Doğanın Sessizliği: Nikolina Kovalenko ile Sanat, Değişim ve Dikkatin Gücü
Sanat ve doğa arasında ince bir bağ kurabilen nadir isimlerden biri Nikolina Kovalenko. Resiflerden ilham alan, ekolojik bilinci eserine taşıyan ve izleyiciye yalnızca bir görsel deneyim değil, derin bir farkındalık sunan bir sanatçıyla buluştuk. Ayşe Sarıoğlu, Nikolina’nın stüdyosundan derinlemesine, düşündürücü ve büyüleyici bir yolculuğa çıktı.
GÜNCELLEME TARİHİ: 30 Aralık 2025
Stüdyo Ritüeli ve Yaratıcı Süreç
Ayşe Sarıoğlu: Stüdyonuzda sessizlik mi yoksa ses mi var ? Çalışma ortamınız resimlerinizi nasıl şekillendiriyor?
Nikolina Kovalenko: Kompozisyonları yerleştirirken tam bir konsantrasyon gerekir; Brooklyn’in gürültüsünü mümkün olduğunca filtreleyerek, tamamen sessizlik içinde çalışırım. Detayları doldururken müzik ya da podcast dinleyebilirim; psikoloji, bilimsel gelişmeler veya insanın kendini geliştirmesi üzerine içerikler olur. Ellerim kirlenmeli, fırça tuvalde gezmeli…
Ayşe Sarıoğlu: Bir resim ne zaman biter? Özellikle resifler ya da orman tepeleri gibi katmanlı işler söz konusuysa?
Nikolina Kovalenko: En kolay cevap: “Söyleyecek her şeyimi söylediğimde.” Bir resimle tek seferde ilgilenirim. Eğer yavaş kalırsam, aklım başka bir fikre kayar ve önceki resim tamamlanamaz.
Dijital ve Fiziksel Arasındaki Köprü
Ayşe Sarıoğlu: NFT ve dijital platformları ekolojik farkındalık için kullanıyorsunuz. Peki dijital alan sizi nasıl etkiliyor?
Nikolina Kovalenko: Dijital sanat benim ana alanım değil. UNESCO ile yaptığımız projede, resiflerimden yola çıkarak bir “sanal yolculuk” oluşturduk; animasyonlarla izleyici resiflerin içine girdi. Harikaydı ama benim için sürecin tatmini hâlâ fırça ve tuvalde.
Ayşe Sarıoğlu: Dijital araçlar ilginizi çekmiyor mu?
Nikolina Kovalenko: Hayır, el emeği ve malzemeyle doğrudan temas çok önemli. Dijital bana bunu vermez; yaratım süreci, dokunmak ve hissederek yapmak çok değerli.

Gelecek, Değişim ve Genç Kuşak
Ayşe Sarıoğlu: Şu anda sizi hangi fikirler ileriye taşıyor?
Nikolina Kovalenko: “Değişim” temasını sürdürüyorum. Organik şekillerle, ilk bakışta tanıdık görünen ama daha derin incelendiğinde başka hikayeler anlatan görsel bir dil yaratıyorum. İzleyiciye sabırlı bakmayı, ilk izlenimle karar vermemeyi öğretiyor bu işler. Ayrıca boyutu büyütüp, eserleri bir portal gibi deneyimlettirmek istiyorum; daha da sürükleyici, hatta heykel ve enstalasyonlarla bir dünya yaratmayı planlıyorum.
Ayşe Sarıoğlu: Genç kuşak sanatçılarla ilişkileriniz nasıl?
Nikolina Kovalenko: Ben bir milenyum kuşağıyım. Gençlerin enerjisi ve aciliyeti harika; ama TikTok kültürü benim için biraz hızlı. Ben daha kalıcı bir dikkat ve değer yaratmak istiyorum. Instagram’ı görselle iletişim için kullanıyorum; YouTube’dan bilgi öğreniyorum.
Sanat ve Çevresel Aktivizm
Ayşe Sarıoğlu: Sanatınız çevresel farkındalık ve aktivizmle nasıl buluşuyor?
Nikolina Kovalenko: Sanatçı ve bilim insanı mükemmel bir eşleşme. Bilim verileri tek başına çoğu insana ulaşamaz; sanat duygusal bir köprü kurar. Ben protestodan ziyade farkındalık yaratmak istiyorum; “Bakın, korunmaya değer bir güzellik var” diyorum.
Ayşe Sarıoğlu: Çevresel organizasyonlarla çalışmalarınız?
Nikolina Kovalenko: Coral Reef Alliance ve Burkina Faso’daki bir insani organizasyon gibi projelere katkı sağlıyorum. Eser bağışlayarak, insanların yaşamına gerçek katkıda bulunabiliyoruz.
Ayşe Sarıoğlu: Bireysel olarak neler yapabiliriz?
Nikolina Kovalenko: Plastik kullanımını azaltmak, daha bilinçli tüketmek. Ama esas değişim, politikaları desteklemekten geçiyor; ormanları, okyanusları, koruma alanlarını savunmak…
Dalış, İlham ve Ölçek
Ayşe Sarıoğlu: Resifleri görmeden resimlerinizi anlayabilir miyiz?
Nikolina Kovalenko: Dalış, sabır ve sessizlik öğretir. Resifler bir dünya sunar; renkler, dokular, ışık oyunları… Bu deneyim tuvale yansıyor. Red Sea ve Raja Ampat en büyük ilham kaynaklarım.
Ayşe Sarıoğlu: Resimlerinizin boyutu ve etkisi üzerine düşünceleriniz?
Nikolina Kovalenko: Küçük işler yeni bir dil geliştirme sürecinde; büyük işler ise izleyiciyi bir “portal” gibi içine çeker. Ölçü, deneyim ve etkiyi belirler.
Koleksiyoncular, Topluluk ve Ödüller
Ayşe Sarıoğlu: Eserlerinizi kimler topluyor?
Nikolina Kovalenko: Hayatın farklı alanlarından insanlar, ama genellikle doğayı, felsefeyi ve derin düşünmeyi sevenler. Koleksiyoncularımla dostluklar kuruyorum; felsefe, psikoloji, doğa üzerine sohbetler yapıyoruz.
Ayşe Sarıoğlu: Ödüller ve tanınırlık için ne dersiniz?
Nikolina Kovalenko: Moskova Sanat Akademisi’nden Altın Madalya, birkaç müze sergisi… Ama ödüller benim için süreçten daha az önemli.
Nikolina Kovalenko’nun resiflerden aldığı ilham, doğaya ve değişime dair farkındalığı, her fırça darbesine dokunan derin bir bilgelikle birleşiyor. Onun eserleri, sadece bir görsel şölen değil; izleyiciyi sabırlı bakmaya, derin düşünmeye ve dünya ile daha bilinçli bir bağ kurmaya davet ediyor. Sessizlik, dikkat ve yaratıcılık arasında kurduğu köprü, sanatın en saf halini ortaya koyuyor: bir dünya yaratmak, bir dünya fark ettirmek.
Öne Çıkanlar
- “Ellerim kirlenmeli, fırça tuvalde gezmeli… Dijital bunu veremez.”
- “Bir resim ne zaman biter? Söyleyecek her şeyimi söylediğimde.”
- “Sanat ve bilim mükemmel bir eşleşme; sanat duygusal bir köprü kurar.”
- “Büyük işler izleyiciyi bir portal gibi içine çeker; deneyim boyutla doğru orantılıdır.”
- “Doğaya ve birbirimize bağ kurabiliyorsam, görevimi yapmışım demektir.”





