Çöküşten İnşa Etmeye: Nathalie Khayat ile Seramik, Direnç ve Yakınlık Üzerine Bir Yolculuk
Beyrut’un patlayıcı enerjisi, tarihi yıkım ve yeniden doğuş döngüsünde yaşayan sanatçılar için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Nathalie Khayat, seramik aracılığıyla bir yaşam ve direniş dili yaratıyor. Onun işleri, sadece bir estetik deneyim değil; duyguların, coğrafyanın ve hafızanın birleştiği bir meditasyon alanı. Mavi tonlar, sarılan formlar ve çökme riski taşıyan yapılar, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair bir umut fısıldıyor.
GÜNCELLEME TARİHİ: 30 Aralık 2025
Bu röportaj, Khayat’ın hayatı, sanatı ve Beyrut’un kendine özgü ritmiyle nasıl bir araya geldiğini keşfetmenizi sağlıyor.
Sanat ve Direniş: Beyrut’un İzleri
Ayşe Sarıoğlu: Beyrut’ta yaşamak için “çelişkilerle dolu bir şehir” diyorsunuz. Patlayıcı bir neşe ile ani sessizliklerin yan yana var olduğu bir yer… Bu tanımı neden özellikle seçtiniz?
Nathalie Khayat: Çünkü hayatımın büyük kısmı tam olarak böyle geçti. Savaş başladığında on yaşındaydım ve o günden bu yana politik gerilimler, yıkımlar ve yeniden inşalar arasında yaşadım. Bu, bildiğim tek hayat. Kolay değil ama insanı dönüştürüyor. Bir noktada şu soruyla yüzleşiyorsunuz: Bununla ne yapacağım? Teslim mi olacağım, yoksa üretmeye devam mı edeceğim? Ben üretmeyi seçtim. Beyrut benim evim. Orada yaşamak benim için bir anlam taşıyor. Yaptığım iş neredeyse bir hayatta kalma biçimi. Yıkım arttıkça, yaratma ihtiyacı da artıyor.

Ayşe Sarıoğlu: İşlerinizde yoğun bir duygusal katman ve fiziksel gerilim hissediliyor. Bu, yaşadığınız coğrafyanın bir yansıması mı?
Nathalie Khayat: Kesinlikle. Lübnan’da insanlar yıkımdan sonra beklemez. Bir anlık barış olur olmaz hayata dönerler. Bu yoğunluk, bu hız, bu direnç işlerin içine sızıyor. Benim için seramik, duyguların formlar aracılığıyla akmasına izin vermek demek. Şekiller tanıdık gibi görünür ama tam olarak adlandırılamaz. Yaklaştıkça sorular başlar: Bu nedir? Ne olabilir? Bu belirsizlik benim için çok değerli.

Form, Yakınlık ve Duygusal Tansiyon
Ayşe Sarıoğlu: Formlarınız birbirine yaklaşır, temas eder, bazen de çöker gibi görünür. “Yakınlık” ve “gerilim” sizin için ne ifade ediyor?
Nathalie Khayat: Bu işler bir tür meditasyon. Yakınlık, mesafe, duygusal temas üzerine. Formlar bir araya geldiğinde aralarında bir gerilim oluşuyor. Bu gerilim hem fiziksel hem de duygusal. Ama iş tamamlandığında artık bana ait olmaktan çıkıyor. Kendi hayatına başlıyor. İzleyicinin hissettiği şey benim niyetimden bağımsız olabilir ve bu benim için çok değerli.

Ayşe Sarıoğlu: New York’taki son serginizin adı Unfolded Proximities. Bu başlık nasıl ortaya çıktı?
Nathalie Khayat: “Unfold”, açılmak demek. Açıldığında daha önce görünmeyen şeyler ortaya çıkar. İzleyiciyi gördüğünü sorgulamaya zorlar. Aynı zamanda çalışma biçimimi anlatıyor. Formlar iç içe geçiyor, hepsi içi boş. Yakınlık, temas ve bu temasın yarattığı anlamlar üzerine düşünüyorum. Bu sergi, şekillerin birbirine yaklaşmasının yarattığı duygusal ve mekânsal etkiyi açmayı amaçlıyor.

Çocukluk, Aile ve Sanata Başlangıç
Ayşe Sarıoğlu: Aileniz ve çocukluğunuz sanatsal yolculuğunuzu nasıl etkiledi?
Nathalie Khayat: Babam sanata ve özellikle müziğe çok açıktı. Evimizde düzenli olarak müzik dinletileri olurdu. Bize büyük bir düşünce özgürlüğü tanıdı. “Olmamız gereken” gibi düşünmek yerine kendimiz olmamıza izin verdi. O özgürlük olmasaydı bugün yaptığım işleri yapamazdım.

Ayşe Sarıoğlu: Sanat eğitiminiz nasıl başladı?
Nathalie Khayat: Aslında hiç sanat eğitimi almadım. Fransız sisteminde okudum ve çok zorlandım. Disiplinle hep mücadele ettim. Bir gün tesadüfen biri bana bir torba kil verdi. Onunla çalıştığımda büyük bir haz duydum. 25–26 yaşlarımda seramik dersleri almaya başladım ve ardından yoğun bir seramik programına girdim. O an anladım: Bu benim dilim.

Seramik: Ateş, Toprak ve Su ile Bir Direniş
Ayşe Sarıoğlu: Neden yalnızca seramik? Başka medyumlar hiç cazip olmadı mı?
Nathalie Khayat: Karşı değilim ama kille işim bitmedi. Hâlâ keşfedecek çok şey var. Toprak, su ve ateşle çalışmak benim için dönüşümün kendisi. Çarkı da seviyorum, elde şekillendirmeyi de. Son zamanlarda teknikleri karıştırıyorum: çark, el yapımı, ekstrüzyon, levha… Ne gerekiyorsa.

Ayşe Sarıoğlu: İşlerinizde hem Hellenistik bir estetik hem de güçlü bir bedensellik hissediliyor. Bunu nasıl tanımlarsınız?
Nathalie Khayat: Belki bir denge ya da gerilim diyebiliriz. Dişil ve eril unsurlar, bazen çatışarak bazen tamamlanarak bir araya geliyor. Formlar birbirinin içine giriyor, buluşuyor, eriyor, dans ediyor. Bu hareketlilik benim için çok önemli.

Ayşe Sarıoğlu: Mavi rengin baskınlığı dikkat çekici. Bu bilinçli bir seçim mi?
Nathalie Khayat: Hayır, daha çok sezgisel. Seramikte şu an çok parlak ve trend renkler var. Ben daha sade, daha klasik bir palete yöneldim. Mavinin işler arasında bir diyalog kurduğunu hissediyorum. Renkler de birbirleriyle konuşuyor.

Kapanış: Hayatta Kalmak ve Üretmek
Ayşe Sarıoğlu: Geleceğe dair hayaliniz nedir?
Nathalie Khayat: Çok basit: Böyle devam edebilmek. Ve barış. Bazen “bunca acı varken sanat yapmanın anlamı var mı?” diye sorguluyorum. Ama sonra şunu hatırlıyorum: Bu benim hayatta kalma biçimim. Bildiğim ve yapabildiğim şey bu. Ve devam edeceğim.

Son Söz
Nathalie Khayat’ın seramikleri, çöküşten doğan estetik bir direnişi temsil ediyor. Her parça, geçmişin ağırlığını ve geleceğin olasılıklarını taşıyor. Formlar sarılıyor, eriyor, yeniden doğuyor; renkler, yakınlık ve temasla diyalog kuruyor. Khayat’ın yolculuğu, sanatın sadece estetik değil, yaşamın kendisi olduğunu hatırlatıyor. Üretmek, en zor koşullarda bile var olmanın en güçlü biçimi.
Öne Çıkanlar
- Beyrut’un etkisi: Khayat için şehir, yıkım ve yeniden inşa döngüsünün bir sembolü. Sanatı, bu karmaşık şehir yaşamının bir yansıması.
- Sanat bir hayatta kalma biçimi: Zorluklara rağmen üretmeye devam etmek, Khayat’ın varoluşunun temelinde.
- Seramik ve malzeme aşkı: Kil, su ve ateşle çalışmak, sadece bir teknik değil, duyguların ve belleğin dönüşümü.
- Form ve duygusal gerilim: Formlar birbirine sarılıyor, çatışıyor ve dans ediyor; izleyici ile bir duygusal diyalog yaratıyor.
- Sezgisel renk kullanımı: Mavi, sergide bir diyalog aracı; klasik palet ve nötr tonlarla bütünleşiyor.
- Aile ve özgürlük: Babasının verdiği düşünce ve ifade özgürlüğü, Khayat’ın yaratıcı yolculuğunun temelini oluşturuyor.
- Gelecek ve barış: Khayat’ın en basit ama en derin hayali, üretmeye devam edebilmek ve dünya için barış dilemek.





