya devam edin. Köfte ne cok sert ne de cok civik olmalıdır. Yoğurma işlemi bittiğinde şekil verip marul yapraklarıyla servise sunun.

Nemrut Dağı'na işi gücü bırakıp o eşek gibi heykelleri yaptıran adam, malzemeden mi çaldı ne yaptıysa, heykellerin hepsinin kafasının yerde olmasına hep şaşarım.
Konumuza gelecek olursak; bugün maalesef Türkiye'nin kalbi İstanbul başta olmak üzere, tüm yörelerimizin yemeklerini bozduğumuz gibi, hikayesi binlerce yıl öncesine dayanan ÇİĞKÖFTE'mizin de gerçeğini tadamıyoruz. Gelin size, önce hikayesini, sonra da tarifininin gerçeğini anlatayım.
Çiğköfte'nin doğuşu ile ilgili olarak bilinen birçok rivayet vardır. Benimkisi ise;
Hz. İbrahim, devrin Kralı Nemrut'un putlarını kırarak, Tanrı'nın varlığına inanmaya davet eder. "Vay sen misin kıran, benim PUTLARIMI" diyen Nemrut öfkelenir. Hz. İbrahim'in ateşe atılmasını emreder. O dönemlerde KREMATORYUM ya da kazan dairesi gibi yerler olmadığı, kömür de bulunmadığı için, ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Adı gibi nemrut olan Nemrut, evlerde ateş yakmayı da yasaklar. Halk ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur. İşte bu günlerde bir avcı, avladığı ceylanı eve getirerek eşinden yemek yapmasını ister. Çevrede toplanacak bir tek dal odun dahi kalmamıştır. Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için eşinden bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın, ceylanın budundan yağsız et çıkararak bir taş üzerinde başka bir taşla döverek ezmeye başlar. Sonra ezilmiş eti bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz"çiğköfte" meydana gelir. Nemrut sağolsun.
Püf: O dönemde kesilen hayvanları Hz.İbrahim'in emrettiği gibi kaya tuzu içinde kuruttular. Kuruyan etleri, tahta tokmaklarla döverek, yağ ve sinirleri ayrıştırdılar. Bu işlenen kuru eti Hz. İbrahim'in tavsiyesine uygun olarak tabiattaki beş baharat ve bulgur ile yoğurmak sureti ile günümüzde bilinen çiğ köfteyi yapmışlardır da denir.
Çiğ Köfte
Malzemeler
►500 gr. yağsız dana kıyma (2 kez çekilmiş)
►500 gr. köftelik ince bulgur
►2 orta boy kuru soğan
►1 kaşık tepeleme biber salçası
►1 kaşık silme domates salçası
►1 kaşık silme kimyon
►1 kaşık silme kırmızı pul biber
►2 çay kaşığı karabiber
►2 çay kaşığı tuz
Yapılışı
Çifte çekilmiş eti mutfak robotunda tekrar çekiğ macun haline getirin. Bir tepsiye bulguru koyun üzerine yarım bardak sıcak su koyup bulgurları şişirin. Bulgurlar şiştikten sonra, tepsinin bir köşesine eti koyup, biraz bulgur biraz et alarak yavaş yavaş etle bulguru birbirine karıştırıp yoğurmaya başlayınız. Etle bulgur karıştığında rendelenmiş soğanı ve diğer malzemeleri katıp sürekli yoğurun. Bu işlemi 45 dakika uygulayın. Yoğurma işlemi sırasında ciğ köftenin kıvamına göre ellerinizi sık sık ıslatarak yoğurmaya devam edin. Köfte ne cok sert ne de cok civik olmalıdır. Yoğurma işlemi bittiğinde şekil verip marul yapraklarıyla servise sunun.





